Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1330 E. 2022/318 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/1330 Esas
KARAR NO: 2022/318
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:11/12/2017
KARAR TARİHİ:14/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı—— yüklenicisi olduğunu, belirtilen inşaat işinde davalı şirketin alt taşeronu —–olduğunu, projesinde kullanılan alçak gerilim —– davacı müvekkili şirketten satın alındığını, taraflar arasında —–imzalandığını, müvekkilinin şirket sözleşme konusu elektrik panolarını hazırladığını, şantiye adresine —- tarihlerinde teslim edildiğini, davalı şirketin —- hakediş ödemesi almasına rağmen sözleşme ile üstlendiği ödeme taahhüdünü yerine getirmediğini, —— bedelini ödemediğini, —-yevmiye nolu ihtarnamesi keşide edildiğini,—borcun ödenmesinin ihtar edildiğini, davalı şirketin borcunu ödememesi nedeniyle —— icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin borca itirazı üzerine takibin durduğunu, davalının haksız ve yersiz itirazının iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine %20 ‘sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin Diyarbakır’da faaliyet gösterdiğini, davanın —– Asliye Ticaret Mahkemeleri’nde görülmesi gerektiğini, imzalandığı belirtilen sözleşmenin müvekkilince imzalanmadığını, müvekkilinin sorumluluğunda olmadığını, adı geçen sözleşmenin kim tarafından imzalandığının bilinmediğini, müvekkili firma tarafından—– yüklenici olarak belirlendiğini ve bu yönde bir sözleşme imzalandığını, sözleşme ile dava dışı —– firması yapım işindeki tüm elektrik işlerini yapacağını, dava dışı şirket tarafından iş zamanında bitirilmediği gibi eksik yapılmış ve sözleşme taraflarınca fesh edildiğini, müvekkili firmanın davanın taraf sıfatı olmadığını, davanın yetkisizlik nedeni ile reddine, müvekkili aleyhine açılan takibin iptaline, davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Davacı vekili dava dilekçesinde, sözleşmeyi, faturaları, sevk irsaliyelerini,— icra dosyasını,—–hakediş kayıtlarının sorulmasını, müvekkili şirketin ticari defter ve kayıtlarını, tanık, keşif ve bilirkişi incelemesini delil olarak göstermiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, —– icra dosyasını, hakediş icmallerini, ihtarnameleri, tanık, keşif ve bilirkişi incelemesini delil olarak göstermiştir.
—– icra dosyasının incelenmesinde, davacı tarafından——tarihli sözleşme, faturalar, sevk irsaliyesi ve ihtarnameye dayalı olarak—- asıl alacak, —- işlemiş faiz olmak üzere toplam —-tahsili talebiyle ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin —- tarihinde davalıya tebliğ edildiği, davalı vekilinin —- tarihli borca itiraz ettiği görülmüştür.
Davacının takipten önce takibe ve davaya konu borcun ödenmesi için davalıya —- yevmiye sayılı ihtarnamesini gönderdiği, ihtarnamenin —– tarihinde davalı şirkete tebliğ edildiği görülmüştür.
Takip dayanağı —- tarihli—-incelenmesinde; sözleşmenin davacı—- davalı—– dava dışı —– imzalandığı, sözleşme ile —–projesinde kullanılacak —- —- — bedelle davacı —- davalı —– —-dava dışı —–satıldığı, satışı yapılan elektrik panoların bedelinin —– yapılacak ilk hakedişten ödeneceğinin kararlaştırıldığı görülmüştür.
—–yevmiye numaralı vekaletnamesinin incelenmesinde, davacının dava dışı ——sözleşmeler yapma yetkisi verildiği görülmüştür.
—– yevmiye numaralı azilnamesinin incelenmesinde davalı —- vekaletten azledildiği, azilnamenin—– adresine gönderildiği, işyerinde daimi çalışan—– tebliğ edildiği, davalının vekaletnamesinin incelenmesinde, azilnamenin gönderildiği adresin — adres olduğu, her iki şirketin aynı vekaletname ile davalı vekilini vekil tayin ettiği olduğu görülmüştür.
——müzekkere yazılarak davalının hakediş kayıtları celbedilmiştir.
Davacı ve dava dışı —- ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmış, bilirkişi raporunda takip dayanağı faturaların davacı ve dava dışı ——defterlerinde kayıtlı olduğu görülmüştür.
—— sayfasından; —– verilen vekaletname tarihinden sonraki davalı—–dosyamız içine alınmış,——azline dair herhangi bir ilan yapılmadığı görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacı tarafından davalı ve dava dışı şirket aleyhine başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
İİK 67/1.maddesine göre “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.”
Davaya konu icra takibi sözleşme ve faturalara istinaden başlatılmıştır.
Davalı, ihalesini aldığı —-dava dışı dava dışı —– sözleşmesi imzalamış, taşeron şirket davacının ihalesini aldığı işte kullanılmak üzere —-tarihli — davacıdan ——bedelli — satın almış, davalı şirket de —– bedellerini taşeron adına ilk hakedişten hemen sonra davacıya ödemeyi taahhüt etmiştir.
—- tarihli ——davacı adına vekaleten —- imzalamıştır. Davalı taraf sözleşmeyi imzalayan —- azlettiklerini ileri sürerek azilname ibraz etmiştir. Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle davalı ile dava dışı —– arasındaki hukuki ilişkinin irdelenmesi gerekmektedir.
TBK’nın 502 nci maddesi ile tanımı yapılan vekalet ilişkisi, aynı kanunun 503. maddesinde belirtildiği şekilde kurulur. Bu suretle kurulan ilişkinin hüküm ve şümulü Kanun’un 504-511 nci maddeleriyle düzenlenmiştir. Anılan hükümler tamamen vekil eden ile vekil arasındaki vekalet bağının kuruluşu kapsamı ve neticeleri ile ilgilidir. Vekillik, vekil ile vekileden arasında bir iç ilişkiden ibarettir. Aralarında bir borç ilişkisi meydana gelir. Hak ve borçlar vekil ile vekil edeni ilgilendirir. Vekillik sözleşmesine dayanan temsil ise etkisini dış ilişkide gösterir. Vekil, vekil edenle yaptığı sözleşme uyarınca üçüncü bir kişi ile hukuki ilişki kurduğu takdirde, bu kez dış temsil ilişkisinin söz konusu olacağı ve ortaya çıkan çekişmeler bakımından TBK’nın temsile dair 40 ve takip eden maddeleri dikkate alınmak suretiyle çözüm yollarının aranacağı kuşkusuzdur. Vekalet, temsil edilenle-vekil eden üçüncü kişi arasında bir hukuksal ilişki kurulmasını sağlar. Somut olayda, davalı şirket noterde düzenlenen sözleşme yapma yetkisini içeren vekaletname vererek bu suretle vekilin bu konudaki temsil yetkisini üçüncü kişilere bildirmiş olmaktadır. Bu aşamada TBK’nın 42. maddesinin üçüncü fıkrasının uygulama alanının ortaya çıkacağı tartışmasızdır. Temsil edilen, üçüncü kişilere temsil yetkisinin verildiğini bildirmesine rağmen, bu yetkinin daraltıldığını ya da kaldırıldığını bildirmemişse temsilci, yetkisinin sona erdiğini bilerek hareket etmiş olsa bile, o şahısla yapacağı sözleşmeden doğan hak ve borçlar temsil olunanın hukuk alanında doğar ve onu bağlar. Böyle bir düzenleme ile yasa koyucunun amacının, üçüncü şahısların hukukunu korumak olduğu tartışmadan uzaktır. Bu bağlamda temsil edilen kimse, temsil yetkisinin kaldırıldığını üçüncü kişiye bildirmiş ise, bunu ona karşı ileri sürebilme hakkına sahip olacaktır. Bunun yanında üçüncü kişi, temsil edilenden bir bildirim almamakla birlikte, yetkinin son bulduğunu başka bir suretle öğrendiği takdirde de TBK’nın 42. maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacaktır.——–
Her ne kadar davalı taraf vekil ettiği dava dışı —-azilname göndermişse de azilname, davalı şirket ile birlikte aynı davalı vekiline vekaletname veren dava dışı —-adresine gönderilmiş, tebligat da azledilen vekile değil, söz konusu şirket çalışanı ———–yapılmıştır. Dolayısıyla azilnamenin vekile ulaştığı hususu ispata muhtaç olup, bu durumda vekilin azilden haberdar olduğunu davalı ispat etmek zorundadır. Azledilen vekil azilnameden sonra davalı adına davaya konu sözleşmeyi imzaladığına göre, azilden haberdar olmadığı kanaatine varılmıştır.
Kaldı ki, azilname usulüne uygun tebliğ edilmiş olsaydı bile, sözleşme yapma yetkisini içeren vekaletname vererek, bu suretle vekilin bu konudaki temsil yetkisini üçüncü kişilere bildirmiş olan davalı, vekaletnamenin geri alındığını üçüncü kişilere bildirmediğinden, TBK’nın 44.maddesi uyarınca vekaletnameyi de geri almadığından, iyi niyetli üçüncü kişi konumunda olan davacının zararını gidermek zorundadır.
Davalı tarafından satışı yapılan elektrik panolarının teslim edilerek davalının ihalesini aldığı işte kullanıldığı hususu ihtilafsızdır. Davacı, davalı şirketin ilk hakedişten yapılacak ödeme garantisine güvenerek takibe konu panoları davalının taşeronuna satmıştır. Davacının halen pano bedeli olan —– alacağını tahsil edemediği hususu ihtilafsızdır. Davalı taraf, vekilin azledildiğinden davacının haberdar olduğuna dair bir vakıa ve delil ileri sürmemiştir. Bu nedenlerle davalı, davaya konu borcun tamamından sorumludur.
Davacı davadan önce TBK’nın 117.maddesi uyarınca davalıyı temerrüde düşürmüş olup, davaya konu borcun ödenmesi için davalıya gönderilen —- tarihinde davalıya tebliğ edilmiştir. Takip öncesi işlemiş avans faiz hesabı hakim tarafından basit matematik hesabıyla yapılabileceğinden usul ekonomisi de dikkate alınarak bilirkişi incelemesine gerek duyulmamış, takip öncesi işlemiş faiz —-olarak hesaplanmıştır. Davacının takip öncesi işlemiş faiz tutarı olan ——-, hesaplanan miktarının altında olduğundan, açıklanan nedenlerle asıl alacak ve işlemiş faiz yönünden davalının itirazının tamamının iptaline karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde icra inkar tazminatı talep etmiştir. İİK 67/2.maddesine göre “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın “yüzde yirmisinden” aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” Buna göre davacı lehine icra inkar tazminatına hükmetmek için İİK 67.maddesindeki itirazın iptaline özgü dava şartlarının yanında, davalının haksız olması, itirazın iptaline karar verilen alacağın likit olması ve davacının talebi gerekir. Davaya konu alacak likit olup, davalının itirazı haksız olduğundan davacı lehine itirazın iptaline karar verilen alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına karar vermek gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle davanın kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile; —- sayılı dosyası üzerinden yapılan takipte, davalı-borçlunun itirazın iptali ile; takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek ticari avans faizi ile birlikte takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-İtirazın iptaline ve takibin devamına karar verilen alacak miktarı —- icra inkâr tazminatının davalı-borçludan alınarak davacı alacaklıya verilmesine,
3-Alınması gereken 7.616,53 TL karar harcının, davacı tarafından peşin yatırılan 1.334,56 TL harçtan mahsubu ile bakiye 6.281,97 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından bilirkişi ve tebligat ücreti olarak yapılan 3.433,40 TL yargılama gideri ile 1.334,56 TL peşin harç, 31,40 TL başvuru harcı toplamı 4.799,36 TL’nin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT göre takdir olunan 14.447,45 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan ancak sarf olunmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, verilen gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde ——– Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yasa yolu açık açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.14/04/2022