Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/141 E. 2018/373 K. 05.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/141 Esas
KARAR NO : 2018/373
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/02/2016
KARAR TARİHİ : 05/04/2018
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA ve SAVUNMA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davacı … ile … arasında imzalanan sözleşmeye istinaden davalılardan …’e 30.500 USD lik senet verdiğini, senedin bedelini elden ödediğini, ancak senedi alamadığını, senedin ödendiğine dair bir yazı aldığını, ancak davalı …’ün senedi iade etmeyip …’e ciroladığını, onun da diğer davalı …’a ciroladığını, davalı …’ın da senedi takibe koyduğunu ileri sürerek borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekilinin dosyaya sunduğu cevap dilkeçesinde , zamanaşımı itirazlarının olduğunu, davalının iyiniyetli 3. Kişi olduğunu bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle, davacıyı tanımadığını, davalı …’e nakit para verdiğini ödenmeyince kendisine senet verdiğini kendisinin ise senedi …’a verdiğini, senet ödenmeyince senetin karşılığını istedi kendisinin de seneti alan…………’ü arayarak senet bedelini ödemesini istediğini mağdur olduğunu bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili dosyaya sunduğu cevap dilekçesinde özetle, davaya konu senetyin teminat senedi olduğunu gösterir bir delil olmadığını,dava dilekçesinde belirtilen sözleşmenin altında davalının imzasının bulunmadığını, tek taraflı düzenlendiğini bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, bono nedeniyle icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır.
Davacı, davalılardan …’e 30.500 USD lik senet verdiğini, senedin bedelini elden ödediğini, ancak senedi alamadığını, senedin ödendiğine dair bir yazı aldığını, ancak davalı …’ün senedi iade etmeyip …’e ciroladığını, onun da diğer davalı …’a ciroladığını, davalı …’ın da senedi takibe koyduğunu ileri sürerek borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir.
Davalılardan …, senet bedelinin ödenmediğini, davacının farklı zamanlarda farklı borç paralar aldığını, senet verdiğini, ödendiğine ilişkin delil olarak sunulan yazılı belgenin başka bir senet için verildiğini, takibe konan senedin ödenmediğini leri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
Davalılar …v e … da tarafları tanımadıklarını, aralarındaki ilişkinin kendilerini ilgilendirmediğini beyanla davanın reddini talep etmişlerdir.
Davaya konu istanbul Anadolu 19. İcra Müdürlüğü’nün………… esas sayılı icra takip dosyası celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
Anadolu CBS.nin ……….. nolu soruşturma dosyası uyaptan celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır. Davalar hakkında tefecilik ve bedelsiz senedi kullanma suçlarından, davacının şikayeti üzerine soruşturma yapıldığı anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık, senedin bedelininin ödenip ödenmediği, senet bedelsiz kalmışsa, davalı …’ün bedelsiz kalan senedi davalı …’e ve onun da davalı …’a kötüniyetli olarak cirolayıp cirolamadığı hususlarında toplanmıştır.
