Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/768 E. 2022/102 K. 15.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2015/768 Esas
KARAR NO: 2022/102
DAVA : Borçtan Kurtulma Davası
DAVA TARİHİ: 11/07/2015
KARAR TARİHİ: 15/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan Borçtan Kurtulma Davası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle, davacının yaklaşık—-ile nakliye sektöründe faaliyet göstermekte olduğunu, davalının—— iştigal ettiğini ve ünvan değişikliğine gittiğini, Tarafların —– satımı hususunda haricen anlaştıklarını, Davacının davalıya toplam bedeli —olan çekleri teslim ettiğini, davalının da toplam bedeli ——- teslimini gerçekleştidiğini, fazladan yapılan ödeme karşılığı tekrardan — teslim edilmesi hususunda anlaşılmış olmasına rağmen davalının başkaca bir —–teslim etmediğini, buna göre davalıya fazladan yapılan —ödemenin iadesinin gerektiğini, beyan ederek; Davanın kabulü ile davalı şirkete —borçlu olunmadığının tespitine, hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafa dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olup, davaya cevap vermemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Taraflar arasındaki ihtilaf, aralarında ticari satış sözleşmesi kurulup kurulmadığı, kuruldu ise sözleşmeye konu dorselerin teslim edilip edilmediğine ilişkindir.
Borçlar Kanunumuzun 207. maddesinde, satım sözleşmesi, “satıcının, satılanın zilyetlik ve mülkiyetini alıcıya devretme; alıcının ise buna karşılık bir bedel ödeme borcunu üstlendiği sözleşme” olarak tanımlanmıştır. Mevzuatımızda tanımlanmamakla birlikte ticari satış sözleşmesi de, tacir bir kimsenin mesleği icabı tekrar satıp kazanç elde etmek veya işletmesinde üretim amacı ile başka bir tacirden satın aldığı mallar üzerine kurulan sözleşmeler olarak kabul edilmiştir.
Taraflar arasında, sözleşmenin yazılı olarak kurulmadığı anlaşılmakla beraber, hukuki işlemin kurulduğunu muhtemel gösteren belgelerin olması durumunda, bu belgelerin de sözleşmenin kurulup kurulmadığı yönünden beyyine olduğu kabul edilmektedir.
Hukukumuzda açık olarak düzenlenmemekle birlikte, kanunda aranan şartların bulunması halinde, usulüne uygun olarak tutulan ticari defterler kesin delil mahiyetinde kabul edilmektedir. Kanunda aranan şartlar ise, uyuşmazlığın her iki tarafının da defter tutma yükümlülüğüne tâbi olması ve uyuşmazlığın, her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili bir işlemden kaynaklanmasıdır.
Ticari defter kayıtları, bu genel şartlar dışında, kanunda öngörülen ek şartların gerçekleşmesi halinde, kesin delil haricinde sahibi lehine de delil teşkil edebilir.
Bunun için ise defterlerin kanuna uygun biçimde eksiksiz tutulması, açılış ve kapanış onaylarının yaptırılması, defter kayıtlarının birbirini doğrulaması ve defter kayıtlarının, karşı tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerle ya da senet ve kesin delillerle aksinin ortaya konamamış olması gerekmektedir.
Dava taraflarından birinin usulüne uygun olarak defterlerini tutmasına rağmen, diğer tarafın defterlerini ibraz etmemesi halinde, kanunda öngörülen şartlara uygun olarak tutulmuş defterlerin, sahibi lehine delil olup olamayacağı hususunda mevzuatımızda açık bir düzenleme bulunmamaktadır.
Bununla beraber, verilen kesin süreye rağmen karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde, usulüne uygun olarak tutulan ticari defterlerin, sözleşmenin kurulduğuna dair, sahibi lehine delil olacağı kabul edilmektedir.
Mevcut bilgiler ışığında dava konusu olaya bakıldığında, her iki tarafında tacir olduğu ve uyuşmazlığın ticari işletmeleriyle ilgili olduğu, —–tarihli bilirkişi raporunda, davacının ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, açılış ve kapanış tasdiklerinin yapıldığı ve kayıtların birbirini doğruladığı, tespit edilmiştir.
Davalının ise kesin süre verilmesine rağmen incelemede ticari defterlerini ibraz etmemiştir. Ticari defterlerin ibraz edilmemesi sebebiyle, davacının ticari defterlerin sahibi lehine delil oluşturacağı, bu bakımdan taraflar arasındaki satım sözleşmesinin kurulmuş sayılması gerekmektedir.
Satım sözleşmesi, karşılıklı borç doğuran sözleşmelerden olup; sözleşmenin kurulmasıyla alıcı, satılanın parasını alıcıya vermeyi borçlanırken, satıcı da satılanın mülkiyetini ve zilyetliğini geçirme borcu altına girmektedir. Bu bakımdan sözleşmeye konu malların teslim edildiğini, satıcının ortaya koyması gerekmektedir.
Bir çekte, herhangi bir nedenle temel alacak bulunmuyorsa, o çek bedelsiz hale gelir. Temel alacak olan para alacağı, ifa, takas, ibra, satılan malın hasarlı veya ayıplı çıkması nedeniyle iade edilmesi ile satılan malın teslim edilmemesi gibi sebeplerle bedelsiz kalmış olabilir.
Böyle bir durumda, mevcut olmayan bir borç için keşidecinin malvarlığında azalma meydana gelecek; karşı taraf bakımından da, yüklenilen edimi yerine getirmeksizin senet bedelini tahsil edildiğinden, sebepsiz zenginleşme durumu hasıl olacaktır.
Davalı tarafından sunulan mal teslimine ilişkin bir evrak da bulunmadığından, teslim borcunun yerine getirilmemesi sebebiyle, satıcı olan davalının, davacıya karşı, çekler ödenmesine rağmen, satım konusu malların teslim edilmemesine binaen ödenen —– sebepsiz zenginleşeceği,
Yaptırılan bilirkişi incelemesinde, davacının ticari defterlerindeki kayıtlara göre, ödenen çekler ve teslim edilen malların ardından — bakiye tespit edildiğinden davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir. Yargılama sürecinde —— tarihinde kesinleşmesi üzerine dava kayıt kabul davasına dönüştüğünden iş bu bedelin kayıt ve kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulü ile;—— kayıt ve kabulüne,
2-Alınması gereken 80,70-TL karar harcının peşin alınan 1.502,59-TL’den mahsubu ile bakiye 1.521,89-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından sarfolunan 1.500,00-TL bilirkişi, 432,60-TL tebligat-müzekkere gideri ve 80,70-TL harç gideri toplamı 2.013,30-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı lehine AAÜT uyarınca taktir olunan 5.100,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/02/2022