Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/768 E. 2019/1121 K. 05.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016/768 Esas
KARAR NO : 2019/1121

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 26/02/2016
KARAR TARİHİ : 05/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili ——- tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’ a —– tarihinde ——- plaka sayılı minibüsün çarpması ile meydana gelen trafik kazası neticesinde ayağı kırılarak yaralandığını hayat fonksiyonlarına etkisi ağır derecede olmak üzere ayağının kırılmasının yanı sıra işlevini kısmen yitirmesine sebep oldığunu halen aksadığını, ağrılar çektiğini, davalı … hakkında yapılan ceza yargılaması sonucunda İstanbul Anadolu ——. Asliye Ceza Mahkemesinin——— karar sayılı ilamı ile mahkumiyet kararı verildiğini dosyanın temyiz aşamasında olduğunu, müvekkilinin İktisat fakültesi mezunu olduğunu, kazadan önce ve halen ——- çalıştığını bir üst göreve terfi etmek üzereyken geçirdiği kaza nedeniyle başkasının bu göreve getirildiğini, kariyer ve kazançtan yoksun kaldığı ve ekonomik durumunun bozulduğunun yanı sıra büyük acı ve ızdırap çeken müvekkilinin maddi zararının yanında manevi zararının da olduğunu, davalı sürücü … yönetimindeki aracın Davalı ———— ait olduğunu müvekkilinin bu kaza nedeniyle kusurunun bulunmadığını, meydana gelen haksız eylem ile manevi zararın arasında illiyet bağının bulunduğunu beyaz etmekle fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 15.000 TL maddi tazminat 10.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsile karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalılardan … vekili 16.03.2016 tarihli cevap dilekçesinde özetle; öncelikle kusurun ve zararın kanıtlanması gerektiğini meydana gelen kaza nedeniyle davacı tarafından yapılmış olan masraflardan geçici iş göremezlik gideri, geçici ve sürekli iş göremezlik dönemine ait tedavi giderlerinden müvekkili şirketin sorumlu tutulamayacağını bu sorumluluğun ——— ait olduğunu, davacının talep ettiği gelir kaybının gerçek zararın dışında dolaylı bir zarar olması nedeniyle bu konuda da sorumluluklarının bulunmadığını, manevi tazminat taleplerinden de sorumlu olmadıklarını, kabul anlamına gelmemekle birlikte var olan sorumluluklarının da dava tarihinden itibaren muaccel hale geleceğinden bu tarih itibariyle faize hükmedilmesi gerektiğini belirtmekle davanın reddini savunmuştur.
Davalılardan … vekili 28/03/2016 tarihli cevap dilekçesinde özetle, söz konusu kazadan dolayı yapılan ceza muhakemesi sonucunda verilmiş olan kararın temyiz aşamasında olduğunu, henüz kesinleşmiş bir kararın bulunmadığını, kaldı ki ceza mahkemesi kararının hukuk mahkemesini bağlamaması gerektiğini, davacının iddia ettiği şekilde haksız fiil eylemi mevcut olsa bile müvekkilinin mahkumiyetine yeterli şekilde ispat edilmiş ve delillendirilmiş kusur şartı yerine getirilemediğini beyan etmekle davanın reddini talep etmiştir.
Davalılardan ————-vekilinin 01/04/2016 tarihli cevap dilekçesinde özetle; açılmış bulunan davanın zaman aşımına uğradığını, verilmiş olan ceza mahkemesi kararının sonucunun beklenmesi gerektiğini, kazanın müvekkili şirkete ait araçla meydana gelmediğini, gelmiş olsaydı bile araçta çarpma izine rastlanması gerektiğini, oysa böyle bir izin bulunmadığını, zarar ve ziyanın da oluşmadığını, müvekkil şirkete ait aracın kazaya karıştığına dair kesin delil ve belge bulunmadığını, bunun yanında talep edilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının fahiş olduğunu beyan etmekle davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat alacağına ilişkindir ilişkindir.
Hasar dosyası , hastane evrakları, ceza dosyası, sosyal ekonomik durum araştırması için gerekli belgeler celbedilmiştir.
