Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1172 E. 2020/778 K. 10.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1172 Esas
KARAR NO: 2020/778
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/10/2017
KARAR TARİHİ : 10/12/2020
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili sigorta şirketine müşterek sigorta ile—– kapsamında bulunan —- tedavisine ilişkin ——– onayı verilerek ödendiğini, ödenen bu tutarın ———— uyarınca ——gereği ile davalı şirketin poliçe limitinin aynı olması nedeniyle davalı taraftan ödenen tutarın —–kısmının sulhen yazışma ile talep edildiğini, davalı tarafa yapılan sulhen müracaat sonuçsuz kaldığını, bu nedenle ———- sayılı dosyası ile sigortalıya yapılan ödemenin iadesi talepli ilamsız icra takibi başlatıldığını iddia ederek; ——– sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile alacağın fer’ileri, yargılama gideri ve vekalet ücreti ile birlikte davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :Davalı vekilinin cevap dilekçesinde, özetle, derdestlik itirazlarının olduğun, dava konusu takip ile ilgili —– sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açıldığını, yargılamanın devam ettiğini, dava dışı ———- kapsamında müvekkil şirkete sigortalı olduğunu, TTK’nun ——– düzenleyen 1467.maddesi a bendinde sigortacı şirketlerinin onayı bulunmadığından dava konusu uyuşmazlıkta anılan hükümde atfı yapılan Müşterek Sigorta hükümlerinin davamızda uygulanmasının mümkün olmadığını, davacının rücu hakkının olmadığını, TTK 1466/2 maddesi gereğince sigorta sözleşmesinde yazılı olarak müteselsil sorumluluk esasının kabul edilmediğini, davacının kendi payından fazla ödeme yapmış olsa dahi müvekkiline karşı rücu hakkının olmadığını, dava dışı sigortalının tedavi giderlerinin ödenmesi bakımından kendisi için en uygun poliçeye müracaat ettiğini, bu kapsamda sigortalının bu yönde bir izni olup olmadığına bakılmaksızın menfaati bakımından müracaat etmeyi tercih etmediği diğer poliçesinden bir tazminat ödemesi yapmanın hasarsızlığını etkilemek ve hasar/prim dengesi nedeni ile daha sonra yüksek prim ödemek zorunda bırakmak şeklindeki uygulama ve sigortalının seçimde bulunma hakkına tüketici olarak haklarına aykırılık teşkil edeceğini, dava konusu olayda yürürlükte olan poliçelerde aynı tedavi giderlerinin tamamını küver altına alan teminatlar bakımından çifte sigorta hükümleri uygulanması gerektiğini, olayda müşterek sigorta hükümlerinin uygulama alanı bulunmadığını, müşterek sigorta hükümlerinin uygulanması halinde davacının kendi sigorta poliçesi kapsamında geçerli bir ödeme yapıp yapmadığı, rücu hakkının bulunup bulunmadığı ve müvekkilinin temin etmiş olduğu sigorta poliçesi kapsamında sorumlu olup olmadığı hususlarında inceleme yapılması gerektiğini, TBK 139 maddesi kapsamında takas/mahsup haklarını saklı tuttuklarını, alacağın mahiyeti karşılığında icra inkar tazminatı şartlarının bulunmadığını savunarak; derdestlik itirazlarının kabulü ile davanın dava şartı yokluğundan reddini, somut olayda ——— olması nedeniyle davacıya karşı herhangi bir sorumluluğu olmayan müvekkil şirkete karşı açılan davanın reddini, davacının rücu hakkının bulunmadığından dolayı davanın reddini, takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep ve beyan etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava, hukuki niteliği itibari ile itirazın iptali istemine ilişkindir.
—— sayılı dosyası getirtilerek dosyamız içine konmuştur. İcra takibi incelendiğinde, ödeme emrinin —- tarihinde borçlu/davalıya tebliğ edildiği, borçlunun —— tarihinde borca ve faize itiraz ettiği ettiği, icra takibine itirazın süresinde olduğu, itirazın borca, faize kısaca esasa ilişkin olduğu, icra müdürlüğünün yetkisine bir itirazın olmadığı anlaşılmıştır.
Davanın İ.İ.K. 67/1 maddesindeki—– yıllık yasal süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı —— kapsamında dava dışı sigortalısına—— ödeme yaptığını, sigortalının birden fazla sigortacı tarafından güvence altına alınmış olması nedeniyle masrafların sigortacılar arasında teminatlar oranında paylaştırılması gerektiğini, buna göre ödenmiş tazminatın %50’lik kısmının —– tarafından karşılanması gerektiğini, ödeme yapılmaması nedeniyle icra takibi başlattıklarını iddia etmiştir.
Davalı —-, açılan davayı kabul etmediklerini, öncelikle derdestlik itirazlarının olduğunu, davacının aynı icra takibi yönünden——– esas sayılı dosyasını daha önce açtığını ve yargılamanın devam ettiğini, bu davanın mükerrer nitelikte olduğunu, ayrıca esas yönünden de davanın haksız olduğunu savunmuştur.
Davalının derdestlik itirazı nedeniyle —– esas sayılı dosyası getirtilerek incelenmiş; davanın itirazın iptali davası olduğu, dava tarihinin —- olduğu, davacı ve davalıların dosyamız taraflarıyla aynı olduğu, davada —-sayılı dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın iptalinin istendiği, buna göre aynı icra takibi yönünden davacının önce —– tarihinde —— sayılı dosyasına açtığı, akabinde —— tarihinde mahkememize aynı talebi içeren bu davayı açtığı, buna göre davalının derdestlik itirazının yerinde olduğu anlaşıldığnıdan, derdestliğin dava şartı olması nedeniyle “dava şartı yokluğu nedeniyle” davanın reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine,
2-Alınması gereken 54,40-TL harcın, davacı tarafından peşin yatırılan 366,07-TL harçtan mahsubu ile bakiye 311,67-TL’nin davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf yargılama gideri yapmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT göre takdir olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan ancak sarf olunmayan gider avansı olduğu takdirde karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.10/12/2020