Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1025 E. 2019/57 K. 24.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1025 Esas
KARAR NO : 2019/57 Karar
DAVA : Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/09/2017
KARAR TARİHİ : 24/01/2019
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin ortağı olduğu —————- isimli şirketlerde yetkili müdür ve davalının ağabeyi olan ———— isimli şahısın —— tarihinde işten ayrıldığını ve dört adet senedi beraberinde götürdüğünü, çaldığını, ——- aleyhine yapılan suç duyurusu neticesinde aleyhinde emniyeti suistimal suçundan açılan ceza davasının İstanbul Anadolu 20.Asliye Ceza Mahkemesinin——— esas sayılı dosyası ile derdest olduğunu, İstanbul Anadolu 20.Asliye Ceza Mahkemesinin ——– esas sayılı dosyasının soruşturma aşamasındaki beyanlarında davalının 08.10.2013 vade tarihli ve 25.000.Dolar bedelli senedi tahsil ettiğini de söylediği için bu davanın açıldığını, davalı ve davalının ağabeyi ————- müvekkilinin davalıdan alacaklı olduğundan bahis ile beyanda bulunmuş ise de, tamamen gerçek dışı olduğun iddia ederek 49.650,00.TL. Nın 08.10.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini istemiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Mahkemenin görevsiz olduğunu, Türk Ticaret Kanunun 4.maddesine göre davanın Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiğini iddia ederek görev itirazında bulunmuş ve ayrıca dava dilekçesindeki iddiaların gerçeğe aykırı olup kabulünün mümkün olmadığını, davacının cirosunu taşıyan bu müşteri senetlerinin davacının rızası hilafına şirket kasasından çalışmak sureti ile değil, aksine müvekkil tarafından elden borç olarak verilen paralara karşılık davacı tarafından cirolanarak müvekkiline verilmiş bulunduğunu, alacaklı …’e teslim edilmiş olan 5 adet senetten ilki olan 08.10.2013 vadeli, 25.000. USD bedelli ilk senedin keşideciler ———– tarafından vadesinde ödenmiş olmasına rağmen bu senet bedelini ve diğer senet bedellerini müvekkilinden geri istemesinin abes ile iştigal etmek olduğunu, davaya konu senedin çalındığı iddia edilen tarihten tam 1 yıl önce davalı …’e … adına vekaleten hareket eden ——– tarafından teslim edildiğini, davacının müvekkilinin almış olduğu borç paralara karşılık vermiş olduğu senet bedellerini ödememek için bu davayı açtığını iddia ederek davanın reddini savunmuştur. Her ne kadar davalı vekili görev itirazında bulunmuş ise de, davanın ödenmiş bir senetten doğan alacak davası olduğundan davalının görev itirazının reddi gerekmiştir.
DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava, irade dışı ele geçirildiği iddia edilen kambiyo senedinin davalı tarafından tahsil edilmesi üzerine açılan istirdat davasıdır.
İstanbul Anadolu 6.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ————- kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2016/10634 E. 2017/259 K. Sayılı ilamı ile; ”Dava, irade dışı ele geçirildiği iddia edilen kambiyo senedinin davalı tarafından tahsil edilmesi üzerine açılan istirdat davasıdır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK)’nun 4. maddesi hükmü uyarınca uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkeme asliye ticaret mahkemesidir. TTK’nun 26.06.2012 tarih ve 6335 sayılı yasanın 2. maddesi ile değişik 5. maddesinde; asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu ve bu durumda göreve ilişkin usul hükümlerinin uygulanacağı düzenleme altına alınmıştır. Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebileceği gibi, hâkim tarafından re’sen de dikkate alınmalıdır. Somut olayda, dava 08.09.2014 tarihinde açılmış olup, uyuşmazlık temelde kambiyo senedinden kaynaklanmaktadır. Bu sebeple TTK.’nun 4. ve 5. maddeleri uyarınca uyuşmazlığın çözümünde asliye ticaret mahkemesinin görevli olması sebebiyle dava dilekçesinin görevsizlik nedeniyle reddine kararı verilmesi gerekirken, davanın esası hakkında hüküm kurulması isabetsizdir. ” ilamı üzerine görevsizlik kararı verilerek dosya mahkememize tevzi edilmiştir.
İstanbul Anadolu 20. Asliye Ceza Mahkemesi, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı ve İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesine yazılan müzekkerelere cevap verildiği; ilgili dosyaların celbedildiği görülmüştür.
