Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1029 E. 2018/167 K. 20.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/1029 Esas
KARAR NO : 2018/167 Karar
DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/09/2016
KARAR TARİHİ : 20/02/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA, SAVUNMA, DOSYA KAPSAMI:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili şirketin…. tarihli ve …… sıra no.lu fatura karşılığı … TL., …. tarihli ve …. sıra no.lu…. TL bedelli faturalar karşılığı mal sattığım, toplam fatura bedelinin, 4.784,98 TL. olduğunu, faturalı mal satılan müşterinin……..’ün bu borcuna karşılık, kredi kartı sahibi ……’ı müvekkili şirkete getirdiğini ve borcun 2.300 TL’sinin ……’a ait……….. numaralı kredi kartından çekileceğini beyan ettiğini, kart sahibi …… da yazılı muvafakat verdiğini, bu muvafakat sonucu kart sahibinden 2,300 TL çekildiğini, daha sonra kart sahibi ……. ile müşteri…… aralarında sorun yaşadığını, duyduklarına göre…..’ün, kart sahibi ……’ın evine yapacağı dekorasyonu gerçekleştirdiğini,……’ün iç mimar olduğunu, bu olayın müvekkili ile hiçbir bağlantısının bulunmadığını ve tamamen başka bir konu olduğunu, kart sahibi …..’ın, müvekkili şirketin müşterisi olan…’den intikam almak için müvekkili şirketin çalıştığı Garanti Bankası …… Şubesine giderek, ….. Kereste A.Ş.’nin malı teslim etmediğini, bu nedenle kartından çekilen 2.300 TL’nin iadesini talep ettiğini, davalı banka da müvekkiline haber vermeden ve müvekkilinin hesabından bu parayı çekerek kart sahibine iade ettiğini, Davalı bankaya …….Noterliğinin ….. tarih ve….. yevmiye numaralı ihtarname çekildiğini, ihtarnameye rağmen davalının haksız çekilen parayı müvekkilinin hesabına yatırmadığını, bankanın bu işleminin hukuka ay kın olduğunu, 3.ncü kişiler borçluya kefil olduğu gibi, borçlunun borcunu kendi kartı ile de ödemekte olduğunu, ticari hayatta kredi kartı olmayan kişilerin, olanlara rica ederek kart sahibinin kartından yararlanmakta olduğunu, ticari hayatta bu uygulamanın yaygın bir şekilde kullanılmakta olduğunu, işyeri sahipleri kredi kartı sahibinin yazılı muvafakatini alarak, müşteriye satış yaptığını, müvekkili şirket de kart sahibinin muvafakatini aldığını, Kart sahibinin bankaya mal teslim edilmedi’ şeklindeki başvurusunun mantıksız olduğunu, çünkü o, 3.ncü şahıs olan……’ün borcunu ödemekte, Mal Emineye teslim edildiğini, Bankanın müvekkil şirketi aramayıp, kart sahibinin muvafakati olup olmadığını sormaması, daha da önemlisi müvekkilin hesabına geçmiş parayı çekerek kart sahibine iade etmesinin kanunlara aykırı olduğunu, Bankanın bu uygulaması haklı bulunursa banka kartları ile 3.kişilerin ödemelerinin yapılması imkansız hale gelir ki, bunun ticari hayatı kaosa sürükleyeceğini beyan edileceğini, Kart sahipleri ürünü almadım’ şeklinde beyanda bulunarak, kolayca borçtan kurtulmaları söz konusu olacağını, örneğin: Uyap sisteminde avukatlar müvekkilleri hakkında çıkan harç ve masrafları kendi veya çalışanı adma olan kartla ödediklerini, önemli olan harcın ödenmesi olduğunu, belirterek; davalı bankanın haksız surette işlem yaparak, müvekil şirketin hesabından çektiği ve kart sahibine iade ettiği 2.300 TL’nin, hesaptan çekiliş tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müvekkiline ödemesine karar verilmesini, ayrıca mahkeme masrafları ile ücreti vekaletin de davalıya yükletilmesine karar verilmesini, talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Dava konusu edilen işlem, …….’ın ….bank A.Ş.’den almış olduğu …. numaralı kredi kartından gerçekleştirildiğini, davacı, dava konusu harcamanın,……’ün borcuna karşılık, ……..’a ait kartla gerçekleştirildiğini belirttiğini, davacının, dava konusu iddiaları da müvekkil Banka nın müvekkil Banka tasarrufuna herhangi bir para geçmemiş, mal da azalma olmamıştır. Sonucunda iddia edildiği üzere sebepsiz zenginleşen bir taraf var ise de bu taraf müvekkil banka olmadığını, bu nedenle de, huzurdaki davada husumetin, müvekkil banka değil, bilakis Uluslararası Kart Çıkaran Kuruluşlara Ait Kurallar çerçevesinde iadenin gerçekleşmiş olduğu kart hamili …… isimli şahsa yahut malın teslim edildiği belirtilen…… isimli şahsa yöneltilmesi gerektiğini, bu nedenle husumet itirazlarının bulunmakta olup, davanın esasa girilme ksizin husumet yönünden reddini talep etmişlerdir.
