Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1403 E. 2020/331 K. 14.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1403 Esas
KARAR NO : 2020/331
DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 27/12/2017
KARAR TARİHİ: 14/07/2020
Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalıya bir adet miktar ve vade kısmı boş asli unsurları eksik olan bir senet verdiğini, senedi muhtemel alışverişine mukabil teminat olarak verdiğini, senet sonradan doldurularak —— İcra Müdürlüğü’nün ——– sayılı dosyasıyla icra takibi yapıldığını, müvekkilinin gerek ——– ve icra dosyasına itirazda bulunulduğunu, icra mahkemesinin sadece şekli inceleme yaptığından itiraz davasının reddedildiğini ve kararın aleyhe istinaf yoluna başvurulduğunu ancak davalının müvekkilinin araçlarını bağlattığını, hakkında haciz işlemleri yaptığını, borcu cebri icra yoluyla tahsil ettiğini, müvekkilinin borcu icra dairesine ödemek zorunda kaldığını, müvekkilinin bahse konu senetle ilgili hiçbir borcunun bulunmadığını, davalının müvekkilinden haksız olarak tahsil ettiği —– ödeme günü olan —– tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan istirdadına karar verilmesini, davalının icra inkar tazminatına çarptırılmasını, mahkeme masrafları ve avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının senedin teminat senedi olduğu, bazı kısımların sonradan doldurulduğu, senedin arka yüzünde yer alan teminat senedi ibaresinin kimyasal madde ile silindiğini bu nedenle borcu olmadığından bahisle ————— İcra Hukuk Mahkemesi’nin ——-sayılı dosyası ile borca itiraz ettiğini, bu dosyada yapılmış olan iki bilirkişi incelemesinde de senedin arka yüzünde yazılmış her hangi bir yazıya ve kimyasal silinti bulgusu elde edilmediğini ve davanın reddine karar verildiğini, istinaf edildiğinden kararın henüz kesinleşmediğini, davacının senedi muhtemel alışverişine mukabil olarak verildiği mal almadığını iddia ettiğini ancak alışveriş yapmamış olması karşısında senedi geri istemediğini, icra takibi yapıldıktan sonra borca itiraz ettiğini, davacının ————– sahibi olduğunu, şirketin borcuna karşılık müvekkiline senedi verdiğini, davanın reddine karar verilmesini, %20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama gideri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibari ile istirdat istemine ilişkindir.
Davacı,——– İcra Müdürlüğü’nün ——–sayılı dosyası ile davalı tarafından bonoya dayalı olarak icra takibi başlatıldığını, oysa davalıya bir borcun bulunmadığını, bononun teminat bonosu olarak davalıya verildiğini, davalı tarafından bononun boş kısımları doldurularak bononun haksız yere takibe konulduğunu, cebri icra tehdidi altında borcun icra dairesine ödenmek zorunda kalındığını, haksız olarak tahsil edilen bu bedelin faizi ile davalıdan istirdadını talep etmiştir.
Davalı ise, davacının iddialarını kabul etmediğini, davacının aynı iddialarla —-İcra Hukuk Mahkemesi’nin ——–sayılı dosyası ile açmış olduğu davanın reddedildiğini ancak hükmün henüz kesinleşmediğini, davanın haksız olduğunu savunmuştur.
——– İcra Hukuk Mahkemesi’nin ——–sayılı dosyası getirtilerek incelenmiş; davanın icra takibine itiraz (borca itiraz) davası olduğu, davacı tarafından davalı hasım gösterilerek dosyamıza konu——- İcra Müdürlüğü’nün ——–sayılı dosyasına ilişkin borca itiraz niteliğinde olduğu, mahkemece davacının tahrifat iddiasının araştırılarak bononun teminat bonosu olduğu yönünde yazılı bir delilin sunulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, yargılamamız sırasında hükmün henüz kesinleşmemiş olduğu anlaşılmıştır.
Her ne kadar davalı taraf, icra hukuk mahkemesi tarafından verilen karar gereğince bu davanın da reddedilmesi gerektiğini savunmuş ise de, icra mahkemelerinin dar yetkili mahkeme olması nedeniyle orada verilen kararın yargılamamız yönünden kesin hüküm niteliğinde olmayacağı anlaşıldığından, belirtilen dava dosyasında verilen kararın içeriği ile bağlı kalınmamış ve kesinleşmesi beklenmemiştir.
Mahkememizce tarafların bildirmiş oldukları delil ve belgeler toplanmış, akabinde mali müşavir bilirkişi aracılığıyla tarafların defter ve belgeleri üzerinde inceleme yaptırılmıştır. İncelenen taraf defterlerinin usulüne uygun olarak tutuldukları, davacı ile davalı arasında ticari ilişkinin bulunmadığı ve istirdat istemine ilişkin olduğu anlaşılan bonoya dair taraf defterlerinde bir kaydın bulunmadığı anlaşılmıştır.
İcra takibine konu edilen —- tanzim ve— vade tarihli, —– tutarlı bono üzerinde —-kaydının bulunduğu anlaşılmaktadır. Buna göre bononun keşidecisi olan davacı ile bononun lehdarı olan davalı şirket arasında mal alışverişini gösterir bir ticari kaydın veya başkaca delilin bulunması gerekmektedir. Yukarıda açıklandığı üzere incelenen taraf defteri ile “Taraflar arasında her hangi bir alışverişin veya ticari ilişkinin bulunmadığı” sabittir. Davalı dosyaya sunduğu beyanlarda “Dava dışı ——— şirketi ile ticari ilişkisinin bulunduğu, davacının bu şirketin sahibi olduğu ve dava konusu bonoyu bu nedenle verdiği”ni iddia etmiş ise de; incelenen davalı defterlerinde davaya konu bonoya ilişkin her hangi bir kaydın bulunmadığı görülerek davalının bu yöndeki savunmasına itibar edilmemiş ve kendi kayıtlarında buna ilişkin bir kayıt olmadığından dava dışı şirketin defterlerinin incelenmesi düşünülmemiştir. Tüm bu açıklamalar ışığında, icra takibine konu edilen bono üzerinde—— kaydı bulunmasına rağmen tarafların ticari kayıt ve belgelerinde aralarında ticari ilişki olduğunu gösterir hiçbir kaydın bulunmaması ve davalı defterlerinde bonoya ilişkin her hangi bir kaydın olmaması nedeniyle, davacının bu bono dolayısıyla davalıya borçlu olmadığının kabulü ile davacının bono nedeniyle — İcra Müdürlüğü’nün——–.sayılı dosyasında yapmış olduğu ödemenin ödeme tarihi olan — tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte istirdadına karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile, ———- tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
2-Şartlar oluşmadığından icra inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına,
3-Alınması gereken 10.144,59-TL harcın, davacı tarafından peşin yatırılan 2.536,15-TL harçtan mahsubu ile bakiye 7.608,44TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından bilirkişi ve tebligat ücreti olarak yapılan 1.629,00-TL yargılama gideri, 2.536,15-TL peşin harç, 31,40-TL başvuru harcı toplamı 4.196,55-TL’nin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT göre takdir olunan 18.058,27-TL’nin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan ancak sarf olunmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.14/07/2020