Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1125 E. 2022/908 K. 23.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/1125 Esas
KARAR NO: 2022/908
DAVA: Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 17/10/2017
KARAR TARİHİ: 23/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin dava dışı——–sahibi olduğunu, bazı sebeplerden dolayı diğer ortağı ile arasının bozulduğunu ve ortak olduğu şirkete giremez hale geldiğini, diğer ortağın zor kullandığını ve müvekkiline ait hisselerini elinden almak istediğini, dava dışı şirketin diğer ortağı şirket hesaplarını mali müşavirlere incelettiğini ve müvekkilinin mezkur şirkete —— borçlu olduğunu tespit ettirdiğini, bu nedenle hisselerini kendisine devretmesini istediğini aksi halde dava yolu ile şirket hissesini elinden alacağını ve şirkete giremeyeceğini beyan etmiş ve somut adımlar atmış olduğunu, bu olaylar neticesinde müvekkilinin korktuğunu ve hem bu şirketin hemde davalı şirkette olan %50 hesabının elinden alınmaması için davalı şirket avukatı—– bilgisi ve yönlendirmesi ile müvekkili, davalı şirketin diğer ortağı ——- sözleşme imzalandığını, sözleşme kapsamında müvekkilinin —- ödemesine karar verildiğini ve bu ödemenin şirketin her ay sonundaki gelir gider hesabından sonra tespit edilen toplam kârın müvekkiline isabet eden kar payından peyderpey ödenmesine ve müvekkili adına aylık ——-maaş ödenmesinin kararlaştırıldığını, sözleşmenin karar defterine işlendiğini ve noter aracılığı ile tasdik edildiğini, davalı şirket vekili olmasına rağmen—- dava konusu sözleşmeyi dayanak yaparak davalı şirkete karşı ——– bedelli ilamsız takibe başladığını, ödeme emrinin şirket merkezine gönderildiğini ve tebligatı almaya yetkisi olmadığı iddia edilen bir personele tebligatın yapıldığını ve takibin kesinleştirildiğini, icra takibinden müvekkilinin haberi olmadığını, haberi olsa dahi ödeme emrine yapılacak itirazın davalı şirketin ortaklarının müşterek imzası ile yapılabileceğini ancak davalı şirketin diğer ortağının zaten icra dosyasında alacaklı sıfatında olduğunu ve vekilinin ise davalı şirketinde vekili olan—- olduğunu, takip dayanağı belgede şirketin alacaklı ——borçlu olduğuna dair bir ibare bulunmadığını, belgede belirtilen borcunda gelir gider hesabından sonra ortaya çıkan kârdan peyderpey yapılacağının açıkça belirtildiğini ayrıca borcun vadesinin de henüz gelmediğini ve borcun icraya koyulamayacağını, daha sonra —-yanında çalıştığı iddia edilen —sayılı dosyası ile alacaklı davalı şirket ve borçlusunun ise müvekkili olduğu, dava konusu sözleşmeye dayanarak —-bedelli ilamsız icra takibine başlandığını, gönderilen ödeme emrinde alacaklı vekili olarak —- belirtildiğini ve müvekkilinin hasta babasını ziyareti için yurt dışına gittiği sırada tebligatın kızına yapıldığını ve müvekkilinin ödeme emrinden haberi olduğunda —– bilgi verdiğini, —– bu konuyu halledeceğini beyan ettiğini ancak ——–kendisinin yetkilendirdiğini belirtmediğini ve açılan icra dosyalarında dayanak belgelerin aynı olduğu ve davalı şirketin icra dosyalarının birisinde borçlu iken diğerinde alacaklı olarak göründüğünü, söz konusu fiillerin kanuna aykırı olduğunu, müvekkilinin yurt dışında olması sebebi ile davalı şirket ortaklarının eşlerinin bir araya getirildiğini, müvekkiline karşı yapılan icra takibine itiraz edilmesinin önlenmesi için müvekkilinin hisselerinin alınamayacağını ve manipülasyon yapılamayacağına dair garanti vermek adına tutanak imzalandığını,—- tutanağı yetkili kıldığı— imzalattığını, ancak avukatın müvekkiline karşı haciz konulan dosyalarda da vekil görevi yaptığını ve imzalanan tutanağa aykırı şekilde hareket ettiğini, icra takiplerinin müvekkilini aldatıcı yollarla kesinleştirildiğini,—-dosyasında müvekkilinin davalı şirket hisselerine haciz konulduğunu ve şirket adına verildiği iddia edilen—— tarihli cevabın şirket kaşesinin bulunduğu ancak sahte imzalı bir