Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1323 E. 2020/98 K. 11.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016/1323 Esas
KARAR NO : 2020/98

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/11/2016
KARAR TARİHİ : 11/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davacı şirket ile davalı ———. arasında ticari ilişkinin mevcut olduğunu, bu ilişki içerisinde ———-. ile belirli müddet çalışıldığını, davalı ———–şirketinin davacıdan —— şirketinin davalı ——— ile birleştiğini, taraflar arasında yer alan cari hesap ilişkisi neticesinde davalı şirketin devralama sonucu ——- borçlarından kaynaklanan 98.709,68 TL cari hesap borcunun olduğunu, bu hususun ticari defter ve kayıtlar ile mutabakat mektupları, bilgisayar kayıtları ile sabit olduğunu, davacı alacağına ilişkin görüşmelerin sonuç vermemesi üzerine, İstanbul Anadolu —-. İcra Müdürlüğü ‘nün —- esas sayılı icra takip dosyası ile davalı ——-. aleyhine icra takibine geçildiğini, davalı tarafın haksız olarak borca ve ödeme emrine itiraz ettiğini, takibe itiraz neticesinde takibin durduğunu, davalının yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, taraflar arasında ticari ilişki karşılıklı ve birbirine uygun irade acıkmaları ile kurulduğunu, süre gelen ticari ilişkinin davalı bakımından yazılı ve sözlü mutabakatlara ve hem sektörel bazda hem taraflar arasında oluştuğunu, teamüle uygun yürütüldüğünü, davalıya takibe konu cari hesap ekstresinin ve eki belgelerin tebliğ edilmediğini, UYAP sisteminden de temin edilemediğini, davalı uhdesinde tutulan cari hesap ekstresine göre davacının bir alacağının bulunmadığını, davalının devam eden ticari ilişki içerisinde sözleşmeye veya ticari teamüle uygun faturalar düzenlediğini, bu faturaları davacıya tebliğ ettirdiğini, dosya kapsamında davalı tarafından tanzim edilen hangi faturaları defter ve kayıtlarına işlemediğini, hangi faturaların davalı tarafından defter kayıtlarına alınmadığı tespit edilememekte ise de itiraz ve beyanda bulunmak hakkının saklı kalmak kaydıyla süre gelen ticari ilişki içinde haksız yere davalının borçlu addedildiğini, arz edilen hususlar nedeniyle haksız davanın reddine, karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile ticari alım satım ile oluşan faturadan kaynaklı cari hesapta kalan bakiye borç için başlatılan icra takibine itirazın iptali davasına ilişkindir.
Dosyamız arasına alınan İstanbul Anadolu—–. İcra Müdürlüğü’nün —– Esas sayılı icra dosyasının yapılan incelemesinde takibin— tarihinde takip başlatıldığı davalının süresinde — tarihinde takibe itiraz ettiği ve takibin durduğu anlaşılmıştır.
Davacının; borçlu tarafından yapılan — tarihli itirazın davacı-alacaklıya tebliğinden itibaren İİK.nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık süre içerisinde mahkememize davayı açtığı anlaşıldığından, açılan davanın süresinde olduğu görülmüştür.
Davada aktif ve pasif taraf husumetinin sağlandığı anlaşılmış olup taraflar arasında bu hususta çekişme yoktur.
Taraflar tacir olup, delil olarak ticari defterlere dayandıklarından; davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi amacıyla—- Mahkemesine talimat yazılmış olup, inceleme gün ve saatinde belirtilen yıllara ilişkin ticari defter ve kayıtlarını hazır etmeleri aksi halde HMK 220 ve devamı maddeleri gereğince defterlerini sunmayan davacı tarafın ticari defterlerine lehine delil olarak dayanamayacağının ve tekrar sunamayacakları usulüne uygun biçimde ihtar edilmiş; defter inceleme neticesinde dosya bilirkişiye tevdii edilmiş olup , bilirkişi mahkememize hitaben sunmuş olduğu raporunda özetle;———- birleşme tarihinden sonra ———-. tarafından davacıya ödemelerin yapıldığı, davacı nezdinde davalı cari hesabının —– tutulduğunu, davacıya toplam 116.559,86-TL ödeme yapıldığı, ——– tarihi itibariyle; davacı alacağı; 215.269,54-TL, davalı ödemelerinin —-olduğunu kalan davacı alacağının 98.709,68-TL olduğu, davalıya ihtar çekilmediği, temerrüde düşürülmediği, temerrüdün takiple birlikte oluştuğu, ayrıca; davacının takip dosyasında takip öncesi faiz talebinin bulunmadığı, 18.11.2015 takip tarihi itibariyle davacı alacağının —- olduğu davacı kayıtlarından tespit edilmiş olduğunu mütalaa etmiştir.
