Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1285 E. 2019/612 K. 30.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/1285 Esas
KARAR NO : 2019/612 Karar
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 17/11/2016
KARAR TARİHİ: 30/05/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili idare sorumluluğunda bulunan ———- içme suyu terfi hattına ——–tarihinde davalı tarafından kontrolsüz yapılan istinat duvarı temel kazısı çalışması neticesinde hasar verildiğini, hasarın 6.539,15 TL + 1.377,96 EURO bedelle müvekkili idare tarafından onarıldığını, habar bedelinin ödenmesi için davalıya ihtarname gönderilmesine rağmen bir ödeme yapılmadığını ifade ederek 6.539,15 TL + 1.377 EURO hasar bedelinin hasar tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte ödenmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;———– tarihinde gerçekleşen taprak kayması neticesinde borularının hasar gördüğünü, olayın kontrolsüz yapılan istinat duvarı kazısı sırasında olmadığı, davacı borularının müvekkilinin özel mülkiyeti ve çalışma sahasında ya da hemen sınırında olduğunu, bu boruların geçtiği yer nedeni ile davacının hatalı olduğunu, davacının gönderidği ihtarnameyi almadıklarını, temerrüdün meydana gelmediğini, zararın fahiş olduğunu, hasar talebinin hem TL hem de döviz cinsinden talebin usule aykırı olduğunu, kaza tarihi itibari ile hasarın TL’ye çevrilerek talepte bulunulması gerektiğini ifade ederek, davanın reddini ve zamanaşımı def’inde bulundukları beyan ve talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE : Davanın, hukuki niteliği itibari haksız fiilden kaynaklanan hasar bedelinin tazminine ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
————-Müdürlüklerine ve İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne yazılan müzekkere cevaplarının dosya içerisine alındığı anlaşılmıştır.
Davacı tanığı … beyanında; “Ben iskinin İsale hatları bölge şefiyim davaya konu olaya ilişkin görgüye dayalı bilgi sahibiyim, hasar davalı tarafın inşaatında yeterli önlemin almaması nedeni ile meydana gelmiştir, ben kaza meydana gelmeden önce davalı tarafı kazı yaparken İSKİ içme suyu hattına zarar gelmemesi için şifahen uyardım, çünkü karşı taraf kontrolsüz kazı yapmıştı ve bizim isale hattımız 1 metre kadar açıktaydı, onlar bizim içme suyu borumuzun 6-7 metre altında kazı yapıyorlardı, dışarıdan bakıldığında karşı tarafın kazısı neticesinde bizim yukarıda olan içme suyu borumuz 1 metre açıkta görünüyordu bu nedenle uyarıyı yaptık, uyarıdan sonra aynı şekilde 25-30 gün çalışmaya devam ettiler, zemin grovot kayalaşmamış malzeme olduğundan hava ile temas etti, yağmur ile temas etti ve bu kaza meydana geldi. Olayla ilgili görgüm bilgim bunlardır, zararı İSKİ giderdi, karşı taraf gidermemiştir, tanıklık ücreti talebim yoktur, kaza nedeni ile birkaç gün bölge susuz kaldı ve başka yerden su verildi dedi.” yönünde görüş belirtmiştir.
Davacı tanığı Aydin Bıkım beyanında; “Ben İski’de olayın olduğu tarihte işçi olarak çalışıyordum. Arıza meydana geldikten sonra arıza bildirimi üzerine olay yerine gittik. Gittiğimizde boru patlamıştır. Borunun neden patladığını bilmiyorum. Hasarın nasıl oluştuğunu görmedim.” yönünde görüş belirtmiştir.
