Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/345 E. 2019/817 K. 11.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/1147 Esas
KARAR NO : 2019/791 Karar

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/10/2017
KARAR TARİHİ : 04/07/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının, yurt dışına mal göndermek için davalı Şirket ile görüştüğünü, görüşme neticesinde davacıya birtakım evraklar ile takibe konu senet’in imzalatıldığını,davacı ile davalı Şirket arasında herhangi bir işin yapılmadığını,senede konu herhangi bir borcun da bulunmadığını,davalı ile davacı arasında dava konusu senetten kaynaklanan bir borcun olmadığını,anılan senet bedelinden davacının herhangi bir sorumluluğu bulunmadığım,izah olunan sebepler ve Mahkemece re’sen tespit olunacak sebeplerle fazlaya dair her türlü haklarının saklı kalması kaydı ile, öncelikle İstanbul Anadolu ——-İcra Müdürlüğü’nün 2016/20402 E. Sayılı dosyasından yapılan takibin dava sonuna kadar teminatsız olarak tedbiren durdurulmasına,tedbiren durdurulması talebi Mahkemece kabul edilmez ise dosyanın teminatlı olarak durdurulmasına,davacının davalı Şirkete borcu olmadığının tespit edilmesine ve icra takibinin iptaline,davalının takibe konu senedin %20’sinden az olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu olan senet’in davacının ortağı olduğu ——— muhtelif zamanlarda yurt dışına gönderdikleri eşyaların davalı şirketçe taşınması işine karşılık kestiği faturalardan doğan bakiye alacağının bir kısmının kapatılması için davacı tarafından 17.04.2016 tarihinde tanzim edilip imzalanarak davalı şirkete gönderildiğini,söz konusu dava dışı şirketin bakiye borcu muhtelif ödemelerden sonra 9.905-Euro kalmış olup, dava dışı şirketin bu borcu için, davacının vermiş olduğu senedin vade tarihinde ödenmemiş olduğundan, davacının bu borcun kapatılması amacıyla vermiş olduğu iş bu dava konusu senette yazılı meblağ üzerinden icra takibine konulduğunu, davacının ortağı olduğu şirketin söz konusu borcunu halen de ödenmediğini, dava konusu senet’in dava dışı —- muhasebe işlerine bakan ——– verdiği bilgiye göre de, söz konusu senedi davacı bizzat ——— huzurunda imzalayarak,davalı şirkete ortağı olduğu şirketin borcunu ödemek amacıyla göndermesi için kendisine verdiğini,dava dışı şirketin muhasebecisi — tarafından da senet davalı şirkete,dava dışı ————.nin borcunu kapatmak için gönderildiğini, davacının ortağı olduğu şirketin davalı şirkete olan borcunu ödemek için dava konusu senedi davalı şirkete verdiğini,söz konusu bu dava dışı ——.Şti.nden davalı şirketin olan alacağının halen tahsil edilemediğini, aksi iddiaların doğru olmadığını,davacının ortağı olduğu şirketin borcu için senetle ödeme yaptığım ve bu durumu inkâr ettiğini,bu sebeplerle her türlü talep ve dava haklarının saklı kalması kaydıyla,açıklanan sebeplere istinaden, davanın reddi ile takibe konu senedin %20’siden az olmak üzere davacı aleyhine tazminata hükmedilmesine, yargılama masrafları ve vekâlet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Taraflar arasındaki davaya konu uyuşmazlık; bono nedeniyle başlatılan icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır.