Taraflar tacir olup, delil olarak ticari defterlere dayandıklarından; taraflara inceleme gün ve saatinde belirtilen yıllara ilişkin ticari defter ve kayıtlarını hazır etmeleri aksi halde HMK 220 ve devamı maddeleri gereğince defterlerini sunmayan tarafın ticari defterlerine lehine delil olarak dayanamayacağının ve tekrar sunamayacakları usulüne uygun biçimde ihtar edilmiş; defter inceleme neticesinde dosyamız bilirkişiye tevdii edilmiş olup , bilirkişi mahkememize hitaben sunmuş olduğu raporunda özetle: taraflar arasındaki ticari ilişkinin ihtilafsız olduğu, ihtilafın davacı defterlerinde kayıtlı olup, davalı ile birleşen ———- tutarlı faturalardan oluştuğu, tarafların ticari defterlerinin TTK ve VUK hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu, takip konusu fatura içeriği malların —— şirketine teslimine ilişkin irsaliyeli faturada ve diğer faturaların sevk irsaliyelerinde—– şirketinin kaşesinin ve imzasının bulunduğu ve ispatlanmış olduğu, ispat yükünün davalı şirkete geçtiği, davalının takip konusu fatura içeriği mallan almadığını veya bu fatura tutarlarını ödediğine ilişkin ödeme dekontu sunmadığı hususları topluca değerlendirildiğinde, davacının 18.11.2015 takip tarihi itibariyle davalıdan 98.709,68 TL alacağının bulunduğunu, davacı/alacaklı takip Öncesinde faiz talebinde bulunmadığından taleple bağlılık kuralı gereği bu konuda değerlendirme yapılmadığı, tarafların tacir olması, işin ticari iş olması temerrüt faiz oranının önceden kararlaştınlmamış olması münasebetiyle, takip sonrasında hükmolunacak asıl alacağı için TTK.m.1530/7 kapsamında ticari temerrüt faiz talebinin yerinde olduğunu mütalaa etmiştir.
Tarafların beyan ve itirazları doğrultusunda bilirkişiden ek rapor alınmış olup bilirkişi ek raporunda özetle, dosyaya sunulan BA-BS formları ve tarafların beyan ve itirazları doğrultusunda malın tesliminin ispat yükü altındaki davacının ihtilaf konusu 4 adet fatura içeriği malı davalı tarafa teslim ettiğini ispat edemediğini mütalaa etmiştir.Bilirkişi raporu HMK 280. Maddesi uyarınca taraflara tebliğ edilmiştir.
—— gelen kayıtlar incelendiğinde; davacının — ayı davalıya satış bildirimi BS 118 belge ile 1.362.480,00 TL, davalının 2012 Ağustos ayı davalıdan alış bildirimi BA 148 belge ile 1.619.260,00 TL, davacının 2012 Aralık ayı davalıya satış bildirimi BS 99 belge ile 1.151.476,00 TL, davalının 2012 Aralık ayı davalıdan alış bildirimi —– Temmuz ayı davalıya satış bildirimi —– davalının —ayı davalıdan alış bildirimi —- uyuşmazlığa konu 4 fatura dönemi ayrı ayrı incelendiğinde davalının —- bildirim bedellerinin davacının BS bildirim bedelinden fazla olduğu anlaşılmıştır. Mahkemece — formları detaylı olarak irdelenmeyerek teslim hususunda tespit yapan —- rapora itibar edilmemiştir.
Yargıtay — Hukuk Dairesi —sayılı kararında; ‘’..Sözü edilen faturaların davalı şirket tarafından —– formlarıyla vergi dairesine bildirilmesi halinde faturaların davalı şirkete tebliğ edildiğinin ve fatura konusu malların da teslim alındığının kabulü gerekir.’ denilmiştir.” İlgili Yargıtay kararına göre— formlarının vergi dairesine bildirilmesi malın teslim edildiğinin kanıtı olduğunu belirtmiştir.
Yargıtay —. Hukuk Dairesi — sayılı kararında ise;
”.—- formunun da “dayanak belge” kapsamında mütalaa edilmesi gerektiği, bu belgenin merciinden getirtilmesinden sonra, ispat yükünün (vergi dairesine sunduğu form ile savunması arasındaki esaslı çelişki yaratan) DAVALIYA GEÇTİĞİ …Bilirkişi ek raporunda: davacının iddia ve kayıtlarında geçen mal teslim olgusunun, davalı tarafından ilgili vergi dairesine sunulan (BA) formlarında da teyit edildiği, bu durumda aksi yönde savunmada bulunan davalının ancak iade faturası ya da düzeltme beyannamesiyle savunmasını ispat edebileceği beyan edilmiştir. Belirtilmiştir. İlgili Yargıtay kararına göre ise ——– incelenmesi sonucu uyuşan belge ve Ticari defter incelemeleri sonucunda malın teslimi ile ilgi ispatın davalıya geçtiği ve ilgili vergi dairesine iade faturası ya da düzeltme beyannamesiyle kanıtlayabileceği belirtilmiştir.