Davalı tanığı … beyanında; “Ben davalı tarafın tanığıyım 2011 tarihinde Avva İnşaatta mimar olarak dışarıdan çalışıyordum, proje çiziyordum, tadilat projesini ben çizmiştim, kaza anında olay yerinde değildim, fakat istinat duvarı kazısı yapılırken ———– çalışması yapılmıştı, gerekli önlemler alınmıştı, çökmüş halini gördüm, olay üzerinden uzun zaman geçtiği için ayrıntıları hatırlamıyorum, zeminin dolgu olma ihtimali çok yüksek bir malzeme olduğunu tahmin ediyorum, ben bina projesi yaparım yer altındaki su———borularını bilemem hatırlayamıyorum.” yönünde görüş belirtmiştir.
Mahkememiz yargılama aşamasında dosya İnşaat Mühendisi bilirkişine tevdi edilmiş olup bilirkişi sunmuş olduğu raporda özetle; ———–içme suyu terfi hattına 14/04/2011 tarihinde davalı tarafından yapılan istinat duvarı temel kazısı çalışması neticesinde hasar verildiği hususunun ihtilafsız olduğu, davalı tarafından isale hattının kendi özel mülkiyetinden veya sınırından geçtiği ifade edilmiş ise de, bu hususla ilgili bir belgenin dosyada olmadığı, bir an için bu durumun doğru olduğu kabil edilmesi halinde davalının yaptığı işlerin gereklerini bilerek istinat duvarı yapım işini gerekli emniyet tedbirlerini alarak etrafına zarar vermeyecek şekilde yapması bekleneceğinden hasar ile ilgili davalının sorumluluğunun olduğu, meydana gelen hasarlar ilgili 1.743,44 TL’lik işçilik, 2.497,23 TL ekipman, zayi olan 118,76 su bedeli, 600 mm U ve MK22 tipi malzeme için 918,64 EURO olmak üzere toplam 4.359,43 TL + 918,64 EURO’nun hasar bedelinin kadri maruf olduğu, İSKİ Tarife Yönetmeliğinin 49. Maddesine göre hasar bedeli %50 artırılarak talep edilebildiğinden toplam hasar bedeli 6.539,15 TL + 1.377,96 EURO olup, 17/11/2016 dava tarihindeki karşılığının 6.539,15 TL + 1.377,96 EURO * 3.5613 TL/EURO = 11.446,48 TL olduğu yönünde mütalaa etmiştir.
Tarafların bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazları doğrultusunda dosya bilirkişiye ek rapor hazırlanmak üzere tevdii edilmiş olup, bilirkişi ek raporunda özetle; Tanık beyanları incelenmiş olup, kök rapordaki görüş ve kanaatinde değiştirmeyi gerektiren bir husus olmadığı yönünde mütalaa etmiştir.
Davalı vekilince süresi içerisinde ibraz ettiği cevap dilekçesinde zamanaşımı definde bulunulduğu görülmüştür.
Zamanaşımı açısından inceleme yapıldığında; ————içme suyu terfi hattına 14/04/2011 tarihinde hasarın meydana geldiği, davacı tarafça hasar bedelinin tahsili amacıyla davalı şirkete Kadıköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin——— E. Sayılı dava dosyası ile ————–tarihinde dava açıldığı tespit edilmiştir. Kadıköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ———- K. Sayılı dosyası ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Davalı tarafça derdestlik itirazında bulunulduğu ve mahkememizce 09.10.2017 tarihli ara karar ile derdestlik itirazı reddedilmiştir.
Davacı tarafça mahkememizde 17.11.2016 tarihinde aynı hasar bedelinin tahsili amacıyla aynı davalıya dava açılmıştır.
Aynı dava hakkında daha önce takipsiz bırakılması nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş ise açılmamış sayılmasına karar verilen mahkemede açılan davanın zamanaşımını kesmeyeceği Yerleşik Yargıtay uygulamaları gereğidir.
