Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1325 E. 2019/913 K. 26.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/1325 Esas
KARAR NO: 2019/913
DAVA : Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/12/2017
KARAR TARİHİ : 26/09/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin alanında uzun yıllardır çalışmakta olan ve tanınan bir şirket olduğunu, davalının müvekkil şirket bünyesinde muhasebe asistanı pozisyonunda iki farklı dönemde çalışmış olduğunu, ilk dönemin —– ikinci dönemin ——- olduğunu, davalının istifa beyanını —— tarihinde sunup ——- tarihinde ayrıldığını, davalı ile davacı müvekkil arasında imzalanan iş sözleşmesinde rekabet yasağı kaydının bulunduğunu zira davalının çalıştığı konum sebebiyle bir çok iş sırrına ve gizli bilgiye vakıf olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmenin 8. Maddesinde “…Çalışanın işverenin ve müşterilerinin gizli bilgilerine erişilmeye haiz kilit bir görevde yer aldığı…. İşveren ile aynı sektörde faaliyette bulunan bir rakip müessesede çalışmamayı, elde etmiş olduğu bilgileri rakip müesseseye aktarmamayı kabul ve taahhüt ettiği… Çalışanın işveren ile aynı veya benzer alanlarda iştigal eden firmalarda İstanbul il sınırları dahilinde, iş sözleşmesinin çalışanın kendi isteği ile veya işverenin haklı ya da geçerli sebeple feshi ile sona ermesini müteakip 2 yıl süre ile kısmen dahi olsa çalışmayacağı…. Rekabet yasağını ihlal eden çalışanın işverene 6 aylık brüt ücret tutarında cezai şart ödemeyi kabul ettiği… cezai şartın ödenmesi için işverenin uğramış olduğu zararı ispat yükümlülüğünün olmadığı, çalışanın rekabet yasağım ihlal etmiş olmasını yeterli sayılacağı….” yönünde rekabet yasağına ilişkin düzenlemelere yer verildiğini, davalının ilgili rekabet yasağı düzenlemesine rağmen süre dolmadan müvekkilin ticari rakibi konumunda olan ——- firmasında işe girdiğini, ——- firmasının müvekkil şirket ile aynı işkollarında faaliyet gösterdiğini, rekabet yasağı kaydının ihlal edildiğini, zira davalı yanın müvekkil şirket bünyesindeki çalışma dönemi içerisinde, müvekkilin her türlü (Ör: fiyat teklifi) gizli bilgilerini, müşteri portföy bilgilerim, ticari kararlannı vs. Bildiğini, söz konusu gerekçeler dolayısıyla davacı yan, davanın kabulünü, davalı taraftan en son aldığı 6 aylık brüt ücret olan ——-TL’nin tahsilini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı şirketin beyan, iddia ve taleplerinin herhangi bir hukuki niteliğini bulunmadığını, davacı vekili tarafından olayların farklı yansıtıldığını zira davalının davacı şirketten ——– dil eğitimi almak için ayrıldığını, bu hususun ise davacı şirketin bilgisi dahilinde olduğunu, davacı şirketin ilgili dil eğitiminin alınabilmesi amacıyla referans mektubu düzenlemiş olduğunu, bu hususun ——— yazılabilecek bir dilekçe ile netlik kazanabileceğini, davalının ——–gidip -ay kadar dil eğitimi aldığını, davalının hali hazırda çalışmakta olduğu şirkette ———– tarihinde işe başladığını, taraflar arasında imzalanan rekabet yasağı sözleşmesinin hukuken geçerli olmadığını, iş sözleşmesinde yer alan bu düzenlemenin çalışma özgürlüğü maddesine aykırılık teşkil ettiğini, müvekkilin görev tanımından da anlaşılacağı üzere muhasebe elemanı olarak çalıştığını, yaptığı işlerin rutin işler olduğunu, davlı müvekkilin piyasada yapabileceği tek işin bu ve benzer mahiyetteki bir iş olabileceğini, yüksek lisansının dahi bu alanda olduğunu, davacı şirkette çalışırken herhangi bir şekilde bir ticari sırra vakıf olunmadığını, söz konusu düzenlemenin müvekkilin ekonomik geleceğini tehlikeye düşürdüğünü, müvekkilin davacı şirketin ticari sırlarına vakıf olmasının mümkün olmadığını, dolayısıyla bu bilgilerin kullanılmasının işverenin önemli bir zararına yol açmayacağını beyan ederek davanın reddine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava hukuki niteliği itibari ile rekabet yasağının ihlali sebebi ile cezai şartın istemine ilişkin tazminat davasıdır.
Usulüne uygun taraf teşkili sağlanmış, davalının ———– kayıtları, davacının ticaret sicil kayıtları getirtilmiş dosyamız içine alınmıştır. Dosyada uyuşmazlık konularında uzman bilirkişiden rapor alınmıştır. Bilirkişi hazırlamış olduğu raporda ‘ Somut olayda, taraflar, aralarındaki hizmet akdinin 8. maddesi ile rekabet yasağı kararlaştırmıştır. 8. Maddede yer alan ilgili kısım şu şekildedir: “Çalışan, işverenin ve müşterilerinin gizli bilgilerine erişmeyi haiz kilit görevde yer alması sebebiyle, gerek iş sözleşmesinin devamı süresince gerekse iş sözleşmesinin sona ermesinden sonra, işyerinde çalışması vasıtasıyla elde ettiği, firmaya ait ticari, sınai ve teknolojik sırları (bunlarla sınırlı olmaksızın iş ve hizmet mahsulleri, yöntemleri vb) kullanrak kendi namuna işverenle rekabet edecek bir iş yapmamayı, işveren ile aynı sektörde faaliyette bulunan bir rakip müessesede çalışmamayı ve yine rakip bir müessesede ortak veya diğer bir sıfatla bulunmamayı, elde ettiği bilgileri rakip bir müesseseye satmamayı, aktarmamayı, kabul ve taahhüt eder.
Çalışa, işverenle aynı veya benzer alanlarda iştigal eden firmalarda, ——- sınırları dahilinde, iş sözleşmesinin çalışanın kendi isteğiyle veya işverenin haklı ya da geçerli sebeple feshi ile sona ermesini müteakip iki yıl süre ile kısmen dahi olsa çalışamaz—–
Sözleşme çerçevesinde belirlenen şartlara aykırı davranarak rekabet yasağını ihlal eden çalışan, işverene 6 (altı) aylık brüt ücreti tutarında cezai şart ödemeyi kabul ve taahhüt eder. Cezai şartın ödenmesi için işverenin, uğramış olduğu zararı ispat etme yükümlülüğü yoktur. Çalışanın rekabet yasağını ihlal etmesi yeterlidir. İşverenin, cezai şart miktarından daha fazla zarara uğradığını ispatlaması halinde, cezai şartı aşan zararı da çalışan işverene ödemek mecburiyetindedir.”
Hizmet akdi yazılı şekilde yapılmış olduğu için rekabet yasağı açısından TBK m.444/1’de aranan şekil şartına uyulduğu anlaşılmaktadır.
Davalı yanın 04.02.2016 tarihinde başlamış olduğu Kıdemli Asistan görevini 31.10.2016 tarihinde bırakmış olduğu, dava dilekçesi ekinde sunulan ve davalının imzasını taşıyan belgeden anlaşılmaktadır. Taraflar arasında bu konuda bir çekişme bulunmamaktadır.
Hizmet akdinin 8. Maddesi ile süre yönünden 2 yıllık bir sınırlama getirilmiştir. Söz konusu süre sınırı TBK m.445/1’de öngörülen sınıra uygundur.
Rekabet yasağı kaydı ile işçiye yer bakımından da sınırlama getirmiştir. Söz konusu madde uyarınca ———- il sınırları dahilinde” işçinin rakip firmalarda çalışmasının önüne geçilmek istenmiştir. Söz konusu sınırlama yerleşik Yargıtay kararları uyarınca da uygun bir sınırlamadır.
TBK m.445 gereğince iş, konu bakımından sınırlandırılabilir. İşveren, konuyu sınırsız olarak belirleyemez. Burada konudan anlaşılması gereken, işçinin işveren nezdinde yaptığı işe ilişkin olacaktır. ———
Dosya kapsamında sunulan bilgi ve belgeler incelendiğinde, davalının davacı şirket nezdinde (kıdemli) muhasebe asistanı olarak çalıştığı anlaşılmaktadır. Dava dilekçesi ekinde, davalının imzasının da bulunduğu, iş teklif formu incelendiğinde, davalının; muhasebe kayıtlarının tutulması, defter tasdiklerinin yapılması, ilgili fişlerin kesilmesi, bordrolama faaliyetlerinin yapılması gibi işleri yapmak konusunda sorumluluklarının olduğu anlaşılmaktadır. Davalının, dava dışı şirket olan ——— da muhasebe ile ilgili işlemler yaptığı ve benzer bir pozisyonda çalıştığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Davalının, davacı işveren nezdinde yapmış olduğu işler dolayısıyla müşteri portföyüne, fiyat tekliflerine, mali kayıtlara, ticari bilgilere ilişkin bilgi sahibi olduğu söylenebilecektir. Aksinin sabit olduğu hususunda ise dosyaya herhangi bir belge sunulmamıştır.
Takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere, taraflar arasında süre, yer ve konu itibariyle geçerli olan bir rekabet yasağı kaydının bulunduğu, dolayısıyla, işçinin 6 aylık brüt ücreti tutarında cezai şart ödeyebileceği görüş ve kanaatlerine ulaşılmıştır’ şeklinde mütalaa vermiştir.
6098 Sayılı TBK 444/2. maddesi uyarınca işçinin rekabet yasağına dair sözleşmenin geçerli olabilmesi için, işçinin işverenin müşteri çevresi ve üretim sırları hakkında ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkanı sağlayacak pozisyonda çalışmış olması yanında, işçinin bu bilgileri kullanması neticesinde işverene bir zarar verebilme ihtimalinin de bulunması gerekmektedir. Yargılamanın 20.11.2018 celsesinde tesis edilen 3 no.lu ara karar gereğince; davalının “haksız rekabet oluşturan, zarar doğuran eylemlerinin, yer ve zaman belirtilerek açıklanması”nın talep edilmiş ise de davacı tarafından verilen cevapta ‘ iş sözleşmesinin mezkur hükümlerinde rekabet yasağı kaydının bulunduğunu, davalının hangi eylemleri ile hangi tarihte haksız rekabete yol açtığının tespitinin fiili olarak imkansız olduğunu, doktrinde işçinin çalışma esnasında elde etmiş olduğu bazı bilgileri iş akdinin sona ermesinden sonra kullanmasının işverenin haklı menfaatine zarar vereceği hususunun genel olarak kabul gördüğünü, haksız rekabet teşkil eden eylemlerden dolayı fiilen bir zararın ortaya çıkmasının gerekli ve zorunlu olmadığını, önemli olanın zararın ortaya çıkması ihtimali olduğu.. ‘ şeklinde açıklama yapmıştır.
Her ne kadar haksız rekabet oluşması için zararın ortaya çıkması aranmayıp ortaya çıkma ihtimalinin olması da yeterli olsa da dosyadaki delil durumundan davalının, davacı şirkette muhasebe asistanı olarak çalıştığı ,dava dilekçesi ekinde, davalının imzasının da bulunduğu, iş teklif formu incelendiğinde, davalının; muhasebe kayıtlarının tutulması, defter tasdiklerinin yapılması, ilgili fişlerin kesilmesi, bordrolama faaliyetlerinin yapılması gibi işleri yapmak konusunda sorumluluklarının olduğu, davacı firmanın ticari sır niteliğinde bilgilerine sahip olabilecek bir pozisyonda olmadığı dolayısıyla işçinin bu bilgileri kullanması neticesinde davacı işletmenin önemli bir zarara uğramasına sebebiyet verme ihtimalinin bulunmadığı kanaatine varıldığından bilirkişi raporunun aksine rekabet yasağına aykırı davranış olmadığı kanaati mahkememizde oluştuğundan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 44,40-TL karar harcının peşin alınan 362,65-TL’den mahsubu ile bakiye 318,25-TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından sarfolunan tüm yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yargılama gideri sarf olunmadığından bu konuda karar vermeye yer olmadığına,
5-Davalı lehine AAÜT uyarınca taktir olunan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı asilin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/09/2019