Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/192 E. 2021/352 K. 21.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/192 Esas
KARAR NO: 2021/352
DAVA: Alacak
DAVA TARİHİ : 04/02/2015
KARAR TARİHİ: 21/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ——-bağlamda davalı ——- başladığını, taraflar arasında cari hesap ilişkisinin bulunduğunu, taraflar arasındaki ticari faaliyet uzan vadeli ve cari hesap esasına dayalı olarak yürütüldüğünden, davalı firmanın doğmuş/doğacak borçlarına teminat teşkil etmek üzere —- tarihinde davalı adına bulunan, ———— kayıtlı bulunan taşınmazlar üzerine müvekkili —- birinci derece, birinci sıra, yıllık—– ipotek tesis edildiğini, taraflar arasındaki işlemin bir nevi trampa işlemi olarak devam ettiğini ve müvekkili davacının sattığı ürünlerin karşılığı yine ürün olarak müvekkili firmaya ödenmekte iken —- davalı firmanın talebi üzerine müvekkili firmaya verilen malların bedelinin nakit olarak ödenmeye başlandığını, bir süre sonra ödemenin yapıldığı hesap sahibinin müvekkili ile cari hesap ilişkisi bulunan davalı —– olmadığının, para yatırılan hesabın, aralarında organik bağ bulunan diğer davalı ——– olduğunu tespit ettiklerini, anlan şirkete —-sebepsiz yere ödeme yaptıklarını, davalı ——- yapılan bu ödemeler kabul edilmemiş olması sebebiyle asıl cari hesap ilişkisinde göstermesi gereken—- alacağı göstermeyip, yalnızca —-gösterdiğini, bu durumda karşısında—— sebepsiz zenginleştiğini, bu miktar kadar cari hesapta daha az borçlu durumda göründüğünü, davalı şirketler arasında organik bağın mevcut olduğunu, esasen aynı/ikiz şirket olduklarını, her iki şirketin perde arkasında sahibinin —— olduğunu, şirket ortakları arasında da akrabalık bağı bulunduğunu, şirketin sicil kayıtları ile ortakların nüfus kayıtları incelendiğinde bu durumun görülebileceğini, davalı şirketler arasındaki organik bağ sebebiyle cari hesaptan kaynaklanan tüm borç miktarı olan —– ödenmesinden müşterek ve müteselsilen sorumlu olduklarını, ihtara rağmen ihtar gereği yerine getirilmediğinden davalıların temerrüte düştüklerini beyan ederek, —- cari hesap alacağının davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline, ihtarnamenin tebliğ tarihi olan —- itibaren ticari faiz işletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ———- dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine mevcut derdest icra takibi olduğunu, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğunu ve müvekkili şirketin taşınmazını davacı lehine ipotek verdiğini, yapılan ticaret gereği mal alım-satımı yapıldığını, cari hesaba göre bakiye —– borç kaldığını, icra dosyası ile kabul edildiğini, dava dilekçesinde iddia edildiği gibi davacıyı yanıltma gibi bir durumun söz konusu olmadığını, davalı şirketler arasında iddia edildiği gibi organik bağ bulunmadığını, para yatırma tarihinden önce ve sonra davacı şirketin diğer firma ile ticaret yaptıklarını, aralarındaki cari hesap dolayısıyla diğer firmadan senetlerini aldıklarına dair belgelerin dosyada mevcut olduğunu belirterek davanın müvekkili yönünden reddini talep etmiştir.
Davalı —— özetle; dava dilekçesinde belirtildiği gibi davalı şirketler arasında organik bağ bulunmadığını, şirketlerin çalıştıkları iş alanlarının birbirinden farklı olduğunu, müdürlerinin kardeş gibi gösterilmesinin tamamen mahkemeyi yanıltma amaçlı olduğunu, davacı şirket ile kendileri arasında ayrı bir ticari ilişki olduğunu, bu kapsamda senetler verildiğini, dava dilekçesinde belirtildiği gibi bu kadar büyük bir şirketin böyle basit hatalarla bu kadar büyük rakamlı ticaret yapmasının mümkün olmayıp, hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacının yanıltılması gibi bir durumun söz konusu olmadığını, davacının, her iki şirketin farklı olduğunu bildiğini ve ona göre ticaret yaptığını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı şirketlerin —-, ipotek senet örneği, davalı —–hesabına davacı tarafından yapılan ödeme dekontları, davacı tarafından sunulan irsaliye örnekleri celp ve ibraz edilmiş, tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Davalılardan —- ticari defter ve kayıtlarını sunmaktan kaçınmıştır.
Davalı —-Davacı şirketin asıl ticari ilişkisi bu şirket ile olmuştur. Defterleri ibraz edilmiştir.
Davalı —– Davacı şirketten herhangi bir alacağı olmadığı halde, davacı —– senesinde havaleler göndermiştir. Bu şirketin defterleri ibraz edilmemiştir. Bu şirketin ——-
Davacı şirket, —— yapmaktadır. Davacı şirket, ——– mal satmaktadır, hem de mal almaktadır. Davacı şirketten —— alan —- karşılığında davacı şirkete başka markaların ürünlerini vermektedir. Bu şekilde aralarında — senesinde bir ticari ilişki başlamıştır. —– senesi sonunda davacı şirket, —– borçlu kalmış ve bu bakiye —– senesine devir etmiştir. —- çalışmaya devam etmişlerdir. Cari hesapta nakit hareketler de söz konusu olmuştur. —- sonunda davacı şirket, —— durumdadır.
