Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/269 E. 2018/286 K. 22.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/269 Esas
KARAR NO : 2018/286
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 23/01/2012
KARAR TARİHİ : 22/03/2018
Mahkememizde görülen davanın yapılan incelemesi sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının bazı ürünlerin satışı konusunda anlaşmaya vardıklarını ve müvekkilinin davalıya ürünleri teslim ettiğini, sözleşmeye göre ürünlerin Amerikan Doları üzerinden hesap edilerek ödeneceğini ve ödeme günündeki Türk Lirası kurunun geçerli olacağını, davalının müvekkiline çekler verdiğini ve çeklerin vadesinde ödendiğini, ancak aradan geçen süre içinde çekleri ödeme günündeki kur yükseldiği için kur farkı nedeniyle ek ödeme yapması gerektiğini, davalının kur farkını ödemekten imtina ettiğini, bu nedenle davalının ödemesi gereken 3.132,89 USD kur farkı alacağının tahsili için aleyhine Ümraniye 2. İcra Müdürlüğünün ………. E.sayılı dosyası ile yapılan takibe davalının haksız itiraz ileri sürüp takibi durduğunu ileri sürerek davalının takibe haksız itirazının iptali ile davalı hakkında başlatılan takibin devamına ve % 40’tan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ettikleri anlaşılmıştır.
SAVUNMA: Davalı vekili savunmasında özetle; davacının edimini yerine getirmesine karşılık müvekkilinin verdiği çeklerle ve çekleri vadesinde ödeyerek kendi edimini ifa ettiğini, ödeme aracı olan çeklerin verildiği tarihte ödeme yapılmış olduğunun kabul edilmesi gerektiğini, davacının kur farkı talebinin yerinde olmadığını ileri sürerek davanın reddi ile %40 tan aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ettikleri anlaşılmıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibari ile kur farkı alacağının tahsili için başlatılan icra takibine karşı yöneltilen itirazın İİK 67 mad gereğince iptali istemine ilişkindir.
Yöntemine uygun duruşma açılmış taraf kanıtları toplanmıştır. Uyuşmazlık noktaları resen belirlenerek bilirkişi raporu alınıp sonuca gidilmiştir.
Davaya dayanak Ümraniye 2.İcra Müdürlüğünün ………. sayılı icra takip dosyasının incelenmesinde; davacının davalı aleyhine 3.132,89 USD alacağın takip tarihinden itibaren %15 faiz ile davalıdan tahsili için ilamsız icra takibi başlattığı, ödeme emri tebliği üzerine davalının süresinde verdiği itiraz dilekçesiyle takibin durduğu ve eldeki davanın bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Tarafların iddia ve savunmaları kapsamında ileri sürdükleri deliller; celp edilip incelenen icra dosyası, tarafların kabulünde olan satış sözleşmesi, yine tarafların kabulünde olan davalı yanca davacıya keşide edilip ödenen çekler ile denetlenmesi üzerine hükme esas almaya yeterli ve elverişli olduğu sonucuna ulaşılan 05/02/2014 tarihli bilirkişi rapor ve içerikleri ile tüm deliller bütün olarak değerlendirildiğinde;
Taraflar arasındaki itilaf tarafların kabulünde olan satış sözleşmesi hükümleri gereğince davalı yanca davacıya Türk Lirası çekler ile yapılan ödemeler nedeniyle, sözleşmeye dayalı kur farkı alacağı istenip istenemeyeceği hususuna dayanmaktadır. Döviz borcunun Türk Lirası çeklerle ödenmiş olması hususu taraflar arasında ihtilafsızdır. Her ne kadar davacı tarafça davalı ile yapılan sözleşme hükümleri doğrultusunda ödemelerin Türk Lirası olarak yapılmasından dolayı çekin verildiği tarih ile fiili ödeme günündeki dolar kurundaki artıştan dolayı kur farkı talep edebilecekleri ileri sürülmüş ise de; Yargıtay 19.HD 2012/13201 E 2013/4324 K 07/03/2013 tarihli emsal kararı ışığında değerlendiriliğinde; tarafların kabulünde olan sözleşme kapsamında dolarla yapılan satışta ödemenin yapıldığı tarihteki Merkez Bankası dolar satış kurunun geçerli olduğu belirtilmiştir. Bu durumda kural olarak kur farkı istenebilmesi mümkün ise de somut olayda taraflar arasında ihtilafsız olduğu surette dava konusu mal bedeline karşılık Türk Lirası üzerinden düzenlenen çekler verilmiştir. Çek bir ödeme vasıtası olup ibrazında tahsil imkanı bulunduğundan verildiği andaki döviz satış kuru üzerinden hesap edilerek çek bedellerinin kararlaştırıldığının ve döviz üzerinden çek düzenlenmesi mümkün iken Türk Lirası olarak çek alan davacının artık kur farkı istemeyeceğinin kabulü ile mahkememizce davanın reddine dair verilen karar Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 15/10/2015 tarih ve 2015/1730 Esas- 12848 Karar sayılı ilamı ile bozulmuştur.
Yargıtay Dairesi bozma kararında, “Dava USD cinsinden yapılan satış sözleşmesinde alacaklının kur farkı istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki sözleşmenin 4/2.maddesinde ‘fiyatlarımız USD bazında olup ödemelerin yapıldığı tarihteki Merkez Bankası’ndaki Dolar satış kuru dikkate alınacaktır.’ şeklinde düzenleme bulunmaktadır. Mahkemece, tarafların kabulünde olan sözleşmenin bu hükmüne göre davacının kur farkından kaynaklanan alacağa dikkate alınıp buna göre karar verilmesi gerekirken bu isteğin reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.” gerekçesine yer verilmiştir.
Mahkememizce bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılamada bilirkişiden ek rapor aldırılmış, dosyaya sunulan 09/05/2017 tarihli bilirkişi raporu uyarınca; taraflar arasında yapılan 03/05/2011 ve 13/05/2011 tarihli sözleşme bedelinin KDV dahil toplam tutarının 55.314 USD olduğu, davacı şirket tarafından sözleşme bedeline ilave olarak 2.645,17 USD ve 3.787,20 USD tutarında iki ayrı işin daha yapıldığı, buna göre davacının hakediş toplamının 61.746,37 USD olacağı, davalı şirket tarafından davacıya yapıldığı anlaşılan nakit ve çek ödemelerinin toplam tutarının 58.028,25 TL USD olduğu, buna göre ödemelerin mahsubu sonucunda davacının davalıdan 3.132,89 USD alacaklı olduğu belirlendiğinden davanın bu kapsamda kabulüne karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın kabulü ile; davalının icra dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin 3.132,89 USD üzerinden devamına,
Alacağa takip tarihinden itibaren Merkez Bankasının Dolar cinsinden dövizlere uyguladığı bir yıllık en yüksek mevduat faizinin uygulanmasına,
2-Alacak likit ve itiraz haksız olduğundan alacağın %40’ı oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine,
3-Alınması gereken 392,14 TL karar harcına karşılık peşin alınan 57,75 TL harcın mahsubu ile bakiye 334,39 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 760,75 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı lehine AAÜT uyarınca takdir edilen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde Yargıtay yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/03/2018