Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/986 E. 2019/1035 K. 16.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/986 Esas
KARAR NO: 2019/1035
ASIL DAVA
DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ: 17/08/2016
BİRLEŞEN İSTANBUL ANADOLU 5.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN ESAS SAYILI DAVA
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) – Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ:11/10/2016
KARAR TARİHİ:16/10/2019
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)- Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl davada:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’in halen ———– numaralı sicil esasında kayıtlı bulunan davalı şirketin %50 hisse oranında ortağı olduğunu, müvekkilinin şirketin kurulduğu tarih olan —-yılından ———- yılı ortalarına kadar yılın büyük bir bölümünde şirketin yurtdışında(Kuzey Irak) yer alan faaliyetlerinde görev yaptığını, şirket müdürlüğünü ise diğer %50 şirket ortağı … tarafından yürütüldüğünü, ———-tarihinde gerçekleştirilen genel kurul ile diğer ortak … ile birlikte müvekkilim …’in her hususta münferit imzalı olarak temsil ve ilzam etmek üzere şirket müdürü olmasının karara bağlandığını ve bununda —- tarihinde ———- ilan olunduğunu, müvekkilinin şirket nezdinde müdür olmasından sonra, önceki dönemlere ilişkin yapılan incelemeler neticesinde şirketin ciddiyetten uzak ve kötü bir şekilde yönetildiğinin gerek kamuya gerekse de özel hukuk tüzel ve gerçek şahıslarına borçlandırılmış olduğu ve kasten bu borçların ödenmediği saptandığını, şirket yönetiminde muhasebeleştirilemeyen bir takım hesap hareketlerinin müvekkili tarafından tespit edildiğini, ———- yılından itibaren gerçekleşen ve süregelen iş bu hesap hareketlerine göre şirket hesabından diğer şirket ortağı …’ın hesaplarına geçen ancak ne amaçla kullanıldığı muhasebeleştirilemeyen birtakım meblağlar olduğunun saptandığını, son bir yıldır şirketin kaynağı belli olmayan bir şekilde diğer şirket ortağı …’a borçlandırıldığı tespit olunduğunu, bu durumun kendisi ile paylaşıldığında bir arkadaşından borç aldığı beyan edilmiş olmasına karşın yaklaşık ———TL’yi bulan bu meblağ için kendisi şirket kayıtlarına ne bir sözleşme ne bir banka havale dekontu ne de bir borç senedi sunabildiğini, şirketin gerek vergi ve sigorta borçlarından kaynaklı muaccel kamu borçları ile özel sahalara olan yaklaşık bir yıllık borçlanmayı kasten ödenmeyerek ticari şirketin kasten zarara uğratılması gerekse de ticari şirketin kavnagı belirsiz bir şekilde bir takım sahalara ve diğer ortak ——— sürekli bir şekilde borçlandırılması ile şirkete ait bir kısım paraların … uhdesine müvekkilinin bilgisi dışında geçirildiğinin tespiti karsısında tedbir amaçlı olarak resmi yetkileri doğrultusunda müvekkilince işlem yapılarak bu durumun ihtarname kanalıyla resmi yoldan diğer ortağa bildirildiğini, Türk Ticaret Kanunu uyarınca sermaye şirketlerinin Mart ayı sonuna kadar genel kurullarının yapılarak 519. md uyarınca kar payının dağıtılmasının zorunlu olduğunu, 2010 yılında kurulan müşteki firma içinse bugüne kadar yıllık genel kurullar yapılmadığı gibi müvekkiline karşı hiçbir şekilde kar payı ödemesi de yapılmadığını, müvekkilinin ortaklıktan dışlayıcı ve ortaklık haklarının kullanamaz hale getirmek maksatlı bir takım kötü niyetli davranışlar içerisinde bulunduğunu, tüm bu