Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/109 E. 2018/276 K. 21.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/109 Esas
KARAR NO : 2018/276
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/01/2017
KARAR TARİHİ : 21/03/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 10/04/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin 26/01/2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı borçluya 11.06.2015 tarih ve…………… seri no’lu fatura konusu binalar, tesis, makine ve cihazlar ile teşviksiz yatırımlar ve demirbaşlara kaydedilen eşyaları toplam 581.640,88 TL’ye sattığını ve teslim ettiğini, davalının satın aldığı bu malları muhasebe kayıtlarına kaydettiğini ve bugüne kadar kullandığını, müvekkili tarafından düzenlenip davalıya teslim edilen vade farkı ve telefon kullanım bedeli faturalarına da yasal süresi içinde itiraz edilmediğini, bu faturaların davalı şirketin ticari defter kayıtlarına işlendiğini, dava konusu hukuki ilişkinin müvekkili ile davalı şirket arasında olduğunu, bu hukuki ilişkiden doğan alacağın hiçbir biçimde şirketi temsilen dava dışı şirket müdürü ……..’e ödenmediğini, davalının dava konusu satımdan kaynaklanan ödeme edimini dava dışı şirket müdürü ile hukuki ilişkilerini karıştırmak suretiyle borcun ifası iddiasını öne sürdüğünü, müvekkili şirketin alacağını temsilci sıfatı ile alındığını gösteren bir belge bulunmadığını, davalı borçlunun bu ticari ilişki nedeniyle yaptığı ödemelerin her iki şirket defter kayıtlarına yansıtıldığını, cari hesap tablosunda yer alan ödemeler dışında müvekkili şirkete herhangi bir ödeme yapılmadığını belirtmiş olup, davanın kabulüne, davalının İstanbul Anadolu 19. İcra Müdürlüğünün …………Esas sayılı icra takibine haksız itirazının iptaline ve takibin devamına, takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere takdir edilecek tazminatın davalı borçludan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davacı şirkete, icra takibine konu ettiği miktarda bir borcunun olmadığını, aksine hem davacı şirketten hem de yetkilisi ………………’ten alacaklı olduğunu, 2013 yılındaki tapu devri ile birlikte taraflar arasındaki ticari ilişkinin başladığını, akabinde davacı şirketin tek yetkilisi olan …….’in müvekkili şirket ortaklarından birinden 75.000 adet pay (%25 oranında hisse) alarak müvekkili şirkete ortak olduğunu, daha sonra müvekkili şirkette YK üyesi olduğunu, bu üyeliğin 23.12.2016 tarihine kadar sürdüğünü, müvekkili şirketin davacı şirket yetkilisi …….’e taşınmaz satışı için 1.600.000,00 TL devir bedeli ödediğini, bu bedelin arsanın tümü ve Üzerindeki çelik betonarme fabrika binası va tüm mütemmim cüz ve müştemilat için ödendiğini, davacı şirket adına ……’in hukuka aykırı olarak, taşınmazın alım tarihinden iki yıl sonra, 11.06.2015 tarih ve 581.640,88 TL’lik faturaya konu ettiği, mütemmim cüz ve teferruatlarının bedelinin alım tarihinde ……’e ödenmiş olmasına rağmen, aradan uzun bir süre geçtikten sonra davacı şirket tarafından mükerrer olarak müvekkili şirkete fatura edildiğini, gayrimenkulun mütemmim cüz ve teferruatlarından ayrı olarak değerlendirilmesi, bedelleri daha önce ……….’in şahsına ödenen beton yollar vb. malların davacı şirket adına kayıtlı, satılabilir mal olmasının mümkün olmadığını, söz konusu fatura içeriği diğer taşınabilir kalemlerin ise, ayıplı, kelepir ve hurda niteliğinde olduğunu, davacının müvekkili şirketçe yapılan ödemelerin büyük bir kısmını iade etmesi gerektiğini, davacı şirket ve yetkilisi ……. arasındaki ilişkinin tek bir ilişki olduğunu, çünkü ..,…..’in şirketle ilgili bazı işlemleri şahsı üzerinden, bazılarını ise davacı şirket üzerinde yaptığını, bu şekilde şahsi hesabı ile davacı