Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/839 E. 2019/28 K. 22.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016/839 Esas
KARAR NO : 2019/28 Karar

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/07/2016
KARAR TARİHİ : 22/01/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili …’un Türk Patent Enstitüsüne 30/12/2004 tarihinde tescil edilen —– markasının sahibi olduğu, müvekkilinin 23/12/1992 tarihinden beri zeytin ticareti ile iştigal etmekte olduğu, davalı tarafın talebi üzerine 13/02/2015 tarihli,—– nolu ve 4.900,00 TL tutarındaki irsaliyeli fatura muhteviyatı malların davalıya teslim edildiği, müvekkilinin muhtelif görüşmelere rağmen, faturadan kaynaklanan hesap bakiyesinin ödenmemesi üzerine İstanbul Anadolu —–. İcra Müdürlüğü’nün 2015/13808 esas sayılı dosyası ve faturaya dayalı takibin davalının itirazı üzerine durduğu, bu nedenle davalının itirazının iptali ile takibin devamına, alacağın %20’den az olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilerek, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP :Davalıya usulüne uygun dava dilekçesinin tebliğine rağmen dosyaya herhangi bir cevap dilekçesi sunulmamıştır. HMK’nun 128. Maddesi uyarınca; Süresi içinde cevap dilekçesi vermemiş olan davalı, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılır.
İNCELEME VE GEREKÇE: Taraflar arasındaki davaya konu uyuşmazlık; ticari satımdan kaynaklanan fatura alacağına dayalı itirazın iptali davasıdır.
Dosyamız arasına alınan İstanbul Anadolu ——. İcra Müdürlüğü’nün 2015/13808 Esas sayılı icra dosyasının yapılan incelemesinde takibin 13/07/2015 tarihinde takip başlatıldığı ödeme emrinin davalı/borçluya 16/07/2015 tarihinde tebliğ edildiği davalının süresinde 24/07/2015 tarihinde takibe itiraz ettiği ve takibin durduğu anlaşılmıştır.
Davacının; borçlu tarafından yapılan 24/07/2015 tarihli itirazın davacı-alacaklıya tebliğinden itibaren İİK.nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık süre içerisinde mahkememize davayı açtığı anlaşıldığından, açılan davanın süresinde olduğu görülmüştür.
Davada aktif ve pasif taraf husumetinin sağlandığı anlaşılmış olup taraflar arasında bu hususta çekişme yoktur.
Taraflar tacir olup, delil olarak ticari defterlere dayandıklarından; taraflara inceleme gün ve saatinde belirtilen yıllara ilişkin ticari defter ve kayıtlarını hazır etmeleri aksi halde HMK 220 ve devamı maddeleri gereğince defterlerini sunmayan tarafın ticari defterlerine lehine delil olarak dayanamayacağının ve tekrar sunamayacakları usulüne uygun biçimde ihtar edilmiş; defter inceleme neticesinde dosyamız bilirkişiye tevdii edilmiş olup , bilirkişi mahkememize hitaben sunmuş olduğu raporunda özetle: Dava konusu 1 adet faturanın davacının ticari defterlerinde kayıt altına alındığı görüldüğünden ve ticari defterlerin lehlerine kesin delil vasfına haiz oldukları kanaati edinildiğinden davalı tarafa inceleme günü tebliğ edilmesine ramen, inceleme gününde davalı şirke tarafından ticari defterler ibraz edilmeyip, incelemeye gelinmediğinden, faturanın ortasında bulunan imzanın davalı şirket yetkilisine ait olup olmadığının değerlendirilmesi konusunda takdirin mahkeme de olduğu, davalı şirket tarafından borcunun bulunmadığı beyan edilmesine rağmen, borcun ödendiği ile ilgili yazılı delil sunulmadığını, bu durumda davalı şirketin mahkemeye ticari defterlerini ibrazından kaçındığı görüşü benimsenmesi durumunda, davacı tarafın davalıdan alacak talebinde bulunulabileceği, davacının davalıdan 13/07/2015 takip tarihi itibari ile davalıdan 4.949,00 TL talep edebileceği, takipte yıllık %10,50 ve sonraki dönemlerde değişen oranlarda avans faiz istemin mümkün bulunduğunu ve davacı tarafın takipten önce istediği faiz tutarının yerinde olmadığı yönünde mütalaa etmiştir.
Bilirkişi raporlarının HMK 280. Maddesi uyarınca taraflara tebliğ edilmiştir.
İcra dosyasına dayanak fatura incelendiğinde; 13.02.2015 tarih ve irsaliye tarihli irsaliyeli fatura olduğu; fatura üzerinde ” ——- ismi ve imzası olduğu; fatura ortasında 13.02.2018 tarihi ve isimsiz bir imza olduğu tespit edilmiştir.
——– müzekkere yazılarak davalı şirketin 13/02/2015 tarihinde—- adında çalışanı olup olmadığı hususlarının sorulmasına karar verilmiştir.
Davacı asil duruşmadaki beyanında;”Bana gösterdiğiniz sevk irsaliyesindeki imza benim pazarlamacım olan —— aittir, biz davalı otele ———— kalibre dediğimiz zeytini teslim ettik, ancak bedelini alamadık, ayrıca bana göstermiş olduğunuz 17/02/2015 tarihli ———– seri numaralı faturanın ortasındaki tarihin üstündeki imza teslim alana aittir, her ne kadar isim yazmıyorsa karşı tarafa aittir, bu faturayı düzenlene —–ise aracıdır, aracı vasıtası ile ben ve pazarlamacım gidip zeytini teslim ettik.” şeklinde beyanda bulunmuş olup;—— faturaya konu malı alan kişi olmadığı anlaşılmakla —— yazılan müzekkerenin dönüşünün beklenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Fatura bedeli 5.000 TL altında olduğundan davacı ve davalının BA/BS formları celbedilmemiştir.
Dava, ticari alım satımdan dolayı alacak istemine ilişkin olup , alacağın dayanağı faturadır. Davalı taraf fatura muhteviyatı malı teslim almadığını 29.03.2018 tarihli celsede beyan etmiştir. Faturaların alıcıya tebliğ edilmiş olması malın teslim alınmış olduğu anlamına gelmez.İspat külfeti davacıda olup, malı teslim ettiğini ispatla yükümlüdür. Dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanıldığından; 20.09.2018 tarihli celsede davacı vekiline yemin hususunda kesin süre verildiği ve 2 numaralı ara kararda ihtarat yapıldığı halde yemin metnini hazırlamadığı, bu nedenle yemin deliline dayanmakta vazgeçmiş sayıldığı anlaşılmış olup; davacı taraf alım satım ilişkisini ve bu bağlamda usulüne uygun mal teslimini ispat edemediğinden, fatura tek başına ticari ilişkinin varlığına delil olamayacağından ispat edilemeyen davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-DAVANIN REDDİ İLE;
2-Alınması gerekli 44,40 TL harcın davacı tarafından peşin yatırılan 88,10 TL den mahsubu ile 43,70 TL bakiye harcın davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan masraf bulunmadığından bu yönden karar verilmesine yer olmadığına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan ——- uyarınca 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan gider avansından kullanılmayan bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair davacı asilin ve davalı vekilin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.