Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1233 E. 2021/40 K. 19.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1233 Esas
KARAR NO: 2021/40
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/11/2017
KARAR TARİHİ : 19/01/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle, davacı ile davalı arasındaki ticari ilişki gereği olarak cari hesap/fatura alacağı doğduğu, alacaktan kaynaklı —– tarihli fatura tanzim edildiği, ancak davalının borcuna vadesinde ödemediği, bu sebeple davacının ödenmeyen alacaklarını tahsili için davalı aleyhine icra takibi başlattığı, davalının takibe haksız itirazı üzerine takibin durduğu, takibin devamı için itirazın iptali davası açma gereği doğduğu, açıklanan sebeplerle itirazın iptali ile takibin devamına ve davalının %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf cevap dilekçesi vermemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava hukuki niteliği itibari ile tacirler arasında faturadan kaynaklı icra takibine yapılan itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
———- sayılı dosyası getirtilerek dosyamız içine alınmıştır. Ödeme emrinin davalı tarafa — tarihinde tebliğ edildiği davalının — tarihinde takibe itiraz ettiği , itiraz üzerine —– tarihinde davanın açıldığı, itirazın ve davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Usulüne uygun taraf teşkili sağlanmış ve taraf delilleri getirtilerek tahkikat aşamasında değerlendirilmiştir. Taraflar tacir oldukları ve delilleri arasında ticari defter ve kayıtları gösterdiklerinden taraf defterlerinin incelenmesine karar verilmiş olup davalı taraf inceleme günü defter ibraz etmemiştir. Davacı tarafın usulüne uygun tutulmuş defterlerinin incelenmesinden —- alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Davaya konu olayda; davacının boya satışından dolayı —– bulunmadığı, bu alacak sebebiyle—– firmasına izafeten husumet yöneltilip yöneltilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
—— de — yaptıkları anlaşmalarla gemi sahibi gerçek veya tüzel kişiler ile kaptan, işleten veya gemi kiralayanın nam ve hesabına hareket eden, haklarını koruyan, bu çerçevede yaptıkları iş ve işlemlerde kendi kusurları dışında sorumlu tutulamayan kişi veya kuruluş, şeklinde tanımlanmaktadır. Bu sebeple gemilere ilişkin bir sözleşmenin tarafı veya aracı olan kişinin gemi acentesi olarak addedilmesi için, gemi ile ilgili sözleşmeli olarak, belirli bir bölgede, süreklilik arz eden bir hizmette bulunmalıdır.
Bununla beraber, Türk Ticaret Kanunu’ nun 103. Maddesine binaen, —– içinde faal olmayan yabancı tacirler nam ve hesabına ülke içinde tek bir işlem yapılsa dahi, işlemi yapan hakkında mutlaka acentelik hükümleri uygulanır ve süreklilik unsuru aranmaz. Bu kapsamda yabancı bir tacir – donatana ait bir gemi ile ilgili aracılık işlemleri, bu işlem tek bir iş için dahi olsa acentelik faaliyeti kapsamında değerlendirilir.
Bu veriler ışığında yapılan bir faaliyetin gemi acenteliği kapsamında değerlendirilebilmesi için, öncelikle gemi ile ilgili kişilerce genel veya işlem özelinde bir yetkilendirme, sözleşme bulunup bulunmadığının, ilgili kişinin gemi acentesi sicilinde yer alıp almadığının, tetkiki gerekir.
Dosya içerisindeki yazışmalar nazara alındığında —- davacı ile —– arasında, boya alım satımı için aracılık ettiği, bu yazışmalara davalı tarafça itiraz edilmediği, yine dosya içerisindeki teslim evraklarında aracılık edilen satış sözleşmesine konu boyanın gemiye teslim edildiği bu bakımdan, boya satışı ile ilgili olarak gemi acentesi sicilinde yer almasa, yetkilendirmeye ilişkin dosya içerisinde bir evrak bulunmasa ve yapılan faaliyet ilgili bölgedeki tek bir işleme dayansa da —-, dava konusu boya satış sözleşmesi ile ilgili olarak acente hükümlerine tabi olduğu anlaşılmıştır.
Acentenin müvekkilini yargı makamları önünde temsil yetkisi TTK’nin 105’inci maddesinin 1’inci fıkrasında “Acente, aracılıkta bulunduğu veya yaptığı sözleşmelerle ilgili her türlü ihtar, ihbar ve protesto gibi hakkı koruyan beyanları müvekkili adına yapmaya ve bunları kabule yetkilidir “ şeklinde düzenlenmiştir.
Gemi acenteleri de bu hükme tabii olup; aracılık yaptığı veya bizzat akdettiği sözleşmelerden doğan uyuşmazlıklarda, müvekkili adına dava açabileceği gibi acenteye müvekkili adına kendilerine de dava açılabilir.
Fakat acentenin, bir takip veya davada husumet ehliyetinin olması için, ya hukuki ihtilafın doğduğu sözleşmenin acente tarafından müvekkili adına yapılması ya da bu sözleşmenin kurulmasına aracılık etmesi gerekmektedir. Ayrıca acentenin pasif dava ehliyetinin olması için davada müvekkili ile beraber kendisine husumet yöneltilmesi değil, davanın bizzat müvekkiline izafeten acenteye açılması gerekir.
Davamızda, husumet boya satış sözleşmesine binaen, donatana izafeten—- karşı açılmıştır. —– konusu olay bakımından —– acente hükümlerine tabii olduğu ve aracılık ettiği boya satış sözleşmesine binaen, müvekkiline izafeten kendisine dava açılabileceği sonucuna varılmıştır.
Satış sözleşmesine konu boyaların — tarihinde davacı tarafından teslim edilmek üzere limana gönderildiği ve—–tarihinde boyaların gemiye teslim edildiğini kanıtlaya irsaliye dosyada mübrezdir. Bu bakımdan mallar davalı taraf teslim edilmiştir.
Fatura da son ödeme tarihi olarak — tarihi belirlenmiş olup bu sebeple temerrütün —tarihinde başladığı kabul edilmiş takip tarihine kadar —- faiz talep edebileceği hesap edilmiş ise de taleple bağlılık gereği —- işlemiş faiz talebi kabul edilmiştir.
Yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda — açılan davada —- sorumluluğu olmamak, sorumluluğun —- şirketine ait olması kaydıyla itirazın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulü ile; davalının —- sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin — asıl alacak ve —- işlemiş faiz olmak üzere toplam —- üzerinden devamına,
Asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince faiz uygulanmasına,
2-Alacak likit ve itiraz haksız olduğundan alacağın takip tarihindeki Türk lirası karşılığı — itiraz edilen alacağın %20’si oranındaki— icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine,
3-Alınması gereken 1.152,25-TL harçtan dava açılırken alınan 212,18-TL peşin harç harçtan mahsubu ile bakiye 940,07-TL. harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan; 1.676,20-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı lehine AAÜT uyarınca taktir edilen 4.080,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Bakiye gider avanslarının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.19/01/2021