Davalı … vekilinin 16/12/2016 tarihli dilekçesi ve davacı vekilinin 23/02/2017 tarihli celsedeki beyanlarına göre tarafların maddi tazminat konusunda sulh olduğunu tarafların karşılıklı olarak yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını davanın manevi tazminat davası olarak diğer davalılar yönünden devamına karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Kusur yönünden değerlendirme; Trafik kusur bilirkişisinden kusur raporu alınmış olup, bilirkişi raporunda özetle, davalı …’nin sevk ve idaresindeki aracıyla kaza yerinde seyir halindeyken kaza günü hava yağmurlu ve zemin ıslak ve hafif çamurlu olduğu halde trafik güvenliği ve düzeni ile ilgili olan ve yönetmelikte gösterilen diğer kural, yasak , zorunluluk veya yükümlülüklere uyarak, aracının hızını aracın yük, teknik özelliğine görüş , hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak ve ayrıca yapım ve onarım alanlarına girerken hızını azaltmak zorunda ve meskun mahalde seyir halinde bulunurken hasta, çocuk yada dalgın tedbirsiz yayanın yola çıkabileceğini düşünerek dikkatli ve tedbirli olması gerekmesine rağmen meskun mahalde çalışma olan yol bölümünde trafik durumuna uymayarak davacının sağ ayak bileğinin üzerinden tekeriyle geçerek kazaya karıştığı ve sonrada sola dönmek suretiyle soldan ilerlediği anlaşıldığından kazada %80 oranında asli kusurlu olduğunu, davacı …’ın güvenliği açısından karşısından yaklaşan aracın geldiği halde aracın uzaklık ve hızını göz önüne almadığı ve taşıt yolu kenarındayken kendi sol tarafına bankete doğru çekilmediği ve taşıt yolu kenarında dikkatsiz ve tedbirsiz , özensiz bulunarak kazaya sebebiyet verdiği anlaşıldığından kazanın meydana gelmesinde %20 oranında tali kusurlu olduğunu mütalaa etmiştir.
Ceza dosyasında alınan kusur raporu ile mahkememizce aldırılan kusur bilirkişi raporu çeliştiğinden; —– Trafik İhtisas Dairesinden kusur raporu alınmış olup, ——tarihli raporunda ; davalı sürücü … sevk ve idaresinde bulunan araç ile meskun mahalde gündüz vakti seyri sırasında gerekli dikkat ve özeni yola verip, bahse konu kaza mahalline geldiği anda görüş alanını kontrol altında bulundurması, seyir yönüne göre yolun sağında aynı istikamete doğru, yol kenarında yürümekte olan yaya nedeniyle etkili tedbir alarak seyrine müteyakkız şekilde devam etmesi gerekirken bu hususlara riayet etmeyip kontrolsüzce seyri sırasında idaresindeki aracın sağ ön teker kısımları ile yolun sağ tarafında kendisiyle aynı yöne doğru yürümekte olan yaya gerisinden çarpması sonucu gerçekleşen kazada dikkat ve özen yükümlülüklerine riayet etmediği için asli kusurlu %100 oranında kusurlu olduğunu, davacı … meskun mahalde gündüz vakti bahse konu kaza mahalli yaya kaldırımı bulunmayan bölünmüş yol bölümünde yolun sağ kenarında yürüdüğü sırada gerisinden gelen aracın sadmesine maruz kaldığı olayda, mahal özellikleri ve tarafların hareket doğrultuları dikkate alındığında, atfı kabil kusuru bulunmadığını mütalaa etmiştir. Davalı taraf kusur raporuna itiraz etmiş ise de;—- Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nin ——- tarihli kusur raporu ile ceza dosyasında alınan kusur raporu; kaza tespit tutanağı, hasar dosyası örtüşmekte olduğundan itirazları yerinde görülmemiştir. Mahkememizce —— Dairesi’nin 31/07/2019 tarihli kusur raporuna itibar edilmiştir.