Davacı şirket, ——numaralı muavin hesapta takip etmiştir.
Davacı şirket, —- arasında, hiçbir mal ve hizmet satın almadığı halde, diğer davalı —- havaleler göndermiş ve havaleleri —— numaralı cari hesabına borç kaydetmiştir.
Davalı —— ibraz edilen ticari defterlerinde, davacı şirketin gönderdiği havaleler gözükmemektedir. Zaten havaleler ayrı bir tüzel kişiliği olan diğer davalı——gönderilmiştir.
Davacı taraf, iki davalı şirket arasında organik bir bağ olduğunu iddia etmektedir.
Davalı ——-defterlerinde, diğer davalı —- aralarında bir ticari ilişki olduğu görülmektedir.
Davacının keşide ettiği ihtarname davalı şirkete —-tarihinde tebliğ edilmiştir. Diğer davalı şirkete ise tebliğ edilememiştir.
Davacı davasında——– ticari ilişkisinin olduğunu, cari hesap ilişkisi kapsamında ödemelerin belirttiği hesaba yapılmasının talep edildiğini, söz konusu hesabın ise —-, yapılan ödemeler sebebiyle davalı —– zenginleştiğini, diğer davalı — ise bu ödemeyi hesaplarda göstermediğini beyan etmiş,—– ödemenin organik bağ sebebiyle davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalı——– davaya cevabında, taraflar arasında ticari ilişki olduğunu, bu kapsamda davacı tarafından bir kısım senetlerin teslim tutanağı ile teslim alındığını, davalılar arasında organik bağ bulunmadığını savunmuştur.
Her iki şirketin unvanlarının çok benzer nitelikte olduğu, faaliyet konularının kısmen aynı olduğu, vekâlet ve temsil ilişkisi bakımından her iki şirkette ——– isminin mevcut olduğu görülmüştür. Her iki şirket arasında ——- olabileceğini gösterebilecek bir takım emareler mevcutsa da dosyadaki delil durumu itibari ile istisnai nitelikte olan tüzel kişilik perdesinin aralanması için yeterli kanaat oluşmamıştır. Davacının dava dilekçesinde dayanmış olduğu bir kısım delillere, ipotek resmi senedine, banka kayıtlarına, ilgili nüfus kayıtlarına, sevk irsaliye örneklerine, kambiyo senetlerine ve icra dosyalarına dosya içerisinde rastlanılmamıştır. Her ne kadar davacı defterleri üzerinde mali bilirkişi incelemesi yapılmışsa da her iki davalının da defterlerinin incelenmesi gerektiği, davalı şirketler ile davacı arasındaki ticari ilişki olup olmadığı ve kapsamı, tarafların alacak ve borçluluk durumları, yine davalılar arasında ticari ilişki ve hesap hareketlerinin olup olmadığı, davaya konu ödemenin davalı —— nakledilip nakledilmediği , her iki şirket faaliyetlerinin birbirinin üzerinden sürdürülüp sürdürülmediği, davalı şirketlerin bu anlamda iktisadi bütünlük taşıyıp taşımadığının incelenmesi ve değerlendirilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır. Ancak bu konuda dosyada yeterli delil elde edilemediğinden davalıların tüzel kişiliklerinin aralanması yöntemiyle her ikisinin birlikte sorumlu tutulmasının mümkün olmadığı kanaatine varılmıştır.
Dosya kapsamına göre; davacı ile davalılardan —- arasında ticari ilişki sürerken, davacı şirket tarafından —-arasında,—- hizmet satın almadığı halde, davalı ——- gönderdiği, bu havalelerin kendi ticari kayıtlarında —– alacak olarak kaydedildiği ancak bu ödemeler sebebiyle ——– firmasının sebepsiz zenginleştiği, davacının bu davalıdan ödediği tutarı talep edebileceği ancak aralarında ticari ilişki bulunan ve dava konusu parayı asıl ödemek istediği davalı —– talep etmesinin mümkün olmadığı kanaatine varılarak, davanın bu davalı yönünden reddine, diğer davalı yönünden kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının —- REDDİNE,
2-Davacının davasının —- KISMEN KABULÜ ile —- dava tarihinden itibaren avans faizi ile bu davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 101.964,22 TL karar harcına karşılık peşin alınan 26.182,62 TL harcın mahsubu ile bakiye —- davalı —-tahsiliyle hazineye irad kaydına,
4-Yargılama Giderleri;
a)Davacı tarafından yapılan; — bilirkişi gideri, — masrafı ve 26.214,42 TL harç gideri olmak üzere toplam 29.214,42 TL yargılama giderinin davalı——— alınarak davacıya verilmesine,
b)Davalılar tarafından yargılama gideri yapılmadığından, bu konuda karar vermeye yer olmadığına,
5-Vekalet Ücretleri;
a)Davacı lehine AAÜT uyarınca taktir edilen 85.043,42 TL vekalet ücretinin davalı—– alınarak davacıya verilmesine,
b)Davalı — uyarınca taktir edilen 86.460,75 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 21/04/2021