Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1263 E. 2019/280 K. 14.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/389 Esas
KARAR NO : 2019/279
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 03/04/2018
KARAR TARİHİ: 14/03/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davacının uluslararası taşımacılıkla iştigal ettiğini, davalı şirketin davacı şirkete yaptırmış olduğu nakliyeden doğan borcunu ödemediğini, davacı şirketin mevcut nakliye sözleşmesine uygun olarak taşıma görevini sorunsuz yerine getirdiğini, görev tamamlandıktan sonra fatura düzenlendiğini, defalarca telefon görüşmesi yapıldığını, ödeme yapılmayınca davalı aleyhine İstanbul Anadolu 4. İcra Müdürlüğü’nün——- esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini davalının yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davalı ile davacı arasında taşımaya ilişkin sözleşme akdedildiğini, davacının sözleşmede belirlenen navlun bedeli karşılığında davalının müşterisine ait malın taşınması işini üstlendiğini, davalının sözleşmesel/asıl taşıyıcı olduğunu, davacının ise alt fiili taşıyıcı olduğunu, davacının hukuki olarak muhtabanının davalı olduğunu bu taşımaya ilişkin navlun bedelini de davalıdan talep ettiğini malların boşaltılmasından önce navlun bedeline ilişkin olarka davalı devre dışı bırakmak suretiyle davalının müşterisi ile irtibata geçtiğini, davacının sözleşmeye aykırı davrandığını, taşıma işinden dolayı davalının da navlun bedelini alamadığını bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile davacı tarafça taşıma sözleşmesinden kaynaklanan fatura alacağından kaynaklı icra takibine davalı tarafça yapılan itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasına ilişkindir.
Dosyamız arasına alınan İstanbul Anadolu 4. İcra Müdürlüğü’nün ———- Esas sayılı icra dosyasının yapılan incelemesinde takibin 19/02/2018 tarihinde takip başlatıldığı ödeme emrinin davalı/borçluya—- tarihinde tebliğ edildiği davalının süresinde —– tarihinde takibe itiraz ettiği ve takibin durduğu anlaşılmıştır.
Davacının; borçlu tarafından yapılan ——— tarihli itirazın davacı-alacaklıya tebliğinden itibaren İİK.nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık süre içerisinde mahkememize davayı açtığı anlaşıldığından, açılan davanın süresinde olduğu görülmüştür.
Davada aktif ve pasif taraf husumetinin sağlandığı anlaşılmış olup taraflar arasında bu hususta çekişme yoktur.
Taraflar tacir olup, delil olarak ticari defterlere dayandıklarından; taraflara inceleme gün ve saatinde belirtilen yıllara ilişkin ticari defter ve kayıtlarını hazır etmeleri aksi halde HMK 220 ve devamı maddeleri gereğince defterlerini sunmayan tarafın ticari defterlerine lehine delil olarak dayanamayacağının ve tekrar sunamayacakları usulüne uygun biçimde ihtar edilmiş; defter inceleme neticesinde dosyamız mali müşavir ve taşıma uzmanından oluşan bilirkişi heyetine tevdii edilmiş olup, bilirkişiler mahkememize hitaben sunmuş olduğu raporunda özetle: davacının davanın dayandığı icra takibine konu ettiği ulusarası taşıma işinin navlun ücretinden kaynaklanan faturaya bağlı asıl alacağının davalı taraftan 13.900 Euro olarak talep edebileceğini, talebin haklılığına hükmedilmesi ve itirazın iptali istemi ile ikame edilmiş olan davanın kabul edilmesi halinde davacının kamu bankarının 1 yıllık vadeli euro mevduatlarına uyguladıkları faiz oranı üzerinden döviz faizi de yürütülebileceğini mütalaa etmişlerdir.
Bilirkişi raporu HMK 280. Maddesi uyarınca taraflara tebliğ edilmiştir. Bilirkişi raporu yeterli, denetlenebilir ve hüküm kurmaya elverişli olduğundan itibar edilerek hükme esas alınmıştır.
