Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/267 E. 2019/55 K. 24.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/267 Esas
KARAR NO : 2019/55 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 06/03/2017
KARAR TARİHİ : 24/01/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: “05.07.2016 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde, müvekkil şirket nezdinde ZMSS ile sigortalı – plakalı araç sürücüsünün, ———— plakalı aracın hasar görmesine sebebiyet verdiği, hasara ilişkin olarak aracın kasko sigortacısı olan ———– Sigorta A.Ş. rücuen tazminat talebinde bulunduğu, —————– Sigorta A.Ş’ye 6.026,00 TL’nin 26.09.2016 tarihinde müvekkil şirket tarafından ödendiği, ———– plakalı aracın sahibi tarafından müvekkil şirkete değer kaybına ilişkin olarak başvuruda bulunulduğu, araçta meydana gelen değer kaybı 3.590 TL’nin 05.09.2016 tarihinde müvekkil şirket tarafından karşılandığı, sigortalı araç sürücüsünün olay yerini terk etmesi nedeni ile müvekkil şirketin ödemek zorunda kaldığı tazminat miktarım sigortalıdan rücuen tahsilini talep etme hakkı bulunduğu, müvekkil şirketin ödenen tutar için davalı tarafa başvuruda bulunduğu, ancak herhangi bir ödeme yapılmadığı, bunun üzerine İstanbul Anadolu 24. İcra Müdürlüğü’nün —— Esas sayılı dosyası ile davalı/borçlu ————aeiaeiiijji hakkında ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalının takibe ve borcu itirazı üzerine icra takibinin | durdurulduğu, fazlaya ilişkin haklan saklı kalmak kaydıyla, İstanbul Anadolu 24. İcra Müdürlüğünün——–Esas sayılı dosyasında davalı /borçlunun itirazının iptaline, takibin —– TL asıl alacağın ödeme tarihi olan —– tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile biriikte devamına ve % 20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi dava ve talep etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacı vekilinin müvekkili nezdinde —— poliçesi ile sigortalı müvekkil davalıya ait aracın karıştığı trafik kazası neticesinde üçüncü kişiye ait araca hasar verdiğini meydana gelen hasarın müvekkili taralından karşılandığı, sigortalı araç sürücüsünün olay yerini terk etmesi sebebiyle ödenen tazminat bedelinin akde muhalefet eden davalı sigortalısından tahsili gereğinin doğduğunu, söz konusu alacak nedeni ile İstanbul Anadolu 24. İcra Müdürlüğü’nün ——— sayılı dosyası ile icra takibi açıldığını, ancak müvekkil davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek müvekkil davalı tarafın yapmış olduğu haksız ve kötfl niyetli itirazın İptaline, takibin devamına % 20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesinin istendiği, dava, ZMSS sözleşmesine dayanılarak sigorta şirketi tarafından sigortalı aleyhinde açılan rücuen tazminat istemine ilişkin olduğu, mesnetsiz olan bu davanın reddedilmesine, davacının kötü niyetli olması sebebiyle % 20 ‘den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Taraflar arasındaki davaya konu uyuşmazlık; ZMMS kapsamında kendi sigortalısı aleyhine ZMMM sigortacısı şirket tarafından rücuen tahsil amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itiraz üzerine İİK 67 uyarınca açılan itirazın iptali davasıdır.
Davacı … şirketi ——– plaka sayılı aracın zorunlu mali mesuliyet sigorta şirketi; davalı ise —– plaka sayılı aracın malikidir. —–tarihinde —- plaka sayılı araç ile — — plaka sayılı araç arasında meydana gelen trafik kazasında; davacı ZMMS sigorta şirketi dava dışı —- plaka sayılı aracın Kasko şirketine hasara ilişkin; – plaka sayılı aracın malikine de değer kaybına ilişkin ayrı ayrı ödeme yapmıştır. Ödediği tutarın; kendi zorunlu mali mesuliyet sigortalısı ——- plaka sayılı araç malikinden rücuen tahsili amacıyla icra takibi yapmıştır. Dava dilekçesinde de gerekçe olarak KTK 81 ve KTK 95 ile Karayolları Trafik Sigorta Poliçesi Genel Şartlar B.4/F bendine dayanarak; sigortalısı —– plaka sayılı aracın olay yerini terk etmesini rücu nedeni olarak göstermiştir.
Hasar dosyaları celbedilmiş ve davacı tarafından dava dışı taraflara hasar ve değer kaybı nedeniyle yapılan ödemeler tespit edilmiştir.
Dosyamız arasına alınan İstanbul Anadolu 24. İcra Müdürlüğü’nün ———–Esas sayılı icra dosyasının yapılan incelemesinde takibin —— tarihinde takip başlatıldığı ödeme emrinin davalı/borçluya —–7 tarihinde tebliğ edildiği davalının süresinde —– tarihinde takibe itiraz ettiği ve takibin durduğu anlaşılmıştır.