Dosyamız arasına alınan İstanbul Anadolu————İcra Müdürlüğü’nün 2016/20402 Esas sayılı icra dosyasının yapılan incelemesinde takibin 05/10/2016 tarihinde takip başlatıldığı ödeme emrinin davalı/borçluya 06/10/2016 tarihinde tebliğ edildiği görüldü.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne yazılan müzekkereye ikmalen cevap verildiği, yazı cevabının dosya içerisine alındığı görüldü.İcra takip tarihi ve dava tarihi itibari ile ——————– ile yapılan yazışma neticesinde aramızda karşılıklılık olmadığı tespit edilen; ——- davacının 5718 sayılı MÖHUK mad. 48/1 gereği davacı yabancı gerçek kişinin davalının zarar ve ziyanını karşılayacak asıl alacağın %15’i 1.350 EURO teminatı Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkındaki Kanun hükümleri dahilinde merkez bankasına depo etmesi koşulu ile yatırmak üzere 1 ay kesin süre verilmesine, takdir edilen teminat yatırılmaz ise dava şartı yokluğunda davanın reddine karar verileceğinin ihtarına karar verilmiş olup; celse arasında davacının Türk Vatandaşı olduğuna dair evrakların ibraz edildiği mahkemece —–ilçe nüfus müdürlüğüne yazılan müzekkere cevabı incelendiğinde davacının 02/01/2019 tarihinde Türk Vatandaşlığı kazandığı —— cevabı ile anlaşılmış; davacı — olduğundan teminat ara kararından rücu edilmesine karar verilmiştir.
Dosyamız———— bilirkişiye tevdii edilmiş olup, bilirkişi mahkememize hitaben sunmuş olduğu raporunda özetle: Davanın konusunun davacının taşıma işi yaptırmak için davalıya senet verdiği ancak işin yapılmaması sebebi ile senedin karşılıksız kaldığı, bu sebeple senet bedelini davalıya borçlu olmadığı, aleyhine açılan icra takibinin haksız olduğundan iptaline karar verilmesi istemi olduğu, davalı savunmasında ise dava konusu senedi davacının ortağı olduğu şirketin borcunu ödeme sebebi ile verdiğini bu sebeple senedin takibin iptali talebinin reddedilmesini talep ettiği, davalının dava konusu döneme ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresi içinde usulüne uygun şekilde yapılmış olduğu, faturalarla kayıtları uyumlu olan davalı ticari defterlerinin sahipleri lehine delil olma özelliğine haiz olduğu, davalı ile davacının ortağı olduğu —————— nin 2015 ve 2016 yılları arasında ticari ilişkisi olduğu , davalının bu firmanın yük taşıma işini yaptığı bu hizmet karşılığında bu firmaya navlun bedeli faturaları düzenlediği bu faturalar karşılığında ödemeler aldığı en son faturadan sonra ticari defter kayıtlarına göre TL bakiyesi olarak 29.914,59 TL EURO hesabı ile 9.905,53 EURO davalının alacaklı olduğu davalının, davacı———- aleyhine dava konusu senedin tahsili için İstanbul—-. İcra Müdüriüğü’nün 2016/20402 sayılı takip dosyası ile takip başlattığı, davalının dava konusu senedi —————– den olan alacağına mahsuben şirket ortağı olan davacının verdiği iddiası olup dava konusu senedin davalı ticari defter kayıtlarına işlenmediği, hususları tespit edilmiş olup davacının dava konusu senedi ortağı olduğu şirketin borcunu ödemek kasdı ile verip vermediği hususundaki takdirin mahkemede olduğu yönünde mütalaa etmiştir.
Bilirkişi raporu HMK 280. Maddesi uyarınca taraflara tebliğ edilmiştir.
Uyuşmazlık konusu bono incelendiğinde; 03.10.2016 vade tarihli, 9.000 Euro bedelli olduğu, davalı—————lehine düzenlendiği, ödeyecek kişinin davacı … olduğu tespit edildi. ” Bedeli … ahzolunmuştur.” denmek suretiyle malen veya nakten şeklinde bir kayıt olmadığı tespit edildi.
Davacı taraf dava dilekçesinde; mal göndermek için davalı şirket ile görüştüğünü ve takibe konu senedi imzaladığını ve davalı şirkete teslim ettiğini, fakat işin gerçekleşmemesi nedeniyle senedin bedelsiz kaldığını iddia etmek suretiyle dava konusu senetten kaynaklanan bir borcun olmadığını iddia etmektedir. Somut uyuşmazlıkta bedel kaydı yer almayan bonoda ispat yükünün kimde olduğu hususunun tespiti gerekmektedir.
