Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/805 E. 2020/97 K. 11.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2015/805 Esas
KARAR NO: 2020/97 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/07/2015
KARAR TARİHİ: 11/02/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin, davalı ile ———— tarihinde imzalanan sözleşme kapsamında; davalının—————- asma tavan malzeme satışı ve montaj işçiliği yapıldığını, bahsi geçen sözleşme kapsamında müvekkili şirket tarafından davalı tarafa teslim edilen malzemelere ilişkin kesilen ——– tarihli,——- TL tutarındaki ———- seri no.lu faturaya istinaden ——-İcra Müdürlüğünüm ——- E sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini, itiraz üzerine takibin durduğunu, Davalı şirket tarafından faturaya konu edilen malların teslim alınmasına rağmen bedelinin ödenmediği, bu nedenle davalı şirketin itirazının haksız olduğu, fatura konusu mallar davalı şirket şantiyesinde bulunduğunun ——– ATM’nin ———- D. İş sayılı dosyası ile de tespit edildiğini belirterek; Müvekkili şirket ile davalı arasında imzalanan ——— tarihli sözleşme kapsamında düzenlenen —————-TL tutarındaki faturaya dayanan ———İcra Müdürlüğünün ———- E sayılı dosyasına borçlu tarafından yapılan haksız ve dayanaksız itiraz iptali ile ———TL’ nin faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davalı tarafından haksız ve dayanaksız itiraz sebebiyle takip durduğundan borçlu aleyhine %20′ den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili ——— tarihli cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu——— tarihli fatura içeriği malzeme bedelinin davacıya ödendiğini, fatura içeriğinin müvekkili ile davacı firma arasında imzalanan sözleşmeden kaynaklandığını, davacının müvekkilinin alt yüklenicisi olduğunu, sözleşmede ödemenin, sözleşmenin 8. Maddesi gereği malzeme bedelinin % 25’lik bölümünün davacıya nakit ödeneceği, bu kısmın aynı zamanda malzemenin ithal olması nedeniyle verilen avans niteliğinde olduğunu,——- cinsinden nakit ve ——— tarihinde ödeneceğinin görüldüğünü, Yine malzemenin gümrüğe gelmesiyle de bu kez malzeme bedelinin kalan %75’lik kısmının yine ——– olarak ödeneceğinin görüldüğünü, bunun dışında malzemenin montajla ilgili ——- TL işçilik bedellerinin olduğunu, dolayısıyla söz konusu sabit götürü bedelin sözleşme uyarınca müvekkilinin davacıya olay tarihi itibariyle ödemesi gereken toplam malzeme tutarı olan ——————kısmı ——– tarihinde banka kanalıyla, ——–kısmının malzemenin gümrüğe gelmesiyle ——- tarihinde yine banka kanalıyla ödediği, bu iki ödemeye ilişkin kesilen —— TL’lik faturanın ödendiğinin görüleceği, Davacı firmaya taşeron olduğu ———- asma tavan imalatı dışında da işler yaptırıldığı ve şantiyedeki bütün işlerle ilgili olarak müvekkili tarafından davacıya bir muhtelif tarihlerdeki faturalara istinaden ———— ödeme yapıldığını, ——– şantiyesi kapsamında durul asma tavan imalatı işine istinaden ——— TL tutarlı taşeronluk sözleşme, Alçıpan işleri ve imalatı için ———– TL tutarlı taşeronluk sözleşmesi ve doğal taş işleri için —— TL tutarlı taşeronluk sözleşme olmak üzere toplamda —–TL müvekkiline borç yüklendiğini, bu işler karşılığında davacıya ——— TL ödeme yaptığını, dolayısıyla davacıya ——— TL fazla ödeme yapıldığını, bu fazla ödemenin davacının müvekkiline yaptığı sözleşmesiz işlerden kaynaklandığı gibi davacının üstlendiği birtakım işleri yapmaması sonucu işlerin yetişmesi için müvekkilince yapıldığını, ancak yapılmayan işlerin bedelinin davacıya ödendiğini, müvekkilinin son hakkedişte davacıdan kesmesi gereken eksik, ayıplı ve kusurlu işten kaynaklandığı, dolayısıyla müvekkilinin borçlu değil alacaklı konumda olduğunu, ayrıca asma tavan sözleşmesi gereği ödenen —— işçilik ve montaj ödemesinin de iş bu fazla ödeme içinde yer aldığını belirterek; Haksız ve kötü niyetli açılan davanın reddine, haksız ve kötü niyetle müvekkili şirket hakkında takip ve dava açan davacının dava konusu alacağın miktarının %20′ den az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesine şeklinde karar verilmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, tacirler arasında aktedilen eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye borç nedeniyle başlatılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
Davacı, davalı ile aralarında ——— tarihinde “yüklenici sözleşmesi” imzalandığı, buna göre davacının——- —– —- malzemesi+işçiligi+montajı edimlerini üstlendiği, bu sözleşme haricinde de davalının talimatı ile bir takın işler yaptığını ancak düzenlediği faturalardan bakiye kalan borcun ödenmediğini, icra takibine giriştiğini,davalının takibi haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek davanın kabulünü talep etmiştir.