Davalılar … ve … senede ciro yoluyla hamil olmuşlardır. 6102 sayılı TTK.’nın 687. maddesine göre keşideci, hamilin senedi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olduğunu kanıtlamadıkça lehtar ile arasındaki hukuki ilişkiden doğan kişisel defileri iyiniyetli hamile karşı ileri süremez. Bu nedenle öncelikle çözülmesi gereken husus davacı ile davalılardan … arasındaki ilişkidir. Davacı senedi ödediğini ileri sürmüş, ancak yazılı bir belge ile ispatlayamamıştır. Davacının ibraz ettiği davalı … … imzasını içeren “30.000 dolar senedi iade edeceğimi beyan ederim” yazılı belgede (Ek-2) tarih ve sened bilgileri yoktur. Taralar arasında 09/03/2011 tarihli el yazısı ile gelişi güzel hazırlanmış sözleşmeye göre davalının davacıya 29.500 dolar para vereceği, davacının 1 ay sonra bu bedeli 30.500 dolar olarak geri ödeyeceği yazmaktadır. Takibe dayanak olan davamızın konusunu oluşturan senet incelendiğinde senedin düzenlenme tarihinin 09/03/2011 olduğu, vade tarihinin 09/04/2011 olduğu, senet bedelinin 30.500 dolar olduğu ve senedin bu sözleşme için verildiğine dair bir kanaat oluşturduğu anlaşılmaktadır. Sözleşmede …’ün imzası yoktur……………’ün şahit olarak imzası vardır. Ancak ne sözleşmenin geçerliliği yönünden bir ihtilaf ne de senetteki imzalar bakımından bir imza inkarı yoktur. İhtilaf, senet bedeli ödendiğinde davacıya verildiği iddia edilen ek 2 olarak sunulan belgenin bu senede ilişikin olup olmadığıdır. Davalı, Ek-2 deki beyanının altındaki imzayı kabul etmektedir. Bir imza inkarı yoktur. Bu nednele imza incelemesi yaptırılmasına da gerek olmamıştır. Ancak bu beyanda “30.000 dolarlık” bir senetten bahsedildiği, takibe konan senedin 30.500 dolarlık olduğu anlaşılmaktadır. Yine davalı, başka senetlerin de olduğunu, başka bir senedin ödendiğini, bu yazının o sebeple verildiğini ileri sürmüştür. Senette yazılı bedelle, yazılı belgedeki bedelin farklı olması da davalının bu iddiasını destekler mahiyettedir. Davacının dayanağı olan tek belge ek 2 belgesi olup, belgede bir tarih yoktur. Tarih olmadığı gibi, senedin ayırıcı özellikleri de (vade tarihi, keşide tarihi gibi ) yoktur. Hal böyle olunca davacının senedi ödediğini ispatladığından söz edilemez. Senedin bedelsiz kalıdğı ispatlanmadığı için diğer davalılara açılan davanın da görülebilirliği yoktur. Çünkü diğer iki davalı yönünden geçerli bir ciro silsilesine göre senedi elinde bulunduran kişi yetkili hamil sayılacak, hamilin de kötü niyeti kanıtlanmadığı sürece yetkili hamil olduğu kabul edilecektir.
Taraflara sözlü tahkikat için ihtarda bulunulduktan sonra davacının davacının, dava dilekçesi ile yemin deliline dayandığı göz önüne alınarak ara karardan dönülmüş, davacıya yemin deliline dayanıp dayanmayacağı yönünde beyanda bulunması için 2 hafta süre verilmiş, verilen süre içinde beyanda bulunmamış, böylece yapılan ihtar gereği davacı yemin deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılmıştır. Akabinde davacı asilin 17/08/2017 tarihinde vefat ettiği anlaşılmış, hem davacı vekiline, davacının mirasçılarından vekalet alıp davayı takip edilp etmeyeceği yönünde beyanda bulunması için süre verilmiş. Hem de ceza soruşturmasının beklenmesine karar verilmiştir.
Davacı vekili, mirasçılardan aldığı, usulüne uygun vekaletnamisin sunmuş, davayı takip ettikleri anlaşılmıştır. Ayrıca davacı asilin mütekisi olduğu davalar aleyhine devam eden tefecilik, bedelsiz senedi kullanma suçlarından yapılan soruşturmanın da takipsizlik kararı verilerek sonuçlandırıldığı anlaşılmıştır. Kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın itiraz edilmeyerek kesinleştiği anlaşılmıştır.
Aşağıdaki sebeplerle davanın reddine karar verilmiştir. Davalılardan sadece … davanın reddi ile birlikte kötü niyet tazimnatına hükmedilmesini talep etmiş, ancak dosya kapsamından davacının kötü niyetli olarak menfi tespit iddiasında bulunduğunu gösterir bir emare olmadığından, davacı aleyhine kötü niyet tazminatına yer görülmemiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
Davanın REDDİNE;
1-Davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmetmeye yer olmadığına;
2-Alınması gerekli 35,90 TL harcın davacı tarafça yatırılan 1.161,43 TL peşin harçtan mahsubu ile 1.125,53 TL harcın davacıya iadesine,
3-Davacılar tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 7.830,98 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılara verilmesine,
5-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı 05/04/2018