Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1129 E. 2018/632 K. 19.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1129 Esas
KARAR NO : 2018/632
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/10/2017
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA ve SAVUNMA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davacı firmaya ait iş yerinin 29/08/2014 günü saat 02:00 – 04:00 saatleri arasında soyulduğunu davacıya ait 37 adet toplam 3.585.924,00 TL tutarında çek çalındığını, olayla ilgili Balıkesir Cumhuriyet Başsavcılığında soruşturma başlatıldığını söz konusu çeklerden 300.000,00 TL tutarında 2 adet çekin ibraz edildiğini çeklerin son hamilinin davalı … olduğunu davalıya çekleri ciro edenin ise………Yapım Ltd. Şti. Olduğunu söz konusu çekler hakkında ödeme yasağı verilerek borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, iki adet 150.000,00 TL lik çekler nedeniyle açılan menfi tespit davasıdır.
Davanın konusu keşidecisi ……olan, lehdarı Özışık olan, cirantaları sırasıyla ………..cam yapı, … olan iki adet çektir. Asıl davada davacı lehdar olan …..üt şirketi olup, davalısı …’e karşı borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir. Birleşen davada ise davacı çeklerin keşidecisi olan Yelken gıda olup, davalılar Demirhan Dinc ile ona cirolayan Bey cam yapı şirketidir. Mahkememizce yapılan ilk yargılamada, yargılama sırasında davalı … bu çekleri ibraz edip de tedbir nedeniyle tahsil edemeyince Bey cam şirketinin sahibi ve yetkilisi olan ……. geri verdiğini, husumet itirazı olduğunu beyan etmiş, bunu tevsik eden bir protokol de sunmuştur. …… cam şirketinin tek ortağı ve tek yetkilisi olduğu, vefat ettiği, mirasçılarının da Anadolu 11. Sulh Hukuk Mahkemesinin………Esas sayılı dosyasından anlaşılacağı üzere mirası reddettikleri anlaşılmıştır. Davacılar vekilinin…… husumet itirazlarını kabul ettiklerini,….şirketinin de tek sahibinin ölmesi ile infisah olduğunu hukuki yarar kalmadığını, konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkememizce yapılan bu ilk yargılamada, bu dilkçe üzerine asıl ve birleşen davada konusuz kalma nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, ancak asıl davada davalı lehine nisbi vekalet ücreti takdir edilmiştir. Yargıtay bozma ilamına göre, konusuz kalma nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına dair bozulmamış (temyiz konusu yapılmadığından olsa gerek), haklılık durumu araştırılarak sorucuna göre vekalet ücreti verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuştur.
Bir mali müşavir aracılığı ile tarafların defterleri üzerinde inceleme yaptırılmasına karar verilmiş, bilirkişi, 04/05/2018 tarihli raporunda davacının dava açmakta hukuki yararı olduğunu, dava tarafın defter ve kayıt sunmadığını mütalaa etmiştir.
Öncelikle, dava menfi tespit davasıdır. Hamile karşı menfi tespit davası açıldığında, ciro silsilesi uygun ele geçiren kişi hamil sıfatını kazanır. Çekler incelendiğinde beyaz ciro yapılmış olduğu, davalı … ‘in TTK nun 790. maddesine göre yetkili hamil olduğu anlaşılmaktadır. Eldeki dava çek istirdatı davası değildir, menfi tespit davasıdır. Diğer bir ifadeyle davacının , “davalının husumet itirazını kabul ediyoruz” şeklindeki beyan mahkeme için bağlayıcı olamaz. Davacının, menfi tespit davası açtığına göre, son hamil olan davalının ağır kusurlu veya kötüniyetle çeki iktisap ettiğini ispatlaması gerekir. Böyle bir durum ispatlanmış değildir. Bununla birlikte bir şekilde verilmiş olan “konusuz kalma nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına dair karar” de bozulmamıştır. Karar sadece vekalet ücreti yönünden ve sadece asıl dava bakımından bozulmuştur.
Dava tarihi itibariyle davacının hukuki yararı olduğu sabittir ancak davacı davalının , gerçek durumu bilerek kötü niyetle çeki aldığını veya ağır kusurlu olduğunu ispatlamayamadığından haklılık durumunu da ortaya koyamamıştır. Kural olarak bu türdeki menfi tespit davalarında nisbi vekalet ücreti verilmesi gerektiği açıktır. (HGK, 2013/1367 E, 2015/1192 K) Ancak davalı … de çekleri iade ettiğinden bahisle davanın husumet yokluğundan (usulden) reddini talep etmiştir. (esastan reddini talep etmemiştir) Davacı da bu durumu kabul ettiğini beyan etmiştir. Hal böyle olunca davalı lehine nisbi değil maktu vekalet ücret verilmesinin dosyanın durumuna daha uygun olacağı anlaşılarak aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
Birleşen davada hiç vekalet hükmü kurulmamış olup temyiz ve bozma konusu da yapılmadığından birleşen davada verilen karar kesinleşmiş olup tekrar karar verilmemiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1- Asıl dava bakımından, konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına;
2- Birleşen davada (temyiz olmadığı gibi bozma da olmadığından) karar kesinleşmiş olmakla, karar verilmesine yer olmadığına;
3-Alınması gerekli 35,90 TL harcın davacı tarafça yatırılan 5.123,25 TL den mahsubu ile 5.087,35 TL nin davacıya iadesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’e verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalıların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/06/2018