Davalı taraf, davacı şirket ile aralarında borç ilişkisinin kalmadığını, sona erdiğini, sözleşme kapsamında yapılan işlerin bedelinin ödendiğini, davacının mükerrer olarak ——– tarihinde haksız yere fatura düzenleyip icra takibi başlattığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
Dosyamız arasına alınan ———İcra Müdürlüğü’nün ——- esas sayılı icra dosyasının yapılan incelemesinde takibin —– tarihli takip talebi ile ————– TL asıl alacak, ——TL işlemiş faiz olmak üzere toplam——– TL üzerinden başladığı, ödeme emrinin davalı/borçluya —- tarihinde tebliğ edildiği, davalının süresinde —— tarihinde takibe, borca, faize itiraz ettiği ve takibin durduğu; davacının da süresi içinde ——— tarihinde İİK.nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık süre içerisinde mahkememize davayı açtığı anlaşıldığından, açılan davanın süresinde olduğu görülmüştür.
Davada aktif ve pasif taraf husumetinin sağlandığı anlaşılmış olup taraflar arasında bu hususta çekişme yoktur.
Takibe dayanak yapılan fatura —— tarihli ——- faturadır. Uyuşmazlık bu faturanın sözleşme kapsamındaki işler için kesilip kesilmediği, fatura konusu edimin yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise davalı tarafça bedelinin ödenip ödenmediği noktalarında toplanmıştır.
Faturanın noter ihtarnamesi ile ———-tarihinde davalıya tebliğ edildiği sabittir. Faturanın içeriğine göre ——————- işlerinin yapıldığı faturanın açıklama kısmından anlaşılmaktadır. İş bu faturanın ——– tarihli sözleşme kapsamındaki işlerle ilgili kesildiği anlaşılmaktadır. Nitekim dosya içindeki davacıya ait yazılı beyanlarda bu yöndedir.
Taraflar tacir olup, delil olarak ticari defterlere dayandıklarından; taraflara inceleme gün ve saatinde belirtilen yıllara ilişkin ticari defter ve kayıtlarını hazır etmeleri aksi halde HMK 220 ve devamı maddeleri gereğince defterlerini sunmayan tarafın ticari defterlerine lehine delil olarak dayanamayacağının ve tekrar sunamayacakları usulüne uygun biçimde ihtar edilmiş; defter inceleme neticesinde dosyamız bilirkişi heyetine tevdii edilmiş olup , bilirkişi mahkememize hitaben sunmuş olduğu raporunda özetle: Davacı yanın alacak iddiasının ispata muhtaç kaldığı yönünde mütalaa etmişlerdir.
Tarafların itirazları doğrultusunda ek rapor hazırlanmak üzere dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş olup, bilirkişiler ek raporunda özetle: Davacı yanın takip tarihi itibariyle davalıdan ——- TL alacaklı olduğu, ——– tarihinin tebliğ tarihi olduğunun kabul edilmesi halinde ————– tarihinden takip tarihine kadar taleple bağlı olarak %9 oranında ——– TL işlemiş faiz hesaplandığı, ancak davacının——— TL işlemiş faiz talebinde bulunduğu yönünde mütala etmişlerdir.
Ek raporun dosyadaki uyuşmazlığı çözer bir tarafının olmadığı, taraflar arasındaki cari hesaplardaki her bir faturanın defter kayıtlarına göre ne için kesildiği, karşılıklarının ne zaman ödendiğini gösterir şekilde gerekirse tablo yapılmak suretiyle davalı tarafın itirazlarını da karşılayacak şekilde ikinci ek rapor tanzimi için dosyanın bilirkişilere tevdine karar verilmiş olup, bilirkişiler 2. Ek raporunda özetle: Sözleşme kapsamında belirlenen bu ödemelerden ———– tutarlı ödemelerin dekontlarının dava dosyasına sunulmuş olduğu, her iki taraf defterlerinde de kayıtlı olduğu; Davacı vekili tarafından dosya kapsamına sunulan —— Asliye Ticaret Mahkemesinin ——— D. İş Sayılı ——— Tarihli Sayın Bilirkişi İnşaat Mühendisi ——–tarafından sunulan bilirkişi raporu incelendiğinde;——– Tarafından İlgili adreste yapılmış olan ———metal asma tavan malzemesi ———- bağlantı ekipmanları ve- — gibi tüm işlemlerinin yapılmış olduğu, ayrıca sözleşmeye göre davalıya kesilen ———- tutarındaki faturanın yapmış olduğu işlere karşılık olduğu dosyasında ve mahallinde yapılmış olan incelemelerle tespit edildiği, ” şeklinde olduğunun görüldüğü; Davacı şirket tarafından davalı tarafa sözleşme konusu isin tesliminin teslimin yapıldığı, Davacı tarafın davalıdan ————–TL alacaklı, Davalı tarafın davacıdan: ————TL alacaklı olduğu yönünde mütalaa etmişlerdir.
