Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/761 E. 2020/237 K. 16.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/761 Esas
KARAR NO: 2020/237
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 17/09/2014
KARAR TARİHİ : 16/06/2020
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davalılardan ———-alacağına karşılık aldığı —– keşide tarihli —— ödeme tarihli —– bedelli, —- ödeme tarihli —–bedelli,—– ödeme tarihli ——— bedelli, ——–ödeme tarihli ——– bedelli olmak üzere toplam ——— bedelli senet aldığını, bu senetleri müvekkiline olan borcuna karşılık arkalarını ciro ederek müvekkiline verdiğini, müvekkilince alınan senetlerin borçlular tarafından ödenmemesi üzerine ——-Noterliğince tanzim edilen ——- yevmiye numaralı ihtarname ile senet bedellerinin ödenmesini ihtar ettiklerini, davalı—— ihtarnameye ——Noterliğinin ———– yevmiye numaralı ihtarnamesi ile cevap vererek belgelerin arkasındaki imzanın kendisi tarafından atılıp ciro ettiğini kabul ettiğini, ancak borcu olmadığını bildirdiğini, senetlerin ödenmemesi üzerine davalılar hakkında —-İcra Müdürlüğünün ———— esas sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, itiraz üzerine——-İcra Hukuk Mahkemesinin ———- esas sayılı dosyasında itirazın kaldırılmasının istendiğini ve sonuçta itirazın kaldırılmasına karar verildiğini, davalı ——– Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduğunu, yapılan inceleme sonucu ———Sulh Ceza Mahkemesinin ——–esas sayılı dosyasıyla yargılamanın devam ettiğini, senet asıllarının halen ———-İcra Müdürlüğünün ———-sayılı dosyasında olduğunu belirterek; —– alacağın ihtarname tarihi olan ———– itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı ———vekili cevap dilekçesinde özetle; 2 iş günü içerisinde keşideciye protesto çekilmediğinden lehtar ve cirantalara başvuru hakkını yitirmesi nedeni ile davalı——– lehtar olması nedeni ile davanın zamanaşımına uğradığını iş bölümü itirazında bulunarak davanın İş Mahkemelerinde görülmesi gerektiğini ve davanın reddini talep etmiştir.
Davalı —— usulüne uygun dava dilekçesinin tebliğine rağmen dosyaya herhangi bir cevap dilekçesi sunulmamıştır. HMK’nun 128. Maddesi uyarınca; Süresi içinde cevap dilekçesi vermemiş olan davalı, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılır.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile alacak davasına ilişkindir.
Mahkememizce yapılan ilk yargılama —— esas sayılı dava dosyası üzerinde olmuş ve davanın reddine karar verilmiştir. Mahkememizin ——- esas——— karar sayılı bu kararı temyiz edilmiş, Yargıtay —–Hukuk Dairesi ‘nin ———- Karar sayılı ilamında ” Dava, temel borç ilişkisine istinaden bono düzenlendiği iddiasına dayalı alacak istemine ilişkindir. Mahkemece de, davanın temel borç ilişkisine dayalı olduğu kabul edilmiş, ancak davacının bu ilişkiyi ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, celbedilen——— Sulh Ceza Mahkemesinin——— Esas sayılı dosyasından, davalı———dava konusu bonolar nedeniyle davacı hakkındaki şikayeti üzerine davacının, davalıdan tahsil gayesi ile aldığı senetleri bu gaye dışında kullandığı iddiası ile güveni kötüye kullanma suçundan kamu davası açıldığı, mahkemece yapılan yargılama sonucunda, taraflar arasında alış-veriş olduğu, katılanın sanığa borcu bulunduğu ve bu hukuki ilişkiden kaynaklı olarak söz konusu senedin verildiği gerekçesiyle sanık ———–hakkında beraat kararı verildiği, kararın henüz kesinleşmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda anılan ceza mahkemesi kararının kesinleşmesinin beklenilmesi, kesinleşecek bir maddi olgu tarifinini bulunup bulunmadığı belirlenerek bu maddi olgunun somut uyuşmazlığa etki edip etmeyeceğinin de değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesiyle mahkememizin kararı bozulmakla yukarıda belirtilen yeni esasa kaydı yapılmıştır.
Yargıtay bozma ilamına uyulmuş olup, ceza dosyasının kesinleşmesi beklenmiş ve ceza dosyası celbedilmiştir.
——-Sulh Ceza Mahkemesinin ———— karar sayılı dosyasının fiziken gönderildiği, yapılan incelemede; suçun güveni kötüye kullanma suçu olduğu, sanığın ———- olduğu, mahkemece beraat kararı verildiği ve mahkeme kararının süresinden sonra Yargıtay’da temyiz edildiğinden bahisle kararın kesinleştiği görülmüştür.
