Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/945 E. 2018/450 K. 08.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/2020 Esas
KARAR NO : 2018/432
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 30/12/2014
KARAR TARİHİ : 26/04/2018
Mahkememizde görülen davanın yapılan incelemesi sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili ile davalı şirketin 05.03.2013 tarihli sözleşme ile davalı tarafından ………yapılacak olan inşaatın sıva, alçı, saten sıva, zımpara ve boya uygulaması işlerinin davacı tarafından yapılması konusunda anlaştıklarını, müvekkilinin sözleşme ile üstlendiği işi eksiksiz olarak ifa ettiği halde, hak edişlerinin kendisine ödenmediğini, bu nedenle davalı aleyhine istanbul Anadolu 15. İcra Müdürlüğü’nün ……. Esas sayılı dosyası ile takip başlattıklarını, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini, takibin durduğunu belirtmiş olup itirazın iptaline ve takibin devamına, %20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :Davalı savunmasında özetle: davacı tarafından dosyaya hesap ekstresi ile birlikte Boyacı/Sıvacı Sözleşmesi sunulduğunu, ne cari hesap ekstresine de sözleşmenin altında bulunan imzanın müvekkili şirket yetkililerinden birine ait olmadığını, şirket yetkililerinden biri tarafından imzalanmayan hiçbir belgenin şirket adına bağlayıcı nitelikte olmadığını, davacı tarafından dosyaya sunulan hak ediş raporlarının hiçbir delil değerinin olmadığını ve davacının söz konusu hak ediş raporlarına dayanarak müvekkiline karşı hak ve alacak iddiasında bulunmasının mümkün olmadığını, müvekkilinin dava dışı …………. Dek, înş. San. ve Tic. Ltd,’ye bir borcunun bulunmadığını, davacının dava dışı 3.kişi ile aralarındaki temliknameye dayanarak hak ve alacak iddia etmesinin mümkün olmadığım, dosyaya sunulan temlikname olduğu iddia edilen yazıda borcun 97.700 USD iken hesap ekstresinde Tigma tarafından temlik edildiği iddia edilen borcun 92.500 USD olarak göründüğünü, hesap ekstresi ile temliknamenin tarihinin de örtüşmediğini, Tigma tarafından temlik edildiği iddia edilen borcun 03.01.2013 tarihli iken, dosyaya sunulan ve temlikname olduğu iddia edilen yazının 20.02.2013 tarihli olduğunu, davacı tarafından sunulan sözleşmeyi asla kabul etmediklerini, bir an için sözleşmenin geçerli olduğu varsayılsa bile davacı tarafından dosyaya sunulan sözleşmede “boyacının ulaşım masraflarının kendisi tarafından karşılanacağı” yazılmış olmasına rağmen dosyaya sunulan hak ediş raporlarında ulaşım giderlerine ilişkin masraf kalemlerinin de yer aldığını, davacının iddialarının çelişkili olduğunu, davacı tarafından varlığı iddia edilen alacağa ilişkin olarak müvekkiline gönderilmiş bir faturanın bulunmadığım, davacının iddialarının İspatlanması için Irak’ta keşif yapılması gerektiğini belirtmiş olup, davacının haksız ve mesnetsiz davasının reddine, davacının %20 oranında kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile sözleşme ve cari hesap alacağından kaynaklanan icra takibine yapılan itirazın iptali davasına ilişkindir.
İstanbul Anadolu 15. İcra Müdürlüğü’nün ………… Esas sayılı dosyası getirtilerek dosyamız içine konmuştur. İcra takibi incelendiğinde, ödeme emrinin 28/11/2014 tarihinde borçlu/davalıya tebliğ edildiği, borçlunun 02/12/2014 tarihinde borca ve faize itiraz ettiği ettiği, hem icra takibine itirazın hem de iş bu itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, uyuşmazlığın borca, faize kısaca esasa ilişkin olduğu, icra müdürülüğünün yetkisine bir itirazın olmadığı anlaşılmıştır.
Davacının, davalı ile 05/03/2013 tarihli sözleşme imzaladıklarını, bu kapsamda bazı inşaat işlerinin kendileri tarafından yapılmasının kararlaştırıldığını, sözleşme gereği edimlerini eksiksiz olarak yerine getirdikleri halde davalı tarafından bir kısım hakedişlerin ödenmediğinden bahisle icra takibi başlattığı görülmüştür.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller ve bilirkişi incelemesi ile; Davacı ile davalı arasında 05/03/2013 tarihli eser sözleşmesi bulunduğu, davalı adına bu sözleşmeyi (dosyaya celp edilen SGK kayıtları uyarınca) davalının personeli olan proje müdürü tarafından imzalandığı, bu nedenle davalının “Sözleşmeyi imzalamadıkları” yönündeki savunmasının yerinde olmadığı, yine dosyaya sunulan ve proje müdürü imzası taşıyan 1 ve 3 nolu hakedişlerin toplamının 88.030,00 USD olduğu ve bu bedel karşılığı işlerin davacı tarafından yapılmış olduğunun bu şekilde ispatlandığı, davalı tarafın herhangi bir ödeme belgesi sunmadığı anlaşıldığından asıl alacak yönünden taleple bağlı kalınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davacının takip öncesi davalıyı temerrüde düşürecek herhangi bir bildirimde bulunmamış olması nedeniyle temerrüdün icra takibi ile gerçekleştiği kabul edilerek davacının işlemiş faiz talebinin reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın kısmen kabulü ile; davalının icra dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptaline, takibin 61.721,00 USD üzerinden devamına, takip öncesi temerrüt oluşmadığından davacının işlemiş faiz ve fazlaya ilişkin isteminin reddine,
Alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/A maddesi gereğince faiz uygulanmasına,
2-Alacak likit ve itiraz haksız olduğundan alacağın %20 ‘si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine,
3-Alınması gerekli 9.808,90 TL harçtan peşin alınan 1.880,12 TL harcın mahsubu ile bakiye 7.928,80 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından bilirkişi ve tebligat ücreti olarak yapılan 1.027,00 TL yargılama giderinin ret ve kabul oranı dikkate alındığında bakiye 910,55 TL’sinin ve 25,20 TL başvurma harcı ile 1.880,12 TL peşin harç olmak üzere toplam 2.815,90 TL masrafın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, arta kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı taraf gider yapmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Taraflarca yatırılan ancak sarf olunmayan gider avansı olması halinde karar kesinleştiğinde talep halinde taraflara iadesine,
7-Davacı tarafından yatırılan teminatın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
8-Hüküm altına alınan miktar üzerinden AAÜT hükümlerine göre davacı lehine 14.237,44 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/04/2018