Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/516 E. 2019/1170 K. 13.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/516 Esas
KARAR NO: 2019/1170
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 25/04/2016
KARAR TARİHİ: 13/11/2019
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacı ———- sektöründe faaliyet gösteren bir şirket olduğunu, müvekkili yüklenici şirketin, davalı İşveren şirket ile—– sokakta bulunan —- cephelerinde granit seramik ve taşyünü mantolama cephe elemanları imalat işleri için davalı şirket ile — tarihinde iki ayrı sözleşme yapıldığını,— için sözleşmede kararlaştırılan işin bedeli — TL olup işin süresi – gün olduğuunu,– apartmanı için sözleşmede kararlaştırılan işin bedeli — TL olup işin süresi — gün olduğunu, sözleşmelerin 7.2’nci maddesi uyarınca şşveren davalının başlangıçta yükleniciye toplam — TL tutarlı vadeli çekle avans ödeme yaptığını, bu çeklerin teminatı olarak da sözleşmenin 13.1’inci maddesi uyarınca yüklenici de aynı tutarda 1 adet — gün vadeli avans teminat senedini işveren’e verdiğini, iki ayrı sözleşme ve iki ayrı iş söz konusu olduğu için toplamda bu şekilde 2 ayrı teminat senedi verildiğini, bu senetlerden biri sonradan müvekkili şirkete iade edildiğini, ancak dava konusu senet halen iade edilmediğini, dava konusu senedin üzerinde, ihtilaf halinde Kadıköy Mahkemelerinin yetkili olacağı yazılı olduğunu, senetlerin her ikisinin de arka yüzünde — tarihli sözleşmenin teminatı olarak verildiği, 3. şahıslara devir ve ciro edilemeyeceği, iş bitiminde iade edileceği” nin açıkça yazılı olduğunu, dava konusu teminat senedinin sadece yükleniciye yapılan –TL’lik avans ödemenin teminatı olarak verildiğini, sözleşmenin genelinde yükleniciye yükletilen bütün borçların teminatı olarak değil, sadece yapılan avans ödemenin teminatı olarak verildiğini, sözleşmede avans ödemesiyle ilgisi olmayan başka bir borç öne sürülerek teminat senetlerinin yüklenici’ye iadesinden imtina edilemeyeceğini, ayrıca, yine Sözleşme mad.13.1’de açıkça belirtildiği üzere, bu teminat senetlerinin “fatura kesimi ve iş teslimini müteakip en geç 10 gün içinde iade olunması” gerektiğini, bu teminat senetlerinden birinin müvekkili yüklenici şirkete iade edildiğini, ancak dava konusu olan diğer senet tüm taleplerimize rağmen bugüne kadar iade edilmediğini, ancak sözleşmelerde her ne kadar “Sözleşme tarihi aynı zamanda yer teslimi ve işe başlama tarihidir” denilmiş olsa da Sözleşmenin 10.4. maddesinde, yüklenici personelinin işverenin —- numarası altında dosya açılmasından sonra çalışmaya başlayabileceği, 11. maddede de işverenden kaynaklı bir nedenle çalışmaya izin verilmeyen günlerin ceza gün süresi dışında olduğu ve teslim süresine ekleneceği kararlaştırıldığını, sözleşmelerde her ne kadar “Sözleşme tarihi aynı zamanda yer teslimi ve işe başlama tarihidir” denilmiş olsa da sigorta kaydı başlatılmadan şantiyede sigortasız elemanı işe başlatmanın 5510 sayılı yasaya aykırı olduğunu, sözleşmedeki bu düzenlemenin Borçlar Kanunu mad.27/1 karşısında kanuna aykırı olup hükümsüz olduğunu, işe başlama tarihi olarak—- alt işveren kaydının açıldığı tarihin esas alınması gerektiğini,müvekkili yüklenici şirketin sözleşmenin ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun anılan hükümlerine uygun olarak iş bitimini müteakip 7 gün içerisinde faturalarını düzenlediğini, ayrıca işlerin tamamlandığını da davalı işveren’e yazı yazmak suretiyle geçici kabul için yazılı davette bulunduğunu, davalı işverenin kesilen faturalara Ticaret Kanununda öngörülen şekil ve usule uygun biçimde bugüne kadar herhangi bir itirazda bulunmadığını beyan ederek, dava konusu senedin icraya konulmasının tedbiren durdurulması için davalıya yazı yazılmasına,davalarının kabulüyle, dava konusu senede ilişkin olarak davalıya borcumuzun olmadığının tesbitine, senedin iptaline,davalıya verilen ve halen iade edilmeyen – tanzim ve — vade tarihli, — TL meblağlı teminat senedinin iptal edilerek kendilerine iadesine,davalının %20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine,dava masrafları ve ücret-i vekaletin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava konusu ettiği işin süresi içinde eksiksiz olarak bitirildiği iddiasının kabulünün mümkün olmadığını, müvekkilinin dış cephe işi yapması için davacı ile sözleşme yaptıklarını, bu sözleşme gereği davacının süresi içinde bu binayı bitirip müvekkiline teslim etmesi gerektiğini, bu süre içinde davacının bu binaları teslim etmemesi halinde müvekkiline teslimde gecikilen her gün için cezai şart olarak tazminat ödemesi gerektiğini, taraflar arasında yapılan ve dosyaya da sunulan sözleşmeler gereği bu edimlerini yerine getirdiği zaman davacıdan alınmış olan teminat bonolarının iade edileceğini, sözleşmede planlanan yapılması gereken işlerin müvekkilinin rızası olmadan üçüncü bir firmaya yaptırılmak üzere anlaşıldığını, taşeron firmanın bir süre sonra ödeme zorluğu içine düşmesi üzerine işçileri tarafından müvekkiline ait işyerlerinin işgal edildiğini, müvekkiline ait bu binaya zarar verildiği gibi işlerin bitirilmesinin mümkün olmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava;davalı ile sözleşme gereği dış cephe işini tam olarak yaptığını iddia eden davacının, bu sözleşme gereği teminat olarak verdiğini iddia ettiği senetten dolayı borçlu olmadığının tespitini ve senedin iptali talebi olup, davalı taraf işin eksik ve hatalı yapıldığı iddiası ile bunun teminatı olan bononun iadesi şartlarının oluşmadığını iddia etmektedir.Dava konusu senedin teminat senedi olduğu konusunda uyuşmazlık olmadığı, ancak uyuşmazlığın bu senedin iade şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davaya konu sözleşme örneği, senet örneği,— işyeri bildirgeleri, geçici kabul tutanakları, cari hesap mutabakatı, yapılan işe ilişkin fotoğraflar celp ve ibraz edilmiş, davacı tarafın —- tarihli dilekçesi ile davaya konu sözleşme gereğince davalının yapmış olduğu işlerle ilgili tespit yapılmasını talep etmesi üzerine mahkememizce inşaat mühendisi atanmak suretiyle tespit raporu alınmıştır. Bildirilen tanıklar dinlenmiştir.
Tarafların tespit raporuna itirazları nazara alınarak, daha sonra mahkememiz hakimi refaketinde dava konusu sözleşmelerin bulunduğu inşaat işleri başında yine inşaat mühendisi vasıtasıyla keşfen inceleme yapılmış ayrıca tarafların ticari defter ve kayıtları mali bilirkişi vasıtasıyla incelenmiştir.
Davacı — binaların cephelerinin yalıtım ve izolasyon işlerini yapmaktadır.Davalı — ise bina inşaatları konusunda faaliyet göstermektedir.
Dava konusu olayda; davacı – davalı— ait iki apartmanın dış cephelerinin granit seramik ve taş yünü mantolama işlerinin yapımını üstlenmiştir.
Dava dilekçesinin ekinde — tarihli iki adet sözleşme ibraz edilmiştir.Bu sözleşmelerde; biri — dış cephesinin yapımı ile ilgilidir.İşin ön keşlif bedeli KDV dahil — TL. dir.Diğer —dış cephesinin yapımı ile ilgilidir.İşin ön keşif bedeli KDV dahil -.- TL. dir.Sözleşmelerin imzası ile birlikte iş sahibi davalı– – işi yapacak olan davacı İzotim’e işin bedeline mahsuben – TL. toplamında – adet vadeli çek vermiştir.Ayrıca — tarihinde de – TL. sı havale göndermiştir.Bu şekilde davalı işin başında, davacıya– TL. sı ödemiştir.
