Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1106 E. 2022/78 K. 03.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/1106 Esas
KARAR NO: 2022/78
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 19/01/2015
KARAR TARİHİ: 03/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin kullandığı araçla, davalılardan —- kullandığı — plakalı araçların — tarihinde çarpıştıklarını; davalı — aracın maliki, —— bulunduğu; kazada kusurun —– plakalı araçta olduğunu zira karşı aracın —— sebebiyle kazanın oluştuğunu; davacının kaza sebebiyle ağır yaralandığını; yoğun bakıma alındığını; tedavisine halen devam edildiğini; müvekkilinin —- emekli olduğunu; kaza anında iş aradığını; artık çalışmasının mümkün olmadığını; bu sebeple sürekli iş gücü kaybı ve kazanç kaybı sebebiyle fazlaya dair haklarını saklı tutarak şimdilik — maddi tazminatın tüm davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini, sigorta dışında kalan davalılardan ise —- manevi tazminatın müteselsilen tahsiline karar verilmesini, olay tarihinden itibarende faiz işletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ——-sayılı dosyasıyla araç sürücüsü olan murislerinin mirasını kayıtsız şartsız ret ettiklerini bildirerek, davanın kendileri yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı —–vekili cevap dilekçesinde özetle; söz konusu aracın kaza tarihi itibarıyla —— olduklarını, sorumluluklarının davalı sürücünün kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Davacı vekili dava dilekçesinde, —- tutanağını, araç ruhsatlarını, alkol tespit tutanağını————-Kayıtlarını, Keşif, tanık yemin ve bilirkişi incelemesini delil olarak göstermiştir.
Davalı—- cevap dilekçesi vermemiş, dolayısıyla delil bildirmemiştir.
Davalı ————— dava konusu olaya ilişkin açılan ceza soruşturma ve kovuşturma dosyasının celbini, —kayıtlarını ve bilirkişi incelemesini delil olarak göstermiştir.
Davalı —-vekili cevap dilekçesinde, ——- kararını delil olarak göstermiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
6098 Sayılı TBK’nın 49. maddesine göre; “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlâka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.——
Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar” hükmünü içermektedir. Davaya konu trafik kazası — tarihinde—- idaresindeki —- plakalı araç ile, davacının idaresindek—plakalı araçların çarpışması ile meydana gelmiştir. Kazaya karışan —- plakalı araç, kaza tarihini de kapsar şekilde, —tarihleri arasında —- davalı sigorta şirketi tarafından sigortalanmıştır.
Davacı vekili belirsiz alacak olarak açtığı dava dilekçesinde tüm davalılardan şimdilik — maddi tazminat, sigorta şirketi dışındaki davalılardan —manevi tazminat talep etmiştir.
—– Mirascılarının Husumeti Değerlendirildiğinde;
— plakalı aracın sürücüsü davadan önce vefat etmiş, bu nedenle dava mirascıları —- aleyhine yöneltmiştir. —- kararı ile davacı —-mirası reddettiği tespit edilmiş ve karar kesinleşmiştir. —– kararı ile davac—- mirası reddettiği tespit edilmiş ve karar kesinleşmiştir. Bu nedenle—–mirascıları işbu dava açılmadan önce mirası reddettiklerinden dolayı aleyhlerine açılan davanın husumet nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
Davaya Konu Trafik Kazası Kusur Durumu Yönünden Değerlendirildiğinde:
Gerek görevsizlik kararı öncesi alınan —-tarihli raporda ve gerekse Mahkememizce alınan — tarihli bilirkişi kök ve — tarili ek raporda; kazanın oluşumunda —%85 davacının %15 kusurlu olduğu tespit edilmiş olup, raporlardaki kusur oranları kaza tespit tutanağındaki kusur durumu birbiriyle uyumlu olduğu hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu anlaşıldığından, alınan raporlardaki kusur durumu hükme esas alınarak, davaya konu kazada —– %85, davacının%15 kusurlu olduğu kusurlu olduğu kabul edilmiştir.
Davacının Maluliyet Durumu Değerlendirildiğinde;
—-tarihli raporunda, davacının —-kapsamında davacının davaya konu kaza nedeniyle yaralanması sonrası maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmamış olduğundan maluliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren — aya kadar uzayabileceği tespit edilmiştir.
Davacının Maddi Tazminat Talebi Değerlendirildiğinde;
Davacı vekili dava dilekçesinde talep ettiği maddi tazminat talebiyle ilgili, görevsizlik kararı öncesi—— 3.celsesinde “Maddi tazminatımız sadece kazanç kaybına ilişkindir , tedavi giderleri hakkımızı saklı tutuyoruz” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Sorumluluğu doğuran olayın, zarar görenin vücut bütünlüğünü ihlal etmesi hali 6098 Sayılı TBK’nın 54. maddesine özel olarak hükme bağlanmıştır. Bu hüküm gereğince, vücut bütünlüğünün ihlali halinde mağdurun malvarlığında meydana gelmesi muhtemel olan azalmanın ve dolayısıyla maddi zararın türleri; tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar şeklinde düzenlenmiştir.