Dosyadaki mevcut bilirkişi raporları hüküm kurmaya elverişli olmadığından yeni bir heyet oluşturularak bir mali müşavir ve inşaat mühendisi aracılığıyla inceleme yapılarak yeni rapor alınmasına karar verilmiş olup, yeni bilirkişi heyeti mahkememize hitaben hazırlamış oldukları raporunda özetle: Mevcut delil ve belgelerle, davalı tarafın davacıya herhangi bir borcu bulunmadığı sonuç ve kanaatine varıldığı görülmüş;
Taraflar arasında yapıldığı konusunda ihtilaf bulunmayan ———– işi ile ilgili taraf defterlerinde tespit edilen tüm faturaların teknik inşaat bilirkişisi tarafından yüklenici sözleşmesi kapsamında değerlendirilmek suretiyle ek rapor hazırlanmak üzere dosyanın bilirkişi heyetine günsüz olarak tevdine karar verilmiş olup, bilirkişiler ek raporunda özetle: Davacı tarafın itirazlarına yönelik mali açıdan yapılan değerlendirme neticesinde; dosya kapsamında sunulan delillere göre, taraflar arası yapılan bir adet yüklenici sözleşmesine ve iki adet teklif formuna göre, yapılacak işler kapsamında kesilmesi gereken fatura toplam tutarının ve ödenmesi gereken toplam tutarın——TL olduğunun, davalı tarafça ——- ödemenin yapıldığı, bu ödemelerin dekontlar ve her iki taraf ticari defterleriyle ispatlı olduğu, davacının cevaba cevap dilekçesinde —————– diye niteleyerek kestiğini belirttiği —- no’lu — tarihli ———TL tutarındaki faturanın açıklamasında, iki teklif formunda belirtilen doğal taş ve alçıpan işlerinin yapılması maddelerinin yanında———— yapılması ifadesinin de yer aldığı, fatura içeriğindeki ——— tadilat yapılması işini sözleşme ve teklif formlarından ayrı bir ek iş olarak değerlendirsek bile, davalı tarafça yapılan toplam ödeme tutarı —– olduğu için, bu tutarın sözleşme ve teklif formlarının hesaplanmış toplam rakamı olan —— farkının ———–TL’nin üzerinde olmasından dolayı, bu tadilat işinin yine de davalı açısından bir borç doğurmadığı, sonuç olarak davalının bu faturayı defterlerine işlediği, toplam ödeme açısından bakıldığında defterlerine işlediği – adet faturanın toplamı olan ————TL’yi de fazlasıyla ödediği tespitine varılmıştır. Sözleşme ve teklif formları tutarları KDV dahil şekilde hesaplanmış, bu hesaplama kök raporun tespitler bölümünün 2. maddesinde net bir şekilde sunulmuştur. Davalı şirketin yaptığı ödemelerin toplamı, maddede hesaplanan KDV dahil toplam rakamın üzerindedir. Davacının bilirkişi kök raporuna itiraz dilekçesinde belirttiği “huzurdaki dava konusu ——- tarihli —— noiu ——–TL bedelii faturanın sözleşmenin KDV bedelini ve montaj bedelini karşıladığını” belirtmiş, davalının sözleşme ve teklif formalarının KDV dahil rakamlarını fazlasıyla ödediği tespitine varıldığı için, bu itirazın tarafımızca yerinde bir itiraz olmadığı görüşündeyiz. Davacının kur hesaplamasıyla ilgili itirazına yönelik olarak yapılan değerlendirmeye göre, kök raporun tespitler kısmının 2. maddesinde yer alan tabloda dövizli rakamların TL karşılıkları verilmişti, Davacı, dövizli rakamların fatura kesim tarihindeki kur ile hesaplama yapılması gerektiğini ifade etmişse de, sözleşmenin “Ödemeler” başlıklı 8. maddesinde Euro bedellere karşılık TL cinsinden yapılacak ödemelerin fatura tarihi kuruna göre hesaplanacağına ilişkin bir ibare bulunmamaktadır. Zaten davalının yaptığı ilk iki ödemenin tarihi fatura tarihinden önce olduğu için, fatura tarihi kurunun alınmasının mantıken mümkün olmadığı, eğer davacının ödeme tarihleri ve fatura tarihleri arasındaki kur farkından kaynaklı bir zararı mevcut olsaydı (ki burada ödemeler fatura tarihinden sonra değil, önce yapıldığı için