Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1095 E. 2018/1001 K. 16.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/1237 Esas
KARAR NO : 2018/1041

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/10/2018
KARAR TARİHİ : 23/10/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davacının ….. mevkiinde davalı şirkete ait parseller üzerinde bulunan …. . Tesislerinde devremülk edinmek için davalı şirket ile … nolu adi yazılı devremülk satış vaadi sözleşmesi akdedildiğini, davacı tarafından davalı şirkete devremülk bedeli olarak 102.840,00 TL ve tapu harçları olarak 4.900 TL ödeme yapıldığını, davalı şirketin sözleşmenin edimlerini yerine getirmemesi üzerine ihtarname keşide edilerek sözleşmenin feshedildiğini ve yapılan ödemenin geri iadesinin talep edildiğini ancak davalının ihtarnameye rağmen ödeme yapmaması üzerine İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğü’nün 2018/26418 esas ve 2018/28582 esas sayılı dosyaları ile takip başlatıldığını davalının icra takiplerine itiraz ettiğini, davalının yapmış olduğu itirazların iptali ile takiplerin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile davacı ile davalı arasında toplam beş adet Devremülk Satış Vaadi Sözleşmesinden kaynaklanan alacak nedeniyle davacı tarafından yapılan iki ayrı icra takibine davalının itirazının iptaline ilişkindir.
HMK 138. maddesinde; “Mahkeme, öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verir.” hükmü yer almaktadır ve konu ile ilgili Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2013/4-1895 E., 2013/1668 K. Sayılı kararında; “6100 sayılı HMK.nun 114/c maddesi gereğince dava şartı olan “mahkemenin görevli olması” şartı hakkında taraf teşkili sağlanmadan karar verilip verilemeyeceği ön sorun olarak tartışılmış şu sonuca varılmıştır; Görüşmeler sırasında bazı üyeler; taraf teşkili sağlanmadan görevsizlik kararı verilmesinin 6100 sayılı HMK 27. maddesinde düzenlenen hukuki dinlenilme hakkına aykırı olduğunu, bazı üyeler de, HMK’ nun 137. maddesindeki “dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra ön inceleme yapılır, mahkeme ön incelemede; dava şartlarını ve ilk itirazları inceler” düzenlemesi ve HMK’ nun 141. maddesindeki; iddianın genişletilmesi ve değiştirilmesi yasağının ikinci cevap dilekçesi ile başlaması hükümleri gözetildiğinde, dilekçeler aşaması tamamlanmadan görevsizlik kararı verilmemesi gerektiği hükmün bu gerekçeyle bozulması gerektiğini savunmuş iseler de, bu görüşler kurul çoğunluğu tarafından yerinde görülmemiş, davanın tensip ile birlikte dava şartı noksanlığından usulden reddedilmesinde HMK 30. maddesi de gözetildiğinde bir isabetsizlik olmadığı kabul edilmiştir.” yönünde karar vermiştir.
Yukarıda değinilen Yargıtay Genel Kurul Kararı doğrultusunda mahkememizin görevli olup olmadığı tensiben araştırılmıştır.
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/29769 E. 2017/7052 K. Sayılı ilamında da taraflardan davacı gerçek kişi davalı limited şirket olup; ” Somut uyuşmazlıkta, davacının dava konusu 4 adet devre mülkü satın aldığı gözetildiğinde, bu işlemin tüketici işlemi olmadığı gibi, davacının da tüketici sıfatını taşımadığı anlaşıldığından taraflar arasındaki ilişkinin 6502 sayılı yasa kapsamında kalmadığı anlaşılmaktadır. Dava olunan miktara göre davaya bakmaya genel mahkeme görevli olduğundan, genel mahkeme sıfatıyla davanın sonuçlandırılması gerekirken, tüketici mahkemesi sıfatıyla karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.” şeklinde karar verilmiştir.
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2017/9591 E. 2018/1481 K. Sayılı ilamında da taraflardan davacı gerçek kişi davalı limited şirket olup; ”Somut uyuşmazlıkta, davacının birleşen dava dosyaları ile birlikte değerlendirildiğinde 5 adet devre mülkü satın aldığı gözetildiğinde, bu işlemin tüketici işlemi olmadığı gibi ticari işlem niteliğinde de olmadığı, yine davacının tüketici sıfatını taşımadığı gibi tacir sıfatını da taşımadığı anlaşıldığından taraflar arasındaki ilişkinin 6502 sayılı yasa kapsamında kalmamakla birlikte Ticaret Mahkemesinin görev alanına giren uyuşmazlık olmadığı da görülmektedir. Davanın konusuna göre davaya bakmaya genel mahkeme görevli olduğundan, dosyasının Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, Ticaret Mahkemesinin görevli olduğundan görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. ” şeklinde karar verilmiştir.
Yukarıda değinilen Yargıtay içtihatları doğrultusunda somut olay değerlendirildiğinde; taraflar arasında beş adet devremülk satış vaadi sözleşmesi olup; uyuşmazlık sözleşme ile yüklenen edimlerin davalı tarafça yerine getirilmemesinden kaynaklanan icra takibine itirazın iptalinden ibarettir. Davacı taraf tacir olmayıp; Davanın konusuna göre davaya bakmaya genel mahkeme görevli olduğundan, dosyasının Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davacının dava dilekçesinin görev yönünden reddi ile karar kesinleştiğinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine
2-HMK.’nun 20.maddesi uyarınca, iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık süre içinde başvuru halinde, dava dosyasının görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK.’nun 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine ,
4-Süresinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde dosyanın ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına,
Dair, tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.