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin———— K. Sayılı ilamı; ”… Gerçekten 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 133/2 (TBK m. 154/2) ye göre “alacaklı dava veya def’i yoluyla mahkemeye veya hakeme başvurmuşsa veya icra takibinde bulunmuşsa veya iflas masasına başvurmuşsa” zamanaşımı kesilir. Zamanaşımının kesilmesi (kat’ı) ise, borçlunun veya alacaklının veya hakimin belli fiillerinin sonucu olarak, işlemiş bulunan zamanaşımı süresinin yanması ve kesilmeye neden olan olaydan itibaren yeni bir zamanaşımı süresinin başlamasıdır. Ne var ki, Karaman 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin —–Esas sayılı dava dosyasında davacı iş sahibi belediyenin davasını üç kez takipsiz bırakması nedeniyle 16.02.2010 tarihinde “davanın açılmamış sayılmasına” karar verilmiş, karar derecattangeçerek 14.09.2010 tarihinde kesinleşmiştir. Davanın açılmamış sayılması ile zamanaşımını kesici etkisi ortadan kalkar ve bu halde açılmamış sayılan davadaki talepler dahi vâki olmamış sayılır ————- Bu durumda açılmamış sayılmasına karar verilen meni tesbit davasında yüklenicinin cevap dilekçesinde def’i yoluyla ileri sürdüğü zamanaşımını kesici etki gösteren sözleşmelerden kaynaklanan alacağına ilişkin talebi de vâki olmamış sayılır.”
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin——-K. Sayılı ilamı; ”…Davanın açılması ile meydana gelen zamanaşımı kesilmesi, davanın açılmamış sayılması ile hükümsüz hale gelir. Mardin Asliye Hukuk Mahkemesinin ——- sayılı dosyasında açılmamış sayılan dava, iş bu davanın zamanaşımını kesen bir dava olarak kabul edilemez. Dolayısıyla davanın açılmamış sayılması ile davacı tarafça, hiç dava açılmamış gibi düşünülmesi gerekir. BK’nin 137.maddesinin somut olayda uygulanma alanı bulunmamaktadır. TTK’nın 1268 ve Kasko Sigorta Genel Şartlarının c.9.maddesi gereğince, sigorta bedelinin geri alınması alacakları dahil sigorta mukavelesinden doğan -bütün talepler 2 yılda zamanaşımına uğrar. Bu durumda mahkemece, davalı ———-vekilinin süresinde yaptığı zamanaşımı definin kabulü ile davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle işin esasına girilerek karar verilmesi doğru görülmemiştir.” şeklindedir.
Toplanan deliller, dava dilekçesi, cevap dilekçesi, tanık beyanları, bilirkişi raporu ve davalı vekilinin süresi içerisinde sunduğu zamanaşımı itirazı değerlendirildiğinde; davacı tarafça aynı hasara ilişkin aynı davalıya yönelik Kadıköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ———- E. Sayılı dava dosyası ile ——– tarihinde dava açıldığı, Kadıköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ——- K. Sayılı dosyası ile davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, davanın açılmamış sayılması ile Kadıköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ———- E. Sayılı dava dosyasının zamanaşımını kesici etkisinin ortadan kalktığı ve davanın açılmamış sayılması ile davacı tarafça hiç dava açılmamış gibi düşünülmesi gerekeceğinin kabulü ile; 14.04.2011 tarihli eylem nedeniyle mahkememizde 17.11.2016 tarihinde dava açıldığı ve davanın zamanaşımı süresinden sonra açıldığı sabit olduğundan davalı tarafın zamanaşımı itirazının kabulü ile davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun ———-K. Sayılı emsal Kararı gereğince zamanaşımı nedeniyle red davanın esasına ilişkin olup nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekmekle ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
DAVANIN ZAMANAŞIMI NEDENİYLE REDDİNE,
1-Alınması gerekli 44,40 TL harcın davacı tarafından peşin yatırılan 195,95 TL den mahsubu ile bakiye 151,55 TL harcın davacıya iadesine,
2- Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
3-Davalı tarafından yatırılan 100,00 TL yargılama giderinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4- Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, diğer davalıların yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı 30/05/2019