Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/462 E. 2018/459 K. 09.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/462 Esas
KARAR NO : 2018/459
DAVA : İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/04/2016
KARAR TARİHİ : 09/05/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 12/04/2016 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davalının davacı müvekkil Tasfiye Halinde ……….. Kooperatifi genel kurul kararları ile kesin maliyet bedeli uyarınca, müvekkil kooperatife borçlu olduğunu, Kooperatif genel kurul kararlarına uymayan ve yükümlülüklerini yerine getirmeyen davalıya karşı İstanbul Anadolu 15. İcra Dairesinin…………Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının itirazıyla takibin durduğunu, davalının itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu, davalı Asliye Kaygusuz’un müvekkil kooperatifin ortağı olduğunu, davalının 06/09/2007 tarihli genel kurul kararı uyarınca 30/09/2007 tarihinden başlamak üzere 12 ay boyunca her ay için m² başına 1,20 TL, 08/03/2009 tarihli genel kurul kararı uyarınca 31/03/2009 tarihinden başlamak üzere 12 ay boyunca her ay için m² başına 1,20 TL, 02/10/2010 tarihli genel kurul karrı uyarınca 31/10/2010 tarihinden başlamak üzere 12 ay boyunca her ay için m² başına 1,50 TL idame yatırım aidatı ödemekle yükümlü olduğunu, davalının toplam 4.212,00 TL idame yatırım aidatı borcu bulunduğunu, her ne kadar icra takibinde 6.625,80 TL idame yatırım aidatı talep edilmişse de itirazın diğer alacaklar ile 4.212,00 TL’lik idame yatırım aidatı üzerinde iptalinin gerektiğini, sonuç olarak davanın müvekkili kooperatife takip tarihi itibariyle 264.251,60 TL asıl alacak, 153.289,00 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 417.540,60 TL borçlu olduğunu, davalı, kooperatif genel kurulunun açık kararlarına rağmen borcunu ödemediğini, açık genel kurul kararları ile davalının borcunun belli ve likit olduğunu, davalının zaman kazanmak için yaptığı haksız ve kötüniyetli itirazı nedeniyle takibin durduğunu ve müvekkil alacağını tahsil imkanından mahrum kaldığını, bu nedenlerle davalı hakkında %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın delillerinin kendi savunmalarının da dayanağını oluşturduğunu, davacı tarafın delillerine iştirak ederek savunmalarını bu deliller üzerine inşa ettiklerini, müvekkilin bu iş yerini kocasından devraldığını, dava konusu 1. blok 18 nolu işyeri ile ilgili olacak davacı hesap tetkik komisyonunun raporuna dayanıldığını, bu raporda ancak bu işyeri ile ilgili yönetim kurulu karar defterinin 357. Sayfasında 2321.sıra ve 22/02/2012 tarihli kararda kooperatiften alacaklarına karşılık kendisinin elinde 223.163,68 TL tutarlı kooperatif senedi bulunduğundan bahisle bu alacaklarına karşılık senetleri iade etmek koşulu ile bu işyeri için ortak olunduğuna ilişkin bir kararın mevcut olduğunu, tasfiye kurulunun görev sınırlarının belli olduğunu, tasfiyeyi sağlamak yerine temeli olmayan davalar açmak hem kooperatifin hem de kooperatif üyelerinin aleyhine olacak sonuçlrı beraberinde getireceğini, açıklanan nedenlerle davanın reddi ile karşı tarafın %20 kötüniyet tazminatıyla birlikte yargılama giderlerinin ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İstanbul Anadolu 15. İcra Müdürlüğünün ……… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde davacı kooperatif tarafından davalı aleyhine …………. İlçesi, ……… Mahallesi, …….. Mevkii, ….. Pafta, 1581 Parselde kayıtlı Tafiye Halinde………………… Kooperatifi …… Blok…… no’lu iş yeri hakkında kooperatif üyeliğinden kaynaklanan ve 26/09/2005 tarihli kesin maliyet raporu uyarınca maliyet bedeli ile devamındaki genel kurullara ilişkin aidat ödemeleri için toplam 419.954,40 TL alacak için başlatılan takip olduğu, yasal süresinde itiraz üzerine takibin durduğu ve bu davanın yasal süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Kooperatif kayıtları, genel kurul tutanakları, muavin defteri, nizam, hazirun listeleri, kooperatif ve davacının eşi arasında yapılan protokoller celp ve ibraz edilmiş, kooperatifin ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Kooperatifler Kanununa göre kooperatif ortaklığı ancak, ortağın ortaklıktan çıkartılması, yasada öngörülen sürelere uyularak yazılı bildirim yapılmak suretiyle ortaklıktan istifa edilmesi veya kanunun 14.maddesi uyarınca ortaklığın devrinin yönetim kurulunca kabul edilmesi halinde sona ermektedir. Davacı kooperatifin ana sözleşmesinin 11.maddesinde ortaklığa kabul şartları düzenlenmiş olup, bu düzenlemeye göre; kooperatife ortak olmak isteyenler yazılı olarak yönetim kuruluna başvururlar, bu başvuruda ana sözleşmenin tüm hükümlerinin ve getirilen yükümlülüklerin kabul edildiği açıkça belirtilir, ortaklığa kabul yönetim kurulunun kararı ile gerçekleşir. Yönetim kurulu ortaklar ile ortak olmak için başvuranların 10.maddede gösterilen şartları taşıyıp taşımadığını araştırmak zorundadır.
Davacı kooperatife ait ….. Blok ….. no’lu işyerinin tapu kaydına göre sahibi davalı …’dur. Tapu kaydı gereğince bu taşınmaz 08/03/2012 tarihinde ……..’dan …’a devredilmiştir. Ancak taşınmazın eski sahibinin kendisine ait bağımsız bölümü 3.kişiye satmış olması, kooperatif ortaklığının kendiliğinden taşınmazı satın alan kişiye devredildiği anlamına gelmez. Ortaklık payının ayrıca devri yapılmadığı takdirde ortağın kooperatif ortaklığı devam eder ve kooperatife karşı borçlardan tapuda kayıtlı kişi değil kooperatif ortağı sorumlu olacaktır.
Dosya kapsamına göre taşınmazın tapu kaydı yanında ortaklık payının davalıya devredildiğine ilişkin hiçbir belge olmadığı gibi bu yönde bir iddia da yoktur, dolayısıyla kooperatif ortaklığının devredilmediği anlaşılmaktadır. Her ne kadar davalı genel kurul toplantılarına katılmış ise de bu durum sonucu değiştirmeyecektir. Bu açıklamalar ışığında eski ortağın kooperatif ortaklığı devam ettiğinden kooperatife karşı hak ve yükümlülükler davalıda değildir. Bu nedenle davalının pasif husumeti olmadığından davanın bu nedenle reddine davacının kötüniyeti ispatlanamadığından ve kötüniyet tazminatı şartları oluşmadığından davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalının pasif husumeti olmadığından DAVANIN REDDİNE,
2-Alınması gereken 35,90 karar harcın peşin alınan 5.030,00 TL harçtan mahsubu ile bakiye 4,994,10 TL harcın talep halinde karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından sarf olunan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davalı lehine AAÜT uyarınca taktir olunan 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı , kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 09/05/2018