Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/259 Esas
KARAR NO : 2018/400
DAVA : Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 17/02/2015
KARAR TARİHİ : 17/04/2018
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA ve SAVUNMA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davacı ile davalının …….’ten et ve et ürünleri ithal ederek yurtiçinde satışını yapmak üzere adi ortaklık kurduğunu, taraflarca kurulmuş olan bu ortaklıkta davacının sermaye payı olarak nakit 850.000,00 TL ödemiş olmasının yanı sıra davacının ……’ten ticari bağlantıları ve şahsına ait özel iziinlerini kullanarak daha uygun fiyata et ürünlerinin ithal ürünlerini sağlamayı vaat ettiğini, ortaklık faaliyetlerine başladıktan sonra yurt içinde bir çok müşterisinin olduğu ve büyük cirolara ulaştığını, ortaklığın 1,5 yıl kadar devam ettiğini, davalının ortaklıktan çekişmek istediği bunun üzerine ortaklığın mali bilançosunun davalı tarafından çıkarıldığı buna göre şirketin 2.260.536,00 TL tutarında zarar etmiş olduğu ve davacının payına da bu meblağın %50’si olan 1.130.268,00 TL’nin isabet ettiğini belirtildiği, davalı tarafından tek taraflı hazırlanan bilançonun gerçeği yansıtmadığını, davalı tarafın ortaklığı tek taraflı feshettiğini, ortaklığın zarar etmediği ve davalı tarafın tutmuş olduğu muhasıp kayıtlarının doğru olmadığını bu nedenlerle davalı ile davacı tarafından kurulmuş olan adi ortaklığın feshinin tespitine ve ortaklığın haksız olarak davalı tarafından tek taraflı olarak fesih nedeniyle davacının ortaklıkta hissesine düşen şimdilik 10.000 TL ‘nin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili dosyaya sunduğu cevap dilekçesinde özetle, davanın yanlış açıldığını davacı ile davalı arasında adi ortaklık kurulmasının mümkün olmadığını, limited şirket ile şahıs arasında adi ortaklık kurulmasının mümkün olmadığını, davacı ile davalı arasında yazılı sözleşme bulunmadığını, davacının iddia ettiği gibi 850.000,00 TL sermaye konulduğuna dair hiçbir delilin bulunmadığını,davalı şirketin motosiklet üretimi ve pazarlaması yapan bir şirket olduğunu tüm bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Davacı , davalı şirket ile …………..’ten et getirterek Türkiye’de satmak amacı ile adi ortaklık kurduklarını, bu doğrultuda resmişette ………..’de 04/06/2013 tarihnde şube açılmış, 26/09/2014 tarihine kadar burada faaliyet gösterilmiş, sonrasında davalı tarafından şube kapatılmışsa da davacının elde ettiği kardan payının ödenmediğini ileri sürerek bu adi ortaklığın tasfiyesini ve ortaklık payının tahsilini talep etmiştir.
Davalı ile davacı ile sadece et getirtip satma konusunda sözlü olarak anlaşıldığını, hiç bir şekilde adi ortaklık veya iş ortaklığının kurulmadığını, vergi mevzuatına göre bir gerçek kişi ile bir limited şirketin adi ortaklık kuramayacağını, et işin de istenen karın elde edilemediğini, aksine zarar edildiğini, asıl iştigal alanının motorsiklet üretimi ve pazarlamacılığı olduğunu ileri sürerek davanın reddini talep etmiş, ayrıca zaman aşımı ve husumet itirazlarında bulunmuştur.
Olayımıza konu uyuşmazlık 6098 sayılı TBK 620 vd. maddelerinde düzenlenen; davalı ile davacı arasında imzalanan 16/05/2014 tarihli adi ortaklık protokolü uyarınca dava dışı 3.kişiye ait adi ortaklık tarafından yapılan işlerden ötürü davacının hakettiğini ileri sürdüğü adi ortaklık kar payı alacağından kaynaklanmaktadır. TTK.4.maddesinde ya da başka bir yasada davanın ticaret mahkemesinde görüleceğine dair bir hüküm yoktur. Ancak davacının, iddiaya göre tacir olduğu aksinin de ileri sürülmediği, davalının limited şirket olması sebebiyle tacir olduğu, işin ticari iş olduğu, davanın da nisbi ticari davaya vücut verebileceği anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık kapsamında öncelikle taraflar arasında (TBK 620 vd na göre) bir adi ortaklık olup olmadığı, varsa davacının bir ortaklık payının olup olmadığı ve ne kadar olduğunun araştırılması gerekir. Eğer ortaklığın var olduğu anlaşılırsa (TBK. m.642 vd göre) ortaklığın dava tarihi itibariyle hak ve borçlarının tespit edilmesi ve borçlarından sonra artıya geçilirse davacının ortaklık payı hesaplanacaktır.
Dosyaya giren bilgi ve belgelerden taraflar arasında bir adı ortaklık olduğunu gösteren hiç bir yazılı belge, bilgi bulunamamıştır. Davalının adi ortaklık kurmasına rağmen resmiyette şube açtığı iddiası, neden ve ne amaçla yapıldığı, davacının buna neden rıza gösterdiği anlaşılamadığından soyut nitelikte kalmıştır. Yine davacının davalı ile adı ortaklık kurmak için verdiğini ileri sürdüğü 850.000TL ile ilgili de dosyada bir belge yoktur. Bu kadar yüklü bir paranın hiç bir yazılı sözleşme veya dekonta, makbuza bağlanmadan verilmesi de hayatın olağan akışına aykırı olduğundan ispata muhtaç kalmıştır. Gümrük müdürlüklerine yazılan yazılara gelen cevaplara göre davalı şirketin Çin’den bir adet ithalat yaptığı, ……’ten bir ithalatının görünmediği, görünse de, bunun davacı ile adi ortaklık kurulduğunu gösterir bir tarafının olmadığı anlaşılmıştır.17/02/2015 tarihinde ikame edilen davada, aradan 3 yıl geçmiş, dosyaya giren esaslı bir belge olmamıştır. İspatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Alınması gerekli 35,90 TL harcın davacı tarafça yatırılan 170,78 TL peşin harçtan mahsubu ile , bakiye 134,88 TL harcın davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/04/2018