Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/258 E. 2018/980 K. 11.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2015/258 Esas
KARAR NO : 2018/980

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/02/2015
KARAR TARİHİ : 11/10/2018

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı 17/02/2015 tarihli dava dilekçesinde özetle; İstanbul Anadolu ….. İcra Müdürlüğünün 2015/1642 Esas sayılı dava dosyasındaki imza ve senedin kendisine ait olmadığını, usul ve yasaya aykırı takipte bulunulduğunu belirterek yapılan takibin ve ödeme emrinin durdurularak alacağın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının 6.000,00 TL bedelli bononun borçlusu olmadığını ileri sürdüğünü, davacı tarafın beyanlarının haksız ve kötü niyetli olduğunu, yapılacak olan bilirkişi incelemesi sonucunda durumun açıklığa kavuşacağını, davacının senedin borçlu kısmınd ayazılı olan T.C. Kimlik numarasının üzerinin çizili olduğunu, T.C. Kimlik numarası olarak yazılıp sonra silinen bu rakamların müvekkilinin beyanı doğrultusunda davacının vergi kimlik numarası olduğunu, bu nedenle bononun içeriğini değiştiren ve sahtelik olarak ileriye sürülebilecek bir husus olmadığını, davacının kaydı bulunan vergi dairesinden sorulduğunda durumun açıklığa kavuşacağını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davacı, takipte dayanak olarak gösterilen senetteki imzanın kendisine ait olmadığından bahisle menfi tespit istemektedir. Mahkememizce imza incelemesine konu senet aslı ile incelemeye esas olacak belge asılları celp edildikten sonra dosya Adli Tıp Kurumu’na gönderilerek rapor aldırılmış; Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Adli Belge İnceleme Şubesi’nin 22/05/2017 tarihli raporunda “İnceleme konusu senette … adına atılı imzaların, teşhise götürecek önemli karakteristik materyal ve yazı unsuru içermeyen, tersini basit taklidi kolay imzalar olması nedeniyle söz konusu imzaların aidiyetinin, bu meyanda sorulduğu üzere …’ün eli ürünü olup olmadığının tespit edilemediği.” belirtilmiş; bu incelemeden sonra mahkememize davacıya ait imza beyannamesi aslı sunulmuş olduğundan bu belge de eklenmek suretiyle dosyanın yeniden Adli Tıp Kurumu’na gönderilmesi sonucunda Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Adli Belge İnceleme Şubesi’nin 18/01/2018 tarihli raporu ile “İnceleme konusu senette imza aidiyeti hususunda dosya kapsamında yeni gelen mukayese belgeler ile yapılan incelemede; evvelce tanzim etmiş olduğumuz 22/05/2017 tarihli rapora eklenecek bir hususun bulunmadığı” anlaşılmıştır.
Davacının icra takibine dayanak gösterilen senetteki imzayı açıkça inkar etmesi karşısında, toplanan ve yukarıda açıklanan delillerle senetteki imzanın davacı keşideciye ait olup olmadığı tam olarak tespit edilememiştir. Yargıtay’ın “böyle bir durumdaki belirsizlikten borçlunun yararlanması gerektiği” yönündeki yerleşik içtihatları da göz önüne alındığında, senetteki imzanın davacıya ait olduğunun kesin olarak tespit edilememiş olması nedeniyle imzanın davacıya ait olmadığının kabulü ile menfi tespit isteminin kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulü ile, istanbul anadolu …… İcra müdürlüğünün 2015/1642 E. Sayılı icra dosyasına dayanak olan senetteki imzanın davacıya ait olduğu ispatlanamadığından bu icra dosyasında davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerine hesaplandığında alınması gereken 459,78 TL harcın peşin alınan 114,95 TL harçtan mahsubuna, eksik kalan 344,83 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 245,90 TL yargılama gideri ve 172,65 TL harç gideri toplamı 388,55 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı..