Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/347 E. 2021/589 K. 08.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/347 Esas
KARAR NO : 2021/589 Karar
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/03/2017
KARAR TARİHİ : 08/07/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili şirketin —– kapsamında eneği piyasası düzenleme kurumunun tanzim ettiği —– kapsamında —–sektöründe fâaliyet gösteren bir şirket olduğunu, bu faaliyeti çerçevesinde bizzat belirlediği noktalarda, kendi marka ve —- standartlarında kurulu veya kurulacak—- davalı şirket ile — imzalanmak suretiyle davalıya —— süreli bayilik hakkı tesis edildiğini, davalı yanın taahhütlerini yerine getirmediğini, müvekkilinin de bu sebeple zarara uğramış olduğunu, davalı yanın taahhütlerini yerine getirmeyerek sözleşme ve taahhütnameye aykırı davrandığım, davalı yan —– numaralı bayilik lisansı ile faaliyet göstermekte iken, davalı şirket hakkında ——– dosyası ile iflasın ertelenmesi davasının açıldığı, müvekkil şirket kayıtlarının incelenmesinde, bahse konu ihtarnamede yazılı olduğu üzere davalının — döneminde müvekkil şirketten toplamda — —-ürün satın aldığı, ancak toplamda — eksik ahm yaptığı, —- tarihinden İhtarname tarihine kadar ise müvekkil şirketten sadece —- aldığı, davalı hakkında iflasın ertelenmesine karar verilen —— sayılı dosyasında, mevcut icra takiplerinin tedbiren durdurulmasına karar verildiğini, bu sebeple de müvekkil şirkete verilen teminatların nakde çevrilemediğini, bu durumda bayilik sözleşmesinin devamı beklenemeyeceğinden sözleşmenin 46/b-2 hükmü kapsamında bayilik sözleşmesinin haklı sebeple fesih koşullarının oluştuğunu, müvekkili şirketin hem bayilik sözleşmesinin sona erdiği tarihe kadarki süre yönünden hem de fesih tarihinden sözleşmenin normal şartlarda son bulacağı süreye kadar ki dönem üzerinden kar mahrumiyeti ile cezai şart talep etme hakkının olduğunu belirterek, şimdilik bayilik sözleşmesinin başlangıç tarihi olan —tarihinden bayilik sözleşmesinin feshedildiği — tarihine kadarki dönem için — cezai şart, sözleşmenin sona erdiği —- tarihinden sözleşmenin devamı halinde sona ereceği—- tarihine kadarki dönem yönünden şimdilik —- kar mahrumiyeti alacağının taraflar arasındaki bayilik sözleşmesine bağlı olarak—-akdi faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davanın haksız ve mesnetsiz olduğu, tek tarafi koruyan ve bayiyi ezen ve tüm haklan tek taraflı yani davacıyı koruyacak şekilde düzenlen bir sözleşmeye dayalı olarak davacı tazminat talep etmiş olup haksız şartlar içeren iş bu sözleşme ve sözde taahhüt iyi niyete aykırı dengesiz şekilde matbu olarak düzenlendiği, Davacının davalı tarafa gönderdiği fesih bildirimi içeriğinde davalının —– Yılında almasını taahhüt ettiği ——miktarım almadığı ve bu sebeple sözleşmenin fesih ettiğim, belirtmiştir. Davacı tarafa bu şekilde verilen bir taahhüt olmadığı gibi davacı taraf her bayiden açık ve matbu taahhütname imzalatmış olması sebebiyle keyfi ve hukuka aylan şekilde düzenlenerek doldurulmuş taahhüt içeriğini kabul etmediklerini, taahhütnamede kalemle boşlukların somadan doldurulduğu, bu dava dilekçesine ek sunulan taahhütname ve içeriğini öncelikle kabul etmediklerini, davacı ile davalının arasındaki sözleşmelerin de tek tarafı koruyucu ve davalı tarafın yani borçlunun ekonomik olarak mahvına sebep olacak derecede ağır ve haksız şartlar içmekte olduğu, bu durum ise genel adap ve ahlaka aykırılık teşkil edeceğinden tamamen iptali gerektiği, dava konusu dayandırılan sözleşmelerin davacıyı haksız şekilde koruduğu ve bu koruma ile davalı üzerinde yıkım yaratacağı ve cezai şartların tek taraflı olarak düzenlendiği sadece bayi’ ye yüklendiği, müvekkilin kendi özverileri ile —- yıl boyunca davacıdan çok ciddi miktarda alım gerçekleştirmiş olduğu, bu duruma —- girilmesi muhtemel—— dikkate katar isek davacının bu alım önündeki özverisinin takdir edilmesi gerektiği, bu savaş durumu ve —–bağlı olarak davalının da içinde bulunduğu ekonomik kriz ve değişen şanlara göre hakkaniyete uygun Olarak sözleşmenin uyarlanması ve buna göre yapılacak tespit ve değerlendirmelerde objektif kriterlere göre bir değerlendirme yapılması gerektiği, ayrıca, davayı kabul anlamına gelmemesi