Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/985 E. 2018/861 K. 19.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/985 Esas
KARAR NO : 2018/861
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 21/10/2015
KARAR TARİHİ : 19/09/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; davalı borçlunun müvekkili şirkete olan bakiye cari hesap borcu nedeniyle İstanbul Anadolu 23. İcra Dairesi’nin ……. Esas sayılı icra dosyası ile alacağın tahsili amacıyla hakkında icra takibine geçildiğini ve davalı borçluya ilamsız ödeme ekri gönderildiğini, borçlunun davalının borcunun olmadığını ileri sürerek borcun tamamına ve faize itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu, borçlu davalının aynı zamanda zamanaşımı itirazında bulunduğunu, borçlunun ayrıca kendileri hakkında icra takibi yapılması için borçlu davalı olarak bir izinleri olmadığından dolayı vekalet ilişkisine de itiraz ettiklerini, borçlunun borcun olmadığını iddia etmesine rağmen ticari defterler incelendiğinde borçlunun bakiye cari hesap borcunun 907.000,00-TL olduğunun görüleceğini, hesap ekstresinin de icra dosyasında mevcut olduğunu, borçlunun zamanaşımı itirazının da hukuken geçersiz olduğunu, alacağın mahiyeti itibari ile 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğunu, ayrıca B.K. 154 maddesi uyarınca borca faiz taahhuk ettirilmesi ve borca karşı yapılmış ödemeler nedeniyle zamanaşımı sürelerinin de kesildiğini, davanın ticari bir dava olup, takip tarihinden itibaren yasal %11,50 ticari faiz istenmesinin hukuken geçerli olduğunu, borçlunun ayrıca kendileri hakkında icra takibi yapılması için borçlu davalı olarak bir izinleri olmadığından dolayı vekalet ilişkisine yapmış olduğu itirazda hukuken geçerli olmadığını, M.K. 2. maddesine göre kötü niyetli borçluların sırf kendileri hakkında açılmış icra takiplerine engel olmak amacıyla yapmış oldukları itirazın hukuken geçerli olmayacağını, davalı borçludan kendisi hakkında yapılacak icra takibi için izin alınması gerektiğini iddia etmenin abesle iştigal ettiğini, çünkü davalı borçlunun böyle bir şeyi talep etme hakkı ve yetkisi olmadığını, bu nedenlerle davanın kabulü ile haksız ve mesnetsiz olarak borçlu tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, takip tarihinden itibaren işleyecek olan senelik %11,50 ticari faizi ile birlikte takibin devamına ve davalı borçlunun %20 inkar tazminatla mahkumiyetine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; davacının cari hesaptan doğan borca ilişkin iddiasının gerçeği yansıtmadığını, cari hesap borcu olmadığını, borca ve faize ve faiz oranına da itiraz ettiklerini, TTK’nun 89. maddesi yazılı olmadıkça cari hesap sözleşmesinin geçerli olmayacağını açıkçı öngördüğünü, müvekkilinle davacı şirket arasında yazılı cari hesap ilişkisi ve sözleşmesi olmadığını, müvekkilinizden alacak talep ve dava haklarının zamanaşımına uğradığını davacıların iddialarını kabul etme anlamına gelmemek kayıt ve şartıyla zamanaşımı definde bulunduklarını, TBK’nun 147. Maddesinin 4. fıkrasının ise bir ortaklıkta ortaklık sözleşmesinden doğan ve ortakların birbrleri veya kendileri ile ortaklık arasındaki bir ortaığın müdürleri, temsilcileri denetçileri ile ortaklık veya ortaklar arasındaki alacakların beş yıllık zamanaşımına tabi olduğunu öngördüğünü, vekilin genel dava vekaletnamesi ile müvekkilini davada temsil edebilirse de müvekkili ile kendi arasında iç ilişyki bakımından bu konuda müvekkilinden özel bir talimat almış olması gerektiğini, özel talimatın alındığını ispat yükünün genel vekilin olduğunu, imza sirkülerinden de anlaşılacağı üzere davacının birisi A grubundan, birisi B grubundan olmak üzere en az iki müdürün ortak imzasıyla temsil ve ilzam edildiğini, şirket adına iş ve işlem yapmaya başlayan davacı vekilinin şirketin %50 ortağı ……. Şirketinin …… Noterliğinden……tarih ve …….yevmiye nolu ihtarnameyi göndererek A grubu yetkili müdürlerin onayı olmadan şirket adına hiçbir iş ve işlem yapmamasının istendiğini, en az iki müdürün ortak imzasıyla talimat verilmeden hiçbir grup davanın icra takibi ve başka bir işlemin yapılamayacağını, şirket adına harcama yapamayacağını, davacı şirketin vekil olarak davayı açan avukatına dava açma konusunda talimat verilmediği gibi aksine şirket adına iş ve işlem yapmaması için şirketin %50 ortağı ve A grubu müdürleri tarafından kendisine talimat verildiğini, ödeme emri ve dava dilekçesi zarflarında da herhangi bir belge eklendiğinin belirtilmediğini, davacı