Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1401 E. 2021/220 K. 09.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/1401 Esas
KARAR NO: 2021/220
DAVA: Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 21/01/2014
KARAR TARİHİ: 09/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalıya bağlı ofarak —— tarihinden itibaren sözleşmesinin feshedildiği —- tarihine kadar——–olarak çalıştığını, davalı ———nakletmek istediğini, maliyet açısından müvekkilinden daha düşük ücretle istihdam edebilecekleri bir çalışanı aradıklarını beyanla anlaşarak ayrılmak konusunda niyetlerini bildirdiklerini, bu doğrultuda ———–tarihli ———– ile iş sözleşmesinin karşılıklı anlaşmaya dayalı olarak feshini yönelik anlaşma metnini gönderdiklerini, tarafların iş bu ikale sözleşmesinin şartları konusunda uzlaşmaya varmaya yönelik bir çok yazışma yaptıklarını, ancak davacının sözleşmede mevcut şartlar doğrultusunda hukuki itirazları üzerine davalı şirketin ——— daha önce hiçbir surette gündeme gelmemiş olan birçok asılsız iddia ve ithamlan kapsayan savunma talebinde bulunduğunu, savunma———- tarafından ayrıntılı olarak cevap verildiğini, savunma konusu ithamların çalışma süresi boyunca gündeme getirilmemiş olduğunu, müvekkilinin savunmasının değerlendirilmeden ———— fesih edildiğinin bildirildiğini, fesih bildiriminde ———-gibi soyut sebeplere dayanıldığım, bunların neler olduğunun ifade edilmediğini, ————- ahlak ve iyiniyet kurallarına aykırılık sebebiyle işten çıkarılmalarda, davranışın öğrenildiği tarihten İtibaren —– içerisinde fesih hakkının kullanılmasının gerekli olduğunu, bu sürenin hak —- süre olduğunu, ———– tarihli anlaşma metninden davalının asıl iradesinin fesih olmadığının,—— bildiriminde belirtilen fesih sebeplerinin gerçeğiyansıtmadığını kanıtladığını, müvekkilinin son brüt ücretinin aylık —— olduğunu, yanı sıra davacıya ————-yapıldığını ve şirket aracı tahsis edildiğini, bunun dışında davacıya yıllık brüt ücretinin ——- ödemesi yapılmasının sözleşme ile kararlaştırıldığını, davalı şirketin müvekkili davacı ite yaptığı iş sözleşmesi belirlenen ihbar tazminatına ilişkin ücretinin de ödenmediğini, yapılan sözleşme ile ———- tarihinden itibaren hem çalışan hem de işveren tarafından altı ay öncesinden yazılı ihbar koşuluna uygun olarak feshedilebileceğinin imza altına alındığını, sözleşmenin 3. Maddesinin son fıkrasında iş sözleşmesinin ilk 3 yıl içerisinde işveren tarafından haklı veya geçerli bir neden olmaksızın sona erdirilmesi halinde işverenin çalışana 6 aylık ücreti tutarında ek tazminat ödeyeceğini, davalı şirketin——– yılı temmuz ayı itibariyle müvekkili ile akdettiği sözleşmeye göre enflasyon zammı—— ödemediğini, bu hususun sözleşmenin 4/a maddesinde; ‘ işveren çalışana aylık ———- ücreti her ay sonunda ödeyecektir. Söz konusu tutar, bir yılda bir defa olmak üzere, işverenin mali yılının sona ermesine müteakip gerçekleştirilecek————- şeklinde düzenlendiğini, müvekkilinin bir çok kez sözlü ve yazılı hatırlatmalarına rağmen söz konusu zammın ücretine yansıtılmadığını, davalı şirketin iş sözleşmesinin 4/b maddesinde kararlaştırılan müvekkili davacının yıllık brüt ücretinin —— belirlenen bonus ödemesini de yerine getirmediğini, müvekkili davacının sözleşmenin feshi sırasında yıllık ücretli izin hakkı karşılığı ücretlerinin de ödenmediğini, müvekkilinin işten ayrıldığı yıl ———– ayına ilişkin ödemesinin de eksik yapıldığını ifade ederek müvekkili davacının işe iadesine, çalışmadığı sürelere ilişkin olarak en çok dört aylık ücret ve diğer haklarının davalıdan alınarak davacıya verilmesi gerektiğinin tespitine, işe iade kararına uyulmadığı takdirde ——- aylık ücreti tutarında tazminatın ödenmesi gereğinin tespitine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinin konu kısmı ile sonuç kısmının birbiriyle çelişmekte olduğunu, HMK hükümlerine ve usule aykın dilekçenin kabulünün mümkün olmadığın, davanın şimdilik’ kaydıyla açıldığını, HMK’ nın 107. Maddesi gereğince dava konusu talepler açısından bu şekilde dava açılmasının mümkün olmadığını, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulduğuna dair ifade de yer almadığından bu haklardan feragat edildiğinin anlaşıldığını, HMK hükümlerine aykırı açılmış olan davanın reddinin gerektiğini, dava dilekçesinin eksiklerle dolu olduğunu ve bu eksiklikler tamamlanmadan davaya devam edilmesinin usule aykırı olduğunu, dava dilekçesinde belirtilen hiçbir ekin taraflarına tebliğ edilmediğini, iş akdinin müvekkili şirket tarafından sona erdirilmediğini, bu sebeple kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve altı aylık ücret tutarında tazminat talep etme hakkının bulunmadığını, davacı tarafın iddiasının aksine irade beyanını açıklayanın davacı olduğunu, müvekkil şirketinde bu irade beyanı doğrultusunda hareket ettiğini, iş akdinin müvekkili şirket tarafından tek taraflı olarak sona erdirilmediğini, davacının ——- müvekkili şirketin———— şirkette başarılı bir gelecek görmediği için daha fazla çalışmak istemediğini, ————- veremediğini ve eğer önceki dönemdeki gibî işe —— sonuçların biraz daha iyi olabilecek olduğunu söylediğini, müvekkili şirkete çalışmak istemediğini ifade ederek fesih iradesini açıkladığını, davacının kendi yerine aday bulunabilmesi için girişimlerde bulunduğunu, bu konuda şirket yönetim kurulu üyesine gerek sözlü gerekse mail yoluyla önerilerde bulunduğunu,——- nedeniyle motivasyonunu kaybettiğini, kendisinin daha zorlu fırsatlar aradığını, müvekkili şirketin yeni bir genel müdür buluncaya kadar görevi başında kalacağına söz verdiğini açıkça beyan ettiğini, davacının gerek yaptığı iş görüşmeleri ve gerekse de —– başvurusu ve yatırım danışmanlık faaliyeti ile iştigal eden şirketlerle——–yaptığı görüşmeler iş ilişkisini bu yönde irade açıklaması——- erdirdiği, artık müvekkili şirket ile bir iş akdi ile bağlı olmadığım ve böyle hissetmediğini, tamamen yeni bir iş buluncaya kadar günlerini geçirdiğini ifade ettiğini, davacının iddiasının aksine müvekkili şirketin ———– taşıyacakları ve daha düşük maliyetli birisini aradıkları ve anlaşarak sonra erdirme konusunda bir beyanlarının bulunmadığını, davacının enflasyon zammı alacağını bulunmadığını, davacının şirket ——– yaptığı görüşmede tüm şirket çalışanlarının maaş zamlannın———– öngördüğünü ifade ettiğini ve bu nedenle de maaş zammının kimseye uygulanmadığını, davacının tüm çalışanlar için verdiği kararı kendi lehine farklı uygulatmaya çalışmasını anlamanın mümkün olmadığını, davacı tarafın herhangi bir bonus alacağı bulunmadığını, davacı tarafın da bildiği gibi iş sözleşmesinde yer alan ve bonus ödemesi yapılması için davacının——-doğrultusunda hedeflerini tutturması gerektiğini, ve belirtilen hedefin tutturulmadığını, davacının yıllık ücretli izin alacağının bulunmadığını, davacıya izin alacağının tümüyle ödendiğini, davacının herhangi bir ücret alacağının bulunmadığını, kasım ayına ilişkin —— günlük ücretinin şirkete olan borcu düşürülerek kendisine ——– tarihinde ödendiğini, davacının iş akdi ve eki niteliğinde ——-, görev tanımında belirtilen yükümlülüklerini yerine getirmediğini ifade ederek davanın usul ve esas açısından reddine karar verilmesini talep etmişlerdir,
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava niteliği itibari ile davacı tarafın sözleşmesinin işveren tarafından haklı ve geçerli bir nedene dayanmadan fesh edilmesi üzerine işçilik alacaklarına ilişkin açılmış alacak davasıdır.
Davaya konu uyuşmazlık daha önce—— sayılı dosyasından yargılamaya başlanılmış ise de bu mahkemenin———- tarihli kararında ‘ Tüm dosya kapsamına göre somut uyuşmazlıkta davacının istihdam edildiği davalı —– şirket olduğu ve ——- işletme düzeyinde faaliyette bulunduğu, davacının işletme düzeyinde bu işyerinde genel müdürü sıfatı ile işveren vekili olması nedeniyle şirketi temsil ve yönetime yetkili olduğundan işçi sayılmadığı anlaşılmakla mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.’ gerekçesi ile görevsizlik kararı verilerek mahkememize gönderilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret kanunun 4. Maddesi ‘ Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;
a) Bu Kanunda,
b) ——— rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde,
c) ——— malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki ——— temsilciler, ————–
d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,
e)—— diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,
f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde,
öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.
(2) ————— tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tabidir; miktar veya değeri ——– geçmeyen ticari davalarda basit yargılama usulü uygulanır. ‘ şeklindedir maddenin 1. Fıkrasında nisbi ticari davaları geri kalan kısımda ise mutlak ticari davaları düzenlemiştir.
İş Kanunumuzun 2. Maddesine göre, bir iş sözleşmesine dayanarak çalışan gerçek kişiye işçi, işçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişiye yahut tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlara da işveren, denir.
İş Kanunu’nun 2. Maddesinde işveren vekili, işveren adına hareket eden ve işin, işyerinin ve işletmenin yönetiminde görev alan kimse olarak tanımlanmıştır. Bu tanımdan hareketle bir kişinin işveren vekili olması için, işveren adına hareket etmesi ve işin işyerinin veya işletmenin yönetiminde görev alması gerekir.
Dosya içerisinde şirketin ana sözleşmesi olmamakla birlikte, dosyaya sunulan ——– yevmiye numaralı imza sirkülerinde, davacının —– yetkili olduğu görülmekte ve—-yetkilisi ile birlikte temsile selahiyeti bulunmaktadır. Taraflar arasındaki ———– tarihli sözleşmede de, davacının yönetim kuruluna bağlı çalıştığı ve yönetim kurulunun bütün yetkilerini devralmadığı görülmektedir.
Mevcut durumda davacının mürahhas olmayan müdür olmakla beraber temsil yetkisine haiz olduğu anlaşılmaktadır.
Davacının, davalıya ait işletmede genel müdür olduğu, işçilere karşı en yüksek emir ve talimat yetkisine sahip bulunduğu, bu bakımdan yönetimde görev aldığı anlaşılmaktadır.
——– müdürleri, temsilci olmakla beraber, şirketle aralarındaki ilişkideki önemli olan hususların bağımlılık ve ücret olması halinde, taraflar arasındaki ilişki hukuki niteliği itibarıyla hizmet sözleşmesi niteliğinde görülmektedir.———-, bağımsız hareket etmesi, şirketin ortağı veya yönetim kurulu üyesi olması durumunda ise, kurulan ilişki hukuki niteliği itibarıyla, hizmet akdi olarak değil vekalet akdi olarak kabul edilmektedir.
Dava Konusu olayda davacının, şirket ortağı ve yönetim kurulu üyesi olmadığı, şirkette genel müdür sıfatı ile çalıştığı görülmektedir. Temsil ve ilzam bakımından ise 1. Dereceden imza yetkisine haiz olup bu yetkisini, işlemin niteliğine göre 1. ve 2. Dereceden bir imza yetkilisi ile birlikte kullanabildiği anlaşılmaktadır.
Bu bakımdan davacının temsil ve ilzama yetkili olduğu anlaşılmaktaysa da, genel dosya kapsamından aylık ücretle ve şirketten bağımsız olarak çalışmadığı görülmektedir. Bu sebeple taraflar arasındaki sözleşmenin hizmet sözleşmesi, davacının işçi, davalının da işveren sıfatına haiz olduğu kanaatine varılmıştır.
Borçlar Kanunu’nda genel olarak düzenlenen Hizmet sözleşmesi, iş sözleşmesi niteliğiyle özel olarak, İş Kanunu’nda düzenlenmiştir. Bu iki sözleşme türü arasında farkı oluşturan ve aslında tatbik kurallarını belirleyen husus, İş Kanunu’nun kapsamıdır.
İş Kanunu’nun kapsamını belirleyen 1. Maddesinin 2. Fıkrasına göre, kanunun hükümleri, 4 üncü maddedeki istisnalar dışında işveren vekillerine de uygulanır. Ayrıca aynı maddenin işveren vekili niteliğinin işçilere tanınan hak ve borçları ortadan kaldırmadığını belirten fıkrası da, taraflar arasındaki sözleşmenin vekalet değil de hizmet sözleşmesi olması halinde, ilişkinin İş Kanunu kapsamında kaldığını göstermektedir.
İşveren vekili ile işveren arasında kurulan iş ilişkisi, aralarındaki sözleşmenin niteliğine bağlı olarak İş Kanunu’nun kapsamına girmekle beraber, kanunun iş güvencesi ve sözleşmenin fesih usulü ile ilgili, 18,19 ve 21. Maddeleri, işveren vekilleri açısından tatbik edilemez.
Davacının işveren vekili sıfatına haiz olduğu, işveren ile arasındaki sözleşmenin vekalet değil, hizmet sözleşmesi olduğu, taraflar arasındaki işin İş Kanunu’ nun tatbik sınırlarını belirleyen, 4. Maddesinde sayılan işlerden olmadığı, bu sebeple, hukuki ilişki bakımından, işveren vekili sıfatı sebebiyle iş güvencesi ile ilgili hususlardan faydalanamasa da, davacının işçi, davalının işveren, aralarındaki ilişkinin de iş ilişkisi olduğu anlaşıldığından———-
a) —————- düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına,
b) İdari para cezalarına itirazlar ile ————— taraf olduğu iş ve ———— kaynaklanan uyuşmazlıklara,
c) Diğer kanunlarda iş mahkemelerinin görevli olduğu belirtilen uyuşmazlıklara,
ilişkin dava ve işlere bakar. ‘ uyarınca davaya bakmaya görevli mahkemenin iş mahkemesi olduğu sonucuna varılarak karşı görevsizlik kararı verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davada mahkememizin görevsiz olması nedeniyle davanın HMK’Nun 114 ve 115. Maddelerine göre USULDEN REDDİNE, İş Mahkemesinin görevli olduğuna,
2- Dosya mahkememize ———— görevsizlik kararı ile gelmiş olup, ilgili karar kanun yollarına gidilmeksizin kesinleştiğinden, mahkememiz dosyasının da istinaf edilmeden kesinleşmesi halinde yargı yeri belirlenmesi için dosyanın ——— Adliye Mahkemesi’nin ilgili dairesine gönderilmesine,
3- Yargılama harcı ve yargılama giderlerinin görevli Mahkemece nazara alınmasına,
Dair, Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ve davalı vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.09/03/2021