…….bank A.Ş’ne yazılan müzekkere cevabının dosya içerisine alındığı görüldü.
Dosyamız bankacı bilirkişiye tevdii edilmiş olup, bilirkişi mahkememize raporunu sunmuştur.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava, tacir olan davacı ile üye iş yeri sözleşmesi yaparak hesap açtırdığı davalı banka arasında sözleşme ilişkisinden kaynaklanan alacak davasıdır.
Davacı, dava dışı……. ile ticari ilişkilerinin olduğunu, mal sattığını, dava dışı……. yerine, …….’ın rızası ile …..’ın kredi kartından 2.300,00TL çekildiği ve davacının hesabına yatırıldığı, sonrasında dava dışı……. ile …….. arasında uyuşmazlık çıkınca ……’ın başvurusu üzerine davalı bankanın kendisinin izni ve rızası olmaksızın hesaptan 2.300TL yi alarak dava dışı ……….’ın hesabına geri aktardığını, davalı bankanın buna hakkı olmadığını ileri sürdüğü anlaşılmıştır.
Davalı banka ise, bankalar arasında yapılan sözleşmeler ile davacı ile arlarındaki sözleşmeler kapsamında yapılan işlemlerde usulsüzlük olmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Bankacı bilirkişiden rapor alınmıştır, bilirkişi 19.09.2017 tarihli raporunda davacı üye işyerinin sözleşmeye aykırı davranıp, sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemesinden dolayı davalı banka’nın haklılığı gerektiği yönünde mütalaa etmiştir.
Bilirkişi raporunun usul ve yasaya uygun olduğu, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, olayın oluşuna uygun olduğu anlaşılarak itibar edilmiştir.
Davacı ile davalı arasındaki ilişki sözleşme ilişkisidir. Davacı hizmet alan, davalı hizmet sunan tacirdir. Her iki taraf da tacir olup iş, ticari işletmeleri ile ilgili olduğundan davanın nisbi ticari dava olduğu konusunda tereddüt yoktur.
Davalı bankanın bu sözleşmeye aykırı olarak davacının hesabındaki parayı talep edene geri iade ettiği ileri sürülmektedir. Ne var ki taraflar arasındaki 21.07.2004 tarihli üye iş yeri sözleşmesine göre, mal alım satımları ile ilgili üçüncü kişilerce talep edilmesi halinde bankanın üye iş yerine ait hesaptan çekebileceği imza altına alınmıştır. Bu bakımdan davalı bankanın işleminin taraflar arasındaki sözleşmeye aykırı olmadığı anlaşılmış, davanın reddine karar verilmiştir. Her ne kadar davacı, davalı bankanın, mal alış verişi yaptığı kişinin değil de üçüncü kişinin talebi ile üçüncü kişinin hesabına parayı iade etmişse de, üye iş yeri sözleşmesinde bankanın talep halinde üye iş yerinin ödeme yapmaması halinde bankaya, üye iş yerinin hesabından tahsil etme yetkisi verilmiştir. Bankaya verilen bu yetki, sadece mal alış verişi yapılan tarafla sınırlı olacak şekilde verilmemiştir. Bu nedenle davacı tarafın bu yöndeki rapora itirazlarına da itibar edilememiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE ,
2-Alınması gerekli 35,90 TL harcın davacı tarafından peşin yatırılan 39,28 TL den mahsubu ile 3.38 TL bakiye harcın davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan masraf bulunmadığından bu yönden karar verilmesine yer olmadığına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafca yatırılan gider avansından kullanılmayan bakiye kısmın davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kesin olarak karar verildi. 20/02/2018