şekilde icra dosyasına sunulduğunu ve bildirim yazısının geçersiz olduğunu, icra takibi sürecinden sonra —— tarihinde yapıldığı iddia edilen açık arttırma ile müvekkilinin hisselerinin satıldığını ve davalı şirketin diğer ortağı —- anılan hisseleri — ihaleden aldığını, yapılan satış işlemine karşı ihalenin feshi davası açıldığını, dava dışı —- diğer ortağının müvekkiline —— bedelli zarar ziyan davası açtığını ve davanın reddine karar verildiğini, müvekkilinin dava dışı şirketteki işlerden ve ortağından korkarken asıl tehlikenin davalı şirket ortağından geldiğini ve müvekkili ile eşinin yaptığı araştırmalar neticesinde davalı şirket ortağı olan —–eşinin hukuka aykırı ve güveni kötüye kullanma yönünde pek çok olaya karıştığını ve hakkında davalar olduğunu, bu nedenlerle, müvekkilinin hesapları üzerinde ve diğer şirket ortağı ile imzaladıkları —- tarihli sözleşmenin ve şirket karar defterine —— karar numaralı ile işlendiği iddia edilen şirket ortaklar kurul kararı dolayısıyla ve —- sayılı dosyası sebebi ile davalı şirkete —— borcunun olmadığının tespitine, alacağın %20’sinden az olmamak üzere müvekkil lehine tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının, müvekkili şirkete —– borçlu olduğunu ve buna ilişkin protokol olduğunu, davacının protokol gereğince yapılan icra takibine itiraz etmediğini, —–tarihli akit sözleşmesi başlıklı protokolün imzalandığını, noterde tasdik edilip şirketin karar defterine işlendiğini ve sözleşmenin akdinden sonra aylarca beklendiğini ancak davacının borcunu ödemediğini, aksine mal varlığını azaltmaya yönelik işlemler yaptığını, takibe geçilmeden önce davacının adına kayıtlı —-devrettiğini, mezkur sözleşmenin davalı şirketin müdürü ve mali müşaviri tanıklığında imzalandığını, davacının şirkette münferit müdür olduğu dönemde şirket hesaplarından kullandığı paraları ve şirketi uğrattığı zararları kabul ettiğini, ortakların sulh olduğunu ve mezkur sözleşme ile alacak borç hesabının yapıldığını, protokolde davacının müvekkiline, müvekkilinin ise şirketin diğer ortağı —— borçlu olduğunu ve bu borcun şirketin karından peyderpey ödeneceğinin kararlaştırıldığını, davacının uhdesine para geçirme eylemleri nedeniyle borca batık olduğunu, müvekkili şirketin ticari defter ve kayıtları, davacının münferit müdür olduğu dönemde usulüne uygun tutulmadığını, şirketin banka hesap hareketleri ile ticari defter kayıtlarının örtüşmediğini,—- sayılı dosyası ile davacının hisselerinin haczine karar verildiği,—- sayılı dosyası ile yapılan açık arttırmada davacının müvekkili şirketteki %50 hissesinin diğer ortak —–tarafından alındığını, davacının ihalenin feshi davası açtığını ve davanın reddine karar verildiğini, davacının icra takip işlemlerini yapan avukatlar hakkında suç duyusunda bulunduğunu ve savcılık dosyası ile avukatlar hakkında soruşturma izni verilmemiş,——- tekrar şikayette bulunmuş ve disiplin kovuşturması açılmasına yer olmadığına karar verilmiş olduğunu, ayrıca davacının dava dışı —– %50 hisse sahibi olduğu ve müvekkil şirketteki gibi tek müdür olduğu dönemde şahsi menfaat elde etmeye yönelik faaliyetlerinin olduğunu bu nedenle de hakkında sayısız savcılık ve dava dosyası bulunduğunu, bu nedenlerle, hak düşürücü süre dolduktan sonra açılan davanın reddini, davacının %20 tazminata mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirketin sicil dosyası, ortaklık yapısı,—-tarihli sözleşme, bu sözleşmenin her iki şirket ortağı tarafından imzalanarak şirket karar defterine işlenmesine ilişkin ortaklar kurulu kararı, —–nolu tasdik belgesi, şirket vekili adına düzenlenmiş vekaletname örnekleri,——- sayılı dava dosyalarından dava dilekçesi ve bilirkişi raporları ile karar örnekleri, davacı ile davalı şirketin diğer ortağı arasındaki soruşturma dosya örnekleri, şirketin banka hesap hareketleri celp ve ibraz edilmiş, tanık beyanları alınmış, bilirkişiden rapor alınmıştır.