kaydı ile davacı haksız şekilde hem kazanç mahrumiyeti hem de cezai şanı bir arada istemiş, davacının talep ettiği hak mahrumiyeti ve cezai şartın aynı anda istenmesi de mümkün olmadığı, davacının iş bu davası haksız ve mesnetsiz olup dava ve tüm taleplerinin reddi ile feshin geçersiz olduğunun tespiti, sözleşmelerin haksız, tek taraflı şartlar içermesi sebebiyle ve davalı üzerinde ekonomik bir yıkım olmasının ahlak ve adaba aykırılık teşkil edeceğini belirterek davacının taleplerinin reddi veya hakkaniyet uygun bir indirim yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile bayilik sözleşmesinden kaynaklanan cezai şart ve kar mahrumiyeti talepli alacak davası olduğu görüldü.
—- esas sayılı dosyasına ve —- yazılan müzekkerele ikmalen cevap verildiği, müzekkere yazı cevaplarının dosya arasına alındığı görüldü.
Davacı tarafın defterleri üzerinde defter incelemesi yapmak üzere —-Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesinde mali müşavir bilirkişi vasıtasıyla defter incelemesi yapılmasına, defterlerin HMK 278 / 4 maddesi uyarınca şirket—- incelenmesine, karar verilmiş olup, mali müşavir bilirkişice hazırlanan — tarihli raporda özetle: Davacı şirketin dava di ekçesinde, her ne kadar sözleşmenin —- tarihinde davalı şirketin sözleşme ve taahhütnamede belirtilen hadlerin altında alım yapıldığı ve ödenmeyen cari hesap bakiyesi nedenlerinden dolayı davacı tarafın sözleşmeyi haklı nedenle feshetmiş olduğunu ileri sürmüş ise de, bu hususun Sayın Mahkemenin yüksek takdirine arz etmekteyiz. şayet mahkemece davacı tarafından iddia edilen nedenlerin fesih için haklı neden olmadığı görüşüne varıldığı takdirde, pek tabii olarak, davacı şirketin, davalı şirketten gerek kâr mahrumiyeti ve gerekse cezai şarttan dolayı herhangi bir talepte bulunamayacağı gibi bir sonucun ortaya çıkabileceği, ancak, mahkemece sözleşmenin davacı şirket tarafından haklı nedenle feshedilmemiş olduğu görüşüne varılması halinde ise, davacı şirket vekili,—- tarihinden, sözleşme süresinin sona ereceği —- tarihine kadarki dönem için davacı şirketin satacağı benzin ve —- yönündün elde edeceği kâr kaybından kaynaklanan zararın tazminini talep etmiş ise de, tarafımdan ancak, —tarihinden idrak edilen — tarihine kadarki kâr kaybının hesaplandığı, yapılan hesaplamaya göre, davacı şirketin — tarihinden sözleşmenin davalı tarafından feshedildiği —- tarihine kadarki dönemde, davalı şirketin satın almadığı —–ürün ve madeni yağdan dolaylı davalı şirketten talep edebileceği kâr mahrumiyeti miktarı toplamın. Raporumuzda ayrıntılı olarak hesaplandığı üzere — ibaret olduğu, —davacı şirketin—– tarihine kadarki dönemde, davalı şirketin satın almadığı —ürün ve madeni yağdan dolaylı davalı şirketten talep edebileceği kâr mahrumiyeti miktarının ise toplam — ibaret olduğu, — Sonuç itibariyle ; davacı şirketin — tarihine kadarki zaman zaifmda maruz kaldığı kâr kaybının —toplamının————–dönemine ait hesaplamanın ise, daha önce de arz edildiği üzere, —– fiyatlarının ne kadar olacağı belli olmadığından, bu aşamada mezkûr döneme ait hesaplamaların yapılmasının mümkün olmadığı, sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Dosyanın — bilirkişisine tevdi ile, bilirkişi tarafından —– ibraz edilen bilirkişi raporu ve rapora karşı beyan dilekçelerinin de dikkatle değerlendirilmesine karar verilmiş olup, —-bilirkişisi mahkememize hitaben hazırlamış olduğu —-tarihli raporunda özetle: Dosyada mevcut davacı ve davalı arasında imza ve kaşeli —– tarihini taşıyan bir —–bayilik anlaşması mevcut olduğu, dosyada mevcut bu sözleşmenin eki durumunda bulunan —–tarihli satış taahhüdü bulunmakta ve bu taahhütname de belirtilen miktarlar elle doldurulduğu,— metreküp/yıl ——ve türevleri şeklinde olduğu, yani yıllık—– metreküp ———ürün ve beş ton madeni yağ taahhüdü sadece davalı —tarafından imza ve kaşeli olduğunu, —–adresinde bulunması nedeniyle—– müracaatla —— esas sayılı dosya ile iflas erteleme talebinde bulunduğu ve mahkeme dosya incelemesi sonucunda iflas erteleme kararı verildiği, dolayısıyla bölgedeki bu siyasi politik sebepler mücbir sebep sayılır ve bu hususun değerlendirilip değerlendirilmemesi de mahkemenin takdirinde olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır.