bir zarardan söz etmek mümkün değildir) bunu ilgili hesap döneminde kur farkı faturası olarak davalıya yansıtması gerektiği kanaatindeyiz. Davacının davalıya kestiği faturalarda kur farkı açıklamalı herhangi bir bedel davalıya yansıtılmamıştır. Özetle tekrarlarsak, sözleşmede kurun hangi tarih itibariyle baz alınacağına ilişkin bir madde bulunmamaktadır. Dolayısıyla davacının bu itirazının da makul olmadığı düşüncesindeyiz. Davacının kök rapor sonrasında dosyaya sunduğu, davalı şirket ile yapmış olduğu BA/BS mutabakat belgesinde tarafların mutabık kaldığı faturaların; her iki tarafın defterlerine kaydettiği ————no’lu faturalar olduğu; bu mutabakatlaşmada davalının kabul etmediği —no’lu——– tarihli ———– tutarlı faturanın yer almadığı anlaşılmaktadır. Bu sebeple bu belge kök rapordaki görüşümüzü değiştirecek bir husus barındırmamaktadır. Davacı tarafın itirazlarına yönelik teknik açıdan yapılan değerlendirme neticesinde; Davacı vekili kök rapora itiraz dilekçesinin 11.2 bendinde; Götürü ————- ibaresinin hatalı olduğunu, davaya konu sözleşmenin taraflar arasında birim fiyatlı sözleşme olarak imzalandığını belirtmiştir. Oysa ki bilirkişi kök raporunun, Yapılan İnceleme ile Tespit Edilen Hususlar başlığı altındaki 8.maddede aynen; “Taraflar arasında,——— tarihinde imzalanmış olan Yüklenici Sözleşmesinde, sözleşme türü birim fiyat usulü sözleşme olsa da; ödemeler kısmında, sanki anahtar teslim götürü bedel sözleşmeymiş gibi, sabit bir fiyat üzerinden ödeme planı hazırlanmıştır. Bu noktada, dosyada detaylı inceleme yapılması sonrasında, birim fiyat listesi ve işin başlaması sonrasında, sözleşme dışı ek imalatların iki tarafça da kabul edilmesi sebebiyle sözleşmenin, birim fiyat usulü sözleşme olduğu anlaşılmıştır. Ancak dosyaya sunulmuş olan, imzasız ve onaysız hakediş belgeleri arasında ——– ürünlerinin tedariğine ve montajına ilişkin bir hakediş tutanağına rastlanamamıştır.” belirtilmektedir. Öte yandan dava dosyasına davacı vekili tarafından sunulan, ek raporumuz ekinde sunduğumuz fotoğraflar incelendiğinde, davacının yapmış olduğu imalatlara, diğer taşeronlar tarafından zarar verildiği tespit edilmiş, bu zararlar için —– tarihli faturada belirtilmiş olan —– tutarındaki değerin gayet makul olduğu ve kök rapor hazırlanırken sunulmamış olan fotoğraflar nedeniyle bu konuda bir değerlendirme yapılamamış olmasına rağmen, sonrasında sunulan fotoğrafların incelenmesi sonucunda, bu tadilat işlerinin ———tarihli sözleşme kapsamında olmadığı, bir adet yüklenici sözleşmesine ve iki adet teklif formuna göre, yapılacak işler kapsamında kesilmesi gereken fatura toplam tutarı ve ödenmesi gereken toplam tutar; ———TL olup, davalı tarafça yapılan ödeme tutarının ——-TL olmasıyla ———-TL’lik tadilat rakamını fazlasıyla karşıladığı, sonuç ve kanaatine varılmıştır. Mevcut delil ve belgelerle, davalı tarafın davacıya herhangi bir borcu bulunmadığı, sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Bilirkişi raporlarının HMK 280. Maddesi uyarınca taraflara tebliğ edilmiştir. Mahkememizce——- tarihli kök rapor ve ———- tarihli ek rapordaki tespitlere denetime esas olduğundan ve taraflar arasındaki sözleşme metni irdelenerek faturaya konu işler tek tek incelenmek suretiyle rapor hazırlandığından itibar edilmiştir. —— tarihli ek raporda davacının rapora karşı itirazları denetime esas biçimde açıklanmış olup; davacı yanın ikinci bilirkişi raporuna karşı itirazları ———–tarihli ek bilirkişi raporunda teknik ve mali olarak sayılan ve mahkemece itibar edilen gerekçeler ile yerinde görülmemiştir.
