Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1255 E. 2019/650 K. 12.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/1255 Esas
KARAR NO : 2019/650
DAVA : Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan), Ticari Şirket (Tasfiyeye İlişkin), Ticari Şirket (Fesih İstemli)
DAVA TARİHİ: 09/11/2016
KARAR TARİHİ: 12/06/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan), Ticari Şirket (Tasfiyeye İlişkin), Ticari Şirket (Fesih İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin medikal cihazların ve bunların parçalarının toptan ticaretini yapan davalı …’nin % 10 oranında hissedarı olduğunu, geri kalan % 90 oranındaki hisseye sahip olan …’in tek başına müdürlük görevi yaptığını, diğer davalı şirketlere de ortak olan …’in bunların da müdürlüğünü üstlendiğini, diğer davalı şirketlerin——– finanse ettiğini, …’in yetkisini kötüye kullandığını, müvekkilini ve şirketi zarara uğrattığını, kâr dağıtmaktan kaçındığını, şirket kaynaklarını dışarıya çıkardığını, ihracat işlemlerinde de rakamlarda oynama yaptığını, 2014 yılında yapılan genel kurulda müvekkilinin imzasının taklit edildiğini, 2010 yılındaki kâr payının ortaklar cari hesabından düşüldüğünü, danışmanlık hizmeti adı altında diğer şirketlere paralar aktarıldığını, ———- geçmiş yıllardan kalan yurt dışı borcunun dava şahsın kendisine ödendiğini iddia ederek; davalıların mallarının üzerine tedbir konulmasına, haklı nedenlerden ötürü davalı …’nin feshine, bu talebin kabul edilmemesi halinde müvekkilinin payının gerçek değeri ile ödenmeyen kâr payı ve davalı … tarafından gerçekleştirilen usulsüz işlemler sebebiyle uğranılan zarar karşılığı şimdilik kaydıyla 1.113.147,56 TL’sinin ödenmesi gereken tarihlerden itibaren hesaplanacak avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkiline ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının ortak olduğu …’nin 15 kişi çalışanı ile faal bir şirket olduğunu, müvekkilinin şirkette % 90 oranında hissesinin bulunduğunu, şirkete zarar vermesi halinde en çok müvekkilinin etkileneceğini, eski TTK zamanında davacının göstermelik ortak edildiğini, davacının kısa zamanda köşeyi dönmeyi hedeflediğini, kötü niyetli soyut iddialar ile yüksek menfaat sağlamak istediğini, davacının …’ne 198.359 TL’sı borcu bulunduğunu, bunun tahsili için İstanbul Anadolu 24. İcra Müdürlüğü’nün ————- Esas sayılı dosyası üzerinden davacı aleyne icra takibi başlatıldığını, davacının tek başına ortak olduğu bir şirketin ——– borçlu olduğunu, müvekkilinin ise bu şirketten 157.828.- TL’sı alacaklı bulunduğunu, davacının genel kurullarda müvekkilini ibra ettiğini, ibra kararı veren davacının dava hakkının olmadığını, hak düşürücü altı aylık sürenin de geçtiğini, davacının hem kâr payı hem de ayrılma akçesi talep ettiğini, bu durumun kendi içinde çeliştiğini, davacının fesih isteminin de kötü niyetini ortaya koyduğunu, huzurdaki davanın ortaklıktan çıkarılması talepli bir dava olarak nitelendirilebileceğini, öte yandan böyle bir davanın ancak ———- karşı açılması gerektiğini, diğer davalılar açısından davanın husumet yönünden reddedilmesinin talep edildiğini, davacının kendi adına tazminat isteyemeyeceğini, ortaklıktan ayrılan davacının bu tür bir talebi ileri süremeyeceğini, davacının ortaklıktan çıkma talebi kabul edildiğinden ayrılma akçesi dışında araştırılması gereken başkaca bir husus kalmadığını, davacının görünüşteki ortaklığına——— ihtiyacının bulunmadığını, müvekkili şirketin tek ortaklı olarak devam edebileceğini, bu nedenle davacının ortaklıktan çıkarılmasının talep edildiğini savunarak; tedbir kararının kaldırılmasına, şartları oluşmadığından davacının fesih talebinin reddine, davanın———– haricindeki davalılar için husumet yönünden reddine, ortaklıktan çıkmayı kabul beyanı çerçevesinde davacının ayrılma akçesiz olarak ortaklıktan çıkarılmasına, bu talep kabul görmez ise müvekkili şirketin alacaklarının takas ve mahsup edilmek suretiyle davacının ayrılma payının tespit edilip ortaklıktan çıkarılmasına ve davacının diğer tüm taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraf vekillerinin 28/05/2019 tarihinde birlikte sundukları dilekçe ile; tarafların sulh olmaları nedeniyle davacının davadan feragat ettiğini, bu feragat nedeniyle avukatlık ücreti, kötü niyet tazminatı, manevi tazminat dahil hiç bir nam altında bir talepte bulunamayacaklarını beyan etmişlerdir.
Davacı vekili 11/06/2019 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiklerini beyan etmiş, son celseye katılan davacı asil de feragat beyanını yinelemiştir.
Son celseye katılan davalılar vekili de masraf ve vekalet ücreti ile herhangi bir tazminat istemediklerini beyan etmiştir.
Davacı vekilinin vekaletnamesinin denetlenmesinde davadan feragat yetkisinin olduğu görülmüştür.
HMK’nun 307 – 309 ve devamı maddeleri gereğince feragat davayı kesin hüküm gibi sonuçlandıran, karşı taraf ve Mahkemenin muvafakatına bağlı olmayan taraf işlemi olmakla, davacı yanın feragati nedeniyle davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2-Alınması gereken 44,40 TL karar harcının peşin alınan 19.009,78 TL harçtan ve 06/11/2018 tarihinde alınan 5.080,44 TL tamamlama harcından mahsubu ile bakiye 24.045,82 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan tüm yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Talep edilmediğinden davalılar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
5-Mahkememizce verilen ihtiyati tedbirler 24/03/2017 tarihli ara karar ile kaldırılmış olmakla, bu konuda karar vermeye yer olmadığına, tedbir kapsamında davacı tarafından dosyaya yatırılan teminatın iadesine,
6-Bakiye gider avanslarının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı asil ile davalılar vekilinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.12/06/2019