Davacının rapora karşı itirazları ve özellikle—— gelen yazı cevabı değerlendirilmek suretiyle; davacının o bölgede başka bir bayiliği ne kadar süre içinde tesis edebileceğinin saptanması amacıyla ek rapor hazırlanmak üzere dosyanın — uzmanı bilirkişiye tevdine, —- uzmanı bilirkişi yanında heyete mali müşavir bilirkişi eklenerek dosyada fiziken mevcut davacının defter kayıtları gözetilerek cezai şart ve kar kaybı hususunda mali inceleme yapılmasının istenmesine karar verilmiş olup, bilirkişi heyeti mahkememize hitaben hazırlamış oldukları—— tarihli raporlarında özetle: Davacının Ticari Defterleri Yönünden: Mahkemenin talebiyle, davacı şirketin ticari defterlerinin incelenmesi için—-Talimat sayılı dosyasına —-tarafından sunulan bilirkişi raporu ile defterlerin incelendiği, —- yılı ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğunun tespit edildiği, Davacının Cezai Şart ve Kar Mahrumiyeti Yönünden; Davacı şirketin —- fesih ihtarname tarihi arasında —-cezai şartı olmak üzere toplam — cezai şart hesaplandığı, davacının talebinin —fesih ihtarname tarihinden — raporumuzun hazırlandığı tarihe kadar— şarta olmak üzere toplam — cezai şart hesaplandığı, davacının talebinin —olduğu, netice itibariyle, davacı şirketin talep edebileceği cezai sart tutarının —- olduğu, açıklamalar sonucunda, tüm bilgi ve belgelerin değerlendirilmesi ve 6100 sayılı HMK ‘nın 266/c.2 hükmü uyarınca bilcümle hukuki takdir ve tavsif sadece mahkemeye ait olmak üzere, görüş ve kanaate varılmıştır.
Dosyanın ek rapor hazırlanmak üzere bilirkişi heyetine tevdi ile; —— tarihleri arasındaki cezai şart miktarının seçenekli biçimde hesaplanmasına, Hesaplanan cezai şart miktarlarının ayrı ayrı davalı şirketin mahvına neden olup olmayacağının değerlendirilmesine, Bilirkişi raporunun—- —–bilirkişice maksimum— aylık süre tespit edilmiş olup; maksimum—- olarak tespit edilen süre net bir süre içermeyip; rapor bu hali denetime esas olmadığından; mahkememizin —- numaralı ara kararı doğrultusunda—— gelen yazı cevapları değerlendirilerek somut olay bakımından; davacının o bölgede başka bir bayiliği ne kadar süre içerisinde tesis edeceğinin net bir biçimde tespitine,—– bilirkişice süre net bir biçimde tespit edildikten sonra mali müşavir bilirkişice, kazanç kaydı için tespit edilecek süre için kar kaybı hesaplamasının yapılmasının istenmesine, karar verilmiş olup, bilirkişi heyeti mahkememize hitaben hazırlamış oldukları —— raporlarında özetle: Taraflar arasındaki uyuşmazlık, —–bayilik sözleşmesinde öngörülen yıllık asgari ürün alımı taahhüdüne aykırı davranıldığı iddiasına dayalı cezai şart alacağından kaynaklandığı, dağıtıcı davacı Şirketin kar mahrumiyetini geri kazanabilmesi için sıfırdan kurulacak bir —— Kurabileceği, öncelikle uygun arsanın bulunması ve istasyon kurulumuna uygun olmalısı gerektiği, söz konusu olan dava dosyasındaki olay bayilik sözleşmesinin Feshi İhbarı ile cari hesap alacakları ile cezai şart/kâr mahrumiyeti alacaklarının ödenmesi; bunun için bulunacak hazır bir istasyonda maksimum— ayda işletmeye açılabileceği, yapılacak ilk iş önceki dağıtıcının öncelikle —— Kimliğin, en kısa zamanda Kaldırılmasıdır. Bayilik sözleşmesinin süresinin bitiminde yeni dağıtıcıyla sözleşme yapılırsa bayi öncelikle lisansında dağıtıcı tadilini yaptırır. Sonrasında sözleşme yaptığı yeni dağıtıcının ürünlerini pazarladığı anlaşılacak şekilde faaliyetine devam eder ve yeni Bayi en geç bir ay içinde eski dağıtım şirketi ile ilgili tüm belirtileri kaldırmakla yükümlü olduğu, İşletmecisi Değişen —– İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarıyla İlgili ise, ruhsatta belirtilen faaliyet konusu ve adresin değişmemesi kaydıyla işyerinin devredilmesi halinde, devralan kişinin başvurusu üzerine dosyadaki bilgi ve belgeler esas alınmak suretiyle yeni işletmeci adına tekrar İşyeri Açma Çalışma Ruhsatı düzenlendiği, dolayısıyla yeni istasyon bir ay içerisinde işletmeye açılabileceği, kök raporunda maksimum altı ay dememiz normal şartlarda kurulmak istenen istasyon için bir süredir. Bu dosya olayında olduğu gibi, Beş yıl süreli bir —-bayilik sözleşmesinde veya eki taahhütname de bayinin yıllık asgari ürün alım taahhüdü bulunmasına rağmen yıllar itibari ile bu taahhüde uyulmamış ise tedarikçi firmanın TBK’ nun 179/2 maddesi uyarınca hem ifayı hem de ceza koşulunu talep edebilmesi için takip eden yılda henüz bayiye mal vermeden önce ceza koşulu ile ilgili çekince (ihtirazı kayıt) bildirmesi ya da bu konuda ihtarname göndermediği,——- açıklandığı üzere, sözleşme süresi içinde çekince konmadan uzun süre ifaya devam edilmesi üzerine borçluda, ceza koşulu istenmeyeceğine dair haklı bir güven oluşmuş ise oluşan bu haklı güven ve dürüstlük ilkesi nedeniyle önceki yıla veya yıllara ait ceza koşullarının talep edilemeyeceğinin kabulü gerekir. Öncelikle günlü—- ürün satması gereken bayisinin—- yapmasına göz yuman davacı dağıtıcı edimlerini yerine getirmediği, —- yukarıda bilginize sunulan emsal kararma ve sözleşmenin ifası ve feshi süresince talep edilmeyen cezai şartlardan alacaklı tarafın feragat ettiği manası çıktığından ve iş birliği süresince herhangi bir çekince söz konusu olmadığı için, daha sonrasından da herhangi bir alacak talebinde bulunamayacağı, mahkemenin bilirkişi görüşü aksine karar vermesi halinde; Cezai Şart ve Kar Mahrumiyeti Yönünden; Davacı şirketin —- fesih ihtarname tarihi arasında —-cezai şartı olmak üzere toplam —- cezai şart hesaplandığı, davacının talebinin — fesih ihtarname tarihinden — sözleşme bitiş tarihine kadar—- olmak üzere toplam —- cezai şart alacağı hesaplandığı, davacının talebinin —olduğu, Netice itibariyle, hesaplanan cezai şartın fesih öncesi —— olduğu. Kâr Kaybı Yönünden; Teknik bilirkişinin tespitine göre; dava dosyasındaki olay bayilik sözleşmesinin Feshi İhbarı ile cari hesap alacakları ile cezai şart/kâr mahrumiyeti alacaklarının ödenmesi; bunun için bulunacak hazır bir istasyonda maksimum —-ayda işletmeye açılabileceği tespit edildiğinden, verilen yetki kapsamında davacının — aylık kar kaybı tutarı – aylık süre için toplam —- hesaplandığı, davacının ayrı ayrı hesaplanan cezai şart alacaklarının davalı yönünden fahiş olup olmadığının takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere, davalının cezai şart ödemesine karar verilmesi halinde, incelenen davalı şirket kayıtlarına göre borca batık olduğundan, cezai şartın davalının ekonomik “İşbu 1 aylık kâr kaybı tutarı ——– içerisinde ayrıca hesaplanmış olduğundan, Sayın Mahkemenin fesih sonrası cezai şarta hüküm kurmak istemesi halinde, mükerrer olmaması bakımından bu tutarın hesaplamaya dahil edilmemesi gerekmektedir.” mahvına sebep olacağı, sair hususların mahkemenin takdir ve yargılama alanında kaldığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Taraf vekillerinin itirazları doğrultusunda dosyanın önceki bilirkişi heyetine tevdi edilerek, davacı şirketin sözleşmenin fesih tarihinden itibaren —– aylık süre için kar mahrumiyetine ilişkin bir tespitin yapılmadığı göz önüne alınarak, itiraz edilen tüm hususların ayrı ayrı irdelenerek ek bir rapor hazırlanmasının istenilmesine karar verilmiş olup, bilirkişi heyeti mahkememize hitaben hazırlamış oldukları —- tarihli 2. Ek raporlarında özetle: Kök ve EK raporda cezai şart hesabını her bir sözleşme yılı ve toplam süre olarak ayrı ayrı yapılmış olup, davacının T.B.K. nun 179/11. madde uyarınca hem ifayı hem de ceza koşulunu talep edebilmesi için takip eden yılda henüz bayie mal vermeden önce ceza koşuluyla ilgili “çekince” (ihtirazi kayıt) bildirmesi ya da bu konuda bayiye noterden bir ihtarname göndermesi gerekir iken, sözleşmedeki ilk yılın dolduğu — tarihinden—— tarihinde aynı gerekçeyle sözleşmenin feshinin makul süre olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceğinin hukuki takdirinin mahkemeye ait olduğu, dolayısıyla yeni bir istasyonun kuruluşu da yukarıda izah ettiğimiz ve bilginize sunduğumuz internet bilgisi göz önünde bulundurulduğunda, yeni istasyonun normal takip ve iyi bir iş programı yapılması şartı ile —- ayda devreye alınabileceği, ancak yukarıda bilginize sunduğumuz nedenler dolayısıyla hazır bir istasyonunda devir işlemlerinin 1 ay gibi bir sürede devreye alınabileceğine dair teknik kanaatin devam ettiği, davacı şirketin sözleşmenin fesih tarihinden itibaren altı aylık süre için kar mahrumiyetine ilişkin bir tespitin yapılması—- yönünde Ek rapor görevi verildiği, 1.Ek raporda davalının taahhüt ettiği —–miktarlarına, cezai şart ile mükerrerlik taşımamak kaydı ile sözleşmede taahhüt edilen —-ve yağ tutarının aylık miktarına göre —olarak hesaplanmış, bu tutarın — ay ile çarpılması sureti ile davacının —-aylık kâr kaybı —- olarak hesaplandığı, Kök ve 1.Ek raporda hesaplanan cezai şartlar bakımından, davacının ayrı ayrı hesaplanan cezai şart alacaklarının davalı yönünden fahiş olup olmadığının takdiri mahkemeye ait olmak üzere, davalının cezai şart ödemesine karar verilmesi halinde, incelenen —–yılı davalı şirket kayıtlarına şirketin zaten borca batık olduğu, cezai şartın davalının ekonomik mahvına sebep olacağı görüş ve kanaatine varılmıştır.
Bilirkişi raporu HMK 280. Maddesi uyarınca taraflara tebliğ edilmiştir.
Toplanan deliller, icra takip dosyası, dava dilekçesi, cevap dilekçesi, ticari defterler, bilirkişi incelemesi bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Davacı ile davalı arasında — başlangıç tarihli — yıl süreli —–bayilik sözleşmesi imzalandığı, bayilik sözleşmesi ile birlikte ek olarak —-tarihli taahhütname uyarınca, davalının, sözleşmenin devamı müddetince geçerli olmak üzere her yıl için toplam —– alıp satmayı taahhüt ettiği, satışı yapılamayan —– ürün için her yıl eksik alınan ürün bedelinin son cari fiyat üzerinden hesaplanacak tutarın %5’i oranında davacı şirketin satılamayan üründen dolayı mahrum kaldığı karı cezai şart olarak ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği, davalı hakkında—— esas sayılı dosyası ile iflasın ertelenmesi davası açıldığı, ayrıca sözleşmeden kaynaklanan yükümlülükleri yerine getirmediğinden bahisle, davacı şirket tarafından keşide edilen —–yevmiye sayılı ihtarnamesi ile bayilik sözleşmesinin feshedildiği, her ne kadar davacı taraf sözleşme kapsamında cezai şart talebinde bulunmuş ise de, —– asgari alım taahhüdü”ne uymama halinde öngörülen ceza koşulu (cezai şart) hükümleri TBK’nun 179/II. (BK. md. 158/II) maddesindeki ifaya ekli ceza koşulu (cezai şart) niteliğinde olduğundan burada bu tür ceza koşulu üzerinde durulması gerektiği, BK’nun 179/II maddesinde; “ceza borcun belirlenen zaman veya yerde ifa edilmemesi durumu için kararlaştırılmışsa alacaklı, hakkından açıkca feragat etmiş veya ifayı çekincesiz olarak kabul etmiş olmadıkça, asıl borçla birlikte cezanın ifasını da isteyebilir’ hususunun düzenlendiği,dolayısıyla, beş yıl süreli bir ——- sözleşmesinde (veya eki taahhütnamede) bayinin yıllık asgari ürün alımı taahhüdü bulunmasına rağmen yıllar itibariyle bu taahhüde uyulmamış ise davacı firmanın, TBK’nun 179/II. md. uyarınca hem ifayı hem de ceza koşulunu talep edebilmesi için takip eden yılda henüz bayiye mal vermeden önce ceza koşulu ile ilgili “çekince” (ihtirazi kayıt) bildirmesi ya da bu konuda bayiye noterden bir ihtarname göndermesi gerektiği,çekince için bir şekil şartı getirilmediği,davacının, taahhüde aykırı davranılmış olan yılı takip eden yeni yıldaki ilk fatura ve irsaliyeye koyacağı bir açıklama (şerh) ile bu koşulu yerine getirebileceği,davacı tarafça takip eden yılda henüz ifaya başlanmadan çekince konmadığı,ilk mal alış faturası üzerine bu durumu şerh etmediği, ———–kararında da açıklandığı üzere, sözleşme süresi içinde çekince konmadan ifaya devam edilmesi üzerine borçluda, “ceza koşulu istenmeyeceği” ne dair haklı bir güven oluşmuş ise oluşan bu haklı güven ve dürüstlük ilkesi nedeniyle önceki yıla veya yıllara ait ceza koşullarının talep edilemeyeceği kanaatine varıldığından davacının cezai şart talebine yönelik talebinin reddine karar verilmiştir. Davacının kar mahrumiyetine yönelik talebi ile ilgili yapılan yargılamada, davalının asgari alım taahhüdüne uymadığı ve bu sebeple sözleşmeye aykırı davrandığı, davacının kar mahrumiyeti talebinin haklı olduğu, ancak buna ilişkin talebin davacının kar mahrumiyetini geri kazanabilmesi için, sıfırdan kurulacak bir ———istasyonu için gerekli olan maksimum — aylık süre ile sınırlı olduğu, dolayısıyla kar mahrumiyetine ilişkin hesaplamada — aylık sürenin dikkate alınması gerektiği, teknik bilirkişinin tespitine göre, davacının– aylık kar kaybı tutarının — olduğu, ancak davacının —-talep ettiği görüldüğünden, talebe bağlı kalınarak, davacının kar mahrumiyetine ilişkin talebinin —üzerinden kabulüne, yukarıda açıklanan nedenlerle cezai şart talebinin reddine dair, aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davacının, DAVASININ KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ İLE, —- kar mahrumiyeti (taleple bağlı kalınarak )bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gerekli 2.049,30 TL nin davacı tarafından peşin yatırılan 683,10 TL den mahsubu ile 1.366,20 TL nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 2.350,00 TL bilirkişi gideri, 338,00 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 2.688,00 TL nin davanın kabul edilen kısmına isabet eden 2.016,00 TL si ile 719,10 TL harç gideri toplamı olan 2.735,10 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca 4.500,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Red edilen kısım yönünden ; Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
—-Davacı tarafça yatırılan kullanılmayan bakiye kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içinde ——– Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/07/2021