tarafın şahitlerin isim ve adreslerini ve hangi konuda dinleteceklerini bildirmediklerini, şirkete ait fabrikada çalışan, beyaz yakalı kilit personelin davacı şirketin kurucu ortakları … ve … tarafından işe alındığını, onlarla uzun yıllardan beri birlekte çalıştığını, özellikle muhasebe, depo gibi evrak ve kayıtları onların çok yakınları olan bu kişilerin elinde olduğunu, şirketin muhasebe kayıtları üzerinde oynamalar yapılması, fiktif işlemler yapmaları, var olmayan alacakları varmış gibi, var olan alacakları da yokmuş gibi işlem yapmaları nedeniyle ihtarnameler gönderildiğini, bu davanın perde arkasındaki gerçek davacılarının … ve … olduğunu, şirket kayıtlarının ellerinde bulunduran …’in alacaklı olduğundan bahisle davacı şirket aleyhine icra takibi başlattığını, bu takibi usul ve kanuna aykırı olarak kesinleştidiklerini, böylece şeklen şirketten alacaklı duruma geldiklerni, şirket vekaletini şirketin talimatı olmadan hukuka aykırı olarak kullandıklarını, müvekkilinin 9 yıldan beri müdürler kurulu üyesi şirket müdürü olduğunu, yapılan ortaklar kurulu toplantılarında ibra edildiğini, bu nedenle de davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, davacının bu takibi yapmakta haksız ve kötü niyetli olduğunu, bu nedenle davacının reddedilen meblağın %20’den aşağı olmamak üzere uygun bir tazminata mahkum edilmesini ve davanın reddini talep etmiştir.
Davaya konu İstanbul Anadolu 23.İcra müdürlüğünün ………. Esas sayılı takip dosyası celp edilmiş, incelendiğinde; alacaklı Ramzey Motorsiklet San.şirketinin borçlu … aleyhine cari hesap alacağına dayanarak 907.000,00 TL. alacak için takip başlattığı, takibe süresinde itiraz edildiği ve bı davanın yasal 1 yıllık sürede açıldığı anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına göre, davacı şirketin ortaklarının …, … ve …….. olduğu…….. şirketinin davacı şirkette %50 ortak olduğu,…… ve …’in birlikte %50 ortak oldukları, ticaret sicil kayıtlarına göre davacı şirketin biri A grubundan biri de B grubundan olmak üzere en az 2 müdürle temsil edilebileceğinin ortaklar krulu kararıyla belirlendiği, her iki gruptan en az bir yetkili imzasıyla şirket işlerini takip için vekalet verilebileceği, davacı şirket adına bu davayı açan vekil, avukat, …’nun A grubu şirket yetkililerince azledildiği ve azilin kendisine bildirildiği, vekilin müvekkili adına dava açması için genel vekaletnamesinin bulunması ve davayı takip konusunda özel talimatın gerekli olduğu anlaşılmaktadır.Şirketin %50 ortağı olan . …… tarafından dosyamız da davacı şirket adına davayı açan vekil ……’na ……Noterliği vasıtasıyla A grubu yetkili müdür onayı olmadan hiçbir işlem yapılmaması konusunda ihtarname gönderildiği ve 17/04/2015 tarihinde vekile tebliğ edildiği, bu durumda şirketin %50 ortağı olan kişiler tarafından şirket adına dava açmak üzere vekaletname verilmesi konusunda yetki bulunmadığı gibi vekaletnameyi düzenleyen kişilerin ……. … isimli kişiler olduğu, vekaletnamede A grubu ve B grubu şirket ortağı oldukları, davacı vekilinin şirket ortakları birlikteyken düzenledikleri vekaletnameye dayanarak şirket adına kendisine vekalet verenlerden biri olan davalı … Yalnıza karşı bu davayı açtığı, bu durumda davacı vekilinin vekillik görevi ve yetkisi bulunmadığı halde bu davayı açmış olduğu anlaşılmakla, HMK’nun 114/f. maddesindeki davayı takip konusunda usulüne uygun düzenlenmiş vekaletnamesi olmadığı kanaatine varılarak bu yönden dava şartının oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
Ayrıca bu davayı davacı şirketin %50 hissedarlarından …’in şirketi tek başına temsil ve karar alma imkanı olmaksızın şirket adına açtığı anlaşılmakla, davacı şirket adına vekaletname düzenleyen …’in davada şirket adına tek başına dava ehliyeti bulunmadığı, dava ehliyetinin ise dava şartı olduğu, dava şartlarının resen nazara alınması gerektiği kanaatine varılarak davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın HMK’nun 114/1-d,f ve 115/2.maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gereken 35,90-TL karar harcının peşin alınan 10.954,30-TL’den mahsubu ile bakiye 10.918,40-TL’nin karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından sarf olunan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yargılama gideri sarf olunmadığından bu konuda karar vermeye yer olmadığına,
5-Davalı lehine AAÜT uyarınca taktir olunan 2.180,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde bakiye gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 19/09/2018