Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1389 E. 2019/126 K. 13.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/1389 Esas
KARAR NO : 2019/126
DAVA : Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı)
DAVA TARİHİ: 12/12/2016
KARAR TARİHİ: 13/02/2019
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı …’in öz kardeş olduklarını, davalı —————– ünvanlı şirkette ortak olduklarını, şirkette müvekkilinin %15, davalının ise %55 oranında ortaklıkları bulunduğunu, şirketin güncel sermayesinin 1.088 TL. İtibari değerde 3.000 paya bölünmüş olup toplam ———- TL.kıymetinde olduğunu, şirketin büyük ortağı olan davalının kendisine ait olarak ———kayıtlarında görülen ortaklık payının içinde olmak üzere müvekkiline ait ek %10 oranındaki ortaklık payını da uhdesinde muhafaza ettiğini, müvekkilinin bu zamana kadar olan muhtelif taleplerine rağmen kendisine iade etmediğini, tarafların ortağı olduğu şirketin kar dağıtım hesaplarının incelendiğinde kar dağıtımının önce %55 oranında hissedar olan davalı …’e yapıldığını, daha sonra müvekkiline ait olan ek %10 oranındaki hisse karşılığı kar payı, yine davalı tarafından kısmen elden kısmen ise banka aracılığı ile nakden müvekkiline ödendiğini, müvekkiline ait banka kayıtlarının incelendiğinde bu durumun açıkça ortaya çıkacağını, müvekkilinin davalı …’e bir elektronik posta göndererek kendisine ait %10 oranındaki payının davalı üzerinde tutulmasına tamam dediğini ve bunun karşılığında da davalının müvekkiline ait gerçek hissesine düşen kar payını her dönemde aksatmadan ödediğini ancak şirketin gidiş hatı dikkate alınarak davalı uhdesinde bulunan hisselerin artık kendisine iade edilmesi gerektiğini belirtmiş ise de, davalının müvekkilinin beyanlarını kabullenmesine ve müvekkiline ait ek %10 oranındaki hisseyi uhdesinde bulundurduğunu, beyan etmesine rağmen “zamanının olmadığı” şeklindeki suni gerekçesiyle müvekkilinin taleplerini kabul edemeyeceğini beyan ettiğini, elektronik posta yazışmalarında görüldüğü üzere davalının bu davadaki uyuşmazlığıa ilişkin açık ikrarının bulunduğunu beyan ederek,———- davalı …’e ait olan %55 oranındaki şirket hisselerinin %10 tutarlık kısmının müvekkiline aidiyetinin tespiti ile %10 oranındaki kısmın müvekkili adına cebren tesciline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul ettiğini beyan etmiştir.
Davalı ———– davaya cevap vermemiştir.
Asli Müdahil … vekili müdahale dilekçesi ile; müvekkilinin dava konusu ———- %15 hissesine sahip ortağı ve yönetim kurulu üyesi olduğunu, diğer tüm yönetim kurulu üyeleri gibi 1.derecede imza yetkisi bulunduğunu, ayrıca müvekkilinin davalı … ile —– yılından beri evli olduğunu, aralarında İstanbul Anadolu 1.Aile mahkemesinde ———– Esas sayılı dosya ile “Zina nedeni ile boşanma ve mal rejimi tasfiyesi” davası açıldığını, dosyanın halen derdest olduğunu,bu boşanma davasının açılması ile birlikte davalıya ait———- %55 hissesi üzerine 3.kişilere dverinin engellenmesi için ihtiyati tedbir konulduğunu,açılan davada asıl amacın davacıya ait olduğu iddia edilen hisselerin tescilinin olmadığını, açılan davaın asıl amacının boşanma ve mal rejimi tasfiyesine konu olan ve üzerine 3.kişilere devir edilmemesi için tedbir kararı olan hisselerin, mahkeme kararı ile tescilini sağlayarak, davalının mal varlığını azaltmaya yönelik olduğunu, emsal olarak gösterilen İstanbul Anadolu 9.Asliye ticaret mahkemesinde açtığı dava ile, davalının talep edilen %10 hissesinin, toplamda her iki davada %20 hissesinin herhangi bir şekilde devrine ve tesciline karar verilmesi durumunda Aile mahkemelerinde yargılamaya konu olan davalı …’in malvarlığında ——— TL. azalma olacağını,dava konusu hisselerin hukuka aykırı olarak tescilinin engellenmesi için müvekkili …’in bu davaya müdahil olmasından hukuki yarar bulunduğunu beyan ederek müvekkili …’in davaya asli müdahil olarak kabulüne, haksız ve hukuka aykırı muvazalı olarak açılan davanın açılmasında hukuki yarar bulunmadığından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Müdahale talebinde bulunan kişinin hisse devri talep edilen hisse üzerinde mal rejimi davasından kaynaklanan alacak iddiası olduğu anlaşılarak,müdahale harcı tamamlattırılmak suretiyle davaya asli müdahil olarak kabulüne karar verilmiştir.