Davacının; borçlu tarafından yapılan —– tarihli itirazın davacı-alacaklıya tebliğinden itibaren İİK.nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık süre içerisinde mahkememize davayı açtığı anlaşıldığından, açılan davanın süresinde olduğu görülmüştür.
Davada aktif ve pasif taraf husumetinin sağlandığı anlaşılmış olup taraflar arasında bu hususta çekişme yoktur.
Dosyamız kusur bilirkişisine tevdii edilmiş olup, bilirkişi mahkememize hitaben hazırlamış olduğu raporunda: Dava konusu olayın Karayolları Trafik Kanunu Kapsamında Trafik Kazası olduğu, meydana gelen kazanın, trafik kurallarına uyulduğunda ——niteliğinde olduğu, —- faktörünün etkisinin OLMADIĞI, – olakalı aracın olay verini terk eden sürücüsünün Karayolları Trafik Kanununun 47.maddesininc) ve d) fıkraları ile 56.maddesinin c) fıkrası ve 84.maddesmin d) fıkrasına göre; sevk ve idaresindeki —— plakalı aracıyla kaza yerinde seyir halindeyken, Trafik güvenliği ve düzeni ile ilgili olan ve yönetmelikte gösterilen diğer kural, yasak, zorunluluk veya yükümlülüklere ve Trafik işaret levhaları,cihazları ve yer işaretlemeleri ile belirtilen veya gösterilen hususlara uymak zorunda olduğu halde, gereken dikkatim yola vermediği ve mahal şartlarını da dikkate alarak hızını tedbir alabilecek düzeye düşürüp kontrollü şekilde seyrine özen göstermediği yavaşlamadığı ve dikkatsizlik ve tedbirsizlik neticesi, önündeki —– plakalı aracı güvenli ve yeterli bir mesafeden izlemek zorunda olmasına rağmen, Önündeki araç ile arasında, hızının yansı kadar metre mesafe ya da 2 saniyede katedeceğî kadar mesafe bırakmadığı için aracın arkasına çarparak, trafik kazasında asli kusurlardan biri olan arkadan çarpmak suretiyle kazaya sebebiyet verdiği ve ayrıca kazayı yetkili ve görevli memurlara bildirmek, bunlar gelinceye kadar veya bunların iznini almadan kaza yerinden ayrılmamak zorunda olmasına rağmen, görevlilere bildirmeden kaza yerini terk ettiği anlaşıldığından, kazada % 100 (YÜZDE YÜZ ) oranında tam olarak kusurlu olduğu, ——— plakalı aracın sürücüsü ——– Kaza da Karayolları Trafik Kanunu ve ilgili mevzuatında yer alan ve uymak zorunda iken ihlal ettiği trafik kuralının olmadığı anlaşıldığından, kazada kusurunun olmadığı yönünde mütalaa etmiştir.
Dosyanın Makine Mühendisi bilirkişisine tevdiine karar verilmiş olup, bilirkişi hazırlamış olduğu raporunda özetle: Davacının iddia ettiği sürücünün ağır kusurlu olmasının rücu hakkını doğurabileceğini, ancak bu konunun trafik sigorta hukukunda uzman bilirkişiden rapor alınmasının sağlıklı olacağını, Davalı şirketin sürücüsünün ağır kusurlu olduğu belirlenmesi durumunda: Davacının talep edebileceği zarar miktarı: Davalı, araç sürücüsünün kusuru oranında (%100) sorumlu olacağını,— —–plakalı araçtaki hasar bedeli —- TL, ——– plakalı araçtaki hasar nedeniyle değer kaybı bedeli —- TL olacağını, (bu kısım için harca esas değer 3.590 TL’dir). Karayolları Trafik kanuna göre, işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur. Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar maddesi uyarınca davalı ———— davacının talep edebileceği tazminattan sorumlu olacağını, ———- plakalı aracın kasko sigortacısı olan —– meydana gelen hasara ilişkin olarak rücuen tazminat talebinde bulunduğunu, ——–‘ye 26.09.2016 tarihinde 6.026 TL ödendiğini—– plakalı aracın sahibi tarafından ….’ye değer kaybına ilişkin olarak başvuruda bulunmuş, araçta meydana gelen değer kaybı için 05.09.2016 tarihinde 3.590 TL ödendiğini, ödeme dekontları dosyada mevcut olduğunu, davacının talep edebileceği tazminat miktarı: Araçtaki hasar bedeli 6.026,00 TL+ödeme tarihi 26.09.2016 itibarı ile işleyecek yasal faizi, araçtaki değer kaybı 3.793,00 TL + ödeme tarihi 05.09.2016 itibarı ile işleyecek yasal faizi olduğunu, davalı şirketin sürücüsünün ağır kusurlu olmadığının belirlenmesi durumunda davaya konu hasar bedeli ve değer kaybının ZMMS teminatı altında olduğu, bu nedenle de davacının talep edebileceği tazminat olamayacağını, icra inkar tazminatının yüce Mahkeme’nin takdirleri içinde kaldığı yönünde mütalaa etmiştir.
Bilirkişi raporlarının HMK 280. Maddesi uyarınca taraflara tebliğ edilmiştir.
