Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/984 E. 2018/28 K. 16.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İstanbul Anadolu
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/984 Esas
KARAR NO : 2018/28
DAVA : Menfi Tespit (Alım Satım)
DAVA TARİHİ : 21/10/2015
KARAR TARİHİ : 16/01/2018
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Alım Satım) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA ve SAVUNMA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davacı şirket ile davalı arasında 21/04/2015 tarihinde Kadıköy / İstanbul adresinde kurulu bulunan … isimli işletme için proje sözleşmesi akdedildiğini, işbu sözleşme uyarınca işletmeye çeşitli dolap siparişlerinin verildiğini, sipariş karşılığı 31.000,00 TL üzerinden anlaşıldığını davacının 10.000 TL ‘yi peşin ödediğini bakiye kısım için 6 adet senet düzenlediğini 4 tanesinin ödendiğini 2 adet senedin ise ödemesinin yapılmadığını, dolaplara ait motorların teslimi esnasında işletmenin içerisine kurulmasından dolayı aşırı ses ve sıcaklığa sebebiyet verdiğini, aşırı ısı nedeniyle teşhirde bulunan ürünlerin deformasyona uğradığını akabinde gelen servis personelinin işletme içerisindeki karoların kırılarak dışarı alınması gerektiğini ifade ettiğini, davacının kırılan karoların tadilatı için 4.500 TL tutarında ödeme yaptığını, davalı tarafından yapılması gereken tadilatın davacı tarafça yapıldığını, ürünlerin ayıplı olması nedeniyle davacının kazanç kaybına uğradığını, bu nedenle ödenen 21.000 TL’nin davacıya iadesini, 10.000 TL bedelli senetler dolayısıyla borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili dosyaya sunduğu cevap dilekçesinde özetle, dava dilekçesinde belirtilen hususların gerçekten uzak ve ispat edilebilir hususlar olmadığını, davalı tarafından sişlerin sözleşmeye uygun olarak eksiksiz olarak yerine getirildiğini, davacı tarafın teknik açıdan soğutma ünitelerinin iç mekana konulmaması hususunda uyarılmasına rağmen davacının ısrarı üzerine iç mekana kurulduğunu, dolayısıyla kusurun davalıya ait olmadığını, talimatlara uymayan davacının davalıdan taleple ve davalının belirttiği üzere soğutma ünitesini yine apartman girişine özel ünite yaptırarak soğutma gruplarını dışarıya çıkardığını bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, tacirler arasında akdedilen eser sözleşmesine göre, iş vereninin, sözleşmeden dönerek ödediği tutarların iadesi ile yaptığı 4.500TL masrafın iadesi talepli alacak davasıdır.
Davacı şirket ile davalı şirket arasında 21.04.2015 tarihinde sözleşme imzalandığı, buna göre yüklenici olan davalının toplamda 31.000TL bedel karşılığında davacının cafe şeklinde işlettiği işyerine soğutuluculu, ısıtıcılı dolap ve kasalar imal edeceği ve bunların montajını yapacağı sabittir. Davacının 31.000TLnin bir kısmını dava açmadan evvel, bir kısmını da verdiği senetlerin tahsil edilmesi üzerine yargılama sırasında ödeyerek, sözleşmede belirtilen tüm bedeli ödediği, davalının da imal ettiği dolapları teslim ile montajını yaptığı sabittir.
Uyuşmazlık konusu olan husus davacının, üretilen dolapların ayıplı olduğu, bu ayıbın gizli olduğunu, ürünlerin bozulduğu, dolaplardan beklenen verimin alınamadığı gibi ayrıca masraf yapmaya mecbur kalındığı hususlarıdır.
Sözleşmeler ve dava tarihinde yürürlükte olup somut olayda uygulanması gerekli 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 474. maddesinin 1. fıkrasında açık ayıplarda, iş sahibinin eserin tesliminden sonra işlerin olağan akışına göre imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıplar varsa bunu uygun bir süre içinde yükleniciye bildirmek zorunda olduğu, 477. maddesinin son fıkrasında da gizli ayıplarda ortaya çıkması üzerine iş sahibinin gecikmeksizin durumu yükleniciye bildirmek zorunda olduğu, bildirmez ise eseri kabul etmiş sayılacağı hükmü getirilmiştir. Ayıbın varlığı halinde de iş sahibinin seçimlik hakları aynı Yasa’nın 475. maddesinin 1, 2 ve 3. bentlerinde gösterilmiştir. Bunlar eserin iş sahibinin kullanamayacağı veya hakkaniyet gereği kabule zorlanamayacağı ölçüde ayıplı ya da sözleşme hükümlerine aynı ölçüde aykırı olursa sözleşmeden dönme, ayıp oranında bedelden indirim ve eserin ücretsiz onarılmasını isteme haklarıdır. Az yukarıda açıklandığı üzere iş sahibinin bu seçimlik hakları kullanabilmesi için süresi içinde ayıp ihbarında bulunması ya da ayıpların garanti süresi içerisinde ortaya çıkmış olması gereklidir. Maddi vakıa niteliğinde olduğundan ayıp ihbarının yapıldığının tanık dahil her tür delille kanıtlanması mümkündür.
