Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/991 E. 2021/141 K. 16.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/991 Esas
KARAR NO: 2021/141
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/08/2016
KARAR TARİHİ : 16/02/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davalı-alacaklı, davacı-müvekkil aleyhine —– tarihinde—– asıl alacak ———- faizi olmak üzere icra takibi başlattığını, davalı-borçlu tarafından yapılan bu takibin kötü niyetli ve haksız kazanç elde etmeye yönelik olduğunu, davalı-borçlu tarafından takibe dayanak yapılan —- bedelli —— vade tarihli bono, lehtar kısmı boş olması sebebiyle senet vasfına haiz olmadığını, takip alacaklısının hamil sıfatını taşımadığını, ilamsız takibe konu edilen ——— vade tarihli senette lehtar hanesi boş bırakıldığından ve kimin emrine ödeneceği belli olmadığından TTK’ nun 688/2. maddesi uyarınca bono niteliğinde olmadığını, Davalı-borçlunun, işbu dava ve icra takibine konu bono alacaklısı olmadığını, bononun lehine düzenlenmediğini, kendisine ciro edilmediğini, bono üzerinde kendisini hak sahibi kılacak ne kendisinin ne de ciro silsilesine uygun 3. Bir kişiye ait imza bulunmadığını, bono da açıkça görüldüğü üzere ciro silsilesinin kopuk olduğunu, icra dairesinin icra takibine konu bonoyu incelemediğini ve hamil olmayan davalı-alacaklı lehine icra takibine onay verdiğini, bononun verilmesine sebep olan aracın, araç maliki tarafından tekrar el konulmuş olmasına dayalı olarak, bononun sebepsiz kalmasına dayalı olarak borçlu olmadığının tespitine, kötüniyetle açılan takibin tedbir yolu ile durdurulmasına ve akabinde iptaline, karşılıksız kalan bononun bilerek kullanan ve haksız kazanç sağlamaya çalışan davalının kötüniyetli olarak hareket ettiği ortada olduğunu, davalının % 20′ den aşağı olamamak kaydı ile tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı borçlu takip konusu borcun kısmen ödendiğini ileri sürdüğünü, yapılan ikrar karşısında artık senedin kambiyo vasfı taşımadığı iddiasının dinlenemez olduğunu, davacı tarafın davalıyı tanıdığını, —- vade, —- bedelli bonoyu verdiklerini ve bononun bedeli olan —— ödediklerini, yani borcu kabul ettiklerini, İİK 170/A’ya göre borcun tamamen kabul edilmiş olduğundan artık senet metnindeki aykırılıklar yönündeki itirazların dinlenemeyeceğini, yasal süresi içerisinde icra hukuk mahkemesine senet metnine itiraz yapılmadığından bu itirazın yerinde olmadığını, davacı tarafın borcun ödendiğini iddia ettiğini, ancak borcun taraflarına ödenmediğinden müvekkilinin bu takibi yaptığını, davanın reddi ile haksız yere dava açıldığından %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, senet metninde araç satım sözleşmesi ile ilgili bir bilgi yer almadığı gibi yasal süresinde senet metnine ve imzaya itiraz edilmediğini, henüz bir ödeme yapıldığının da ispatı yapılmadığından mesnetsiz davanın reddine, takibin devamına, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava niteliği itibari ile davacının almış olduğu araç karşılığında karşı taraf verdiği bonodan dolayı borçlu olmadığının tespitine yönelik açılmış menfi tespit davasıdır.
Davacı tacir olmadığı gibi dava konusu satış sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar mutlak ticari davalar arasında sayılmamıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nin 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise, tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile, bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. Maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.
6502 Sayılı yasanın 73. Maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür.
Somut olayda satım işleminin sonrası verilen kambiyo evrakı —— düzenlenmiş ise de davaya konu bononun verilmesine sebep olan temeldeki işlem ticari dava niteliğinde olmadığından davanın mahkememiz görevine girmediği, davaya konu aracın hususi olması hasabiyle tüketici mahkemesinin görevine girdiği anlaşıldığından davanın HMK 114 ve 115.maddeleri uyarınca usulden reddine, HMK’nun 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleşmesine müteakip iki hafta içinde taraflarca yazılı olarak talep edilmesi halinde dosyanın görevli Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar vermekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davacının dava dilekçesinin görev yönünden reddi ile karar kesinleştiğinde dosyanın görevli ———Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
2-HMK.’nun 20.maddesi uyarınca, iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık süre içinde başvuru halinde, dava dosyasının görevli —— Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine
3-HMK.’nun 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine ,
4-Süresinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde dosyanın ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.16/02/2021