şirket hesabını birbirine karıştırdığını, bu noktada tüzel kişilik perdesinden istifade edilmesinin mümkün olmadığını, ………’in davacı şirket alacağını tahsile yetkili kişi olduğunu, bu nedenle bu kişiye yapılan ödemelerin davacı şirkete yapılmış sayılması gerektiğim, müvekkilinin davacı şirket müdürü ……..’ten 161.961,89 Euro alacağının bulunduğunu, bu kişi aleyhine icra takibi başlattıklarını, taraflar arasında, fatura konusu hiçbir şey satın alma, kıymet vs. türünden sözleşme-anlaşma olmadığına göre, yapılan faturalama ve sair işlemlerin hukuken sakat olduğunu, 31.07.2015 tarihinde ………….’e 200.000,00 TL ödeme yapıldığını, şahsına yapılan bu ve diğer ödemelerin ne davacı şirket borcuna binaen yapıldığını ne de geri ödemesi gerektiği dikkate alındığında, ne denli çelişki ve kötü niyet içinde olduğunu, şahsına yapılan 200.000,00 TL’yi faiziyle iade etmesi gerektiğini belirtmiş olup, açıklanan nedenlerle, haksız ve mesnetsiz açılan davanın tümüyle reddine, davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İstanbul Anadolu 19. İcra Müdürlüğünün …………….Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı aleyhine cari hesap alacağı dayanak yapılarak 314.086,76-TL asıl alacak yönünden takip yapıldığı, yasal süresinde itiraz üzerine takibin durduğu, bu davanın yasal süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların bildirdikleri deliller celp edilmiş, ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yönünde ara karar oluşturulmuştur.
Davacının ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu, sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, davacının ticari kayıtlarında davalıdan takip tarihi itibariyle 314.086,76-TL alacaklı göründüğü, kayıtların birbirini teyit ettiği anlaşılmıştır.
Davalı tarafın ticari defter ve kayıtları incelendiğinde; davacıya ait tüm fatura ve ödemelerin karşılıklı olarak ticari defterlerde kaydedilmiş olduğu, davalı şirketin yapmış olduğu ödeme belgeleri ile birlikte taraflar arasındaki cari hesap ilişkisi değerlendirildiğinde ve muavin kayıtlarına göre, dava konusu faturaların her iki tarafta karşılıklı olarak defterlerde kayıtlı olduğu, takip tarihi itibariyle davacının alacaklı göründüğü, davalının ise aynı tutarda borçlu göründüğü, taraflar arasında bir cari hesap ilişkisi bulunmadığı nazara alındığında ve takip konusu faturaların davalı kayıtlarında da yer alması ve borç-alacak tutarlarının birbirini teyit etmesi sebebiyle davacının takip tarihi itibariyle davalıdan takip tutarınca alacaklı olduğu anlaşılmakla davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulü ile; davalının İstanbul Anadolu 19. İcra Müdürlüğünün ……. Esas sayılı dosyasında borca itirazın iptali ile takibin 314.086,76-TL asıl alacak üzerinden devamına, takipten asıl alacağa aylık %11.50 oranını geçmeyecek şekilde değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına,
2-Alacak likit olduğundan alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının bu davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 21.455,27 TL karar harcının peşin alınan 3.791,91 TL harçtan mahsubu ile bakiye 17.663,36 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından 1.500,00 TL bilirkişi gideri, 195,00 TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 1.695,00 TL ile 3.823,31 TL harç gideri toplamı 5.518,31 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından sarf olunan yargılama giderinin kendi üzerine bırakılmasına,
6-Davacı lehine davanın kabul edilen kısmı üzerinden AAÜT uyarınca taktir edilen 24.795,21 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilleri ile davalı vekilinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 21/03/2018