Toplanan deliller, icra takip dosyası, dava dilekçesi, cevap dilekçesi, ticari defterler, bilirkişi incelemesi bir bütün olarak değerlendirildiğinde; her iki tarafın ticari defter kayıtları incelendiğinde; uyuşmazlığın 4 adet faturadan kaynaklandığı sabittir.—- tarihli dört adet fatura dönemine dair davacı tarafın uyuşmazlık konusu faturaları içerir —— formları, davalı tarafın — incelendiğinde; her bir dönemde davalı tarafın BA formlarının davacı tarafın BS formlarının bedel olarak üzerinde olduğu sabittir. Her bir fatura irsaliyeli olup; teslim alan kısmında davalı şirketin kaşesi mevcuttur. Davalı yanca kaşesin sahteliğine dair bir itirazda bulunulmamış; fakat davalı yan teslim alan kişilerin yetkili olmadığı yönünde itiraz etmiş ve mahkemece bu hususun araştırılması için—– gelen yazı cevabında —- market çalışan listesinin gönderildiği, depo çalışan listelerinin gönderilmediği anlaşılmıştır. Uyuşmazlığa konu 4 adet irsaliyede ise ürünlerin depoda teslim edildiği anlaşılmaktadır. Davacının ibraz ettiği takibe esas 4 adet fatura, ilgili faturanın davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğunun ve BS bildirimlerinin yapıldığının anlaşılması, davalının kaşesinin yer aldığı ve kaşenin sahteliğini iddia ve ispat etmediği 4 adet irsaliyeli fatura, uyuşmazlık konusu her bir döneme dair, davalının davacıdan alımlarını gösterir BA formları ile davacının davalıya satımlarını gösterir BS formları kıyaslandığında; davalının davacıdan alım bildiriminin davacının davalıya satım bildiriminden fazla olduğu Vergi Dairesi kayıtlarından açıkça tespit edilmekle ilgili faturaların BA bildirimlerinin davalı yanca yapıldığının anlaşılması karşısında; faturaya konu malların teslimi ispatlanmış olup; davacı tarafın davasının kabulüne karar vermek gerekmiştir. HMK 222. Maddesi kapsamında ticari kayıt mahiyetindeki BA ve BS formları kıyaslandığında ve davalının sahteliği iddia ve ispat edilmeyen kaşesinin bulunduğu irsaliyeli fatura ile teslim hususu ispatlanmış olup; sonuca gidildiğinden; irsaliyeli faturada teslim alan davalı çalışanlarının —–yeniden müzekkere yazılmamıştır.
Açıklanan gerekçelerle; faturaya konu malların teslimi davacı tarafça ispatlanmış olup, davalı tarafça fatura konusu bedelin ödediği ispat edilemediğinden; davalının icra takip dosyasındaki itirazının hukuki dayanaktan yoksun olduğu anlaşıldığından; bu bedel yönünden davanın kabulüne karar verilmiş; İstanbul Anadolu—-. İcra müdürlüğünün —-sayılı dosyasındaki alacak miktarına ilişkin davalı borçlu tarafından yapılan itirazın 98.709,68 TL için İİK 67 maddesi gereğince iptaline, karar verilmiş;
İcra inkar tazminatı açısından; İcra ve İflas Kanunu’nun 67.maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötü niyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Açıklanan yasal kuralların ışığında takip konusu alacak değerlendirildiğinde, faturadan doğan alacak likit kabul edilmekle kabul edilen miktar üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
DAVANIN KABULÜ İLE;
1) İstanbul Anadolu —-. İcra müdürlüğünün — sayılı dosyasındaki alacak miktarına ilişkin davalı borçlu tarafından yapılan itirazın — yönünden İİK 67 maddesi gereğince İPTALİNE, takibin devamına,
2-Alacak likit olmakla; 98.709,68 TL alacağın %20’si icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3- Alınması gerekli 6.742,85 TL harcın davacı tarafça yatırılan 1.192,16 TL peşin harçtan mahsubu ile 5.550,69 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 1.192,16 TL harç gideri, 271,75 TL posta tebligat masrafı, 1.200 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.663,91 TL giderin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan — uyarınca hesaplanan — vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.