Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1306 E. 2021/87 K. 28.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1306 Esas
KARAR NO: 2021/87
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/12/2017
KARAR TARİHİ: 28/01/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkilinin alacağının sağlanması amacıyla ———- sayılı dosyası ile borçlu iş ortaklığı olan firmaların faturaları hakkında ilamsız icra yoluyla icra takibine geçildiğini, borçlu davalı şirketler aralarındaki iş ortaklığı ilişkisi bulunan şirketler olduğunu,——– tek başına tüzel kişiliği olmaması hasebiyle davalıların ayrı ayrı alacaklı müvekkiline karşı sorumlu olduğunu, davalı taraf iş ortaklığına ait faturadan dolayı böyle bir borçlarının olmadığını iddia etse de yasal süresi içinde taraflarına tebliğ olan faturalara herhangi bir itirazda bulunmadıklarını, iş ortaklığının diğer ortağı olan——— adıl firmanın herhangi bir itirazının söz konusu olmaması da borcun varlığına delil teşkil edeceğini, taraf defterlerinin incelenmesiyle durumun ortaya çıkacağını iddia ederek; borçlunun icra takibine yaptığı itirazın iptalini, borçlunun takip konusu borcu takip dosyasında belirtilen faiziyle birlikte ödemeye ve takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmişitr.
SAVUNMA:Davalı vekilinin cevap dilekçesinde, özetle, davacı tarafından ——– sayılı dosyası ile icra takibi gönderdiğini, takibe —– tarihinde yetkiye, borca, faize ve tüm ferilerine itiraz edildiğini, dava dilekçesinin müvekkiline tebliğ edilmediğini, —– tarihli duruşma tutanağı ile birlikte TK 21’e göre muhtara tebliğ edildiğini, yasal süresi içinde cevaplarını sunduklarını, ortaklığı temsil hususu müşterek olduğundan müvekkili tarafından imzalanmayan sözleşmeye dayanılarak müvekkilinin sorumluluğuna gidilmesinin mümkün olmadığını, iş ortaklığı sözleşmesinde “ortaklığın başlangıcından bitimine kadar ortaklığı ———–müşterek temsil ve ilzama yetkilidir” hükmünün bulunduğunu, şirket ile ilgili her türlü işlemde müşterek hareket etme şartı arandığını, davacı tarafından ilamsız icra takibine konu edilen faturaların müvekkili tarafından teslim alındığını gösterir imzalı dayanak belgenin sunulmadığını, söz konusu faturaların tesliminin kime ve hangi adrese yapıldığı hususunun açıklığa kavuşturulması gerektiğini, ilgili icra müdürlüğü dosyasındaki ödeme emrinin takip talebine göre düzenlenmemesinin müvekkili ve şirket ortaklığına farklı iki ayrı ödeme emri gönderilmesi sebebiyle yetkili icra müdürlüğünün hukuksuz işleminin —— tarihinde şikayet edildiğini savunarak; davanın reddini talep ve beyan etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava, hukuki niteliği itibari ile fatura alacağından kaynaklanan cari hesap alacağına dayalı icra takibine yapılan itirazın iptali davasına ilişkindir
—— dosyası getirtilerek dosyamız içine konmuştur. İcra takibi incelendiğinde, ödeme emrinin —– tarihinde borçlu/davalıya tebliğ edildiği, borçlunun ———-tarihinde borca ve faize itiraz ettiği ettiği, icra takibine itirazın süresinde olduğu, itirazın borca, faize kısaca esasa ilişkin olduğu, icra müdürlüğünün yetkisine bir itirazın olmadığı anlaşılmıştır.
Davanın İ.İ.K. 67/1 maddesindeki 1 yıllık yasal süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı, borçlu olan iş ortaklığı ile aralarında ticari ilişki bulunduğunu, oluşan fatura hesap bakiyesinin ödenmemesi üzerine icra takibi başlattıklarını iddia etmiştir.
Dava dilekçesinin davalıya —— tarihinde tebliğ edildiği ancak yasal süresi içinde davalının dosyaya cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür. Davalı vekilinin dosyaya sunduğu bila tarihli dilekçesinde; “Dava dilekçesinin kendilerine tebliğ edilmediği, sonraki tebliğin ise muhtara yapıldığı” yönünde itirazda bulunduğu görülmüş, yapılan inceleme sonrasında “Dava dilekçesinin davalı asile usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olması” nedeniyle itirazın reddine, süresi içinde cevap dilekçesi sunmayan davalının münkir addedilmesine karar verilmiştir.