Toplanan deliller, icra takip dosyası, dava dilekçesi, cevap dilekçesi, ticari defterler, bilirkişi incelemesi bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacı tarafça takibe konu ——– tarihli ———– TL lik faturadan kaynaklı alacağı olduğu iddia edilmiş ise de; söz konusu fatura salt davacının ticari defterinde kayıtlıdır. Davalı yanca ticari defterine kayıtlı değildir. Bu nedenle davacı yanca faturaya konu hizmetin yerine getirildiği ispat edilmelidir. Salt faturanın düzenlenmiş olması alacağın varlığına karine teşkil etmeyecektir. Davacı ile davalı arasındaki ——- tarihli ———— işine dair tüm işlerin davalı yanca yerine getirildiği bilirkişi incelemesi ile sabittir. Taraflar arasında asma tavan işinin yapılmadığına dair uyuşmazlık olmadığı gibi delil tespiti dosyası da işin tamamlandığını ispatlamaktadır. Uyuşmazlığın kaynağı ——- tarihli sözleşmeye dair bedellerin davalı yanca ödenip ödenmediği noktasındadır. Taraflar arasındaki tüm ticari işleri inceler biçimde defter incelemesi yapılmış; yapılan incelemede ——– sözleşmeye ve dava konusu olmayan taraflar arasındaki diğer ticari işlere dair tüm bedellerin davalı yanca ödendiği anlaşılmıştır. Takibe konu edilen ——- tarihli faturanın ——– sözleşme kapsamında kesildiği davacı tarafça iddia olduğuna göre, davacı da bu sözleşme kapsamındaki işlerin bedelinin ödenmediğini ileri sürmesi karşısında; davacı — ATM ——–D.İş dosyası üzerinden, ——- tarihinde delil tespiti yaptırmak için talepte bulunmuş, inşaat mühendisi bilirkişinin hazırladığı raporda davacının ——– lik ————–işlerinin yapılmış ve iş sahibine teslim edilmiş olduğu tespit edilmiştir. Esasen uyuşmazlık bu işin yapılıp yapılmadığından ziyade bedelinin ödenip ödenmediğine ilişkindir. Zira, davalı işin yapılmadığını veya eksik, ayıplı yapıldığı değil; aksine ödeme yaptıklarını, mükerrer fatura kesildiğini iddia etmiştir. —————- tarihli sözleşme hükümleri ve bedel kısmı açıktır. ———— işçilik ücreti ödenecektir. Sözleşme kapsamındaki tüm işler bu bedele dahildir. Davalı —-tarihinde, ——– ait dekonttan anlaşılacağı gibi — euro ödemede bulunmuştur. Yine davalı——– dekontundan anlaşılacağı üzere ——- euro ödemede bulunmuştur. Davacı tarafça takibe konu edilen———- tarihli faturaya konu işlerin bedellerinin davalı yanca daha önce ödendiği yapılan defter incelemesi ve inşaat bilirkişi incelemesi ile sabit olduğundan; davacının davasının reddine karar verilmiştir.
Öte yandan İcra İflas Kanunu 67/II. maddesi gereğince takipte haksız ve kötüniyetli görülürse alacaklının diğer tarafın talebi üzerine red veya hükmolunan meblağın %20’sinden aşağı olmamak üzere uygun bir tazminata mahkum edileceği hükmü getirilmiş ise de; icra takibinde alacaklının kötüniyet tazminatı ile sorumlu tutulabilmesi için takipte haksız olması yeterli olmayıp ayrıca kötüniyetli olduğunun kanıtlanması gerekir. Somut olayda davacının takipte kötüniyetli olduğu ispatlanamamış olup; davalının kötüniyet tazminati isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
DAVANIN REDDİ İLE;
Davalı tarafın kötü niyet tazminatı isteminin reddine,
1-Alınması gerekli 54,40 TL harcın davacı tarafça yatırılan 27,70 TL peşin harç, 1.854,16 TL tamamlama harcından mahsubu ile 1.827,46 TL’nin bakiye harcın davacıya iadesine,
2-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca 18.799,43 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davalı tarafından yapılan 3.000,00 TL bilirkişi ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ————- Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 11/02/2020