Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/472 E. 2019/1382 K. 19.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/510 Esas
KARAR NO : 2019/1182
İCRA DOSYASI: İstanbul Anadolu -. İcra Müdürlüğü’nün —- Esas
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 12/05/2015
KARAR TARİHİ: 14/11/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı firma arasında ticari ilişkinin olduğunu, müvekkilinin davacıya — tarihinde irsaliyeli fatura ile KDV dahil –TL’lik ve – tarihli irsaliyeli fatura ile de KDV dahil –TL ürün satışı yaptığını, müvekkilinin davalıdan cari hesapta –TL alacaklı olduğunu, alacağın ödenmesini bekleyen müvekkiline -TL’lik alacağına yakın miktarda yansıtma faturası başlığı altında- tarih, – nolu fatura, -. Noterliği’nin — yevmiye nolu ihtarı ile davalı vekili tarafından müvekkiline gönderildiğini, müvekkilinin süresi içerisinde ihtarname ile faturayı iade ettiğini, yansıtma faturasının nedenini müvekkilinin ayıplı ürün sattığı gerekçesine dayandırdığını, müvekkilinin sattığı ürünlerin ayıplı olmadığı gibi, ayıp ihbarında da bulunulmadığını, borcunu ödemeyen davalı aleyhine İstanbul Anadolu -. İcra Müdürlüğü’nün — E. sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalının icra takibine yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının şirket merkezinin Battalgazi/Malatya olması sebebi ile mahkemenin ve icra dairesinin yetkisine itiraz ettiğini, dava dışı —– için ihaleye teklif verdiklerini, fiyat teklifinin kabul edildiğini ve dava dışı firma ile — ayında anlaşmaya varıldığını, proje ile ilgili dava dışı – müvekkili tarafından – bedelli teminat mektubu verildiğini, davacı firmaya ise anlaşma kapsamında – tarihinde fiskiyelerin hazırlanması ile ilgili müvekkili firma tarafından liste gönderildiğini, değişik zaman aralıkları içinde fark edilecek bir şekilde taşeron davacı firmanın gizli ayıplı ürünleri davalı müvekkili firmaya sattığını, müvekkili tarafından da bu ürünlerin bilinmeden dava dışı —- proje merkezine sevk edildiğini, ürünlerin ayıplı ürün olduğunu, davacı firma ile görüşüldüğünü ancak davacının hallederiz, yaparız diyerek geçiştirdiğini, dava dışı firma tarafından yeni bir tutanak tanzim edilerek davacı firmanın yarattığı tasarım, üretim ve en önemlisi teknik destek sağlanmaması nedeniyle müvekkili firmanın — teminatın bloke edildiğini, — tarihinde davacının ürünlerin ayıplarının giderilmesi amacıyla olimpiyat havuzunun boşaltılması ve tekrar doldurulması nedeni ile taraflarına — ceza kesildiğini, davacı firmaya sorunun tekrar bildirildiğini ve müvekkili firmanın çözüm bulmasının önerildiğini, müvekkilinin dolaylı ve doğrudan olmak üzere -TL üzerinde bir masraf yaparak ortaya çıkan sorunları gidermeye çalıştığını, davacının iddiasının aksine bugüne kadar davacı firmaya –TL–TL ödeme gerçekleştirildiğini, davacıya ilk etapta KDV dahil —TL bedelli yansıtma faturası kesildiğini, bütün bu nedenlerle öncelikle yetki itirazlarının kabulü ile davacının yarattığı tüm sorunları anlaması, bu konuda müzakerede bulunması, taahhütlerini yerine getirmesi, garantinin gereğinin sağlaması, haksız davanın usulden ve esasdan reddine, müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, davacı firmanın %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE;
Dava, hukuki niteliği itibari ile fatura ve cari hesap alacağından kaynaklanan icra takibine yapılan itirazın iptali davasına ilişkindir.
İstanbul Anadolu -. İcra Müdürlüğü’nün — Esas sayılı dosyası getirtilerek dosyamız içine konmuştur. İcra takibi incelendiğinde, ödeme emrinin — tarihinde borçlu/davalıya tebliğ edildiği, borçlunun— tarihinde borca, yetkiye ve faize itiraz ettiği, icra takibine itirazın süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Davanın İ.İ.K. 67/1 maddesindeki 1 yıllık yasal süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davalının “icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı”, taraflar arasındaki ticari ilişkinin bulunması nedeniyle, İİK 50, HMK.10 ve TBK 89.maddeler gözetildiğinde “alacaklının bulunduğu yer icra dairesinin de yetkili olduğu” anlaşılarak, yerinde görülmemiştir.
