Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1039 E. 2019/22 K. 22.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/1039 Esas
KARAR NO : 2019/22
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/09/2016
KARAR TARİHİ : 22/01/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketlerin ortak şekilde ve ——————– işveren olduğu —————- Projesi kapsamında Yüklenici sıfatıyla çalışmalar yürüttüğünü, müvekkil ile hiç bir hukuki ya da sözleşmesel ilişkisi bulunmayan şirketlerin ise ———– oluşturmakta olup, bu ortaklığın ————— Tren Projesi’nin ————– Projesi’nin işlerini yürütmekte olduğunu, davalı —– müvekkil şirketten veya———- hiç bir onay ya da izin almadan,——- Sokak’da yer alan ve ————Projesi kapsamında——e bulunan inşaat alanına izinsiz giriş ve çalışma yaptığını, haksız müdehalenin yapıldığı inşaat alanı ——tarafınfan müvekkile “yer devir protokolü” ile devir ve tahsis edildiğini, —–Bölgesinde mantar tünele gelen demiryolu hattının doğu tarafına dolgu yaptığı, hattı kesecek şekilde ve hattın üstüne dolgu yığarak müvekkilin yaptığı çalışmaların ve çalışırken kullandığı niteliği gereği hassas inşaat malzemelerinin zarar görmesine neden olduğunu, bu zararın tespiti talebiyle Gebze 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin —— D.İ. Sayılı dosyası ile delil tespiti talebinde bulunulduğunu, bu tespit dosyasına alınan ——tarihli bilirkişi raporu düzenlendiğini, davalıların söz konusu tespit dosyasından kendilerine tebliğ edilen bilirkişi raporuna süresi geçtikten sonra itirazda bulunduğunu, anılan bilirkişi raporunun kesinleştiğini, ayrıca davalı taraf söz konusu itirazında zaten zararlara ilişkin herhangi bir teknik ve nitelik itirazında bulunmamış olup yalnızca söz konusu zararların kendileri tarafından gerçekleştirilmediği itirazında bulunduğunu, davalı taraf müvekkil şirketin zararının doğduğu yerde faaliyetlerde bulunmuş olup, aynı bölgede ———— Projesi’ni yürüttüğünü, bu proje kapsamında zarara neden olan dolgu yolunu açtığını, davalı tarafın neden olduğu ve daha önce —– Noterliği’nin —- Yevmiye Numaralı ve—– Tarihli noter ihtarı ile de talep edilen zarar tazmin taleplerine hala olumlu bir yanıt alınmadığından bahisle huzurdaki davayı açma gereğinin hasıl olduğunu, bilirkişi raporuyla da sabit olan 22.994,00 TL zararımızın tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı —————- vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının, davalı —–’nin, müvekkilinden veya —–n hiçbir onay veya izin almadan —– Projesi kapsamında —–e bulunan inşaat alanına izinsiz giriş ve çalışma yaptığını, anılan bölgede dolgu yolu açarak zarar eden olduğunu ileri sürerek; tarafımızca kabul görmeyen Gebze 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin—— D. İş dosyası kapsamında alınan bilirkişi raporunda belirtilen —–TL zararın tazminine karar verilmesini talep ettiğini, davacıların müvekkil şirketten talep edebileceği herhangi bir hak ve alacağı olmamakla birlikte aksi düşünülse dahi alacaklarının zamanaşımına uğradığını, müvekkil şirketin taraf olduğu adi ortaklık ————-Projesi’nin ——işlerini yürütmekle görevlendirildiğini, proje başında, —-civarında, daha önce çalışmaları tamamlanmış olan üstgeçit köprüsünün geri dolgusunda bazı problemlerin meydana geldiğini,—— Büyükşehir Belediyesi’nin yazılı talebi üzerine — tarafından da özellikle takip edilen bu kesimdeki toprak dolguların sökülerek yeniden yapılma kararının alındığını, bu aksaklığın giderilmesi için çalışma yapılan kesimin fiziki şartları, kamyon ve diğer iş makineleri için çalışma durumunu imkansız kıldığını, kamyonların dolgu malzemesini yaklaşık 25 km’den nakletmekte ve %40’lara varan bir eğimde ortalama 20 metre aşağı doğru yüklü olarak inmek durumunda kalacak olmasından dolayı dolgu yapılacak olan kesime daha kolay ve emniyetli bir giriş sağlayabilmek amacı ile —–tarafından imalatı yapılmış olan bir iltisak hattının üzerinde hemzemin geçit yaparak geçme kararı alındığını, söz konusu çalışmaların yapıldığı tarihin Eylül 2015 olduğunu, anılan tarihte davacı ————— tarafından herhangi bir muhatap bulunamaması ve çalışmanın da ivedilikle bitirilmesi gerektiği için ——– adi ortaklığı tarafından böyle bir çözüm bulunduğunu, söz konusu iltisak hattı mevcut durumda kullanılmamakta ve daha da önemlisi bu hemzemin geçidi yapmak için ——- tarafından kullanılmış olan balast ve üzerindeki dolgu, bu ve herhangi bir yüksek hızlı tren hattını ve bağlantı elemanları ile balastı bozacak/zedeleyecek nitelikte olmadığını, ——bu konuya ilişkin demiryolu tecrübesinin mevcut olduğunu, araçların giriş çıkış yapabilmesi için davacı —- tarafından imalatı yapılmış olan tel çitin—-tarafından açılmış olduğunu———- Müdürlüğü’ne verilmiş olan yazılı açıklama gereği herhangi bir maddi zarara sebep olunduğu takdirde yeniden yapılacağı belirtildiğini, —– konuya müdahil olarak — adi ortaklığının yazılı taahhüdünü almış olup söz konusu çalışma—– Müdürlüğü bilgisi dahilinde ve – Müdürlüğü tarafından da önemle takip edildiğini, tüm bu yazılı ve şifahi taahhütlere rağmen, bu çalışmanın söz konusu bölgeden — adi ortaklığının giriş çıkışları, özel güvenlik, savcılık, jandarma gibi, etmenler de kullanılarak engellenmeye çalışılmış ve son derece zorlu şartlarda dolgunun da seviyesinin yükselmesi ve eğimin de azalması sayesinde tamamlandığını, belirtilen sebeplerle Gebze 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin —– D. İş dosyası kapsamında süreç konusunda bilgi sahibi olunmadan ve müvekkilim şirketin açıklama yapmasına fırsat verilmeden alınan ve itirazlarımızı süresi içinde sunmuş oldukları bilirkişi raporu kabul edilmeyerek davalının 22.994,00 TL zarar tazmin talebinin reddini talep etmiştir.