Taraflara inceleme gün ve saatinde belirtilen yıllara ilişkin ticari defter ve kayıtlarını hazır etmeleri aksi halde HMK 220 ve devamı maddeleri gereğince defterlerini sunmayan tarafın ticari defterlerine lehine delil olarak dayanamayacağının ve tekrar sunamayacakları usulüne uygun biçimde ihtar edilmiş; defter inceleme neticesinde dosyamız bilirkişiye tevdii edilmiş olup , bilirkişi mahkememize hitaben sunmuş olduğu raporunda özetle: Dava konusu senedin durumunu görmek amacıyla defter ve belgeleri incleenmek istenmiş, davalının tacir olmadığı, defter tutmadığından, davacı …’ın ise gerçek kişi olarak kendi adına ticari faaliyeti olmadığından sahibi olduğu ———–defterlerini ibraz etmiş olsa da incelenen ————defterlerinde dava konusu 08/10/2013 vadeli, 25.000 USD tutarlı keşidecisi ——– olduğu dosya kapsamından anlaşılan senedi vadesinde davalı …– ödedikleri senet kaydına rastlanmadığı yönünde mütalaa etmiştir.
Bilirkişi raporu HMK 280 maddesi gereğince taraflara tebliğ edilmiştir.
İstanbul Anadolu 20. Asliye Ceza Mahkemesinin ——- esas sayılı dava dosyasının celp edildiği yapılan incelemede yargılamanın derdest olduğu; ilgili dava dosyası incelendiğinde iddianamede; —— tarihli, ——- tarihli, —– tarihli senetler ile ilgili güveni kötüye kullanma suçundan iddianame düzenlendiği; ceza dosyasında katılanın …; sanığın ise —— olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizde görülmekte olan dava konusu senet ise —— vade tarihli 25.000 USD bedelli senet olup; davacı dava dilekçesi ile bu senet ile ilgili İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ——– soruşturma numarası ile soruşturmanın devam ettiğini belirtmiştir.
Dava konusu senet ile ilgili yürütülen İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ———- soruşturma sayılı dosyası celbedildiğinde Hizmet Nedeniyle Güveni Kötüye Kullanma suçundan şüpheliler ——— hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği görülmüştür.
Davalı tarafın bekletici mesele talebi; dava konusu —— tarihli senet ile ilgili İstanbul Anadolu 20. Asliye Ceza Mahkemesinin —– esas sayılı ceza dosyasında yargılama yapılmadığından beklenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
İstanbul 18. ATM’nin ——– esas sayılı dava dosyasının uyap sistemi üzerinden gönderildiği yapılan incelemede yargılamanın derdest olduğu; ——- tarihli, —– tarihli, ——- tarihli senetler ile ilgili menfi tespit ve istirdat davası olduğu anlaşılmıştır.
Dava konusu senedin fotokopisi incelendiğinde; ödeme günü 08.10.2013 bedeli 25.000 USD olduğu; 14.11.2012 tarihli olduğu; … veyahut emruhavalesine; ödeyecek kişinin ———— olduğu; bedelinin nakden ödeneceğinin kararlaştırıldığı görülmüştür.
———– Noterliği’nin ———– tarihli ——–yevmiye numaralı vekaletnamesi incelendiğinde davacı …’ın ——— vekaletname verdiği, bu vekaletin senetler ile ilgili geniş yetkiler taşıdığı görülmüştür.
———– Bankasına yazılan müzekkere cevabı incelendiğinde dava konusu senedin ——-tarihinde davalı … tarafından şubeye teslim edildiği ve ———tarihinde ödeme yapıldığı anlaşılmıştır.
——–Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden gelen Ticaret Sicil Gazetesi incelendiğinde; dava dışı ————– tarihinde – yıl için şirket müdürlüğüne atanmasına karar verildiği görülmüştür.
İstanbul Anadolu 20. Asliye Ceza Mahkemesinin ——— esas sayılı dava dosyasında davalının —– kayıtları ile ———– Bankası kayıtları celbedildiğinden yeniden müzekkere yazılmamıştır.
Dava dışı ——— davalının kardeşi olduğu sabit olup, dava dışı ———davacıya ait şirkette sigortalı olarak çalıştığı; davacıya ait 3 adet şirkette şirket müdürü olduğu ve 26.02.2014 tarihine kadar davalının iş yerinde çalıştığı; İstanbul Anadolu 20. Asliye Ceza Mahkemesinin ——— esas sayılı dava dosyasına gelen müzekkere cevapları ile sabittir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2013/19-2402 E. 2015/1532 K. Sayılı ilamı; ” Bonoda kural olarak ispat yükü senedin bedelsiz olduğunu iddia eden tarafa aittir. Ancak, bir defa bir mal alışverişine dayandığı “malen” kaydıyla ya da bir alacak borç ilişkisine dayandığı “nakten” kaydı ile senede yazılmışsa, artık buna uyulmak gerekir. Bu kayıtların aksinin savunulması senedin ta’lili (nedene, illete bağlanması) anlamına gelir ki, böyle bir durumda ispat yükü yer değiştirir. Senedi ta’lil eden, savını kanıtlamak yükümlülüğü altına girer. Senette borcun nedeni “mal” ya da “nakit” olarak belirtilmişse, tarafların yazılı borç sebebine dayanmaya hakkı olacağından, ispat yükü bunun aksini ileri süren tarafa ait olacaktır. … Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi).” şeklindedir. HGK ilamı ışığında somut olayda ispat yükü davacı üzerindedir. Davacı tarafça senetlerin davalı tarafça rıza dışı alındığı hususu ispatlanmalıdır. Davacının iddiası senedin davalının kardeşi ————n işten ayrıldığı esnada çalındığı-beraberinde götürüldüğü ve davacının bilgisi dışında kardeşi …’e verildiği; davalı … tarafından tahsil edilen paranın haksız tahsil edildiğinden istirdatıdır. Dava konusu senet ile ilgili yürütülen İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın———– soruşturma sayılı dosyası celbedildiğinde Hizmet Nedeniyle Güveni Kötüye Kullanma suçundan şüpheliler ———– ve … hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği görülmüştür. Davacının dava konusu senet ile ilgili hırsızlık iddiasını ceza yargılamasında ispat edilememiştir. Dava konusu olmayan farklı senetler hakkında; davacı tarafça aynı iddianın dile getirildiği; davalının kardeşi ———-tarafından işten ayrılma tarihinde senetlerin çalındığının beyan edildiği, bu senetler hakkında İstanbul Anadolu 20. Asliye Ceza Mahkemesinin ———— esas sayılı ceza dosyasında ve İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesinin ———- esas sayılı dosyasında yargılamanın devam ettiği anlaşılmıştır. İstanbul Anadolu 20. Asliye Ceza Mahkemesinin ——- esas sayılı ceza dosyasında yaptırılan bilirkişi incelemesi ile davalı …’in hesap ekstreleri incelenmiş; hesaplarını aktif olarak kullandığı tespit edilmiştir. Celbedilen ceza dosyasında tanık olarak ———– dinlendiği; davacı tarafın tanıklarının olmadığı anlaşılmıştır. Dosyamız davacı vekilinin ceza dosyasında 10.02.2015 tarihli celsede şirket muhasebe kayıt tetkiki sonucu şikayetin sehven yapıldığını beyan ederek şikayetten vazgeçtiği, 09.06.2015 tarihli celsede dosyamız davacısının taraflarla anlaşma mümkün olmadığından şikayetinin devam ettiği görülmüştür.
Dava konusu senetin düzenlenme tarihinin —– olduğu, dava dışı ———– davacının iş yerinden — tarihinde ayrıldığının bu yönde bir ihtilaf olmamakla sabit olduğu, davalı tarafından söz konusu senetin dava dışı———- davacının şirketinde halen müdür iken —— tarihinde -Bankasına tevdi edildiği ve —– tarihinde ödendiği, davacının senedin —– tarafından çalındığını İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın —– soruşturma sayılı dosyası incelendiğinde ispat edemediği, bunun karşısında davalı tarafın ısrarla ve birbiri ile çelişmeyen biçimde gerek işbu mahkeme dosyasında gerek celbedilen ceza ve hukuk dosyalarında davalının elden borç olarak davacıya verdiği paraya karşılık davacı tarafından cirolanarak senetlerin davalıya verildiğini beyan ettiği; mevcut deliller ışığında Davacının öncelikle yetkili hamil olduğunu, sonra da bu senedin rızası dışında elinde çıktığını ve yetkili hamilin kötü niyetli olduğunu ispat etmesi gerektiği oysa, davacının bu hususu kanıtlayacak herhangi bir belge ibraz etmediği, davacının üzerine düşen ispat yükünü yerine getiremediği somut olayda, davalının iktisapta kötüniyetli veya ağır kusurlu olduğunun davacı yanca ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-DAVANIN REDDİ İLE;
2-Alınması gerekli 44,40 TL harcın davacı tarafından peşin yatırılan 847,90 TL den mahsubu ile 803,50 TL bakiye harcın davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından 79,00 TL posta-tebligat masrafın, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 5.811,50 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan bakiye kısmın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde Yargıtay İlgili Dairesinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.24/01/2019