Toplanan deliller, icra takip dosyası, dava dilekçesi, cevap dilekçesi, ticari defterler, bilirkişi incelemesi bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacı ile davalı arasında ticari ilişki olduğu tarafların incelenen defterleri ile sabittir. Ticari defterlerin ticari davalarda delil olarak kabul edilmesi için HMK’nun 222. Maddesi uyarınca kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması gerekmektedir. Bilirkişi raporunda davacı taraf defterlerinin HMK 222. Maddesinde belirtilen usulde olduğu tespit edilmiştir. Davalı tarafa defterlerin ibrazı yönünde usulüne uygun ihtaratlı davetiye yapılmasına rağmen ticari defterlerini ibraz etmemiştir. Davalı taraf; davacının fiili nakliyeci olduğunu, kendisinin asıl taşıyıcı olduğunu ve davacı fiili taşıyıcı tarafından sözleşmenin asıl taşıyıcıyı devre dışı bırakmak suretiyle sözleşmeye aykırı davrandığından navlun bedeli üzerinde hapis hakkını kullandığını beyan etmiş olup; taşıma belgeleri ve —– belgeleri incelendiğinde; faturaya konu yüklerin çekincesiz olarak teslim edildiği tespit edilmiştir. Davacı fiili taşıyıcının nakliye işini tamamladığı, yükün alıcısına teslim edildiği sabit olup; somut olayda —– hükümleri kapsamında emtianın hasarlanması, geç teslim edilmesi gibi bir iddia yoktur. Davalı tarafın hapis hakkını kullanma gerekçesi olarak belirttiği; davacı fiili taşıyıcının alıcı ile ilişki kurmak biçimindeki sözleşmeye aykırı hareket ettiği iddiası davalı tarafça deliller ile ispatlanamamıştır. Taşıma işini tamamlayan davacının faturaya konu taşıma işini yaptığı ispat edilip; faturaya konu bedelin ödenmediği davacının defterleri ve davalının bedeli hapis hakkını kullandığı için ödemediği yönündeki beyanı ile anlaşıldığından davacının takibe konu alacağı olduğu sabit olmakla; faturaya konu alacak tutarı için itirazın iptaline karar verilmiş, işlemiş faiz yönünden davalı tarafın temerrüde düşürüldüğü ispatlanamadığından işlemiş faiz yönünden talep reddedilmiş ve İstanbul Anadolu 4. İcra müdürlüğünün —— esas sayılı dosyasındaki alacak miktarına ilişkin davalı borçlu tarafından yapılan itirazın ——— Euro kısmı için İİK 67. Maddesi uyarınca iptaline, takibin tarafların tacir olması gözetilerek TTK 8. Maddesi gereğince takip tarihinden fiili ödeme tarihine kadar 3095 sayılı Kanun 4/a maddesi uyarınca Kamu Bankalarının Euro ile açılmış 1 yıllık vadeli mevduat hesabına uyguladıkları en yüksek faiz üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir
İcra inkar tazminatı açısından; Yerleşik Yargıtay uygulamaları gereğince faturadan kaynaklanan alacak likit olmakla icra inkar tazminatına hükmedilmiş; yabancı para olarak icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğinden Yerleşik Yargıtay Uygulamaları gereğince; —————Bankasının takip tarihindeki döviz kurlarına göre belirlenecek Türk Lirası karşılığı icra inkar tazminatına da hükmedilmesi gerekmekte olup; takip tarihi olan 19.02.2018 tarihinde ———-Bankası Euro Efektif Satış Kuru 4,67 TL olmakla; 13.900,00 Euro Karşılığı 64.913,00 TL’nin %20’si 12.982,60 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Harçlar açısından; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 1993/13-41 Esas, 1993/145 karar sayı ve 07.04.1993 tarihli emsal kararı uyarınca yabancı para borcu ile ilgili alacaklarda talep edilen yabancı paranın dava tarihindeki efektif döviz satış kuru karşılığı Türk Lirası üzerinden karar tarihindeki tarifeye göre nisbi karar ve ilam harcına hükmedilmesi gerekmekte olup; 03.04.2018 dava tarihi efektif döviz satış kuru 4,9108 TL x 13.900,00 Euro = 68.260,12 TL kabul edilen kısım üzerinden hesaplanmıştır.
Vekalet ücreti açısından; Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2015/10710 E. 2016/3724 K. Sayılı emsal ”Hükümde tahsiline karar verilen yabancı para alacağının, karar tarihi itibarıyla ——- efektif satış kuru üzerinden hesaplanacak Türk Lirası karşılığı üzerinden nispi vekalet ücretine karar verilmesi gerekirken, bu kurala uyulmadan yapılan vekalet ücreti hesabı doğru olmamıştır.” şeklindeki kararı doğrultusunda vekalet ücreti hesaplanmakla (6.20051 TL 1 Euro x 13.900 Euro) aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE;
1- İstanbul Anadolu 4. İcra müdürlüğünün ———–esas sayılı dosyasındaki alacak miktarına ilişkin davalı borçlu tarafından yapılan itirazın 13.900,00 Euro kısmı için İİK 67. Maddesi uyarınca iptaline, takibin takip tarihinden fiili ödeme tarihine kadar 3095 sayılı Kanun 4/a maddesi uyarınca Kamu Bankalarının Euro ile açılmış 1 yıllık vadeli mevduat hesabına uyguladıkları en yüksek faiz üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2- Alacak likit olmakla; takip tarihi olan 19.02.2018 tarihinde ——-Bankası Euro Efektif Satış Kuru 4,67 TL olmakla; 13.900,00 Euro Karşılığı 64.913,00 TL’nin %20’si 12.982,60 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3- Alınması gerekli 4.662,84 TL harcın davacı tarafça yatırılan 789,45 TL peşin harçtan mahsubu ile 3.873,39 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 789,45 TL peşin harç, 56,00 TL posta-tebligat masrafı, 1.600 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.445,45 TL yargılama giderinin davanın kabul red oranı gözönünde tutularak 2.438,92 TL giderin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 9.644,96 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Red edilen kısım yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 230,45 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 14/03/2019