Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1118 E. 2019/1342 K. 12.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1118 Esas
KARAR NO: 2019/1342
DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 16/10/2017
KARAR TARİHİ: 12/12/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkilinin davalı … şirketi ile sigorta sözleşmesi akdettiğini, taraflarca belirlenen sigorta prim miktarının ödendiğini, davalı sigortacının sorumluluğunun — tarihinde başladığını, – tarihinde şiddetli yağışın meydana geldiğini, müvekkil şirket merkezinin — tarihli fırtınadan zarar gördüğünü, meydana gelen sel zararına ilişkin ekspertiz raporu alındığını ve alınan raporda hasar bedelinin 217.000,00 TL olduğunu, hasar bedelinin davalı şirketten tazmininin talep edildiğini, davalı … tarafından 2.438,73 TL ile sınırlı olduğunu ve ancak bu bedelin tazmin edilebileceğinin bildirildiğini, -.Noterliğinin — tarih ve — yevmiye nolu ihtarnamesinin keşide edildiğini, davalı tarafından ihtarnameye cevap verilmediğini, sözleşme uyarınca muaccel hale gelen tazminatın davalı … şirketinin ödemesi gerektiğini iddia ederek; fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla 50.000,00 TL tazminatın hasar tazmini talepli ihtarnamenin davalıya tebliğ tarihi olan 05/10/2017 tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :Davalı vekilinin cevap dilekçesinde, özetle, davacı tarafından oluştuğu iddia olunan hasar bedelinin öncelikle resmi makamlar tarafından tazmin edildiğini, meydana gelen aşırı yağışlar nedeniyle hasara neden olması durumlarda oluşan hasarların öncelikle —–tarafından tazmin edilmesi gerektiğini, mükerrer bir ödeme ve gerçek zararın üzerinde haksız bir kazanç elde edilmemesi bakımından ilgili kurumlar nezdinde başvurunun olup olmadığı ve yapılan bir ödemenin bulunup bulunmadığının tespit edilmesini, müvekkil şirketin sorumluluğunun poliçe limitleri dahilinde olduğunu, davacı tarafından talep edilen hasar kalemleri poliçe özel şartı gereği gibi teminat dışı olabileceğini, imzalanan sözleşmede sundurma altında bulunan muhteviyat hasarlarının teminat dışı olduğunu, davacı tarafından iddia edilen 2.438,73 TL ödeme yapılacağı hususunun doğru olmadığını, hazırlanan ekspertiz raporuna göre davacıya 14.807,00 TL ödeneceğinin ifade edildiğini ve davacı tarafından bu bedelin kabul edilmediğini, söz konusu hasara ilişkin poliçede maksimum 50.000,00 Euro muafiyet verildiğini, poliçedeki sigorta bedelinin hasar tarihli kur karşılığı olan 202.905,00 TL üzerinde olduğu dikkate alınarak meydana gelen hasar tutarı olan 212.757,00 TL’den mahsubu ile bakiye kalan 14.807,00 TL’nin davacıya ödenmek içni teklif sunulduğunu, poliçe özel şartı gereği iddia olunan hasarın dolu nedeniyle oluştuğu tespit edilir ise teminat limitinin 10.000,00 TL ile sınırlı olacağını, dava konusu olayın davacının ihmali ve tedbirsizliği neticesinde meydana geldiğini, talep edilen hasar bedelinin ispatlanması gerektiğini ve talebin fahiş olduğunu, müvekkilinin temerrüde düşmediğini, dava konusu uygulanması gereken faizin yasal faiz olacağını savunarak; davanın reddini, tazminat talebinin reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasını talep ve beyan etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava, hasar bedelinin davalı … şirketinden tazmini istemine ilişkindir.
Davacı ile davalı arasında— tarihlerini kapsayan dönem için Ticari Risk Kombine Poliçesi bulunduğu, davacının sigorta primlerini eksiksiz olarak ödediği, — tarihindeki aşırı yağışlar nedeniyle davacının sigortalı iş yerinde hasar oluştuğu, davalı … şirketine durumun ihbar edilmesi üzerine davalının hasar tutarının 2.438,73 TL olduğu ve ancak bu bedelin tazmin edilebileceği şeklinde cevap verildiği, bu önerinin davacı tarafça kabul edilmemesi nedeniyle şimdilik 50.000,00 TL tazminatın faiziyle tahsili amacıyla bu davanın açıldığı görülmüştür.
Mahkememizce sigortalı şirketinden hasar dosyası getirtilmiş ve tarafların bildirmiş oldukları tüm deliller toplanmıştır. Tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilebilmesi için makine mühendisi –, sigorta uzmanı -ve optisyen bilirkişi — oluşan bilirkişi heyetinden rapor aldırılmıştır. Dosyaya sunulan — tarihli bilirkişi heyeti raporunda; “Sigorta Sözleşmelerinde Bilgilendirmeye İlişkin Yönetmeliğin ilgili maddeleri gereğince davalı … şirketi tarafından davacıya uygun bilgilendirmenin yapıldığına dair herhangi bir bilgilendirme formu ya da belgesine rastlanmadığı, ayrıca poliçe üzerinde sigortalı davacının imzasının da bulunmadığı, eksik sigortanın olmadığı ve tespit edilen zarar tutarının 217.750,00 TL olduğu, bu durum karşısında poliçenin hiçbir özelliği konusunda bilgilendirmenin ve aydınlatmanın yapılmamış olduğu kabul edilerek davacı sigortalının tazminat talebinin muafiyet uygulanmaksızın tümüyle karşılanması gerektiği” ayrıntılı olarak açıklanmıştır.
Belirtilen bilirkişi raporunda tarafların iddia ve savunmalarını yeterince tartışılmadığı ve tarafların bu rapora karşı yapmış oldukları itirazın mahkememizce ciddi görülmesi üzerine bu defa makine mühendisi —, sigorta uzmanı – ve sigorta hukuku uzmanı— oluşturulan yeni heyetten rapor aldırılmıştır. Dosyaya sunulan —- tarihli bilirkişi raporunda; “Söz konusu hasarın poliçe vadesi içerisinde meydana geldiği, sigortalı iş yerinde meydana gelen zarar sonucunda sigortalıya ödenecek zararın teminat kapsamı altında olduğu, poliçede eksik veya aşkın sigorta bulunmadığı, meydana gelen hasarın sel ve su baskını nedeniyle oluştuğu ve gerçekleşen riziko için poliçede teminatın mevcut olduğu ve limit dahilinde bulunduğu poliçe özel şartları gereğince sigorta bedeli üzerinden %2 muafiyet indiriminin uygulanması sonucunda toplam muafiyetin azami 50.000,00 Euro karşılığı TL ile sınırlı olacağı, tespit edilen hasar tutarının 217.757,00 TL olduğu, hasar tarihindeki kur dikkate alındığında 50.000,00 Euro karşılığının (50.000,00 Euro x 4,0590 TL) 202.950,00 TL olduğu ve hasar tutarından bu bedelin indirilmesi sonucunda davacıya ödenecek tazminat tutarının toplam 14.807,00 TL olacağı”nın bildirildiği görülmüştür.
Bilirkişi heyetindeki sigorta hukuk uzmanı —— tarihli ayrık görüşünü içeren raporunda ise; “Somut olaydaki seylap hasarına ilişkin poliçede ‘a-Bina, sabit tesisat ve dekorasyon, b-Emtia, c-Makine teçhizat demirbaş ve diğer tesisat gruplarının her biri için ayrı ayrı sigorta bedeli üzerinden %2 muafiyet indirimi uygulanacak olup…’ hükmünün yer aldığı, burada zararın tamamının emtiadan oluştuğu, poliçede emtia bedelinin 3.000.000,00 TL olarak gösterildiği, bu halde bu bedelin %2’si olan 60.000,00 TL’nin hasardan tenzil edilmesi gerektiği, hasar bedeli olan 217.757,00 TL’den bu rakamın çıkarılması sonucunda davacının talep edebileceği hasar bedelinin 157.757,00 TL olacağı” yönünde görüş ortaya konmuştur.
Mahkememizce aldırılan — tarihli bilirkişi heyeti raporu ile — tarihli bilirkişi heyeti raporu ve —tarihli bilirkişi ayrık görüş raporları arasında zarar miktarının belirlenmesi hususunda farklı bir tespit bulunmamaktadır. Raporlar arasındaki farklılık hukuki niteleme ve sonuca yönelik olup, hukuki nitelemenin mahkemeye ait olması nedeniyle yeniden rapor aldırılması düşünülmemiştir.
Davacı ile davalı arasında — tarihlerini kapsayan dönem için Ticari Risk Kombine Poliçesi bulunduğu, davacının sigorta primlerini eksiksiz olarak ödediği,— tarihindeki aşırı yağışlar nedeniyle davacının sigortalı iş yerinde hasar oluştuğu konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Aldırılan tüm bilirkişi raporlarında belirtilen olay nedeniyle oluşan hasar miktarının 217.757,00 TL olduğu ve hasar türü bakımından olayın sigorta poliçesi teminatı kapsamında olduğu sabittir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacıya ödenmesi gereken sigorta tazminatı miktarına yöneliktir. Her ne kadar 08/01/2019 tarihli bilirkişi raporunda “Davacıya karşı bilgilendirme yükümlülüğüne aykırı davranıldığı” şeklinde bir tespit yapılmış ise de, davacının böyle bir hukuki sebebe dayalı olarak hak talebi bulunmadığı anlaşıldığından bu husus dikkate alınmamıştır. Asıl incelenmesi ve değerlendirilmesi gereken husus poliçe özel şartları gereği muafiyet tenzilinin uygulama şekli ve buna göre davacıya ödenmesi gereken tazminat tutarının belirlenmesidir.
Mahkememizce somut olaya uygun olması açısından —tarihli bilirkişi ayrık görüşüne itibar edilerek; Dava konusu seylap hasarına ilişkin poliçedeki özel şartlar gereğince;
a-Bina, sabit tesisat ve dekorasyon,
b-Emtia,
c-Makine teçhizat demirbaş ve diğer tesisat gruplarının her biri için ayrı ayrı sigorta bedeli üzerinden %2 muafiyet indirimi uygulanacaktır, hükmünün yer aldığı,
Dava konusu zararın tamamının emtiadan oluştuğu, taraflar araındaki poliçede emtia bedelinin 3.000.000,00 TL olarak gösterildiği, bu bedelin %2’si olan 60.000,00 TL’nin hasardan tenzil edilmesinin gerektiği, hasar bedeli olan 217.757,00 TL’den 60.000,00 TL tutarındaki muafiyet tenzilinin çıkarılması sonucunda davacının talep edebileceği toplam hasar tazminatının 157.757,00 TL olacağı kanaati ile, davanın bu tespite göre kısmen kabulüne karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın kısmen kabulü ile; 157.757,00-TL’nin 05/10/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Alınması gerekli 10.776,38 TL harçtan peşin alınan 853,88 TL harç ve 2.864,76 TL ıslah harcının toplamı 3.718,64 TL’den mahsubu ile bakiye 7.057,74- TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 2.280,00-TL yargılama giderinin ret ve kabul oranı dikkate alındığında bakiye 1.651,83 TL’sinin ve peşin yatırılan 853,88 TL harç, 2.864,76 TL ıslah harcı ile 31,40-TL başvurma harcı toplamı 5.401,87- TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, arta kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 2.424,40-TL masrafın ret ve kabul oranı dikkate alındığında bakiye 667,95-TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, arta kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
5-Hüküm altına alınan miktar üzerindenn AAÜT hükümlerine göre davacı lehine 18.937,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Reddedilen kısım yönünden davalı lehine AAÜT hükümlerine göre 8.599,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan ancak sarf olunmayan gider avansı olması halinde karar kesinleştiğinde talep halinde taraflara iadesine,
Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/12/2019