Şirketin——- sicil kayıtları, ana sözleşmesi, aile mahkemesi dosyası celp ve ibraz edilmiştir.
Şirketin ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır.Devri istenen hissenin ve şirket öz varlığının tespiti açısından şirketin tesisi, makineleri, demirbaşları, taşıtları, gayrimenkulleri üzerinde teknik bilirkişi tarafından inceleme yaptırılmak suretiyle rayiç bedel raporu alınmış, bu rapora göre şirket öz varlığı tespit edilmiştir.Tespit edilen öz varlık üzerinden devri talep edilen %10 oranındaki pay karşılığı değerin ———- TL. olduğu anlaşılarak davacı ve asli müdahilden bu miktar üzerinden harç alınmıştır.
Yapılan yargılama sonucunda; davacı … ile davalılardan …’in diğer davalı ———– ortakları olduğu, davalı …’in yönetim kurulu başkanı olduğu, sicil kayıtlarına göre davacının şirkette %15, davalı …’in ise şirkette %55 oranında pay sahibi oldukları, davacının davalı ortak üzerinde görünen payın %10′ luk kısmının kendisine ait olmasına rağmen bu miktar ortaklık payının davalının uhdesinde bıraktığını iddia ettiği ve bu payın kendisine devrinin istenmesine rağmen devrin yapılmadığı iddiasıyla kendisi adına tespitini ve %10 oranındaki kısmın kendisine devrini talep ettiği, davalı …’in davacının iddialarının doğru olduğunu beyan ederek davayı kabul ettiğini beyan ettiği anlaşılmaktadır.
HMK’nun 308.maddesine göre tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri davalarda davanın kabulü mümkün olup, HMK.nun 311.maddesine göre davanın kabulü kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuracağından davalı … yönünden davanın kabulü nedeniyle kabulüne, diğer davalı şirketin bu davada taraf sıfatı bulunmadığından onun yönünden davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın———- yönünden taraf sıfatı yokluğundan usulden reddine,
2-Davanın, davalı … yönünden kabul nedeniyle kabulüne, davalı … adına———- kayıtlı %55 oranındaki hissenin %10’luk kısmının davacı … adına devir ve temlikine,
3-Tedbirin karar kesinleşene kadar devamına,
4-Dava değerine göre hesaplanan——- TL karar harcının, Harçlar Kanunu’nun 22.maddesi uyarınca davayı kabul ilk celsede vuku bulduğundan üçte birinin alınması gerektiğinden, toplam harcın üçte biri olan 185.245,59 TL harçtan, dava açılırken alınan 5.574,20 TL ve 12/12/2016 tarihinde alınan 133.360,08 TL olmak üzere toplam 138.934,18 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 46.311,41 TL harcın davalı …’den tahsiliyle hazineye irad kaydına,
5-Asli müdahil tarafından yatırılan 138.902,78 TL harçtan, alınması gereken 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 138.858,38 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde asli müdahile iadesine,
6-Davacı tarafından yapılan 432,50 TL Tebligat ve müzekkere gideri, 12.500,00 TL Bilirkişi ücreti, 5.603,40 TL Harç ve 133.360,08 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 151.895,98 TL yargılama giderinin davalı …’den alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı lehine AAÜT’nin 6.maddesi uyarınca hesaplanan 73.277,56 TL nispi vekalet ücretinin davalı …’den alınarak davacıya verilmesine,
8-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ve asli müdahil vekilinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.13/02/2019