Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/568 E. 2022/95 K. 10.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/568 Esas
KARAR NO: 2022/95
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan Semenin Tenzili)
DAVA TARİHİ: 21/05/2015
KARAR TARİHİ: 10/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan Semenin Tenzili) davasının yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle : Tarafların arasında uzun süreden beri süregelen bir ticari ilişkinin mevcut olduğunu, davacı tarafın davalı taraftan — benzeri malzemeler satın aldığını, taraflar arasında —- tarihinde sözleşme akdedildiğini ve bu sözleşme gereği müvekkili davacı şirketin davalı şirkete henüz almadığı ürünlerin parasını ödediğini,—ödeme yaptığından bu bedele denk gelecek şekilde —– ürün satın alma hakkını kazandığını, müvekkilin önce —bedeli bir kısım sıralı çekler halinde ödediğini ve devamında da yine müvekkili tarafından davalıya ciro edilmiş olan çekler dahilinde toplamda — bedelli çek verdiğini, ancak bu bedele karşılık gelecek bir mal alımı yapmadığını, davalı tarafından müvekkiline kesilmiş olan faturalar kapsamından açıkça ortaya çıkacağını, müvekkilinin iade faturaları kapsamında — faturasını davalıya kestiğini, ancak bu bedellerin müvekkiline ödenmediğini, davalı tarafından müvekkiline kesilmiş olup faturaların toplam tutarının — olduğunu, bu kapsamda fazladan bir tahsilat yapılmış olduğunu ve buna —– herhangi bir mal teslimatı yapıladığının açık olduğunu müvekkiline ödenmesi gereken — tutarın ödenmemiş olduğundan iş bu bedelin tahsili amacıyla—sayılı dosyasından işlem gören İlamsız icra takibi başlatıldığını davalının haksız itirazı üzerine takibin durduğunu, tarafların ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi ile müvekkili şirketin davalı borçludan takip konusu miktar kadar alacaklı olduğunun sabit olacağını belirterek davanın kabulüne, davalının icra dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesinin talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle :Müvekkili şirketin defter ve kayıtlarının incelenmesinde müvekkilinin davacı şirketten —- alacaklı olduğunu müvekkili firma tarafından —bedel, kestiği iade faturaların karşılık ödeme yapıldığını, caride görülecek —iade faturasının ise mal iadesinden kaynaklandığını ve cariye alacak olarak girildiğini, davcı tarafından sunulan çeklerin dökümünden —– yansıtılmış olduğunun görüldüğünü, dava dilekçesin ekleri içerisindeki — verilen çekler yazılı dökümde en üst sıradaki üç adet çekin, alt sıraya da üç sıra girildiğini, bunların —- çekleri olduğunu en üst üç satırla en alttaki üç satırda verilen çek bilgilerinin aynı olduğunu, bu çeklerin — tekabül ettiğini,—- işlendiğini, davacı firma tarafından müvekkiline verilmiş olup çeklerin içerisinde kendi çekleri olan— çeklerin ve müşteri çeklerinden —- çekinin de karşılıksız çıktığını, müvekkili firmanın cari hesap dökümü ile kabul edilen faturaların mukayese edildiğini, takriben faturaların % 70’nin kabul edildiğini, % 30’unun kabul edilmediğini, kabul edilmeyen kısmın—-faturaya tekabül ettiğini, müvekkilinin akdi ilişki içerisinde tüm mükellefiyetlerinin gerektiği gibi ifa ettiğini, mal tesliminin eksik yapıldığı iddiasının maddi vakıaya aykırı olduğunu, davacının kendi cari hesabına —- tutarı eksik işlediğini sorunun buradan kaynaklandığını, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, davacının 20 icra tazminatı ödemesine mahkum edilmesine karar verilmesinin talep ve dava etmiştir.
DELİLLER :
Davacı vekili dava dilekçesinde,— tarihli sözleşmeyi, cari hesap bilgilerini, faturaları, çekleri ve bilirkişi incelemesini delil olarak göstermiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, cari hesap özetini, muavin defter dökümünü, çek bilgileri dökümünü, ihtilaflı fatura bilgileri dökümünü, —- tarihli sözleşmeyi, faturaları, sevk irsaliyelerini, müvekkilinin defter ve kayıtlarını ve bilirkişi incelemesini delil olarak göstermiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan ilamsız icra takibine vaki itiraz üzerine İİK 67.maddesi uyarınca 1 yıllık yasal süresi içinde açılmış itirazın iptali davasıdır.
