Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1145 E. 2019/1408 K. 19.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/1145 Esas
KARAR NO : 2019/1408 Karar

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/10/2017
KARAR TARİHİ : 19/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davacı taraf davalıya sunmuş olduğu mal ve hizmetlerden dolayı————alacaklı durumda bulunduğunu, faturanın davalıya gönderildiğini ve cari hesaba işlendiğini, davalının ödeme yapmaması üzerine İstanbul Anadolu —-. İcra Müdürlüğünün —- sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının süresi içinde borca, faize ve faiz oranına itiraz ettiğini, icra takibinin durduğunu ileri sürerek davalının haksız ve kötü niyetli yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına, davalının %20den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalıya usulüne uygun dava dilekçesinin tebliğine rağmen dosyaya herhangi bir cevap dilekçesi sunulmamıştır. HMK’nun 128. Maddesi uyarınca; Süresi içinde cevap dilekçesi vermemiş olan davalı, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılır.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile davacı tarafça alacaklı sıfatı ile fatura alacağından kaynaklı icra takibine davalı tarafça yapılan itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasından ibarettir.
————————— Merkezi’ne yazılan müzekkere yazı cevaplarının dosya arasına alınmıştır.
Dosyamız arasına alınan İstanbul Anadolu —-. İcra Müdürlüğü’nün —— Esas sayılı icra dosyasının yapılan incelemesinde takibin — tarihinde takip başlatıldığı ödeme emrinin davalı/borçluya —-tarihinde tebliğ edildiği davalının süresinde —- tarihinde takibe itiraz ettiği ve takibin durduğu anlaşılmıştır.
Davacının; borçlu tarafından yapılan — tarihli itirazın davacı-alacaklıya tebliğinden itibaren İİK.nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık süre içerisinde mahkememize davayı açtığı anlaşıldığından, açılan davanın süresinde olduğu görülmüştür.
Davada aktif ve pasif taraf husumetinin sağlandığı anlaşılmış olup taraflar arasında bu hususta çekişme yoktur.
Taraflar tacir olup, delil olarak ticari defterlere dayandıklarından; taraflara inceleme gün ve saatinde belirtilen yıllara ilişkin ticari defter ve kayıtlarını hazır etmeleri aksi halde HMK 220 ve devamı maddeleri gereğince defterlerini sunmayan tarafın ticari defterlerine lehine delil olarak dayanamayacağının ve tekrar sunamayacakları usulüne uygun biçimde ihtar edilmiş; defter inceleme neticesinde dosyamız bilirkişiye tevdii edilmiş olup , bilirkişi mahkememize hitaben sunmuş olduğu raporunda özetle: Davacı vekili tarafından İstanbul Anadolu —-. İcra Müdürlüğünün — sayılı dosyası ile ——- tarihinde sekiz adet faturaya dayanarak davalı borçlu aleyhinde başlatılan icra takibinde — asıl alacağın ödenmesi talep edildiği, Davacı tarafından davalı adına düzenlenmiş sekiz adet fatura toplam tutarı olan fatura icra takibine dayanak gösterildiği, faturaların dayanağı olan sevk İrsaliyeleri incelendiğinde, bir kısım irsaliyelerde teslim alan isim ve imzası bulunduğu, bir kısımlarında herhangi bir imza bulunmadığı, irsaliye içeriği ürün ve hizmetlerin davacı tarafından davalı teslim edilip edilmediğinin belirlenmesi mümkün olmadığı, ürün ve hizmetlerin teslim edilmiş sayılıp sayılmayacağı Sayın Mahkemenin takdirinde olacağı, Davacı ticari defter kayıtlarına göre, davacının icra takip tarihi olan —- tarihi itibariyle davalıdan —- alacaklı durumda bulunduğu, Davalı şirketin inceleme gün ve saatinde mahkeme kaleminde hazır bulunmadığı, ticari defterlerini ve dayanağı belgelerini ibraz etmediği, mahkemece inceleme gün ve saatinin davalı şirkete tebliğe gönderildiği ve davalı şirkete — tarihinde tebliğ edildiği, Fatura içeriği ürün ve hizmetlerin davacı tarafından davalıya teslim edildiğinin kabulü durumunda, davalının İstanbul Anadolu —. İcra Müdürlüğünün —–sayılı dosyasına vaki itirazının iptali gerekeceği, ürün ve hizmetlerin davalıya teslim edilmediğinin kabulü durumunda ise davanın reddi gerekeceği yönünde mütalaa etmiştir.