gelişmeler sırasında müvekkilim şirket banka hesaplarına aktarılan ve kaynağı ——– bir firma olan 70.000 Euro saptandığını ve şirketin kendi bilgisi ve rızası dışında bir takım faaliyetler içerisinde olduğunun anlaşıldığını, müvekkilinin daha sonra yaptığı incelemeler neticesinde ortağı …’ın iş bağlantısı için gittiği —— kendisine “herhangi bir basarı sağlamayarak isi alamadığını” söylediği firma İle şirket kayıtlarına hiçbir şekilde yansıtılmayarak ve kendisinin bilgisine sunulmaksızın ve onayı alınmaksızın iş ilişkisi içerisine girdiğinin saptandığını, müvekkilinin bunun üzerine genel kurul kararı ile kendisine tanınan yetkileri doğrultusunda yıllardır kasten ödenmeyerek zarara uğratılan şirketin borçlarını ödeyerek şirket yararına hareket ettiğini, müvekkilinin kendi ——- primlerini dahi ödemeksizin şirket vergi ve sigorta primi borçlarını kapattığını, yine şirketin is yaptığı ancak yaklaşık bir yıldır ödenmemiş olan özel hukuk kişilerine olan borçlarım ödemek sureti ile kapattığını, müvekkilinin tüm bu çabalarına karşılık müvekkilim davalı şirket ve şirket diğer ortağı rica istanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığına ——– soruşturma nolu dosyası ile şikayet edildiğini beyan ederek, dava süresince, müvekkilimin ortaklıktan doğan hak ve borçlarından tümünün dondurulmasına ve davalı şirketin diğer ortağınca varlık azaltıcı eylemlerin durdurulmasına yönelik tedbirler alınmasına ve müvekkil davacı ortağın durumunun teminat altına alınması amacıyla tüm tedbirlerin alınmasına, müvekkilinin ortaklıktan çıkmasının kabulü halinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik ——— TL’nin TTK 641. md’si uyarınca müvekkilim lehine ayrılık akçesi olarak ödenmesine, müvekkilimin davalı şirket ortaklığından ayrılmasına, mahkeme masrafları ile avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, sektörlerde toptan ve perakende kumaş ticareti vasıtası ile oluşturduğu kolleksiyonlar aracılığı ile döşeme, tekstil, mimarlık, mobilya alanındaki iç tasarım anahtar teslim projelerin üretimi, satış ve pazarlamasını yapma amacı ile ——- tarihinde dava dışı ——— tarafından kurulduğunu,—— tarihinde şirket ortaklarından ——–davacı —– ile dava dışı ortak …’a devrettiğini, halihazırda dava dışı ortak … ile davacı ——- numarası ile kayıtlı, —- TL. Esas sermaye tutarlı ——— ortağı ve —— tarihinden itibaren her ikisi de münferit imza yetkilileri ve şirket müdürleri olduğunu, müvekkili şirketin iştigal konusu tekstil ve tefrişat işlerinde piyasada son dönemlerde oluşan olumsuzluklar nedeniyle mali zorluğa düştüğünü, dava dışı ortak …’ın müvekkili şirket içerisinde bulunduğu zor durumdan kurtarabilmek amacıyla, müvekkili şirket borçlarının kapatılmasına yönelik olarak gerektiğinde şirket hesabına şahsen para koyduğunu, hem şahsının hemde müvekkili şirketin itibarının ve işlerinin sürekliliğini korumak için faaliyetlerine 2 çalışanı ile devam etmeye çabaladığını, bu süreçte davacının müvekkili şirketin sevk ve idaresi için gereli ve lüzumlu hiçbir katkıyı sunmaması bir yana kendisinin uzunca bir zamandır herhangi bir mazerette belirtmeksizin şirkete gelmediğini, ortaklıktan ve yönetim yetkisinden kaynaklanan sorumluluklarını yerine getirmediğini, davacının yapılan uyarıları göz önünde bulundurmaksızın mal edinmek kastıyla, birden fazla defa güveni kötüye şirketi bilerek ve isteyerek telafisi imkansız