HMK 282. Maddesi uyarınca hakim, bilirkişinin görüşünü diğer deliller ile birlikte serbestçe değerlendirir. Makine mühendisi bilirkişi raporunda belli hususların takdirinde sigorta bilirkişisi dahil edilmesi gerektiğini belirtmiş ise de HMK 266. Madde uyarınca hakimlik mesleğinin getirdiği hukuki bilgi ile çözülmesi mümkün olan olay olduğundan sigorta bilirkişi atanmamıştır.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2017/2411 E. 2018/74 K. Sayılı ilamı; ” Bu halde, —– plakalı sürücünün kusurlu- alkollü olması ve firar etmesi nedeniyle rizikonun teminat dışında kaldığı iddia edildiği, salt olay yerinin terk edilmesi veya sürücünün olay yerinden firar etmesi rizikonun ve dolayısıyla hasarın teminat dışında kaldığının kabulü için yeterli olmadığı, yine birleşen davada kusur da dahil olmak üzere kanıtlanamayan bu hususların sigortalıya rücu sebebi de olmadığı, yine dosya kapsamı itibariyle ——- plakalı aracın sürücüsünün alkollü olduğu sabit olmadığı gibi kazanın münhasıran alkolün etkisi altında meydana geldiğine dair bir delil bulunmadığı…” şeklindedir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/3746 E.2015/12005 K.Sayılı ilamı; ” olay yerinden firar ettiğine ve rizikoyla ilgili belge ve bilgileri vermediğine dayanarak sigortalı belediye hakkında bu davayı açmıştır… Sürücünün alkollü, ehliyetsiz olduğu da ileri sürülmemiştir. Bu durumda mahkemece rücu şartları bulunmadığından ve davacı tarafça somut delillerle ispatlanmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu gibi işin esasına girilerek hüküm kurulması doğru değildir.” şeklindedir.
Karayolları Trafik Sigorta Poliçesi Genel Şartlar’ın Zarar Görenlerin Haklarının Saklı Tutulması Ve Sigortacının Sigortalıya Rücu Hakkı başlıklı B4. Maddesinin f bendi; ” Bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere, olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halinde, Sigortacı rücu sebeplerine dayanarak tazminat sürecini geciktiremez ve bu sebeplere dayalı bilgi ve belgeyi hak sahibinden talep edemez.” şeklindedir.
Toplanan deliller bir bütün olarak değerlendirildiğinde; ——— plaka sayılı araç sürücüsünün meydana gelen kazada firar halinde olduğu sabittir. Davacı dava dilekçesinde rücu nedeni olarak sürücünün olay yerini terk etmesini gerekçe göstermiş; dava dışı üçüncü kişilere ödediği tazminattan —– plaka sayılı araç sürücüsünün, olay yerini terk etmesi nedeniyle sorumlu olduğunu belirtmiştir. Buna gerekçe olarak dava dilekçesinde dayandığı Karayolları Trafik Sigorta Poliçesi Genel Şartlar’ın Zarar Görenlerin Haklarının Saklı Tutulması Ve Sigortacının Sigortalıya Rücu Hakkı başlıklı B4. Maddesinin f bendi gereğince sigorta şirketinin rücu hakkının doğması için zorunlu haller hariç olmak üzere olay yerini terk etmesi hali sayılmış olup; bu durum bedeni hasara neden olan trafik kazaları için getirilmiş bir düzenlemedir. Madde metninden bu açıkça anlaşılmaktadır. Somut olayda bedeni hasar olmayıp maddi hasar söz konusudur. Bu nedenle Genel Şartlar B.4.f bendi uygulama alanı bulmayacaktır. Yukarıda değinilen Yargıtay içtihatları ışığında somut olay değerlendirildiğinde salt olay yerinin terk edilmesi veya sürücünün olay yerinden firar etmesi rizikonun ve dolayısıyla hasarın teminat dışında kaldığının kabulü için yeterli kabul edilmemiştir. Davacı dava dilekçesinde sürücünün alkollü olduğunu veya bu gibi ağır kusur hallerini de ileri sürmemiş olup, örneğin alkolllü olduğu ileri sürülse dahi Yerleşik Yargıtay içtihatları gereğince kazanın münhasıran alkolün etkisi altında meydana geldiği hususu da sigorta şirketi tarafından ispatlanmalıdır. Somut olayda davacı dava dilekçesinde salt olay yerini terk etme haline dayanmakta olup; sürücünün olay yerini terk etmesi tek başına rücu nedeni olarak kabul edilmediğinden açılan davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1- DAVANIN REDDİ İLE;
Davalı aleyhine kötüniyet tazminatı hükmedilmesine yer olmadığına
2-Alınması gerekli 44,40 TL harcın davacı tarafından peşin yatırılan 164,22 TL den mahsubu ile 119,82 TL bakiye harcın davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan masraf bulunmadığından bu yönden karar verilmesine yer olmadığına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan gider avansından kullanılmayan bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 24/01/2019