Hakim değişikliği sonrası olası bir hak kaybının önlenmesi için davacı vekilinin kazanç kaybı talebini somutlaştırması için “HMK 31.maddesi uyarınca davacı vekiline dava dilekçesinin neticei talep bölümünde talep ettiği—-maddi tazminat talebini hangi alacak kalemlerini içerdiği, her bir alacak kalemi için istenilen miktarı bildirmek üzere —- haftalık kesin süre verilmesine, verilen kesin süre içinde istenilen husus yerine getirilmediği takdirde bu hususun delillerin değerlendirilmesi ve davanın subutu aşamasında dikkate alınacağının ihtarına” karar verilerek duruşmada hazır bulunan davacı vekiline ihtarat yapılmıştır. Verilen kesin süreye rağmen davacı vekili herhangi bir beyanda bulunmamıştır.
Davacı vekilinin duruşmadaki beyanı ve dava dilekçesinin —– “Müvekkilimizin kaza sonrası sakat kalması nedeni ile bundan sonraki hayatında mahrum olacağı kazancı ve günlük yaşamında daha fazla efor sarf edeceği için öncelikle sayın mahkemece maluliyet oranının tespiti ile birlikte şimdilik fazlaya dair haklarımız saklı kalmak kaydı ile tüm davalılardan —- maddi tazminat talep ediyoruz.” şeklindeki beyanı doğrultusunda maddi tazminat talebinin efor kaybından kaynaklanan kazanç kaybı olarak nitelendirilmiştir. Davacının — kaza sonrası sürekli maluliyete neden olacak araz bırakmadan iyileştiği tespit edildiği, bu nedenle efor kaybının olmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin maddi tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacının Manevi Tazminat Talebi Değerlendirildiğinde;
6098 Sayılı TBK’nun 56. maddesine göre; “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.”
6098 Sayılı TBK’nun 61. maddesine göre; “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.”
Manevi tazminat, zarara uğrayanda huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekir. Takdir edilecek miktarın mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Olay sebebiyle duyulan acı ve elem kısmen de olsa giderilmelidir. Olay tarihindeki paranın alım gücü de gözetilerek hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir miktar manevi tazminat olarak belirlenmelidir.—– de; manevi tazminat tutarını etkileyebilecek özel hâl ve şartları da gözetilmelidir. Hâkim bu konuda taktir hakkını kullanırken etkili olan nedenleri kararında açıkça göstermelidir.
Davacı vekili dava dilekçesinde, davaya konu kaza sonrasında aile hayatı da olumsuz yönde etkilendiğini boşanmak zorunda kaldığını beyan etmiştir.Davacı vekili tarafından ibraz edilen ——sayılı ilamının incelenmesinde boşanma davasının anlaşmalı olarak açıldığı, protokol doğrultusunda tarafların boşanmalarına karar verildiği görülmüş olup, trafik kazası ile boşanma davası arasında bir illiyete rastlanmamıştır.
Dosya kapsamı ve tüm deliller bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davaya konu trafik kazasında, davacının %15 kusuru ile gerçekleşen kaza sonrası davacının yaralandığı, tamamen iyileştiği, ancak iyileşmesinin —ay sürdüğü, söz konusu arar nedeniyle manevi zarara uğradığı, manevi zararın niteliği, kusur durumu, tarafların sosyal ekonomik durumları, paranın alış gücü göz önüne alındığında davacı lehine uygun bir miktar manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği, —- manevi zarar miktarlarının hak ve nesafete ve dosyadaki delil durumuyla uyumlu olduğu anlaşılmıştır. Davaya konu kazada sürücüsünün %85 oranında kusurlu olduğu — plakalı aracın olay sırasında maliki-işleteni olan davalı —meydana gelen bu zarardan sorumlu olup, manevi tazminat yönünden davanın kısmen kabulüne, — manevi tazminatın davalı — dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile tahsiline fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalılar —- açılan davanın adı geçen davalıların sıfat yokluğu (pasif husumet) nedeniyle reddine,
2-Maddi tazminat yönünden davanın reddine,
3-Manevi tazminat yönünden davanın kısmen kabulü ile, —- manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı —–davacıya verilmesine,
4-Alınması gereken 341,55 TL karar harcının, davacı tarafından peşin yatırılan 870,96 TL harçtan mahsubu ile bakiye 529,41 TL’nin davacıya iadesine,
5-Davacı tarafından bilirkişi ve tebligat ücreti olarak yapılan 3.729,28 TL yargılama gideri ile 341,55 TL peşin harç, 27,70 TL başvuru harcı toplamı 4.098,53 TL’nin davanın ret ve kabul oranı dikkate alındığında bakiye 401,82 TL’nin davalı —- alınarak davacı tarafa verilmesine, arta kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Maddi tazminat yönünden —— kendini vekille temsil ettirdiğinden davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT göre 150,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
8-Maddi tazminat yönünden davalı sigorta şirketi kendini vekille temsil ettirdiğinden davalı —–lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT göre takdir olunan 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
9-Manevi tazminat yönünden davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT göre takdir olunan 5.000,00 TL vekalet ücretinin davalı—–alınarak davacı tarafa verilmesine,
10-Manevi tazminat yönünden —— kendini vekille temsil ettirdiğinden davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT göre 5.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
11-Taraflarca yatırılan ancak sarf olunmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekili ve davalı ——– vekilinin yüzüne karşı diğer davalıların yokluğunda, verilen gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde ———- Mahkemesi’nde İstinaf yasa yolu açık açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.03/02/2022