İİK 67/1.maddesine göre “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.”
Davaya konu ——sayılı takip dosyası celbedilmiş, incelenmesinde; davacının “cari hesap, faturalar ve çekler dahilinde iadesi gereken bedel”in tahsili talebiyle davalı aleyhine ilamsız takip başlattığı, ödeme emrinin —– tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekilinin — tarihinde-süresinde borca itiraz ettiği görülmüştür.
Davaya konu uyuşmazlık, —tarihinde imzalanan—– doğrultusunda oluşan açık hesap ilişkisi içinde davacının alınan maldan fazla yapıldığını ileri sürdüğü ödemelerin iadesine ilişkindir.
Davaya konu uyuşmazlığın çözülebilmesi için her iki tarafın ticari defterlerinin incelenerek, faturalar ve yapılan ödemelerin karşılaştırılması, bunun sonucunda davacının davalıya fazla ödeme yapıp yapmadığının tespiti gerekmektedir.
Davacının ticari defterlerinin incelenmesi için—-dosyasına talimat yazılmış, ancak davacı defterlerini ibraz etmemiştir.
Davalının ticari defterleri ve dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu mali müşavir bilirkişiler tarafından bilirkişi raporları düzenlenmiş, davacı defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu düzenlenen —tarihli ek raporda; “davalının alacağının —- alacağı olacağı takip tarihi itibarı ile —– tutarlı çekin de karşılıksız çıkması nedeni ile davacının takibe konu alacağı olmayacağı” kanaatine varılmıştır.
Yargılamanın—–Davacının yazılan talimata rağmen defterlerini ibraz etmediği, ancak bu durumun HMK’nın 222/3.maddesinde—– tarihinde yapılan değişiklik öncesi gerçekleştiği anlaşılmakla, —- talimat yazılarak, davacı vekili — tebligat çıkarılarak, davacı şirketin HMK’nın 222 ve TTK’nun 80. maddesi gereği ——maddesinde sayılan ve tacir tarafından tutulmak zorunda olan tüm ticari defterlerinin, ticari defterlerdeki karşı taraf ile ilgili kayıtların yevmiye madde numaralarını da içerir muavin defter dökümü ve muavin defterdeki dayanak belge fotokopileri ile birlikte bizzat mahkeme kaleminde incelenmek üzere hazır etmesi için 2 haftalık kesin süre verilerek, bilirkişi incelemesi için verilen 2 belirlenen günde ticari defterlerini ibraz etmez ise, HMK 222/3.maddesi uyarınca defterlerini ibraz eden davalının usulüne uygun tutulmuş ticari defterlerinin sahibi lehine delil kabul edileceği ihtar edilerek, ticari defterler ve belgeler verilen kesin süre içinde hazır edilmemesi halinde, dosyanın kül halinde re’sen seçilecek mali müşavir bilirkişiye tevdi ile rapor alınmasına karar verilerek —- yazılmıştır.
—- sayılı dosyasından alınan muhasebe uzmanı bilirkişi—- tarafından hazırlanan — tarihli raporda; davacının — yıllarına ilişkin ticari defterlerini ibraz etmediği,— onaysız fotokopilerini sunduğu, taraflar arasındaki ilişki —- sonuna kadar devam ettiğinden dolayı borç-alacak miktarının tespitinin olanaksız olduğu belirtilmiştir.
Davacı taraf davasını ispat edemediği gibi, — defa talimat yazılmasına, verilen kesin süreye ve ihtarata rağmen ticari defterler mahkemeye ibraz etmemiş, davalının sunmuş olduğu defter kaydı lehine delil olarak kabul edilerek, davalı defterlerine göre davacının davalıdan alacağı bulunmadığından, ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
İİK 67/2.maddesine göre “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın “yüzde yirmisinden” aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” Buna göre davalı lehine kötü niyet tazminatına hükmetmek için reddedilen kısım bakımından davacının takip yapmakta kötü niyetli olduğunun ispatı gerekir. Davacının takibi yapmakta kötü niyetli olduğu ispatlanamadığı, bu nedenle şartları oluşmadığından kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Şartları oluşmadığından davalı vekilinin kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Alınması gereken 80,70 TL harcın, davacı tarafından peşin yatırılan 841,43 TL harçtan mahsubu ile bakiye 760,73 TL karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT göre takdir olunan 10.170,27 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan ancak sarf olunmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda verilen gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde ——- Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yasa yolu açık açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.10/02/2022