İşin bedelini peşin olarak alan davacı- almış olduğu – TL. sının teminatı olarak davalı —aşağıda yazılı olan senetleri vermiştir.- tanzim tarihli, – vade tarihli ve – TL. sı bedelli senet,- tanzim tarihli, – -vade tarihli ve – TL. sı bedelli senet, olmak üzere iki senedin toplam bedeli -TL. sıdır. İki senet de birbirinin aynıdır.Senetlerin arkasında; “İş bu senet – tarihinde imzalanan sözleşmenin teminatı olarak verilmiş olup, üçüncü şahıslara devir ve ciro edilemez.İş bitiminde iade edilecektir.” diye yazılıdır.
Bu davada; “davacı, işleri bitirdiğini, teminat senetlerinden birini geri aldığını, diğerinin davalıda kaldığını ve bu senedi davalının iade etmediğini” iddia ederek, – tanzim ve —vade tarihli –TL. lik senetten ötürü davalı şirkete borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini” talep etmiştir.
Tarafların ticari defter ve kayıtlarının birbiri ile mutabık durumda olduğu, her iki tarafın defterlerinde ödemeler ve faturaların aynen kayıtlı olduğu,– senesi sonunda cari hesap bakiyelerinin sıfır olduğu, borç ve alacak kalmadığı bilirkişi tarafından tespit edilmiştir.Ayrıca teminat olarak verilen her iki senedin de davacı ve davalı tarafın ticari defterlerinde herhangi bir kayıtlarının bulunmadığı anlaşılmaktadır- yılı kayıtlarının incelenmesinde; davacı şirketin davalı şirkete — tarihinde —TL. tutarlı ve —TL. tutarlı – adet çek verdiği, bu çeklerin davalı ve davacı defterlerine işlendiği, — tarihi itibariyle davalı şirketin söz konusu- çekten ötürü davacı şirkete –TL. borçlu hale geldiği, daha sonra davalı şirketin — tarihinde bu borcu kapattığı ve davacı şirkete borcu kalmadığı anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında düzenlendiği anlaşılan tutanak başlıklı belgede yapılan iş sonrası alınan ödemeler toplamı, — kesin hesabı, — kesin hesabı miktarları yazılarak davalı— firmasının —- TL. fazla ödeme yaptığının belirlendiği ve yukarıda belirtilen 2 adet çekin davacı tarafından bu sebeple verildiği, davalı tarafından KDV dahil- TL. — farkı faturası kesileceği ve hesabın resmi olarak kapanacağı hususunun belirlendiği anlaşılmaktadır.Bu açıklamalara göre bu belge ile taraflar arasında her iki apartman ile ilgili yapılan işler konusunda hesaplaşma yapıldığı, taraflar arasında dava konusu iş dışında yapılan başka bir iş bulunmadığı ve — senesinde davacının vermiş olduğu —TL. tutarlı 2 adet çekin bu işin hesaplaşması için verildiği anlaşılmaktadır.Davacının kalan borcu kapatmak için bu iki çeki verdiği ve teminat senedi olarak düzenlediği 2 adet senedi geri istediği anlaşılmaktadır. Bu durumda taraflar arasında kesin hesap anlaşmasının sağlandığı, eksik kısımlarla ilgili davacı tarafından çek verilmek suretiyle davalı kayıtlarına işlendiği ve teminat senetlerinden dolayı davalının davacıdan isteyebileceği bir alacağının bulunmadığı, teminat senetlerinin bir tanesinin davadan önce iade edildiği, bu davaya konu edilen diğer teminat senedi ile ilgili olarak ise davacının davalıya borçlu olmadığı kanaatine varılarak davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulü ile davaya konu, davacı tarafından keşide edilen, lehtarı davalı olan, –vadeli, – tanzim tarihli, – TL bedelli senetten dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, senedin davalı tarafından davacıya iadesine,
2-Senet takibe konu edilmediğinden davacının İİK’nun 72.maddesi uyarınca tazminat isteminin şartları oluşmadığından reddine,
3-Tedbirin karar kesinleşene kadar devamına, karara kesinleştiğinde tedbir için alınan teminatın davacı tarafa iadesine,
4-Alınması gereken 23.054,63-TL karar harcına karşılık peşin alınan 5.763,66-TL’nin mahsubu ile bakiye 17.290,97 -TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan 326,25 TL tebligat ve posta gideri,2.000 TL. Bilirkişi gideri ile 5.792,86 TL harç gideri olmak üzere toplam 8.119,11 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı lehine AAÜT uyarınca taktir olunan 26.200,00 -TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair,davacı vekilinin yüzüne karşı,davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.13/11/2019