Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1384 E. 2019/1344 K. 12.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1384 Esas
KARAR NO: 2019/1344
İCRA DOSYASI: İstanbul Anadolu – İcra Müdürlüğü’nün —– E.
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 22/12/2017
KARAR TARİHİ: 12/12/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ticari alanda faaliyet gösteren ve bu itibarla üretim ve tasarımını yaptığı ürünlerinin tüketiciye sunulması ve tüketiciyle buluşturulması ile aynı amaçla tüketici olmayan gerçek ve tüzel kişilerle de ticari faaliyetlerde bulunan bir şirket olduğunu, müvekkilinin söz konusu ticari faaliyetler kapsamında, davalı şirket ile —- başlangıç tarihli — imzaladığını, bu sözleşme kapsamında müvekkili şirket tarafından davalı şirkete tedarik edilecek ürünlerin satılması, tedarik edilmesi, dağıtılması, teslimi ve satış sonrası hizmetine ilişkin olarak taraflar arasında uygulanacak ticari şartlar belirlendiğini, sözleşme hükümleri ve sözleşmenin satın alma şartları başlıklı EK-2 dokümanı kapsamında taraflar çalışma şeklinin konsinye olacağını, davalı tarafından müvekkiline verilen siparişlerin müvekkili tarafından davalıya tesliminin siparişten 3 gün sonra depoya yapılacağını, davalı tarafından ilgili ödemelerin —- gün içinde yapılması gerektiği ve — gün içinde yapılmayan ödemeler için fatura tarihinden itibaren aylık %2,5 oranında temerrüt faizi işleyeceği kararlaştırıldığını, ancak davalı şirket yasal yükümlülüklerini yerine getirmediğini, sözleşme kapsamında müvekkili şirket tarafından davalı adına kesilmiş ve vadesi gelen — tarihli fatura, – tarihli fatura, – tarihli,—- tarihli fatura ve – tarihli faturaya ilişkin likit ödenmemiş meblağlanın olduğunu, davalı şirketin sözleşme kapsamındaki sorumluluklarını yerine getirmemesi sebebiyle müvekkili tarafından daha önce defalarca uyarıldığını ve söz konusu faturalara ilişkin toplam borcunu ödemesini talep ettiğini, ancak davalı şirketin borçlarını ödemediğini, borçlarına karşılık müvekkiline hisse senedi vermeyi teklif ettiğini, davalı şirket tarafından söz konusu teklifin —- tarihli e-posta ile yapılmış olup ilgili e-postanın ekinde buna ilişkin davalıya ait mutabakat zaptı bulunduğunu, ancak hisse senedi verme teklifinin müvekkili tarafından kabul edilmediğini, müvekkili tarafından davalıya – tarihinde —.Noterliği ‘nin—-yevmiye nolu ihtarname gönderildiğini, aynı ihtarnamede muhatabın ödenmemiş borcuna karşılık müvekkili şirkete hisse senedi vermesinin mümkün olmadığını, söz konusu yazılı faturalara ilişkin ödenmemiş meblağlara ve bu meblağdan kaynaklanan ferilere ilişkin tüm yasal haklarının saklı tuttukları ve sözleşmenin 14.maddesi kapsamında davalı şirketin elinde bulunan ve henüz nihai tüketiciye satışının gerçekleştirmediği konsinye stokların ihtarnamenin tebliğinden itibaren — gün içerisinde iade edilmesini ihtar ettiklerini, davalının – tarihli e-posta ile kendisi tarafından hazırlanan bir cari hesap çizelgesini müvekkiline gönderdiğini, söz konusu çizelgede —- tarihleri arasındaki müvekkil ve davalı şirket tarafından hazırlanan faturaların yer aldığını ve müvekkilinin davalı şirketten alacağının görüldüğünü, müvekkilinin alacağına ilişkin davalı aleyhine İstanbul Anadolu —. İcra Müdürlüğü’nün —- Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalının icra takibine itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, takibe konu —— TL değerindeki alacak ile işbu alacağa işleyecek faiz, masraf ve vekalet ücreti ile birlikte tahsili için davalının haksız ve mesnetsiz itirazlarının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine alacağın %20 ‘sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davacı arasında takip konusu borcu doğuracak nitelikte ticari bir ilişkinin bulunmadığını, davacı ile müvekkili arasında akdi ve cari hesap bakımından bir ilişki bulunmadığını, davaya dayanak gösterilen sözleşme üzerindeki imzaların müvekkili şirket yetkilileri el ürünü olmadığını, müvekkilinin herhangi bir fatura tebliğ almadığını, davacı ile müvekkilinin yapmış olduğu yazılı bir sözleşme, hizmet talimatı veya mutabakat olmamasına rağmen, davacı taraf müvekkilini ticari ilişkinin tarafı olarak göstermeye çalıştığını, davacı ile müvekkili arasında bir sözleşme olduğuna ilişkin tüm iddia ve beyanları asılsız ve afaki iddia ve beyanlar olduğunu, bahsi geçen sözleşme üzerindeki imzalar müvekkiline ait olmadığını, davacı müvekkiline ne sattığını dava dilekçesinde belirtmiş olup, ancak iddiasını ispat edecek sevk irsaliyeleri ve teslim belgelerini, mutabakat metni, fatura Ödeme dekontu, cari hesap ve sipariş formu vs. belgelerini dosyaya ibraz edemediğini, ayrıca müvekkili ile davacı arasında hukuki bir ilişkinin olmadığını, davacı taraf da ticari ilişkiye dair belgelerini dosyaya ibraz edemediğini, bu sebeple iddiasını ispatlayamadığını, davacının cari hesap içerisinde takip konusu gösterdiği faturaların müvekkili şirkete tebliğ edilmediğini, ticari defterlerinde yer almadığını, müvekkili şirket ile davacı firma arasında bu faturalara dayalı herhangi bir ticari ilişkinin mevcut olmadığını belirtmiş olup, açıklanan nedenlerle davacı tarafından ispat edilemeyen işbu haksız ve dayanaksız davanın reddine, haksız ve kötü niyetli davacının aleyhine %20 ‘den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibari ile fatura alacağından kaynaklanan icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
İstanbul Anadolu —.İcra Müdürlüğü’nün — Esas sayılı dosyası getirtilerek dosyamız içine konmuştur. İcra takibi incelendiğinde, ödeme emrinin—- tarihinde borçlu/davalıya tebliğ edildiği, borçlunun —- tarihinde borca ve ferilerine itiraz ettiği, icra takibine itirazın süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Davanın İ.İ.K. 67/1 maddesindeki 1 yıllık yasal süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı, aralarındaki ticari ilişki kapsamında davalıya ürün satışı yapıldığını, ancak davalının fatura bedellerini ödemediğini ve bu nedenle icra takibi başlatıldığını iddia etmiş; davalı ise, taraflar arasında ticari ilişki bulunmadığını, her hangi bir sözleşme veya cari hesap ilişkisinin bulunmadığını, davacının dava dilekçesinde belirttiği tedarik sözleşmesindeki imzanın kendilerine ait olmadığını, faturaların kendilerine tebliğ edilmediğini, bu nedenle davayı kabul etmediklerini savunmuştur.
Davacının bizatihi dava dilekçesinde belirtmiş olduğu —– tarihli Tedarik Sözleşmesi’ne dayanmadığı, açılan icra takibini açıkça faturalara dayandırıldığı anlaşılmakla, davalının sözleşmedeki imzaya itirazı nedeniyle bu konuda bir araştırma veya inceleme yapılması düşünülmemiştir.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayandıklarından; tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, davacının defterlerini sunduğu, davalının ise sunmadığı görülmüştür. Davacı tarafın defterleri üzerinde inceleme yapılmış, davacının sunmuş olduğu ticari defter ve kayıtların usulüne uygun tutuldukları, sahibi lehine delil niteliği taşıdıkları anlaşılmıştır. İncelenen davacı defterleri ve mahkememizce celp edilen taraflara ait BS-BA formları uyarınca; davacı tarafından davalı adına düzenlenen icra takibine konu edilen faturaların davalı tarafından bağlı olduğu vergi dairesine BA (bilanço alış) formları ile bildirildiği, bu nedenle takibe konu faturaların davalıya tebliğ edildiğinin ve fatura içeriğinde yazılı malların davalıya teslim edildiğinin ispatlanmış olduğu, buna göre davacının takip tarihi itibariyle davalıdan ifası ispatlanan toplam —-TL alacağının bulunduğu anlaşıldığından davanın bu kapsamda kısmen kabulüne karar verilmiştir. Taraflar arasında vadeyi düzenleyen bir sözleşme hükmü veya başkaca bir belge bulunmadığından ve davacı tarafından davalının temerrüde düşürüldüğüne ilişkin bir belge de bulunmadığından davacının işlemiş faiz talebi kabul edilmemiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile; davalının icra dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptaline, takibin ——TL üzerinden devamına, takipten önce temerrüt oluşmadığından davacının işlemiş faiz ve fazlaya ilişkin isteminin reddine,
Alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına,
2-Alacak likit ve itiraz haksız olduğundan alacağın %20 ‘si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine,
3-Alınması gereken —-TL harcın, davacı tarafından peşin yatırılan —-TL harçtan mahsubu ile bakiye 10.377,00-TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından bilirkişi ve tebligat ücreti olarak yapılan 996,55-TL yargılama giderinin red ve kabul oranı dikkate alındığında bakiye 960,68-TL’si ile 2.330,68-TL peşin harç, 31,40-TL başvuru harcı toplamı 3.322,76-TL’nin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, arta kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı lehine AAÜT göre takdir olunan 17.111,77 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
7-Red oranı dikkate alındığında davalı lehine AAÜT göre takdir olunan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan ancak sarf olunmayan gider avansı olduğu takdirde, karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.12/12/2019