Davaya konu olan uyuşmazlıkta; davacı, “Davalı firma aralarında ticari ilişkinin olduğunu, davalıya — tarihinde irsaliyeli fatura ile KDV dahil –TL’lik ve – tarihli irsaliyeli fatura ile de KDV dahil –TL ürün satışı yaptığını, davalıdan cari hesapta –TL alacaklı olduğunu, borcunu ödemeyen davalı aleyhine İstanbul Anadolu-. İcra Müdürlüğü’nün — E.sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından— iddiasıyla düzenlenen —-TL tutarlı yansıtma faturasının süresi içinde noter aracılığıyla iade edildiğini, davalının herhangi bir ayıp ihbarının bulunmadığını, davalının icra takibine yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini.” talep etmiştir.
Davalı ise; —- bazı işlerin yapılması konusunda dava dışı — İnşaat firması ile anlaşma yaptıklarını, davacı firmaya ise bu anlaşma kapsamında fıskiyelerin hazırlanması konusunda sipariş verildiğini ve liste gönderildiğini, davacı tarafından kendilerine satılan ürünlerin gizli ayıplı olduğunu, — ulaşan davacı ürünlerinin denenmeye başlaması ile sorunların baş gösterdiğini ve kullanıma alınan bölümlerde arızalar meydana geldiğini, davacı tarafından satılan ürünlerin ayıplı olması ve yansıtma fatura da dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı firmaya ise anlaşma kapsamında — tarihinde fiskiyelerin hazırlanması ile ilgili müvekkili firma tarafından liste gönderildiğini, değişik zaman aralıkları içinde fark edilecek birşekilde taşeron davacı firmanın gizli ayıplı ürünleri davalı müvekkili firmaya sattığını, müvekkili tarafından da bu ürünlerin bilinmeden dava dışı — — proje merkezine sevk edildiğini, ürünlerin ayıplı ürün olduğunun davacı firma ile görüşüldüğünü ancak davacının hallederiz, yaparız diyerek geçiştirdiğini, dava dışı firma tarafından yeni bir tutanak tanzim edilerek davacı firmanın yarattığı tasarım, üretim ve en önemlisi teknik destek sağlanmaması nedeniyle müvekkili firmanın— teminatın bloke edildiğini,— tarihinde davacının ürünlerin ayıplarının giderilmesi amacıyla olimpiyat havuzunun boşaltılması ve tekrar doldurulması nedeni ile taraflarına— ceza kesildiğini, davacı firmaya sorunun tekrar bildirildiğini ve müvekkili firmanın çözüm bulmasının önerildiğini, müvekkilinin dolaylı ve doğrudan olmak üzere —TL üzerinde bir masraf yaparak ortaya çıkan sorunları gidermeye çalıştığını, davacının iddiasının aksine bugüne kadar davacı firmaya –TL–TL ödeme gerçekleştirildiğini, davacıya ilk etapta KDV dahil —TL bedelli yansıtma faturası kesildiğini, bütün bu nedenlerle öncelikle yetki itirazlarının kabulü ile davacının yarattığı tüm sorunları anlaması, bu konuda müzakerede bulunması, taahhütlerini yerine getirmesi, garantinin gereğini sağlaması, haksız davanın usulden ve esasdan reddine, müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, davacı firmanın %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı tarafından — bilirkişi incelemesi yaptırıldığı ve — tarihli bilirkişi raporunun yeminli tercümeleriyle birlikte dosyaya sunulduğu görülmüştür.