Somut olayda dava konusu bonoların vade tarihi ——-yılı olup; dava açılış tarihi ———- Eski TTK 661; Yeni TTK 749 maddesi uyarınca vade tarihinden itibaren üç yıl geçmekle bononun zamanaşımına uğrayacağı açık olup; dava tarihinde zamanaşımına uğramış bono mevcut olmakla; işbu dava zamanaşımına uğramış bonodan kaynaklı alacak davasıdır. Somut olayda davalılar tarafından imza inkarı yoktur. Hukuk Genel Kurulu’nun ——- gün ve————- sayılı kararında da benimsendiği gibi “zamaşımına uğrayan ve imzası inkar edilmeyen bono, temel borç ilişkisi bakımından yazılı delil başlangıç niteliğindedir.” Davacı temel ilişkiye dayanarak talepte bulunduğuna göre; bu davada dayanılan temel ilişkinin tabi olduğu zamanaşımı süresi uygulanacaktır. Bu davada TBK’nin 146 (BK 125) maddesi uyarınca on yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerekir. Somut olayda dava on yıllık zamanaşımı süresi içinde açılmıştır.
Yargıtay —–Hukuk Dairesi ————— Sayılı ilamında da belirtildiği üzere; ”TTK’nin 661. maddesi(6102 sayılı Yasa’nın 749. maddesi) uyarınca zamaşımına uğramış bir bonodaki alacak temel ilişkiye dayanılmak suretiyle talep edilebilir. O ilişkiden doğan bir alacağın bulunduğu ve alacak miktarını kanıtlama yükümlülüğü de davacı tarafa aittir.
Yargıtay ——– Hukuk Dairesi ———- Sayılı kararında da belirtildiği üzere; eTTK’nın 661. maddesi uyarınca zamanaşımına uğramış bir bonoda yazılı alacağın temel ilişkiye dayanılmak suretiyle talep edilebileceği, bu isteme ilişkin davalarda gerek temel ilişkinin varlığını ve niteliğini, gerekse o ilişkiden doğan bir alacağın bulunduğunu ve alacak miktarını kanıtlama yükümlülüğü davacıya ait olduğu düzenlenmiştir.
Somut olayda davacı ——- davalıdan——- bonoda yazılı ———– tutarında alacaklı olduğu ispat yükü altındadır.
Davacı—— ibraz ettiği tüm deliller ve ——— tarihli celsede davacı tarafından teklif edilen ve davalı asil ——– ifa ettiği yemin delili karşısında; davacı temel borç ilişkisinden kaynaklanan alacağını ispat edememiştir.
Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda kesinleşmesi beklenen ceza dosyası incelendiğinde; ceza dosyasının, temyiz dilekçesi süresinde verilmediğinden Yargıtay esas incelemesi olmadan kesinleştiği anlaşılmıştır. Ceza dosyasındaki sanık ifadeleri, tanık beyanları, katılan beyanları incelendiğinde ; hukuk mahkememize konu —— alacak yönünden ——– alacaklı olduğu yönünde alacağın varlığı ve miktarı yönünden hukuk mahkemesini bağlayan bir maddi olgu tarifinin olmadığı sabittir. Ceza mahkemesindeki maddi olgu somut uyuşmazlığa etki edecek mahiyette olmayıp; bunun gerekçesi ise ceza mahkemesinde 4 adet senette lehdar konumunda olan …’in alacaklarının değil, davamıza konu 4 adet senette keşideci, lehdar veya ciranda dahi olmayan davamız dışı —— alacakları irdelenmiştir. Ceza mahkemesi gerekçesinde belirtilen alışveriş de dosyamız davalısı ———- dosyamız davacısı ——–arasında olmayıp; alışverişin dava dışı————— arasında olduğu ceza dosyası kapsamında tüm beyanlar ile anlaşılmaktadır.
Davacı tarafça, celbedilen ceza dosyası kapsamında da bonolara konu ———– alacağına konu temel ilişkiyi, temel ilişkiden doğan bir alacağın bulunduğu ve alacak miktarını kanıtlama yükümlülüğü bulunup, bu maddi olgu celbedilen ceza dosyası ile de ispat edilememiştir.Tüm bu nedenlerle tüm dosya kapsamından, dosya içerisindeki mevcut bilgi ve belgelerden, davacı vekili ve davalı ———-iddia ve savunmalarından, dava konusu olayda davacı her ne kadar davalı ————alacaklı olduğunu iddia etmişse de, taraflar arasındaki temel borç ilişkisi özellikle bononun veriliş nedeni konusunda somut delillerin dosyada mevcut olmadığı, davacının bu konuyla ilgili herhangi bir somut delil veya deliller dosyaya ibraz etmediği kanaati mahkememizde hasıl olduğundan davacı bu konudaki iddiasını TMK. 6.maddesi anlamında ispatlayamamıştır. İspat yükü ve külfeti üzerinde olan davacı davasını TMK 6.maddesi anlamında ispatlayamadığından davanın reddine karar verilmiş, koşulları oluşmadığından davalı ——— kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
Davacının davasının REDDİNE
Davalı ———— tazminat talebinin reddine ,
1-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gerekli 54,40 TL harçtan davacı tarafından yatırılan 891,00 TL harcın mahsubu ile 836,60 TL nin davacıya iadesine,
2-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerine bırakılmasına,
3- Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 8.600,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4- Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ———— ilgili hukuk dairesinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 16/06/2020