Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/382 E. 2018/79 K. 30.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/382 Esas
KARAR NO : 2018/79
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/03/2016
KARAR TARİHİ : 30/01/2018
Mahkememizde görülen davanın yapılan incelemesi sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili “……” ticari faaliyet kapsamında, verdiği mal ve hizmete ilişkin davalı/borçlu “……..’ya” takip müstenidi faturaları düzenlediğini, ticari münasebet kapsamında müvekkilinin üzerine düşen yükümlülükleri eksiksiz yerine getirmesine rağmen, davalı/borçlunun basiretli bir tacir gibi davranmadığını ve müvekkilinin iyi niyetli tüm çağrılarına rağmen fatura bedellerini ödemediğini, müvekkilinin alacağını tahsili amacıyla yasal yollara başvurmaktan başka çaresi kalmadığını, davalı/borçlu aleyhine İstanbul Anadolu 20. İcra Müdürlüğü’nün …… E. sayılı dosyası üzerinden “Genel Haciz Yolu İle İlamsız İcra Takibi” başlattığını, icra dosyasından gönderilen örnek (7) ödeme emrine kötü niyetinde ısrar eden davalı/borçlunun takibe itiraz ettiğini, davalının haksız ve kötü niyetli itirazı nedeniyle müvekkilinin alacağına kavuşamadığım, itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu ve iptalinin gerektiğini, takip konusu alacağın bakiye cari alacak olduğunu, takibe konu faturaların, icra takibinden önce davalıya gönderildiği gibi, İstanbul Anadolu 20. İcra Müdürlüğü’nün 2016/4625 E. sayılı dosyasında gönderilen ödeme emri ekinde de gönderildiğini, takip konusu borcun ticari defter ve kayıtlar ile de sabit olduğunu, davalının taraflar arasında TTK anlamında bir cari hesap sözleşmesi olmadığı, cari hesap ekstresine dayanılarak icra takibi yapılamayacağı şeklindeki itirazının, samimiyetsiz olduğunu, öncelikle icra takibine dayanarak müvekkilinin davalıya kestiği 215 adet fatura gönderildiğini, faturaların suretlerinin icra dosyasına eklendiğini, bu faturaların ödeme emri ekinde davalı/borçluya tebliğ edildiğini, alacağın faturalardan kaynaklandığının takip talepnamesinde açıkça yazılı olduğunu, davalının faturalara ilişkin herhangi bir itirazı bulunmadığını, takip dayanağı faturalara konu malların davalıya teslimine ilişkin sevk irsaliyelerini Mahkeme’ye sunduklarını, faturalara ilişkin BS bildirim formlarının da dilekçeleri ekinde olduğunu, -Davalının faiz oranına ilişkin itirazının hukuki mesnetten yoksun olduğunu, gerek davalı ve gerekse müvekkilinin tüzel kişiliği haiz bağımsız tacirler olduğunu, aralarında ticari iş söz konusu olduğunu, 3095 sayılı Kanunun 2/2. Maddesine göre ticari işlerde istenilebilecek temerrüt faiz oranı, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nca açıklanan avans faiz oranı olduğunu, mevzuata uygun faiz talebinde bulunulduğunu, Netice olarak; takip konusu alacağın likit, muaccel ve bir teminatı olmadığını, müvekkilinin tüm çağrı ve çabalarına rağmen bugüne kadar ödenmediğini, alacaklarının tarafların ticari defter ve kayıtlan ile de sabit olduğunu, davalının alacağın tahsili için aleyhinde başlatılan icra takibine tamamen zaman kazanmak ve alacağı sürüncemede bırakmak kastıyla haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, alacağının tahsili için son çare olarak yasal yollara başvuran müvekkilinin davalının haksız ve kötü niyetli itirazı dolayısıyla halen dahi alacağından istifade edemediğini, mağdur olduğunu, haksız itiraz ile birlikte takibin durdurulmasına karar verildiğinden vaki itirazın iptali için işbu davayı açma zarureti hasıl olduğunu beyanla, Yukanda açıklanan nedenlerle, takip öncesi işlemiş faiz ve fazlaya ilişkin haklan saklı kalmak kaydıyla; -Davanın kabulüne, Davalı/borçlunun, İstanbul Anadolu 20. İcra Müdürlüğü’nün…… E. sayılı icra takip dosyası nezdindeki haksız ve kötü niyetli vaki itirazının iptali ile takibin devamına, (Dava Değeri: 47.106,05.TL) davalının asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra İnkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :Davalı savunmasında özetle:
Dava dilekçesinin Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) dava dilekçesinin içeriği başlıklı 119. maddesine aykın olarak hazırlandığını, H.M.K.’nın 121. maddesine göre, “dava dilekçesinde sözü edilen ve davacının elinde bulunan belgelerin asıllarıyla birlikte davalı sayısından bir fazla örneğinin dava dilekçesine eklenmesi” gerektiğini, H.M.K.’nın 318. maddesi gereğince; “Taraflar dilekçeleri ile birlikte, tüm delillerini açıkça ve hangi vakıanın delil olduğunu da bildirmek; ellerinde bulunan delillerini dilekçelerine eklemek ve başka yerlerden getirilecek belge ve dosyalar için de bunlann bulunabilmesini sağlayan bilgilere dilekçelerinde yer vermek zorundadır.” hükmünün yer aldığını, bu nedenle davacının faturalar, cari hesap ekstreleri ve delillerine beyan ve itirazlarını saklı tuttuklarını, davanın esasına girilmesi halinde; davacının taleplerinin kabulünün davacıya ödenen ödemeler açısından davacının sebepsiz zenginleşme sonucu doğuracağından, davacıya ödenen tutarın davacının lehine hükmedilecek olası taleplerinden takas ve mahsubunu talep ettiklerini, -Davacının iddialarını kabul etmemekle birlikte; hakların dava tarihinden itibaren geriye yönelik 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğunu, davacının alacak talepleri açısından usulüne uygun ve zamanında yapılmış zamanaşımı defileri göz önünde bulundurularak inceleme yapılmasını talep ettiklerini, Borçlar Kanunu ilgili maddesine göre; bu tür alacakların 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğunu, bu sürenin alacağın doğduğu tarihten itibaren işlemeye başladığından davacının haksız ve yersiz taleplerinin kabul anlamına gelmemekle birlikte; dava tarihinden itibaren geriye doğru davanın açıldığı tarihe göre, bu tarihin 30.03.2016 olduğunu, zamanaşımına uğrayan taleplerin öncelikle zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, buna göre davanın ve dava konusu alacakların zamanaşımı defileri uyarınca reddini talep ettiklerini, -Malların teslim edildiğini/hizmetin yapıldığını iddia eden davacının iddiasını kanıtlanması gerektiğini, davacının müvekkilinin kendisinden bir takım mal/hizmet aldığını fakat bu mal ve hizmet bedellerinin müvekkilince ödenmediğini iddia ettiğini, kendilerine tebliğ edilmeyen faturalara karşı itiraz haklan saklı kalarak kime ne zaman teslim edildiğini bilmediklerini, müvekkiline ait imza veya kaşenin bulunup bulunmadığı belli olmayan belgelere dayanarak müvekkilinin borçlu olduğunun kabulünün mümkün olmadığını, tek başına faturanın varlığı dahi mallann teslim edildiğine/hizmetin yapıldığına dair delil niteliği taşımayıp mallann teslim edildiğinin/hizmetin yapıldığının iddia eden tarafından kanıtlanması gerektiğini, davacının salt fatura tebliği yeterli olmayıp, davacının mallan satıp teslim ettiğini/hizmetin yapıldığını kesin delillere ispat etme yükümlülüğü olduğunu, davacının talep ettiği alacak kalemlerinin 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğundan, usulüne uygun zamanaşımı defileri uyarınca davacının alacakları geriye yönelik zamanaşımına uğradığından bahisle davanın reddine, -İtirazında haksız ve kötü niyetli olan alacaklı hakkında takip konusu alacağın % 20’sinden az olmamak üzere tazminata, karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile cari hesap alacağından kaynaklanan icra takibine yapılan itirazın iptali davasına ilişkindir.
Davacı ile davalı arasında cari hesap ilişkisi bulunduğu, mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller ve bilirkişi incelemesi ile takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 47.106,05 TL alacaklı olduğu, takip tarihinden sonra alacağın tamamen ödendiği ve bakiye borcun kalmadığı, bu hususun taraf beyanlarıyla da sabit olduğu anlaşıldığından davanın konusuz kalmış olması nedeniyle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Bu davanın açılmasına davalının sebebiyet verdiği anlaşıldığından davalı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmiştir.
Her ne kadar davacı icra inkar tazminatı talebinde bulunmuş ise de, cari hesaba dayalı alacak isteminde alacak likit olmadığından ve alacağın belirlenmesi yargılamayı gerektireceğinden davalı aleyhine icra inkar tazminatı hükmedilmemiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın konusuz kaldığı anlaşıldığından davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Alacak hesabı yargılamayı gerektirdiğinden davalı aleyhine icra inkar tazminatı hükmedilmesine yer olmadığına,
3-Alınması gerekli 35,90 TL harcın davacı tarafından peşin yatırılan 568,93 TL den mahsubu ile bakiye harcın davacıya iadesine
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 5.531,67 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 300,90 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine, sarf olunmayan gider avansı olduğu taktirde karar kesinleştiğinde kendilerine iadesine,
Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/01/2018