Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/425 E. 2018/652 K. 21.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/425 Esas
KARAR NO : 2018/652
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 12/04/2017
KARAR TARİHİ : 21/06/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA ve SAVUNMA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davacı … şirketine sigortalı dava dışı şirketin……..-…… sayılı işyeri poliçesi ile sigortalı bulununan işyerinde su baskını nedeniyle hasar oluştuğunu, ekspertiz raporunda su baskınına davalı şirketin satmış olduğu su pompasının sebebiyet verdiğini bu nedenle dava dışı sigortalıya yapılan 36.853,55 TL’nin davalıdan rücuen tahsili için İstanbul Anadolu 18. İcra Müdürlüğü’nün…….esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını davalının takibe itiraz ettiğini davalının yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili dosyaya sunduğu cevap dilekçesinde özetle, davacı tarafından davaya dayanak olarak gösterilen ekspertiz raporunda spiral hortumun patlamasının sebebiyet verdiği belirtilen su baskını hadisesinde hortumun patlamasıyla ilgili hiç bir teknik analizin bulunmadığını ve farazi bir değerlendirme yapıldığını, davacının bu iddiasını ispatlaması gerektiğini bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, TTK.nun 1472. maddesine(halefiyete) dayalı rücu amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
Halefiyete dayalı davalar, kural olarak sırf tarafları tacir olduğu için ticari dava sayılmasa da, davacı …, ödeme yaparak yerine geçtiği dava dışı sigortalısının şirket olduğu, şirketin de tüketici sayılamayacağı, halefiyet gereği yerine geçerek dava açtığı sigortalının tacir olduğu anlaşıldığından, iş bu davanın da mahkememizin görev alanı içinde kaldığı anlaşılmıştır.
Davacı …, dava dışı sigortalısına, sigortalısının fabrikasında oluşan dahili su baskını nedeniyle oluşan hasar nedeniyle 29/07/2016 tarihinde 36.853,55 TL ödeme yapmış; bu hasara davalının sattığı pompanın sebebiyet verdiği iddiası ile davalı şirkete rücu etmek istemektedir.
Hasar dosyası, işyeri sigorta poliçesi, ödeme belgeleri dosyaya celp edilmiştir. DAvacının ödeme yaparak dava dışı sigortalısının haklarına halef olduğu anlaşılmaktadır
Teknik bilirkişi marifetiyle Makine üzerinde yapılan inceleme neticesinde davalı imalatçı şirkete yükletilecek bir imalat hatasının olmadığı, sigortalının kullanımına dayalı, zaman içinde genyşeme tankına bağlı hortumda okside olması sonucu aşınması ve kauçuk hortumun da esneme sınırlarını aşacak derecede genleşmesi nedeniyle patlamanın olduğu tespit edilmiştir. Raporun hükme ve denetime elverişli olduğu,hem olay yerinin hem de materyallerin teknik açıdan incelendiği görülmüş, rapora itirazlara itibar edilmemiştir.
Yargıtay ilamlarınında da belirtildiği üzere (Y11. HD 2015/4382 E, 2015/11412K ) sigortacının, sigortalısının halefi olabilmesinin birinci şartının sigorta tazminatının geçerli bir poliçe kapsamından, sigortacının mesul olduğu ve poliçe genel şartları ile çelişmeyen rizikonun gerçekleşmesi sonucunda ortaya çıkan zarar için ödenmiş olmasının gerektiği, ikinci şart ise sigortacının sözleşmeye uygun olarak ödeme yaptığı sigortalının sigorta zararı için üçüncü şahıslara karşı tazminat talebi hakkına sahip olması gerektiğini, sırf tazminat ödenmiş olmasının tek başına sigortacıya halef sıfatını kazandırmayacağı açıktır. Şayet halefiyete değil alacağın temliki hükümlerine dayanılıyorsa buna ilişkin alacağın temlik edildiğine dair yazılı bir sözleşme, makbuz/ibraname gibi delil sunulması gerektiği açıktır.
Sunulan dekontlara göre ödeme yapılmış olduğu tartışmasızdır. Hasarın poliçe teminat tarihleri arasında meydana geldiği de açıktır. Ancak, davacının sigortalısına yaptığı bu ödeme, aslında kullanımdan kaynaklı, imalat hatasına dayanmayan zarar nedeniyle sigortalıya ödenmesi gerekmeyen yani sigortacının reddedebileceği türde bir ödeme olduğundan ve sigortacının reddetme imkânı varken kendi inisiyatifiyle ödemeye karar verdiği bu türde bir tazminat “hatır ödemesi” sayıldığından, somut olayda halefıyetin ilk şartının gerçekleşmediği anlaşılmıştır.
Somut olayda davalıdan kaynaklı bir kusur ortaya net olarak ortaya konamamıştır. Öte yandan su baskının olduğu fabrikanın boş ve kullanım dışı olduğu da, 15/06/2016 tarihli “olay oluş raporu”ndan açıkça anlaşılmaktadır. Hortumun zaman içinde okside olması, çürümesi bakımsız kalan bir fabrika için olağandır. Olayın 14/06/2016 tarihinde fark edildiği belirtilmişse de gerçekte olayın kendisinin ne zaman olduğu, spiral hortumun ne zaman patladığı belli değildir. Hasardan itibaren yasal süre içinde sigorta şirketine ihbar olup olmadığı da belli değildir. Sigorta şirketi ihbarın süresinde olduğunu ve hasarın poliçe dahilinde olduğunu varsayarak ödeme yapmıştır. Ancak davacının yaptığı bu ödemeyi davalıya rücu edebilmesi için, davalının kusurlu hareketi sonucunda hasarın meydana geldiğini ispatlaması gerekir ki eldeki davada bu ispatlanamamıştır.
Bu itibarla yapılan ödemenin davalıdan talep edilemeyeceği anlaşılmış, davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
Davanın REDDİNE;
Davacı aleyhine kötü niyet tazminatına yer olmadığına
1-Alınması gerekli 35,90 TL harcın davacı tarafça yatırılan 450,22 TL peşin harçtan mahsubu ile 414,32 TL harcın davacıya iadesine,
2-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 4.450,54 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/06/2018