Gelen yazı cevapları, sevk irsaliyeleri ve faturalar kapsamında değerlendirme yapmak amacı ile dosya ek rapor hazırlanmak üzere bilirkişiye tevdi edilmiş olup, bilirkişi ek raporunda özetle—-yazısında, davalı şirket yetkililerinin —– olduğunun anlaşıldığı, — Müdürlüğü yazısı ekinde gönderilen mahtasar beyanname örneklerinde, davalı şirket çalışanlara ait herhangi bir beyan bulunmadığı yönünde mütalaa etmiştir.
Bilirkişi raporlarının HMK 280. Maddesi uyarınca taraflara tebliğ edilmiştir.
Yargıtay —–. Hukuk Dairesi—————–. Sayılı emsal kararı ile; ”… ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır.” şeklindedir.
Toplanan deliller, icra takip dosyası, dava dilekçesi, cevap dilekçesi, ticari defterler, bilirkişi incelemesi bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacı ile davalı arasında ticari ilişki olduğu davacının incelenen defterleri ile sabittir. Ticari defterlerin ticari davalarda delil olarak kabul edilmesi için HMK’nun 222. Maddesi uyarınca kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması gerekmektedir. Bilirkişi raporunda davacı taraf defterlerinin defterlerinin HMK 222. Maddesinde belirtilen usulde olduğu tespit edilmiştir. Davacı delil listesi ile ticari kayıtlara dayanmış usulüne uygun ihtarata rağmen davalı taraf defterlerinin ibraz edilmediği anlaşılmıştır. Davacı tarafça davalı adına icra takibine konu fatura kesilmiş olup; defter incelemesi neticesinde aralarında başkaca bir ticari ilişki olmayıp; kesilen faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olduğu tespit edilmiştir. Yukarıda değinilen emsal içtihatta da belirtildiği üzere; davalı ticari defterlerini sunmadığı takdirde bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmış ve davacının ticari defterlerinde faturanın kayıtlı olduğu anlaşılmakla; faturaya konu malların teslimi davacı tarafça ispatlanmış olup, davalı tarafça fatura konusu bedelin ödediği ispat edilemediğinden; davalının icra takip dosyasındaki itirazının hukuki dayanaktan yoksun olduğu anlaşıldığından; bu bedel yönünden davanın kabulüne karar verilmiş; işlemiş faiz yönünden faturanın düzenlenmiş olması davalının temerrüde düşürülmesi yönünden tek başına yeterli olmayıp; icra takibinden önce takibe konu faturaya dair davalı tarafın temerrüde düşmediği anlaşılmakla; İstanbul Anadolu —-. İcra müdürlüğünün —- esas sayılı dosyasındaki alacak miktarına ilişkin davalı borçlu tarafından yapılan itirazın —- için İİK 67 maddesi gereğince iptaline karar verilmiş;
İcra inkar tazminatı açısından; İcra ve İflas Kanunu’nun 67.maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötü niyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Açıklanan yasal kuralların ışığında takip konusu alacak 8 adet fatura alacağından kaynaklanmakla likit olarak değerlendirilmekle; kabul edilen miktar üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
Davacının davasının KABULÜ ile;
1-İstanbul Anadolu —–. İcra müdürlüğünün ——— esas sayılı dosyasındaki alacak miktarına ilişkin davalı borçlu tarafından yapılan itirazın— için İİK 67 maddesi gereğince İPTALİNE, takibin devamına,
2-Alacak likit olmakla—– alacağın %20’si icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli —-harcın mahkememiz veznesine yatırılan— den mahsubu ile —– harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacılar tarafından yapılan —- ilk masraf,— peşin harç,— posta-tebligat masrafı, —–bilirkişi masrafı olmak üzere toplam —- yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan —- uyarınca—— vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan bakiye kısmın talep halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, HMK 341 maddesi gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.