Davalı —– numarasıyla kayıtlıdır.—–adresindedir. Davalı şirket,—– işletmektedir. Davalı şirket ——kurulmuştur. Kuruluş sermayesi ortaklarca eşit olarak karşılanmıştır. Şirket ana sözleşmesinin —– istinaden; ilk —- olarak seçilmiştir.—- göre de; ilk—- süre ile şirketi münferiden temsil ve ilzama yetkili kılınmıştır. Davalı şirketin ana sözleşmesi —– ilân edilmiştir. —- tarihinde tescil edilen ana sözleşme tadili ile şirketin —–artırılmak suretiyle —- çıkarılmıştır. Dava tarihi itibarıyla—– aittir.
Davalı şirketin —– numaralı ——- toplantısında; Müdürlük görevinden istifa eden —- istifasının kabulüne ve münferit imza yetkisinin kaldırılmasına, —– yıl süre ile müdür olarak seçilmelerine ve —–müştereken temsil ve ilzam etmelerine oy birliğiyle karar verilmiştir. Kararlar —— tescil edilmiş, —— yayımlanmıştır.
Sözleşmenin —- maddesine göre; şirket—- itibarıyla şirkete—– borcu olduğunu kabul etmiştir.
Sözleşmenin—-maddesi ise aynen şu şekildedir: “Şirket ortağı —- kimlik numaralı——- her ay sonunda kısım kısım borç bitene kadar almasına, her iki taraf rıza göstererek kabul etmektedir.” Bu maddeye göre şirketin dava dışı diğer ortağı—– davalı şirketten ——-alacaklı olduğu sonucuna varılmaktadır.
Sözleşmenin —-maddesinin metinleri——– numaralı ortaklar kurulu karar metni olarak aynen karar defterine yazılmış ve ortaklar oy birliğiyle karar verdiklerine dair kararı imzalamışlardır.
Dava konusu—-sayılı dosyası ile ilgili icra takibi de; —tarihinde davalı —- tarafından, davacı—– yapılmıştır. İcra takibinde asıl alacak olarak —-işlemiş faiz olarak da —- olmak üzere toplam —— talep edilmiştir. Alacağın sebebi olarak —- sayılı ortaklar kurulu kararı gösterilmiştir.
Davacı —-şirketin kuruluşundan —– tarihine kadar tek başına şirket müdürü ve imza yetkilisi olarak görev yapmıştır. —– tarihinde de; davacı —-ortağı —- birlikte müdür ve müşterek imza yetkilisi olarak seçilmiştir. Yukarıda konu edilen —— başlıklı sözleşme ve ortaklar kurulu kararı davacının müdür ve müşterek imza yetkilisi olduğu sırada imzalanmıştır.
Şirketin ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi sonucunda; davacının yaptığı usulsüz işlemler nedeniyle ortağı —– davalı şirkete daha fazla finansman desteği sağlamak zorunda kaldığı, ancak davacının tek başına müdür olduğu dönemde bu hususun kayıtlarda gizlendiği, —- alacağının da gösterilmediği, bu durum ortaya çıkınca paranın —- tazmini ve —-ödenmesi için—– başlıklı belge düzenlendiği ve ortaklar kurulu kararı olarak alındığı, tazmin edilecek rakamın da——olarak belirlendiği anlaşılmaktadır.
Davacı hakkında yapılan icra takibinde davalı şirketteki hisseleri satılmıştır, bu nedenle davacı artık davalı şirketin ortağı konumunda değildir. Davacı ile şirketin diğer ortağı arasındaki anlaşmazlık ve hesaplaşma nedeniyle davacının davalı şirkete —- ödemesi hususunda anlaşma yapıldığı, borcun varlığı ile ilgili aslında uyuşmazlık bulunmadığı, bu sözleşmenin davalı şirket ortakları olan —— durumlarını eşitlemek üzere yapıldığı anlaşılmaktadır. Davacının sözleşme kapsamında şirkete borçlu olduğu kanaatine varılmakla menfi tespit isteminin reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın Reddine,
2-Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL karar harcının peşin alınan 20.493,00TLden mahsubu ile bakiye 20.412,30 TL’nin karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
3-Davalı tarafça sarf olunan 42,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4- Davacı tarafça sarf olunan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı lehine AAÜT uyarınca taktir olunan 144.000,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde bakiye gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair,davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 23/11/2022