Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1100 E. 2023/394 K. 04.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/1100 Esas
KARAR NO : 2023/394

DAVA : Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/11/2015
KARAR TARİHİ : 04/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı —– arasında 09.08.2004 tarihinde —– Noterliği’nin —–Yevmiye nolu Acentelik Sözleşmesi imza edildiğini, şirket yetkilileri —— sözleşmeyi müşterek ve müteselsil borçlu sıfatıyla imzaladıklarını ve ——şirkete ile olan acentelik ilişkisinden kaynaklanacak doğmuş ve doğacak borçlarına acentelik sözleşmesinin 42’inci maddesi uyarınca ayrı ayrı olmak üzere 15.000 ABD Dolarına kadar olan kısmına ortak olduklarını, Acente —-müvekkili ile imzaladığı sözleşme uyarınca müvekkili şirket yetkili acentesi olarak poliçe keşide ettiğini ve prim tahsil ettiğini, davalı acente tarafından müvekkili tarafından yapılan uyarılara rağmen tahsil edilen primlerin müvekkili hesaplarına intikal ettirilmediğini ve müvekkiline olan borç tutarları ödenmediğini, bu sebeplerden dolayı müvekkili şirketin —- nolu davalı ——acentelik sözleşmesini ve ek vekaletname verilen yetkileriden —– Noterliğinden 21.03.2011 tarih ve —— yevmiye nolu ihtarname ile fesih ve azil ettiğini, davalı ——- müvekkili şirkete, işbu dava tarihi itibariyle 492.989,44-TL borçları mevcut olduğunu, işbu borcun ödenmediğini, müvekkili şirketin davacı aleyhine—-. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde —–ile alacak davası açtığını ancak davanın takipsizlik nedeniyle açılmamış sayılmasına karar verildiğini, söz konusu dosyada bilirkişi raporlarda da müvekkilinin alacağının olduğu ortaya çıktığını, davanın kabulü ile tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla ve fazlaya ilişkin sair tüm hak ve alacakları saklı kalmak kaydıyla 492.949,44 TL asıl alacaklarının tamamını davalı —-, diğer davalılar —- ise şimdilik ayrı ayrı işbu borcun 15.000 ABD Dolarlık kısmından müştereken/müteselsilen sorumlu olmak üzere temerrüt tarihinden itibaren işleyecek —–Reeskont faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Kendi adına asaleten, diğer davalı şirket ve —–vekili cevap dilekçesinde özetle; davalılardan —— müvekkili şirket ortağı olduğunu, acenteliğin borçlarına karşılık Acentelik Sözleşmesinin 42.maddesine göre 15.000 USD ile sınırlı sorumluluğunun bulunduğunu, bu kefalet borcu nedeniyle daha sonra açık teminat olmuyor gerekçesi ile bu bedelin karşılığı olarak —–, 1046 ada 13 parsele teminat ipoteği verilmiş olduğunu, bu teminattan gayri olarak her iki şirket ortağının ayrı ayrı 15.000-USD’lik kefaletinden bahsedilemeyeceğini, bu şahsi teminatın ipotek teminatına dönüştürüldüğünü, acente borcu olarak gösterilen borç miktarının 2005 mali yılından devir edilerek gelen hesaplara ait olduğunu, davacının, acente vasıtasıyla —— kulübü ile yaptığı sponsorluk sözleşmesi gereği her yıl yenilediği sponsorluk gereği vaki müşteri ağının acente olarak davalının hesaplarına yansıması ve acenteye ödenmesi gereken komisyonun ödenmemesinden gelen hesap açığı olduğunu, davalının son olarak 2009 yılında müşteri ile sözleşmeyi yenilemesi sonrası dönem ortasında acenteyi devre dışı bırakarak kendi kurumsal departmanı ile işe devam etme kararı aldığını, bunun amacının, acenteye komisyon ödememek, sigortalı ile acente arıcılığı ile sağladığı ilişkiyi bozmadan sözleşmenin yenilenmesini sağlamak, muhasebe kayıtlarında acente borcu olarak gözüken prim tahsilat açığını, acenteden aldığı teminat ile kapamak olduğunu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın nedeninin, müvekkili acentenin portföy haklarının ihlali olduğunu, alacağın acentenin bu özel üretimi ve sponsorluk sözleşmesi gereği acenteye ödenmesi gereken komisyonun ödenmemesi ve sözleşme gereği her yıl ——- kulübü ile yapılan sponsorluk dışına taşan sigortaların diğer yıla yenilenme nedeniyle devri ile oluşan hesap yanlışlığı nedeniyle ortaya çıktığını, davacıya borcunun olmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, acentalık sözleşmesinden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir.
Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin davalı şirketten (acenta) tahsil ettiği primleri ödememesinden dolayı 492.989,44-TL alacaklı olduğunu, diğer davalıların da borcun 15.000.USD’lik kısmına kefil olduğunu ileri sürerek işbu davayı açmış; davalılar ise cevap dilekçesinde borçlarının olmadığını, hesap yanlışlığı söz konusu olduğunu savunmuşlardır.
Bilirkişiler ——/23/01/2018 tarihli raporda, alacak borç tespit edilememiştir. Bilirkişi heyetine —— eklenmesi sonucu alınan 31/05/2021 tarihli 1.Ek raporda;
-23.01.2019 tarihli bilirkişi raporunda ulaşılan sonuçlar ile yapılan tespitlerde herhangi bir değişiklik olmadığı,
– Sigorta Acenteleri Yönetmeliği ve Acentelik Sözleşmesi hükümleri gereği taraflarca yapılması gereken hesap mutabakatlarının gereği gibi tarızim ve muhafaza edilmediği,
-Davalı Acentenin bizzat sigortalılarına ödediği hasar tazminatlarının şirket tarafından
Acentenin cari hesabından mahsup edildiği, iddia olunan borçtan mahsubu gereken başkaca bir hasar tazminatının olmadığı, davalı Acenteye ödenmeyen ve acente komisyonu sıfır olarak gösterilen 198 adet poliçe olduğu, bu poliçelerin acente komisyonunun neden sıfir olarak gösterildiğinin anlaşılamadığı, bu poliçelerden kaynaklanan acente komisyonunun 351,988,66 TL olduğu, bu tutarın da ispata muhtaç olduğu, belirtilmiş, 04/10/2022 tarihli 2.ek raporda da önceki görüşler muhafaza edilmiştir.
Davacı taraf, uyuşmazlık konusu olan ve poliçe primlerinin sıfır olarak gösterildiği poliçelerden dolayı davacının ibra edildiğine dair “İbranamedir” başlıklı, düzenleme tarihi olarak bilgisayarla yazılan 24-08-2007 tarihinin üzeri çizilerek, el yazısı ile 24/06/2008 tarihinin yazıldığı belgeyi ibraz etmiştir. Davalı tarafın söz konusu belgenin belge aslı olmadığı yönündeki itirazı üzerine, bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, —– Fizik İhtisas Dairesinin 09/01/2023 tarihli raporunda; “nceleme konusu “24.06.2008” ibaresi ıslak mürekkepli kalem ile düzenlenmiş olan fotokopi belgede; mevcut imzanın ıslak imza olmayıp fotokopi olduğu tespit edilmiştir. Dolayısıyla davacı taraf, poliçe primi sıfır olarak gösterilen 198 poliçeden dolayı, davacının ibra edildiğine dair verilen kesin süre içinde belge aslını ibraz etmediğinden, söz konusu poliçelerden dolayı davacının ibra edildiğini ispatlayamamıştır.
Dosya kapsamı ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde, davacı ile davalı şirket arasındaki acentelik sözleşmesinin, davalının tahsil ettiği primleri davacıya aktarılmadığı iddiasıyla davacı tarafından feshedildiği, davacının davalıdan prim alacağı bulunduğu iddiasıyla işbu davayı açtığı, alınan bilirkişi raporlarına göre acentenin bizzat sigortalılarına ödediği hasar tazminatlarının şirket tarafından acentenin cari hesabından mahsup edildiği, iddia olunan borçtan mahsubu gereken başkaca bir hasar tazminatının olmadığı, davalı acenteye ödenmeyen ve acente komisyonu sıfır olarak gösterilen 198 adet poliçe olduğu, bu poliçelerin acente komisyonunun neden sıfir olarak gösterildiğinin anlaşılamadığı, davacı vekilinin söz konusu 198 adet poliçeden dolayı davalı acentenin davacıyı ibra ettiğine dair davalı vekili tarafından sunulan belgenin fotokopi olduğunun —— raporu ile sabit olduğu, verilen kesin süre içinde söz konusu belge aslının ibraz edilemediği anlaşılmakla, ispat edilemeyen davanın reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM : Yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN REDDİNE
2-Alınması gereken 179,90 TL harcın, davacı tarafından yatırılan 8.419,03 TL harçtan mahsubu ile bakiye 8.239,13 TL’nin davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı ——Şirketi tarafından yapılan 50,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
5-Davalılar ——Şirketi kendilerini vekille temsil ettirdiğinden davalılar lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT göre takdir olunan 72.018,52 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak adı geçen bu davalılara verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan ancak sarf olunmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,Dair davacı vekili ve davalılar vekilinin yüzüne karşı, verilen gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde—–Bölge Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yasa yolu açık açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.