Tarafların bildirmiş oldukları delil ve belgeler toplandıktan sonra bilirkişi makine mühendisi – rapor aldırılmıştır. Dosyaya sunulan – tarihli bilirkişi raporunda;
“Dava konusu olayda, ——- İhalesini alan davalı … firmasının, davacı ——firmasına fıskiyelerin hazırlanması ile ilgili liste gönderildiği, davacı firma tarafından tüm tasarım, parça ve ekipmanları ile üretilen ve su içerisinde çalışması ve paslanmaması gereken özellikleri olması gereken “kuş kanadı fıskiyelerdin, tüm parçaları ve ekipmanları ile birlikte, farklı zamanlarda sevkiyatları ile davacının işyerinden doğrudan yüklenerek —- gönderildiği ve montajlarının yapılmasından sonra, su ile deneme çalışması sırasında malzemelerde arızalar, kopmalar, eğilmeler, paslanmalar ve yağ kaçakları biçiminde urızalar ve hasarlar meydana geldiği anlaşılmaktadır. Davalı firma bu hasarlana ve paslanan malzemelerin yerine —- firmasından temin ettiği malzemelerin montajını yaparak problemi çözdüğü;
Dava konusu olan ve davacı firma tarafından üretilen “kuş kanadı fıskiyelerin, tüm parçaları ve ekipmanlarının, davacı firmanın ürettiği malzemeleri davacının işyerinden doğrudan yüklenerek — gönderilmesi montajının yapılıp denenmeden hata ve arızaların anlaşılmaması, su içerisinde dememe çalışmalarından sonra arızalar, kopmalar, eğilmeler, paslanmalar ve yağ kaçakları gibi arıza ve hasarların meydana gelmesi ve bu malzemelerin başka malzemeler ile değiştirildiğinde sorunun çözülmesi birlikte değerlendirildiğinde, davacı firmadan temin edilen dava konusu malzemelerin GİZLİ AYIPLI olduğu sonucuna varılmıştır.” değerlendirmelerine yer verilmiştir.
Rapora tarafların itirazı ve mahkememizce de raporun tarafların iddia ve savunmalarını tam olarak karşılayamadığı düşüncesiyle bu defa makine mühendisi -, mali müşavir- ve sorumluluk uzmanı hukukçu – oluşan bilirkişi heyetinden rapor aldırılmıştır. Dosyaya sunulan — tarihli bilirkişi raporunda;
“Dosyada mevcut beyanlar, tutanaklar, raporlar, fotoğraflar, olay yeri teknik mütalaa raporu ve –tarihli Teknik Bilirkişi Raporu ve dava birlikte değerlendirildiğinde;—- işinde davalının alt yüklenici olduğu, dosyada davalının sunduğu ÇEKİ LİSTELERİ incelendiğinde – tarihinde başlayan sevkiyatlarda – karayolu araçlarına yüklemek suretiyle — sevk ettiği, sonrasında yerinde proje için gerekli olan kuş kanadı sistemlerinin bir bütün halinde çalışmasının tamamlandığı, ancak paslanmalardan kaynaklı sorunlardan dolayı sistemi çalıştıramadıkları, teknik çözüm aradıkları ve çözümü araştırmaları neticesinde yerinde sağladıkları, davalı taşeron firmanın, su altında bulunan su borularının, vs. tesisatlarının, motorların, pompaların, redüktörlerin, kuş kanadı metal dalların çalışma hızım belirleyen panoların seçimini yoğun su olduğu bir ortamda çalışma yapacağını bilerek çok dikkatli ve tedbirli olmasının gerekirken, buna uygun davranmamış olduğu, bu konuda deneyimli profesyonel teknik mühendislik firmalarından da destek almadan işe başlamasının yaşanan sorunlara neden olduğu açık ve sabit olup, bu duruma göre, tedbirsiz davranması nedeniyle davalının olayda birinci derecede ve tam kusurlu olduğu, buna göre davacının yaptığı teknik işleri davalıya teslim ederek — TL fatura bedellerini davalı firmadan alacak talebinde haklı olduğu, davacının yaptığı ve teslim ettiği teknik sistemlere dair davalı adına faturalar düzenlediği, düzenlenen faturalara davalının itirazının olmadığı, davalının yansıtma faturası bedelini oluşturan kalemlerin davacının yaptığı ve teslim ettiği işleri kapsamadığı, davalı tarafın yansıtma faturasında belirttiği kalemlerde davacının o kalemlerde hiç fatura düzenlemediği ve alacak talebinde bulunmadığı, yansıtma faturasının dikkate alınmasına yer olmadığı; sonuç olarak sistemin çalışmaması olayında davalının asli ve tam kusurlu olduğu, yansıtma faturasının yerinde olmadığı, davacının davalıdan — TL talep etme hakkının olduğu.” değerlendirmelerine yer verilmiştir.