Yargıtay —————Hukuk Dairesi’nin 2014/8075 E. 2014/10986 K. Sayılı 12.06.2014 Tarihli Kararında; ” Dava kambiyo senedinden dolayı bedelsizlik iddiasına dayalı menfi tespit istemine ilişkindir. Davacı bedelsizlik iddiasını yazılı belgeye karşı HMK’nın 201. Maddesi uyarınca yazılı belgeyle kanıtlamak zorundadır. ” .
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu —- Sayılı İlamı; ”… Bono, ödeme vaadi niteliğinde bir kambiyo senedi olup, bonoyu düzenleyen, asıl borçlu durumundadır (6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK)’nun 691/1.maddesi).
Bonoda şekil şartları TTK’nun 688.maddesinde sayılmıştır. Yerleşik Yargıtay kararlarında ve öğretide de kabul edildiği gibi, bonolara özgü seçimlik unsurlardan biri de, temel borç ilişkisinden kaynaklanan borcun dayandığı nedenin gösterilmesine yönelik “bedel kaydı”dır. Yinelemek gerekirse “bedel kaydı” kambiyo senedinin ihtiyari kayıtlarındandır. Bu kayıt keşidecinin (borçlunun), senedin lehdarından (alacaklıdan) karşı edayı aldığını ispata yarar. Aslında kambiyo senetleri hukuku yönünden bu kayıtların bir anlamı ve önemi yoktur. Çünkü, kambiyo senedinin düzenlenmesiyle, soyut bir borç ilişkisi yaratılmaktadır. Bu nedenle de karşı edimin elde edilip edilmediğinin önemi de bulunmamaktadır.
Temel borç ilişkisinin bir sözcükle senede yansıtılması, şeklinde ortaya çıkan bedel kaydının varlığı ya da yokluğu senedin bono niteliğini etkilemez. Zira, bono, bağımsız borç ikrarını içeren bir senettir. Bu nedenle bir illete bağlı olması gerekmez ve kural olarak ispat yükü senedin bedelsiz olduğunu iddia eden tarafa aittir. Ancak, bir defa bir mal alışverişine dayandığı “malen” kaydıyla ya da bir alacak borç ilişkisine dayandığı “nakten” kaydı ile senede yazılmışsa, artık buna uyulmak gerekir. Bu kayıtların aksinin savunulması senedin talili (nedene, illete bağlanması) anlamına gelir ki, böyle bir durumda ispat yükü yer değiştirir. Senedi talil eden, savını kanıtlamak yükümlülüğü altına girer. Senette borcun nedeni “mal” ya da “nakit” olarak belirtilmişse, tarafların yazılı borç sebebine dayanmaya hakkı olacağından, ispat yükü bunun aksini ileri süren tarafa ait olacaktır. Eğer yanlardan biri senet metninde yazılı kaydın doğru olmadığını söylüyorsa, lehine olan senet karinesi çürümüş sayılacak, bunun sonucu olarak da, iddiası paralelinde ispat yükünü de üstlenecektir. Buna senedin talili denmektedir. Bu anlamda talil senet metninde açıklanan düzenleme (ihdas) nedenine aykırı beyanda bulunma anlamına gelmektedir (Hukuk Genel Kurulu’nun ———. sayılı kararı ) ” şeklindedir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi—————. Hukuk Dairesi — Sayılı Dosyada; ”… Menfi tespit davalarında ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden davalı tarafta olmakla beraber, alacak bir senede bağlanmış ise, bu durumda ispat yükü yer değiştirir. Başka bir ifade ile bu durumda senet nedeniyle borçlu olmadığını idida eden davacı, iddiasını ispat etmek zorunluluğundadır. Kambiyo senetlerinden olan bonoda seçimlik unsurlardan biri de bedel kaydıdır. Bedel kaydı, keşideci ile lehtar arasındaki iç ilişki yönünden ve ispat açısından oldukça önemli ve tarafları bağlayıcıdır. Bedel kaydı içeren bononun lehtarı, artık senedin “kayıtsız ve şartsız bir borç ikrarı” olduğu