Tarafların tacir olması nedeniyle defterler üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verildiği, davacı tarafın defterlerini (talimat mahkemesine) sunduğu, davalı tarafın ise muhtıra gönderilmesine rağmen inceleme günü defterlerini hazır etmediği anlaşılmıştır. İncelenen davacı defterleri uyarınca; davacı defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, icra takibine konu edilen ——olduğu ve faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, celp edilen BA formları ile ——— faturaları ——- bildirilmiş olduklarının anlaşıldığı, takip konusu faturalar kapsamında davalı tarafın yapmış olduğu —- tutarındaki ödemenin mahsubu sonrasında davacı alacağının —- olacağı, davanın alacak davasına dönüştürülmesi halinde ise davacının —– alacaklı olacağı anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin ıslah dilekçesi vererek davasını itirazın iptali davasından alacak davasına dönüştürdüklerini ve dava değerini —— olduğunu beyan ettiği görülmüş, dilekçe davalıya tebliğ edilmiş ve gerekli harçları yatırtılmıştır.
Davacı tarafın ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi ve BA formları celp edildikten sonra yaptırılan ek inceleme ile dosyaya sunulan tüm delillerin incelenmesi ile; davacının icra takibine dayanak olarak gösterdiği 3 adet faturanın her iki taraf ticari kayıtlarında bulunduğu ve buna göre faturalara dayalı satışın ispatlandığı, faturalar kapsamında davacının (davalı tarafın yapmış olduğu —- tutarındaki ödemenin mahsubu —- davalıdan bakiye ——– alacağının bulunduğu, davacının ıslah ile davaya dahil ettiği cari hesap kapsamında davacının bakiye — cari hesap alacağının bulunduğu, buna göre davacının davalıdan toplam ——- alacağının bulunduğu anlaşıldığından, davanın bu tespitler ışığında kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davalı münkir addedilmiş ise de, davalı vekilinin dosyaya sunduğu beyan dilekçeleri ile, ——– yönünde savunma yapmış olduğu görülmüş ise de; davalı ile icra dosyasının diğer borçlusu dava dışı —- iş ortaklığı sözleşmesi yaptığı ve sözleşmede şirket müdürü —- davalı —– müşterek imza ile yetkili kılındıkları, davaya konu edilen alacak isteminin dayanağı 6 adet fatura bulunduğu, davalı tarafın dosyamızda yapılan incelemesinde defter ve kayıtlarını sunmadığı, ——– celp edilen BA formları ile iş ortaklığı tarafından 6 adet fatura karşılığı davacıdan mal alımının yapıldığı anlaşıldığı, davalının faturanın tebliğinin ve mal tesliminin ispatının gerektiği yönündeki savunmasının bu nedenle yerinde olmadığı, davalı ile dava dışı —— oluşturdukları iş ortaklığının piyasada bu şekilde mal ve hizmet alımı yaptıklarının sabit olduğu ve bu durumun davalının da kabulünde olduğu, davacının veya iş ortaklığı ile iş yapan 3.kişilerin “Davalı ile iş ortaklığı arasındaki sözleşmenin içeriğini ve şartlarını bilmelerine” imkan olmadığı, temsil ve yetki durumunun kendisine bildirilmediği anlaşılan davacıya karşı “çift imza ile sorumluluk” savunmasının ileri sürülmesinin iyi niyet kurallarına aykırı olacağı anlaşıldığından, davalının bu yöndeki savunmasına itibar edilmemiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın kısmen kabulü ile, —– dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Alınması gereken 3.113,00-TL harcın, davacı tarafından peşin yatırılan 969,69-TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.143,31-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından bilirkişi ve tebligat ücreti olarak yapılan 2.236,20-TL yargılama gideri, 969,69-TL peşin harç, 31,40-TL başvuru harcı toplamı 3.237,29-TL’nin davanın ret ve kabul oranı dikkate alındığında bakiye 2.598,17-TL’nin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, arta kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davanın kabul oranı dikkate alındığında davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT göre takdir olunan 6.724,31-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
7-Davanın ret oranı dikkate alındığında davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT göre takdir olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan ancak sarf olunmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,