Tarafların rapora itirazları ve mahkememizce de aldırılan yukarıda açıklanan raporların tarafların iddia ve savunmalarını tam olarak karşılamamış olması nedeniyle bu defa makine mühendisi —, mali müşavir – sorumluluk uzmanı hukukçu— oluşturulan yeni bilirkişi heyetinden rapor aldırılmıştır. Bu bilirkişi heyeti tarafından dosyaya sunulan- tarihli rapor ve itiraz üzerine aldırılan – tarihli ek raporda;
“Davalı firmanın – olarak —– İhalesini aldığı, davalının davacı tarafından üretilen ürünlerin teknik şartnameye uygunluğunu değerlendirerek teslim alması gerekirken, buna uygun davranmayarak, teknik olarak yaşanan problemlerin montaj işlemi öncesinde giderilmesinde tedbirsiz davranması nedeniyle %20 kusur oranı ile TALİ KUSURLU olduğu;
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun Madde 219’da “Satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur. Satıcı, bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur. ” hükmü gereğince, davacı satıcının üretimlerini yaptığı ürünler için kullandığı malzeme ve aksam parçalarının kullanım yerine uygunluğunu gözetmediği, kullandığı parçaların ve aksamların paslanmazlık, su geçirmezlik ve sızdırmazlık özelliklerine sahip olmadığı, oluşan problemler karşısında davalının kendisine ihbar ettiği arızalar için çözüm üretiminde bulunmadığı ve üretimde kullanmış olduğu mühendislik bilgilerini davalı ile paylaşmadığı düşünüldüğünden, meslekî ve teknik kurallara aykırı davranışı nedeniyle %80 kusur oranı ile ASLİ KUSURLU olduğu kanaatine varıldığı;
Davacı cari hesap ekstresine göre, davacının — tarihi itibariyle davalıdan — TL alacaklı durumda bulunduğu, davalı cari hesap ekstresine göre ise, davalının– tarihi itibariyle davacıya— TL borçlu durumda bulunduğu, diğer bir ifade ile tarafların arasındaki mutabakatsızlığın davalı tarafından davacı adına düzenlenmiş ve davacıda kayıtlı olmayan – tarihli – TL tutarlı yansıtma faturasından kaynaklandığı, davalı tarafından davacıya borç kayıt edilen – tarihli – TL tutarlı yansıtma faturasının davacı cari hesap ekstresinde kayıtlı olmadığı,
Yanlar arası ilişkinin TBK md. 470 vd. hükümlerinde ifade olunan “eser sözleşmesi” olarak tavsifinin gerekeceği, davalı yan gizli ayıpların varlığı savunması yaptığı, davalının -. Noterliği’nden yolladığı —Y. numaralı “tespit işlemine davet” ihtarı da, — tarihlerinde yapılan ve “Uzman Görüşü (HMK. md. 293)” mahiyetinde kabul edilebilecek Denetim Raporu da, dava ikamesinden sonra yapılmış işlemler olduğu, çekişmenin ve davacı yanın faturasının yukarıda yer verilen tarihi dikkate alındığında, davalı yanın ayıp ihbarını TBK md. 474/I’de yer alan sürede davacıya bildirip bildirmediğinin mahkemenin takdirinde olduğu, davacının huzurdaki davasının TBK md. 477/ 1/ bölüm l’e dayalı olarak davalıya kestiği faturalardan bu davada istem konusu kıldığı kadar meblağı almaya hakkı olduğu sonucuna varılabileceği; ancak, TBK md. 477/ I / bölüm 2, eserin açıkça veya zımnen kabul edildiği durumlarda dahi, eğer ayıp “gizli ayıp” niteliğinde ise, yüklenicinin sorumluluğunun devam edeceği, teknik inceleme, sorunları “gizli ayıp” olarak tavsifine imkân verir mahiyette olmakla, bu durumda, eser davalı yanca kabul edilmiş sayılsa bile, davalının gizli ayıplı ifa zımnında TBK md. 475/1/ (2) hükmüne dayalı indirim istemesi olanaklı görülebileceği, Mahkemece yukarıda incelenen kapsamda, eserin davalı yanca kabul edilmiş sayılacağına karar verecek olursa, davacının davada talep konusu kıldığı gibi hüküm tesis etmenin mümkün görülebileceği ve fakat, eserde gizli ayıp olduğu sayın Mahkemece kabul edilecek olursa, davalının talebinin (yukarıdaki oransal ifadeye uyumlu olarak) “asıl alacak” kısmında — TL’lik kısmının benimsenebileceği.” değerlendirmelerine yer verilmiştir.