yolundaki soyutluk kuralına dayanamaz. Senetteki borcun nedeni “malen” veya “nakden” olarak belirtilmiş ise tarafların yazılı borç sebebine dayanma hakkı olduğundan, ispat yükü, bunun aksini ileri süren tarafa aittir. Bu kayıtların aksinin savunulması, senedin ta’lili (nedene, illete bağlanması) anlamına gelir ki böyle bir durumda da ispat yükü yer değiştirir. Senedi ta’lil eden iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür. (Bkz. —–.H.D.’nin——–ilamları) Örneğin, nakden kaydı taşıyan bononun davalı tarafından mal bedeli karşılığında düzenlendiğinin ileri sürülmesi halinde ispat yükü davalıya aittir. (Bkz. ——sayılı ilamı)” …. söz konusu kambiyo senedinin, teminat amacıyla davalıya verildiğine dair bir ibare olmadığı gibi, senette nakten veya malen kaydı da bulunmamaktadır. Bu durumda davacılar, senedin bedelsiz kaldığını yasal delillerle ispat etmek yükümlülüğü altında olup, davacılar bu konudaki ispat yükümlülüklerini yerine getirememişlerdir…. ”şeklindedir.
Antalya Bölge Adliye Mahkemesi ———–. Hukuk Dairesi—— Sayılı Senette Malen Veya Nakten Yazmadığı Somut Uyuşmazlığa Dair İlamı; ” Somut olayda, davacının senedin teminat amacı ile verildiğini ve bedelsiz olduğunu kanıtlaması gerekir. Bu durumda ispat külfeti davacı tarafta olup, davacı bonoya karşı ileri sürdüğü iddialarını aynı kuvvette yazılı delille kanıtlamak zorundadır.( 6100 sayılı HMK’nun 201.maddesi) Davacı iddiasını ispatlayamamıştır.” şeklindedir.
Toplanan deliller ve emsal Yargıtay ile Bölge Adliye Mahkemesi Kararları bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacı taraf her ne kadar senedin bedelsiz olduğunu iddia etmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiş ise de; somut olayda senette malen veya nakten kaydı bulunmayıp TTK 776. Madde gereğince bu kayıt ihtiyati kayıt olup senedin geçerliliğini etkilemez. Bedel kaydı olması hali ispat yükünün yer değişmesinde rol oynar. Somut olayda senette nakten veya malen kaydı da bulunmamakta ve davacının senedin bedelsiz kaldığını yasal delillerle ispat etmek yükümlülüğü vardır. Yazılı delil ile ispatı gereken husus olduğundan davacının tanık dinletme talebi reddedilmiştir. Davacı taraf senedin bedelsiz kaldığını yazılı delil ile ispatlayamadığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Mahkemece 02/11/2017 tarihli tensip tutanağında, dava konusu alacağın % 15’i tutarında teminat karşılığında menfi tespit davası sonuçlanıncaya kadar icra dairesindeki paranın alacaklıya ödenmemesine dair tedbir kararı verilmiş ise de bu kararın infaz edildiğine dair dosyada veya icra dosyasında belge bulunmadığı anlaşılmakla Mahkemece koşulları oluşmadığından davacı aleyhine İİK 72/4 maddesinde belirtilen tazminata hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
Davanın REDDİ İLE
Koşulları oluşmadığından davacı aleyhine İİK 72/4 maddesinde belirtilen tazminata hükmedilmesine yer olmadığına,
1-Alınması gerekli 44,40 TL harcın davacı tarafça yatırılan 524,32 TL peşin harçtan mahsubu ile 479,92 TL’nin bakiye harcın davacıya iadesine,
2-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
3-Karar tarihinde yürürlükte———- uyarınca 3.684,24 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davalı tarafından yapılan 15,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı