Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/148 E. 2018/895 K. 27.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/148 Esas
KARAR NO : 2018/895
DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/02/2017
KARAR TARİHİ : 27/09/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 06/02/2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında yapılan anlaşma gereği……… fabrikası ……….adresinde kaim taşınmazda bulunan 70 ton ağırlığında….. söküm işini yüklenmiş bu Konuda ……………………29/07/2016 tarihinde 21043 sayılı bildirimde bulunduğu, 08/01/2016 tarihinde işe başlandığı 13/08/2016 günü işin tamamlandığını, davacının VUK ve TTK gereği yaptığı işin sonucunda 1 adet 62.091,00 TL bedelli 09/09/2016 tarihli ……… numaralı irsaliydi faturanın düzenlendiği, davalı tarafından 29/07/2016 tarihinde 20.000 TL ödeme yapıldığı kalan bakiyenin ise ödenmediğini, beyan ederek, borçlunun İstanbul Anadolu 16.İcra Müdürlüğü ……..E.sayılı icra takibine itirazının iptali ile takibin devamına karar verilmesini, borçlunun mallarına tedbir amaçlı ihtiyaten haczini, haksız ve kötü niyetli davalı aleyhine asgari %20 icra tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İstanbul Anadolu 16.İcra Müdürlüğü …….. E.sayılı dosyası ile davalı firmaya tebliğ eden ödeme emrine yasal süresi içerisinde itiraz edildiği, davalı tarafın davacı tarafa herhangi bir borcu olmadığı, davacı tarafından sunulan dava dilekçesinde; taraflar arasında ……………. adresinde kaim taşınmazda bulunan 70 ton ağırlığında asbestin söküm işini üstlendiği, davalı tarafından 20.000 TL ödeme yapıldığı, bakiye kalanının 42.091,10 TL’nin ödenmediği, beyan edildiği, gerçeğe aykırı bu hususun kabul edilemeyeceğini, davacı tarafından dava konu işin gereği gibi yerine getirilmediğini, davalı tarafından borcun tamamından sorumlu tutulamayacağı, davacı tarafından yapılan işin eksik ve ayıplı olduğu, davalı tarafından sözleşmeden kaynaklı Ödemeler zamanında yapıldığı, davacı tarafından ifa edilmesi gereken hizmetin ve işin ayıplı olmasından kaynaklı olarak davacı tarafın davalı tarafa karşı sorumluğunun olduğunu beyan ederek davanın reddini istemiştir.
Dava, hukuki niteliği itibari ile fatura alacağından kaynaklanan cari hesap alacağına dayalı icra takibine yapılan itirazın iptali davasına ilişkindir.
İstanbul Anadolu 16. İcra Müdürlüğü’nün ……… Esas sayılı dosyası getirtilerek dosyamız içine konmuştur. İcra takibi incelendiğinde, ödeme emrinin 26/01/2017 tarihinde borçlu/davalıya tebliğ edildiği, borçlunun 26/01/2017 tarihinde borca ve faize itiraz ettiği ettiği, hem icra takibine itirazın hem de iş bu itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, uyuşmazlığın borca, faize kısaca esasa ilişkin olduğu, icra müdürülüğünün yetkisine bir itirazın olmadığı anlaşılmıştır.
Davacı, davalı ile yaptıkları anlaşma gereğince asbest söküm işini üstlendiklerini ve 13/08/2016 tarihinde işi tamamladıkları, düzenledikleri irsaleli faturayı davalıya teslim ettiklerini, davalının faturaya itirazının olmadığını, fatura bedelinin kısmen ödendiğini, bakiye 42.091,60 TL tutarının ise ödenmemesi nedeniyle icra takibi başlattıklarını iddia etmiş; davalı ise “davacının edimini eksik ve ayıplı olarak ifa ettiğini, bu nedenle davacıya borçlu bulunmadıklarını” savunmuştur.
Tarafların tacir olması nedeniyle defterler üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verildiği, davacı tarafın defterlerini sunduğu, davalı tarafın ise muhtıra gönderilmesine rağmen inceleme günü defterlerini hazır etmediği anlaşılmıştır. İncelenen davacı defterleri uyarınca; davacı defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, icra takibine dayanak olan 09/09/2016 tarih ve 62.091,60 TL davaya konu edilen 1 adet irsaliyeli fatura kapsamında davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 42.091,60 TL alacaklı olduğu, yine incelenen defterler uyarınca faturaya konu hizmetin davacı tarafından davalıya verilmiş olduğu anlaşıldığından (takip öncesi temerrüt oluşmadığından davacının işlemiş faize ilişkin talebi kabul edilmeyerek) davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Her ne kadar davalı “davacının edimini eksik ve ayıplı olarak ifa ettiğini” ileri sürmüş ise de; işin tamamlandığı tarih olan 13/08/2016 tarihinden sonra davanın TTK 21.maddeye uygun olarak ayıp ihbarında bulunmadığı anlaşıldığından bu yöndeki savunmalara itibar edilmemiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulü ile; davalının icra dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptaline, takibin 42.091,60 TL üzerinden devamına, takipten önce temerrüt oluşmadığı için davacının takip öncesi faiz isteminin reddine,
2-Alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,
3-Alacak likit ve itiraz haksız olduğundan alacağın %20 ‘si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine dair,
4-Hüküm altına alınan miktar üzerine hesaplandığında alınması gereken 2.875,28 TL harcın peşin alınan 522,28 TL harçtan mahsubuna, eksik 2.353,00 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan 900,00 TL yargılama giderinin ret ve kabul oranı dikkate alındğında 876,02 TL’ sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, arta kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı taraf gider yapmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı lehine AAÜT uyarınca taktir olunan 4.980,08 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı lehine AAÜT uyarınca taktir olunan 1.152,04 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.27/09/2018