zararlara uğrattığını ve iadeyi şirket hesaplarına yapmadığını, davacının müvekkili şirkete ait olan —–Euro miktarında döviz cinsinden parayı yine müvekkil şirket hesabından haksız tasarruf ile kendine mal etmek amacıyla zimmetine geçirdiğini, kendisine ihtarname gönderilmesine ve sözlü olarak uyarılmasına rağmen eylemlerine devam ettiğini beyan ederek, bu davanın İstanbul Anadolu 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin ———- Esas sayılı dosyası ile dava dışı … tarafından davalı … ve müvekkili şirketin hasım olarak gösterilerek ortaklıktan çıkmaya izin, ayrılma akçesi ve kar payı talepli dava açıldığını, davanın tarafları ve dava konusu gözetildiğinde mahkememizdeki dava dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini, ayrıca müvekkili şirket açısından ileride telafisi güç hallerin bertarafı temeline davacının haksız ve hukuka aykırı tedbir talebinin reddine, davacının ortaklıktan çıkma talebinin ve ayrılma akçesinin şartları gerçekleşmemesi sebebi ile reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen İstanbul Anadolu 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin ——– Esas sayılı davada;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı ———-ortak olduğunu, ortağı …’in şirkete uğramadığını, zor dönemlerde müvekkilinin şirket hesabına şahsen para koyarak şirketin itibarını ve işlerinin sürekliliğini korumak amacıyla hareket ettiğini, bu süreçte davalı ortağın şirketin sevk ve idaresi için gerekli lüzumu ve katkıyı sunmadığını, yönetim yetkisinden kaynaklanan sorumluklarını yerine getirmediğini, davalının müşteri tarafından şirket hesabına yatırılan bir miktar parayı kendi zimmetine geçirdiğini, artık ortağıyla güvene dayalı ilişkisinin temelden sarsıldığını iddia etmiş, müvekkilinin ortaklıktan çıkması sonucunda hesaplancak ayrılma akçesi ve müvekkilinin ortaklık karı için şimdilik fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ——— TL’nin davalıdan alınıp müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle huzurdaki davanın İstanbul Anadolu 1 ATM’nin ——- Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini belirtmiş ve esasa ilişkin beyanlarını sunmuştur.
Asıl dava yönünden; davacının davalı —– ortağı olduğu, ortaklıktan çıkma talebi ile ayrılma akcesini talep ettiği, bu dava yönünden uyuşmazlığın davacının ortaklıktan çıkma şartlarının bulunup bulunmadığı, var ise ortaklıktan ayrılma akçesinin belirlenerek davacıya ödenmesi olduğu, birleşen dava ( İstanbul Anadolu —. ATM —- Esas, ——- Karar sayılı dosyası ) yönünden; davacı … ‘ın davalı ———- ortağı olduğu, ortaklıktan çıkma talebi ile ayrılma akcesi ile kar payı talep ettiği, bu dava yönünden uyuşmazlığın davacının ortaklıktan çıkma şartlarının bulunup bulunmadığı, var ise ortaklıktan ayrılma akçesi ile kar payının belirlenerek bu bedellerden davalıların sorumluluk durumlarının tespiti olduğu anlaşılmıştır.
Davacı ve birleşen davacının karşılıklı sundukları deliller, davalı şirketin ticari defter ve kayıtları ile dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Davacı … ile birleşen dosya davacısı …’ın ———– ortakları olduğu, —— tarihli genel kurul ile her iki ortağa münferiden sınırsız imza yetkisi verildiği, her iki ortağında ayrı ayrı ortaklıktan çıkma talebinde bulundukları, araştırılması gereken hususun bu taleplerin haklı nedene dayanıp dayanmadığı olduğu anlaşılmıştır.
TTK. nunda limited şirket ortaklığından çıkmak için geçerli haklı sebep kavramının ne olduğu konusunda açık bir düzenleme yoktur.Ancak genel olarak ortaklık ilişkisinin çekinilmez hale getiren ve dürüstlük kuralına göre ortaklık ilişkisinin sürdürülmesinin şirket ortağından beklenemeyeceği haller haklı sebep olarak kabul edilmektedir.Haklı sebep, ortakların görev ve yükümlülüklerinden kaynaklanebileceği gibi ortakların birbirleriyle olan kişisel ilişkisinden de kaynaklanabilmektedir. Haklı sebebin nesnel ve objektif ölçülere uygun olması gerekir ancak kusura dayalı olması şart değildir.Fakat ortaklık ilişkisinin devamının çekilmez hale gelmesine kendi kusuru ile sebep olan bir ortak varsa bu durumda ortaklıktan çıkma talebi dürüstlük kuralına aykırılık oluşturacaktır.Ortaklıktan çıkma talebinin geçerli olabilmesi için dava açan tarafından ileri sürülen olay ve olgulara ilişkin delillerin, haklı sebeplerin varlığının ispat edilmesi ve davalının şirket faaliyetlerini aksatacak ve zarar verecek, şirket ortakları arasında var olan karşılık güveni ortadan kaldıracak davranışlarının kanıtlanması gerekmektedir.Bu kapsamda davacı vekili …’in şirketin … tarafından kötü yönetildiği, borçlandırıldığı ve genel kurul toplantılarının … nedeniyle yapılmadığı iddialarına ilişkin herhangi bir delil sunulmamıştır.Her ne kadar davacı … kar payı dağıtılmadığından bahisle ortaklıktan çıkmayı talep etmiş ise de; şirket ana sözleşmesinin 11.maddesinde “safi kardan her yıl öncelikle %5 ihtiyat akçesi ayrılacağı, ihtiyat akçesi şirket ödenmiş sermayesinin %20’sine çıkıncaya kadar ayrılacağı, kanuni ve ihtiyari yedek akçelerin, kanun ve bu ana sözleşme hükümlerine göre ayrılması gereken miktar safi kardan ayrılmadıkça hissedarlara kar dağıtılamayacağı” şeklinde düzenlenmiştir.12. Maddeye göre; “şirketin safi karı şirket adına yapılmış her türlü masrafların çıkarılmasından sonra kalan miktardır. Kanuni yedek akçe ayrıldıktan sonra kalan miktar ortalar kurulunca alınacak karara göre hissedarlara hisseleri oranında dağıtılır. ödenmiş sermayenin %5’i nispetinde ilk temettü ayrılır.” şeklinde düzenleme mevcuttur.Bu kapsamda bilirkişi tarafından yapılan incelemeye göre; davacı …’in şirketin 2010 yılından itibaren ortağı olduğu, TTK.nun 614. Maddesinde yer alan hakları kullanma imkanına sahip bulunduğu halde herhangi bir iptal davası, sorumluluk davası veya müdürlerin yönetim yetkisiinn kaldırılması veya azli gibi başkaca hukuki yollara başvurması mümkün olduğu halde başvurmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda tek başına iddia ettiği hususlar ortaklıktan çıkmak için haklı sebep teşkil etmeyecektir, bu nedenle asıl davanın reddine karar verilmiştir.
Birleşen dosyada davacı …, piyasadaki olumsuzluklar nedeniyle şirketin mali zorluğa düştüğünü, diğer ortak ——- sorumluluklarını yerine getirmediğini, şirketin hesabında bulunan ——– Euro’yu haksız olarak uhdesine geçirdiğini, bu nedenle suç duyurusunda bulunduğunu, güven ilişkisinin zedelendiğini ve ortaklığının devam etmesine imkan bulunmadığıını iddia ederek ortaklıktan çıkma talebinde bulunmuştur.Her ne kadar …’in uhdesine para geçirmesine ilişkin olarak hakkında bulunulan suç duyurusunda takipsizlik kararı verildiği anlaşılmakta ise de; şirketin banka hesap hareketleri ile ticari defter ve kayıtlarına göre, birleşen dosya davalısı …’in—–şubesindeki şirket hesabına gelen —- Euro’dan —-Euro’nun —- tarihinde havale ile … hesabına aktarıldığı, yine … tarafından bankadan —-Euro nakit para çekildiği anlaşılmaktadır…. uhdesine geçirdiği———Euro ile şirket borçlarını ileri sürmüş ise de bunu somut delillerle ortaya koyamamıştır.Davalı …’in uhdesine haksız olarak şirket parasını geçirmiş olması sebebiyle bu durum birleşen dosya davacısı … tarafından ortaklıktan çıkmak için haklı sebep kabul edilerek birleşen dosya davacısının ortaklıktan çıkma talebi yerinde görülmüştür.
Her ne kadar ayrılma akçesinin şirketin mal varlığı üzerinde rayiç değerlemesi yapılmak suretiyle karar tarihine en yakın tarih itibariyle gerçek özvarlığı üzerinden belirlenmesi gerekmekte ise de; bilirkişi tarafından kaydi değerler üzerinden ——- tarihli mali tablolara göre defterlerdeki aktif ve borçlar nazara alınmak suretiyle hesaplama yapılmış olup, kaydi özvarlığın —- TL. olduğu hesaplanmış ve her iki taraf şirketin %50 ortağı olduğundan her iki taraf yönünden ayrılma tutarının —– TL. olduğu belirtilmiştir.Her iki taraf bu hesaplamaya herhangi bir itiraz etmemişler, birleşen dosya davacısı ıslah dilekçesi sunmak suretiyle dava dilekçesinde talep ettiği ayrılma akçesi tutarını —– TL. ye yükselterek harcını tamamlamıştır.Her iki tarafın herhangi bir itirazı olmaması nedeniyle ayrılma akçesi yönünden yeniden bilirkişi incelemesi yapılmamıştır.
Asıl dosyada ve birleşen dosyada davalı olan şirketin iki ortağı olduğu, bu ortakların taraflar olduğu, her ikisinin münferit yetkili müdür olduğu anlaşılmakla, şirketin davada temsil edilmiş kabul edilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Dosya kapsamına göre; yukarıda yapılan açıklamalar ışığında asıl davanın reddine, birleşen davanın şirket yönünden kabulüne, davalı … yönünden husumet yöneltilemeyeceği için reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurumuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1)Asıl Dava;
a) Asıl davanın reddine,
b) Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 44,40 TL karar harcına karşılık peşin alınan 29,20 TL. ve ıslah harcı 108,33 TL. olmak üzere toplam 137,53 TL. harcın mahsubu ile fazla alınan 93,13 TL. harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
c) Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
d) Davalı tarafından yapılan 147,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
e) Davalı lehine AAÜT uyarınca taktir edilen 2.725,00 TL. vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
f) Bakiye gider avanslarının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
2) Birleşen İstanbul Anadolu 5.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ——— Esas sayılı dosyasında;
a) Davanın şirket yönünden kabulü ile davacı …’ın davalı ———–ortaklığından çıkmasına izin verilmesine, 7.343,36 TL ayrılma payının davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine,
b) Birleşen davanın davalı … yönünden pasif husumet yokluğundan reddine,
c) Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 501,62 TL karar harcına karşılık peşin alınan 34,16 TL harcın mahsubu ile bakiye 467,46 TL harcın davalı şirketten alınarak hazineye irad kaydına,
d) Davacı tarafından yapılan 33,00 TL.yargılama giderinin davalı şirketten alınarak, davacıya verilmesine,
e) Davacı lehine AAÜT uyarınca hükmolunan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine,
f) Davalı … lehine AAÜT uyarınca hükmolunan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
g) Bakiye gider avanslarının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair,davacı/birleşen dosya davalısı ile birleşen dosya davacısı vekilinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.16/10/2019