Davalı —————– vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı, husumeti hem müvekkil ——- hem de müvekkil şirketin————– yöneltildiğini, davacının iddia ettiği zararını dayandırdığı proje ile ilgili “adi ortaklık sözleşmesi —— diğer ortaklar———arasında imzalanmış olup, müvekkil- —– Şubesi”nin bahse konu sözleşmenin tarafı olmadığını, dolayısıyla, müvekkil ——— Şubesi” açısından, dava şartı yokluğu (taraf ehliyeti) nedeniyle davanın reddi gerektiğini, adi ortaklıklarda, her ortağın kendi haksız fiilinden sorumlu olduğunu, —– adi ortaklığına dahil bir ortağın —-, iddia edilen haksız fiilinden kaynaklanan tazminat alacağına ilişkin olduğunu, TBK m. 637-638 anlamında zaten diğer ortakların sorumluluğuna gidilemeyeceğini, buradaki temsil yetkisi hukuksal işlemlere yönelik olup, haksız fiilleri kapsamadığını, ortakların müteselsil sorumluluğuna gidilebilmesi için, borç doğuran işleme tüm ortakların bizzat katılmış veya kendilerini temsil ettirmiş olmaları gerektiğini, somut olayda, ortada bir hukuksal işlem değil, haksız fiil söz konusu olduğunu ve bu haksız fiile müvekkillerin iştirak etmediğini, olayın olduğu bölgede iş ortaklığı kapsamında hiçbir faaliyeti de bulunmadığını, müvekkiller açısından davanın reddinin gerektiğini, davacının delil tespiti davası müvekkillere tebliğ edilmediğinden, delil tespiti davasındaki bilirkişi raporunun müvekkilleri açısından bağlayıcı olmadığını, davanın iyi niyetli olmadığı beyan ederek reddini talep etmiştir.
Davalı ————- cevap dilekçesinde özetle; Davacı taraf dilekçesinde davalı ———— müvekkilinden veya—–hiçbir onay veya izin almadan —– Projesi kapsamında —–e bulunan İnşaat alanına izinsiz giriş ve çalışma yaptığını, anılan bölgede dolgu yolu açarak zarar eden olduğunu ileri sürerek; Gebze 1 Sulh Hukuk Mahkemesinin —— D. îş dosyası kapsamında müvekkili şirketinin açıklama yapmasına fırsat verilmeden alınan ve itirazları süresi içinde sunduklarını bilirkişi raporunda belirtilen 22.994,00 TL zararın tazminine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ———– Şubesi vekili cevap dilekçesinde özetle; bahsi geçen ————– adi ortaklığı tarafından yürütülen proje kapsamında sunulan taleplerin müvekkil ile hiçbir ilgisi bulunmadığını, söz konusu ortaklığın tarafı dahi değil iken iş bu davaya taraf olarak gösterilmesinin kabul edilemeyeceğini, ————- tüzel kişiliği olan ve ortaklığa iş bu tüzel kişilik ile katılmış bir şirket olduğunu, bu durumda şubenin söz konusu olayda taraf gösterilmesinin hiçbir hukuki dayanağı olmadığını, müvekkil şirket açısından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Yargılama sürecinde davacılar ——-tarafından —— tarihinde —-sistemi üzerinden sunulan dilekçesinde tarafların sulh olduklarını bildirdiği ve ayrıca 26/09/2018 tarihli sulh protokolü ve ibraname başlıklı belge sunduğu anlaşılmıştır.
Davacılar vekilinin vekaletnamesinin denetlenmesinde davadan sulh yetkisinin olduğu görülmüştür.
Davalılardan———— vekilinin ise —– tarihli —- sistemi üzerinden sulh dilekçesi sunduğu, davalılardan Davalı ——— tarihli mazeret dilekçesi sunduğu ve dilekçe içeriğinde davacı ile sulh oldukları, yargılama masrafı ve vekalet ücreti masrafı istemediklerini, sundukları dilekçesinde davanın sulh nedeniyle reddine karar verilmesini, dilekçelerinin ekinde 26/09/2018 tarihli sulh protokolü ve ibraname başlıklı belge sundukları, davacı taraftan yargılama gideri ve vekil ücreti taleplerinin olmadığını bildirdiği anlaşılmıştır.
Davalılar vekillerinin vekaletnamelerinin denetlenmesinde davadan sulh yetkilerinin olduğu görülmüştür
HMK 315. mad. uyarınca “sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğrurur. ” hükmü kapsamında taraflar sulh olduklarından HMK 30. mad. uyarınca usul ekonomisi de gözetilerek; dosya ele alınıp davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Dava konusuz kaldığından davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Alınması gerekli 44,40 TL harcın peşin alınan 392,69 TL’den alınarak kanal 348,29 TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
3Tarafların yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
4-Bakiye gider avanslarının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.22/01/2019