Eldeki davada, davacı sözleşmeden dönerek ödediği bedelin iadesini talep etmektedir. Dönme durumunda sözleşmenin hiç ifa edilmemesinden doğan menfi zararlar (sözleşme kurulsun diye yapılan masraflar) istenebilecekken, davacı karoların dışarı alınması işini üçüncü bir kişiye yaptırarak, yaptığı bu masrafı ve ayrıca ayıplı mal nedeniyle kazanç kaybına uğradığını ileri sürerek bu tutarı talep etmiştir. (Davacı tarafça, sözleşmeden dönme halinde müspet zararların istenemeyeceği, sadece menfi zararların istenebileceği hususu gözden kaçırılmıştır. Yargıtay 15. HD.nin 2016/331 Esas, 2016/729 Karar sayılı ilamında da belirtildiği gibi, “Menfi zarar uyulacağına ve yerine getirileceğine inanılan sözleşmenin hüküm ifade etmemesi ve yerine getirilmemesi yüzünden güvenin boşa çıkması dolayısıyla uğranılan zarardır. Başka bir anlatımla, sözleşme yapılmasaydı uğranılmayacak olan zarardır.” Kazanç kaybı, kar kaybı müspet zararlardır. Davacının karoları bir başkasına kırdırıp yaptırması yine müspet zararlardır.)
Davacının ayıp ihbarını süresinde yaptığına dair olayda bir tereddüt yoktur. Ne var ki ayıp nedeniyle sözleşmeden dönme için ayrıca ayıbın esaslı ve sürekli olması, işverenin talimatlarından veya yanlış kullanımından diğer bir deyişle işvereninin kusurundan kaynaklanmamış olması, ayıbın yüklenicinin ihmal veya icrai şekildeki kusurlu hareketinden kaynaklanması gerekir.
Teknik bilirkişi kök raporunda dolaplarda, sözleşmeden dönmeyi gerektirecek ölçüde bir ayıbın olmadığını, küçük müdahalele ve ayarlamalarla dolapların çalışır vaziyette olduğunu mütalaa etmiştir. Davacı tarafın itirazları incelendiğinde bu teknik incelemenin hükme esas alınmasını engelleyecek bir bilgi, belge yoktur. Bir kere ayıp esaslı, maldan yararlanması sürekli kılacak ölçüde nitelikli ve sürekli değildir. O halde davacının bedelin iadesi talepli açtığı davanın reddi gerekir. Ek raporda bilirkişiler davacı tarafın rapora itirazları bakımından hiç bir değerlendirmede bulunmamışlarsa da, kök raporda teknik inceleme sonucunda esaslı bir ayıbın varlığının ispatlanamamış olması karşısında mahkememizce olayın oluşuna, usul ve yasaya uygun olan kök bilirkişi raporu hükme esas alınmıştır.
Davacı taraf, içeride olan kompresör nedeniyle dolaplarda aşırı ses ve ısı oluştuğunu, ürünlerin bozulduğunu ileri sürmüşse de, davalının beyanları ile davacının aksini ileri sürmemesine göre kompresörler davacının dış mekanı bahçe olarak kullanmak istemesi ve kompresörün içeri kurulmasını istemesi nedeniyle olmuştur. Bu şekilde içerde kalan kompresörün aşırı ısı ve ses yapmasından kurtulmak için davacı, karoları başkasına kırdırarak kompresörü dışarı çıkartmak zorunda kalmış, karoların kırılması ve yeniden yapılması nedeniyle yaptığı bu masrafı talep etmiştir. Ne var ki yaptığı bu masraf, yükleniciye verdiği talimatların sonucu olmuştur. Davalının kusurlu imalat veya montajı ile ilgili yoktur. Dolap menteşelerinin ve kapaklarının iyi durumda olmadığı, bedelsiz davalı tarafça değiştirilmesi veya ilk günkü haline getirilmesi gerektiği hususları, bilirkişilerce tespit edilmişse de, bu talepler davacının sözleşmeden dönme talepli davasında davanın konusu değildir.
Açıklanan sebeplerle şartları oluşmayan davanın reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 35,90 TL harcın davacı tarafça yatırılan 623,33 TL den mahsubu ile 587,43 TL harcın davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 4.365,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/01/2018