Tarafların rapora itirazları, aldırılan yukarıda açıklanan raporların tarafların iddia ve savunmalarını tam olarak karşılamamış olması ve aldırılan bilirkişi raporları arasında oluşan çelişkinin giderilmesi ve tarafların defter ve belgeleri üzerinde mali incelemenin yapılması amacıyla bu defa makine mühendisi – mali müşavir – ve sorumluluk uzmanı hukukçu — oluşturulan yeni bilirkişi heyetinden rapor aldırılmıştır. Bu bilirkişi heyeti tarafından dosyaya sunulan — tarihli raporda;
“Davacının yapılan ihtarata ve bilirkişiler tarafından irtibata geçilmesine rağmen inceleme gün ve saatinde defterlerini sunmadığı, bu nedenle davacının davalıdan — TL alacağı olduğu iddiasının yasal defterleri ile teyit edilmemiş olduğu, davalının dava dosyasına sunduğu yasal defter bilgilerine göre davalının defterlerinin noter onaylarının ve yevmiye defteri dönem sonu kapanış görüldü onayının yasal süreleri içinde yapılmış olduğu, davacının tanzim etmiş olduğu – tarihli – nolu — TL + – TL KDV toplam – TL, -tarihli – TL + -TL KDV toplam — TL dava konusu faturaların davalı defterlerine kaydedildiği, davalının cari hesabına mahsuben, davacıya her biri— TL olmak üzere üç adet toplam —TL vadeli çek verdiği defterlerine kaydettiği, davalının davacının eksik ve hatalı yaptığını iddia ettiği işler ile ilgili dava dışı – toplam – TL,- – TL olmak üzere toplam – TL malzeme faturası aldığı, davalının, eksik ve hatalı işler ile ilgili almış olduğu KDV dahil – TL faturaları, davacıya aynı bedelle yansıtma faturası olarak tanzim ettiği, davalının defter kayıtlarına göre– tarihi itibarı ile davacıdan – TL alacaklı olduğu;
Davacının dava dosyasına, İstanbul Anadolu – İcra Dairesi— E. sayılı dosyasında mevcut olan – tarih – nolu – TL ve – tarih – nolu — TL tutarındaki toplam – TL tutarlarındaki iki fatura ile bu muhasebe hareketlerine ilişkin cari hesap ekstresini sunduğu, bu bilgilerin dışında dava dosyası münderecatına herhangi bir ticari bilgi, fatura cari hesap ekstresi sunmadığı, davalının ödeme ile ilgili bilgileri belirtmediği, davalının yasal ticari defter kayıtlarına göre ilgili faturalardan sonra üç adet çek ile (toplam — TL) ödeme yapmış olduğu;
Dava konusu olan ve davacı firma tarafından projelendirilip üretilen kuş kanadı fıskiyelerinin tüm parçaları ve ekipmanlarının montajının yapılıp denenmeden hata ve arızaların anlaşılmayacağı, su içerisindeki deneme çalışmalarından sonra cıvatalardaki kopmaların, kollardaki eğilmelerin, paslanmaların ve yağ kaçakları gibi arıza ve hasarların meydana geldiği, bu hasarların kullanım hatasından kaynaklı olmadığı, ürün teslimi aşamasında tespit edilebilecek ayıplardan olmadığı ve bu malzemelerin yeni bir proje ile başka malzemeler ile değiştirildiğinde sorunun çözülmesi birlikte değerlendirildiğinde, davacı firmadan temin edilen dava konusu fıskiye sisteminin projesinin ve malzemelerinin GİZLİ AYIPLI olduğu;
Davacı firmanın davalı firmaya yaptığı projenin uygun olmadığı ve kullandığı malzeme ve aksam parçalarının kullanım yerine uygunluğunu gözetmediği, kullandığı parçaların ve akşamların paslanmazlık, su geçirmezlik ve sızdırmazlık özelliklerine sahip olmadığı, oluşan problemler karşısında davalı firmanın kendisine bildirimde bulunduğu arızalar için çözüm üretiminde bulunmadığı ve bu nedenle davacının %100 kusur oranı ile ASLİ KUSURLU (sorumlu) olduğu,
Davalı firmanın, üretimini talep ettiği davacının projelendirip sattğı ürünler için herhangi bir tedbir alamayacağı, ayıbın ancak deneme çalışmalarında ortaya çıkabileceği ve bu nedenle davalının herhangi bir kusurunun olmadığı, çözüm amacı ile arızaların karşı taraf davacıya ayıp bildirimini zamanında yaptığı,
Yaptırılan yeni projeye göre ilave edilen – TL tutarındaki vanaların ve –. TL tutarındaki led bağlantı modülünün( kollarının) sistemin bir gereği olduğu, sistemin çalışması için yaptırılan yeni projede, yapılan ilavelerin zorunlu olduğu, davacının yaptığı projenin çalışmaması, davalının yeni bir proje yaptırarak sistemi çalıştırmaya çalışması, davalının bu ilave ekipmanları keyfen koymadığı göz önüne alınarak itiraz edilen bu bedellerden davacının sorumlu olduğu,
Davalının dosyaya sunduğu yansıtma faturaları içinde, yenilenen motora (–) yönelik bir kalem olmadığı, bu nedenle davacının bu kalemin yansıtma faturası içinden düşülmesi gerektiği yönündeki itirazının yerinde olmadığı,
Davalının – tarihi itibariyle davacıya – TL borçlu durumda bulunduğu, tarafların — TL bakiye cari hesap alacağı bulunduğu hususunda mutabık oldukları; taraflar arasındaki uyuşmazlığın kaynağının ise, davalı tarafından davacı adına düzenlenmiş ve davacıda kayıtlı olmayan — tarihli – TL tutarlı yansıtma faturasından kaynaklandığı; bu fatura bedeli davacı alacağından düşüldüğünde davacının davalıdan bakiye cari hesap alacağı kalmayacağı.” değerlendirmelerine yer verilmiştir.
Mahkememizce yukarıda her birisi ayrıntılı olarak özetlenmeye çalışılan bilirkişi raporları içinde tarafların iddia ve savunmalarını eksiksiz olarak karşılamış olması, denetime elverişli olması ve gerekli bilimsel verileri içermesi nedeniyle son bilirkişi tarafından düzenlenmiş olan — tarihli bilirkişi heyeti raporuna itibar edilerek, anılan bu rapordaki tespitler uyarınca hüküm kurulmuştur.
Taraflar arasında eser sözleşmesinin bulunduğu, davacı tarafından davalıya satılıp teslim edilen ürünlerin gizli ayıplı olduğu, bu ürünlerdeki ayıpların teslim sırasında yapılacak muayene ile anlaşılamayacağı ve ancak kullanım sürecinde anlaşılabileceği, davalı tarafından ayıp bildiriminin davacıya süresi içinde yapılmış olduğu, bu durumun taraflar arasındaki e-posta yazışmaları ve dinlenen tanık beyanlarıyla sabit olduğu, Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre ayıp ihbarının yapıldığı hususunun belirtilen delillerle yapılmasının mümkün olduğu, davacı/yüklenicinin eser sözleşmesinin konusunu oluşturan sistemi gizli ayıplı olarak imal edip teslim ettiği ve davalı/iş sahibinin de yasal süresi içinde ayıp ihbarında bulunmuş olması nedeniyle, davalı/işsahibi talebi gibi, sözleşmeye istinaden imal edilip teslim edilmiş olan sistemde var olan ayıpları gidermek için davalının yaptığı masrafların tutarını davacı/yüklenicinin iş bedeli alacağından indirme (düşme) hakkına TBK.md.475/f.1/bent 2 gereğince sahip olduğu anlaşıldığından; bilirkişi raporunun yukarıda özetlenen mali bölümünde ayrıntılı olarak açıklandığı üzere, davacının akdi ilişkiden kaynaklanan bakiye cari hesap alacağından (iş bedeli alacağından), davalının ayıpları gidermek için yapmış olduğu masrafları içeren— TL tutarlı faturası tutarı düşüldüğünde, davacının davalıdan takip tarihi itibariyle bakiye cari hesap alacağı (iş bedeli alacağı) kalmadığından, davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Şartlar oluşmadığından davacı aleyhine kötü niyet tazminatı hükmedilmesine yer olmadığına,
3-Alınması gereken 44,40-TL harcın, davacı tarafından peşin yatırılan 1.002,30-TL harçtan mahsubu ile bakiye 957,90-TL harcın davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından bilirkişi ve tebligat ücreti olarak yapılan 3.047,50-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davalı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT göre takdir olunan 9.389,14-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan ancak sarf olunmayan gider avansı olduğu takdirde, karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.14/11/2019