Maddi tazminat davası yönünden; davacı ile davalı … Şirketi arasında 05/10/2016 tarihli ibraname ile davacının zararının davalı … tarafından karşılandığı sabittir. İlgili ibranamede kararlaştırılan ücretin dışında karşılıklı olarak vekalet ücreti talep etmeyecekleri düzenlenmiştir. 23/0/2017 tarihli celsede davacı taraf davalılar … ve ——- açısından manevi tazminat yönünden davaya devam ettiğini beyan etmiştir. Maddi tazminat talepleri davalılardan Sigorta tarafından giderilmiş olup bu kalem bakımından dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 331. Maddesine göre esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilen hallerde hakim tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerine hükmeder. Vekalet ücreti de yargılama giderlerindendir. Davalı … vekili maddi tazminat yönünden vekalet ücreti talebinde bulunmuş ise de; —– davalılardan …’nin %100 kusurlu olduğu yönündeki raporu, ceza dosyası, hasar dosyası karşısında davalı taraf işbu davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden ve yargılama esnasında davalı …’nın kabul ettiği bu borcu ödemesi üzerine maddi tazminat açısından yargılama sona erdiğinden davalı … lehine vekalet ücretine hükmedilmemiş, davacı tarafın ibranamede vekalet ücreti talebinin olmadığını bildirmesi gözetilerek davacı lehine de vekalet ücretine hükmedilmemiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Manevi tazminat açısından; Yargıtay ——. Hukuk Dairesi ——- Sayılı ilamı; ” Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacıca göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (———— )Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında, Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K’nun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür. ” şeklindedir.
Manevi tazminatın tayininde davacıda meydana gelen maluliyet oranı da önemlidir. Bu amaçla Adli Tıp Kurumu ilgili İhtisas Dairesi ——–tarihli Maluliyet ön rapor eksikliklerin tamamlanması için davacı vekiline 13/06/2018 tarihinde Adli Tıp Kurumu raporu tebliğ edilmiş ve——- tarihli celse de 2 hafta süre verilmiş olmasına rağmen yaklaşık 10 aydır bu hususta bir belge sunulmadığı anlaşılmakla, davacı vekiline Adli Tıp Kurumu ön raporundaki eksiklikleri tamamlamak üzere 2 hafta kesin süre verilmesine, Adli Tıp Kurumu ön raporundaki eksiklikleri tamamlamadığı takdirde bu delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağının ihtarına karar verilmiş; davacı vekiline verilen süre içerisinde Adli Tıp Kurumu maluliyet ön rapor eksikliğin giderilmediği anlaşılmakla bu delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılmıştır.
Yukarıda değinilen emsal Yargıtay içtihadı, 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ile HGK ——– Kararı göz önünde bulundurularak; mahkememizce zenginleşme aracı olmayacak biçimde; olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanarak ve dosyaya celbedilen tarafların sosyal ve ekonomik durumlarını gösterir müzekkereler ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, davacının maluliyet deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılması ve neticesinde davacının kaza nedeniyle maluliyet oranının denetime esas biçimde saptanmadığı değerlendirilerek; dosya kapsamındaki Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nin ——-tarihli kusur rapor dikkate alınarak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde davacı için 1.000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 26/02/2014 ‘den itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsil ile davacılara verilmesine yönünde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Maddi tazminat davası yönünden dava konusuz kaldığından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Manevi tazminat davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE;
Davacı açısından; 1.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 26/02/2014 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile Davalı … ile Davalı ————— müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine; fazlaya ilişkin kısmın reddine,
3-Alınması gerekli 68,31 TL harcın davacı tarafça yatırılan 426,94 TL peşin harçtan mahsubu ile 358,63 TL harcın davacıya iadesine,
4-Maddi tazminat davası yönünden davacı ile davalı … karşılıklı olarak sulh olduğundan yargılama gider ve vekalet ücreti talepleri olmadığından vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,
Maddi tazminat davası yönünden; HMK 331. Maddesi gereğince davalılar … davanın açılmasına sebebiyet vermekle; bu davalı yönünden vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Davacı tarafça yapılan 68,31 TL harç gideri, 458,95 TL posta-tebligat masrafı olmak üzere toplam 527,26 TL’nin davanın kabul red oranı gözönünde tutularak 52,72 TL’lik kısmının Davalı … ile Davalı ———– müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Manevi tazminat davası yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan ——- uyarınca 1.000 TL vekalet ücretinin davalı … ile davalı ———- müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine
7-Manevi tazminat davası red edilen kısım yönünden ; karar tarihinde yürürlükte bulunan—— 10/2 maddesi uyarınca 1.000 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’ye verilmesine,
8-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı … vekilinin yüzüne karşı, diğer davalıların yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.