Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1260 E. 2019/118 K. 12.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2015/1260 Esas
KARAR NO : 2019/118

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/12/2015
KARAR TARİHİ : 12/02/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 29/12/2015 tarihli dava dilekçesinde özetle; davacı tarafın sipariş üzerine fabrika ve atölyelere makine imalatı ve satışı yaptğını, davalı taraf ile yapılan şifahi sözleşme ile peçete üretiminde kullanılmak üzere belirlenen özellik ve koşullara uygun olarak imal edilen bir adet ———– 11/09/2009 tarihinde teslim edildiği, makinenin teslimine karşılık 11/09/2009 tarihli —– seri no.lu 41.300,00-TL bedelli faturanın düzenlendiği davalı tarafından ödeme yapılmasının talep edildiği, ödemenin yapılmaması üzerine alacağın tahsili amacıyla İstanbul Anadolu —–.İcra Müdürlüğü’nün 2011/996 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, davacı tarafından davalı tarafa dava konusu olmayan makilerinde satıldığı ve sorun yaşanmadığı, bedellerin tahsil edildiği, aradan geçen süreye rağmen dava konusu fatura bedelinin ise ödenmediğini, beyan ederek 11/09/2009 tarihli —– seri no.lu faturada belirtilen 41.300,00-TL alacağın tespiti ile fazlaya ilişkin hakları mahfuz kalmak koşuluyla icra emrinin tebliğ tarihinden itibaren uygulanacak ticari faiz ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirketin davacı şirkete davaya konu edilen fatura ile ilgili hiçbir borcu olmadığı gibi dava konusu faturanın tebliğ edilmediğini, dava dilekçesinde iddia edilen bir makine siparişi olmadığı gibi davalı tarafından teslim alınmış bir makinede bulunmadığı, davacı tarafından davalı şirkete daha önce aynı iddia ile yapmış olduğu icra takibine itiraz edildiği ve davacı tarafından itirazın iptal davasının açılmadığı, huzurdaki davanın | itirazın iptal davası olmayıp itiraz ile duran ve süresinde dava açılmadığından hükümsüz hale gelen icra takibinin davada temerrüdün başlangıcı olamayacağını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE;
Dava, fatura alacağından kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
Davacı davalı taraf ile yaptığı şifai sözleşme uyarınca peçete üretiminde kullanılmak üzere belirlenen özellik ve koşullara uygun olarak imal ettiği bir adet dipencer peçete makinesini 11/09/2009 tarihinde teslim ettiğini belirtmiş ise de davalı cevap dilekçesinde böyle bir makine siparişinin olmadığı gibi müvekkil şirket tarafından teslim alınmış bir makine de bulunmadığını belirterek aradaki sözleşmeyi ve mal teslimi hususunu inkar etmiştir.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayandıklarından; tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş ve her iki tarafın defterleri üzerinde inceleme yapılmıştır. Davacının sadece işletme hesabı defteri ibraz ettiği, ancak işletme defteri tek yanlı kayıt usulüne göre gelir ve gider esasına göre tutulduğundan yani sadece davacı tarafça düzenlenen faturaların gelir olarak yazıldığından ve alınan mallar gider olarak kaydedildiğinden, alınan ve yapılan ödemelerin işletme defterine yazılmadığından davalı tarafın borç/alacak bakiyesi görülmediğinden davacı lehine delil teşkil etmemektedir. Davalının sunmuş olduğu ticari defter ve kayıtların ise usulüne uygun tutulmadıkları anlaşılmıştır.
Davacı tarafın kayıtlarına göre; davacı sadece işletme defteri tuttuğundan ve deftere sadece gelirler ve giderler kayıt edildiğinden, davalının cari hesap durumunun davacı defterlerinden tespiti mümkün olmamıştır. Davalı tarafın kayıtlarına göre; davalının davacıya dava tarihi itibariyle borçlu olmadığı görülmüştür.
Davacı kendi kayıtlarıyla alacaklı olduğunu ispatlayamadığı gibi, alacağının dayanağı olarak gösterdiği dava konusu 11/09/2009 tarih ve—– seri numaralı KDV dahil 41.300,00-TL tutarlı faturanın irsaliyeye bağlı olduğu, anılan faturada imzası bulunan ve malı teslim aldığı iddia edilen ——- adlı şahsın ——Sosyal Güvenlik Merkezi’ne yazılan müzekkereye verilen cevapta fatura tarihi itibariyle davalı şirket çalışanı olmadığı anlaşılmıştır.
Faturaya dayalı alacak davalarında davalı akdi ilişkiyi açıkça kabul etmemiş ise taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunduğunu ispat külfeti faturayı düzenleyen alacaklı tarafa düşmektedir. Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki, bir ticari ilişki ve bu ilişkiden kaynaklı alacağının olduğunu iddia eden taraf bunu yazılı belgeler ile ispat etmesi gerekir. İspatın konusu, ispat yükünün kimde olduğu ve ispat vasıtalarının neler olduğu HMK 187,190 ve 200. Maddelerinde açıkça belirtilmiştir. Alacaklı düzenlediği faturadaki malların ya da hizmetin karşı tarafa teslim edildiğini HMK 200. Maddesinde belirtilen deliller ile ispat etmesi gerekir. Fatura tek başına taraflar arasındaki akdi ilişkinin belgesi sayılamaz.
Fatura sözleşmenin kurulması safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir. (Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu E:2001/1, K:2003/1, T:27.06.2003.) Normal şartlarda alacaklı faturaya konu mal ve hizmeti davalı borçluya teslim ettiğine dair borçlunun imzasını kabul ettiği irsaliye veya teslime dair yazılı belge ile ispat edebilir.
Davacının, davalı borçlu ile aralarında akdi bir ilişki olduğunu, bir başka anlatımla takibe konu faturadaki fatura konusu hizmet ifası ile ilgili ticari ilişkiyi ispat etmeden iddia ettiği alacağın tahsilini sağlaması mümkün değildir. Akdi ilişki ise, taraflar arasında düzenlenen imzası davalı tarafından kabul edilmiş bir sözleşme, faturaya konu malların borçluya teslim edildiğine dair bir irsaliye ve teslim fişi ile vb. somut yazılı belgelerle ispat edilebilir.
Yargıtay ——. HD. 1994/1088 Esas -1994/2327 Karar sayılı ilamında “Akdi ilişki ispat edilemediği sürece davacının davalı adına fatura düzenlemesi ve ticari defterlerine göre bu faturalar nedeniyle alacaklı gözükmesinin davalıyı bağlayıcı bir yanı yoktur.” şeklindedir.
Bu haliyle davacı faturaların davalıya teslim edildiğini, fatura içeriği mal veya hizmeti davalıya vermiş olduğunu ispata yarar bir delil sunamamıştır. Bu nedenle dava tarihi itibariyle davacının davalıdan alacaklı olmadığı kanaatiyle davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİİNE,
2-Alınması gerekli 44,40-TL harcın davacı tarafından peşin yatırılan 705,31-TL peşin harçtan mahsubu ile 660,91-TL bakiye harcın davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan masraf bulunmadığından bu yönden karar verilmesine yer olmadığına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan —– uyarınca 4.893,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.